EKONOMİ - 20 Mayıs 2019 Pazartesi 13:46

Memduh Özalp: "Süt üretiyoruz ancak tüketmiyoruz"

A
A
A
Memduh Özalp: "Süt üretiyoruz ancak tüketmiyoruz"

Adana Sütçüler Yoğurtçular ve Peynirciler Odası Başkanı Memduh Özalp, Türkiye’nin süt üretiminde dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yerini aldığını buna rağmen kişi başına süt tüketiminin Avrupa ülkelerinin dörtte biri kadar olduğunu söyledi.

Adana Sütçüler Yoğurtçular ve Peynirciler Odası Başkanı Memduh Özalp, Türkiye’nin süt üretiminde dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yerini aldığını buna rağmen kişi başına süt tüketiminin Avrupa ülkelerinin dörtte biri kadar olduğunu söyledi.


Başkan Özalp, 21 Mayıs Dünya Süt Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, çocuklukta beyin ve kemik gelişimi, büyüme hormonlarına etkisi, yaşlılıkta ise kalsiyum kaynağı olması bakımından sütün önemli bir besin maddesi ve protein kaynağı olduğunu dile getirdi.


Süt tüketiminin yaşı olmadığını ifade eden Özalp, "Süt ve süt ürünleri, sadece çocukluk dönemi için gerekli bir besin maddesi olmayıp, her yaşta belli miktarlarda mutlaka alınması gereken bir besindir. Sütü tüketmenin yaşı yoktur. Süt tüketimi her yaşta gereklidir. Kaldı ki yapılan bilimsel araştırmalara göre de sağlık açısından her bireyin günde ortalama 2 su bardağı süt tüketmesi gerekiyor. Ayrıca uzmanlar sağlık açısından riskli olan haller dışında herkesin süt içmesini öneriyor" dedi.



"Sütü yeterince tüketmiyoruz"


Sütün önemli bir besin kaynağı olmasına karşın Türkiye’de yeterince tüketilmediğinin altını çizen Memduh Özalp, "Türkiye süt üretiminde dünyanın ilk on ülkesinden birisi konumunda. Tüketimde ise Avrupa ülkelerinin çok gerisindeyiz. Gelişmiş ülkelerde kişi başına yıllık süt tüketimi ortalama 100 litre iken, ülkemizde bu rakam ortalama 25 litre civarında. Rakamlar da gösteriyor ki Türkiye’de süt tüketiminin arttırılması için politikalar geliştirilmelidir" diye konuştu.


Türkiye’de üretilen sütün yüzde 70’inin seyyar esnaf tarafından doğrudan tüketiciye çiğ süt olarak ulaştırıldığını belirten Memduh Özalp, "Sokakta satılan sütler daha taze ve besin değeri yüksek olmasına rağmen vatandaşlarımız tarafından yeterince tüketilmiyor. Bunun da en büyük nedeni karteller tarafından yürütülen algı operasyonları. Sokakta satılan sütle ilgili karteller tarafından yürütülen karalama kampanyaları vatandaşlarımızın kafasında soru işareti oluşmasına neden oluyor" şeklinde konuştu.



"Süt üreticisi desteklenmeli"


Süt tüketiminin arttırılması kadar hayvancılığın da desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Özalp şunları söyledi:


"Geçtiğimiz Mart ayında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’nin süt üretimi önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 oranında azaldı. Bu durumda gösteriyor ki artan girdi maliyetleri karşısında zarar eden üretici üretimden çekiliyor. Yüksek yem fiyatları, düşük süt fiyatı, pazarlama, tüketim azlığı, açıkta satılan sütlere gereken ilgi ve güvenin gösterilmemesini süt üretimindeki gerilemenin başlıca nedenleri arasında sayabiliriz. Hayvancılıkta kullanılan yemin ana maddesi olan arpa, mısır, buğday gibi ürünlerin fiyatları yükselince, yem fiyatları da artıyor. Bu yükseliş, sütün maliyetine doğrudan etki yapıyor. Entegre tesislerde süt üretimi gerçekleştiren büyük firmalara destek verilirken, yerel bazda kendi imkanlarıyla hayvancılık yapan köylülerimiz ise desteklerden yeterince pay alamıyor. Bu durum üreticimizi de, satıcımızı da sıkıntıya düşürüyor. Sürdürülebilir hayvancılık için mutlak suretle küçük devlet desteklerinin tabana yayılması gerekiyor."


Sağlıklı nesillerin yetişmesi için süt tüketiminin mutlaka arttırılması gerektiğinin de altını çizen Başkan Özalp, süte ve sütün kaynağı olan hayvancılığa gereken önemin gösterilmesinin milli bir görev olduğunu ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.