SAĞLIK - 23 Mayıs 2019 Perşembe 14:48

Op. Dr. Bayrak: "Türkiye’de her 3 kişiden 1’i obez"

A
A
A
Op. Dr. Bayrak: "Türkiye’de her 3 kişiden 1’i obez"

Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Başhekimi Obezite Cerrahisi ve Genel Cerrahi Uzmanı Op.

Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Başhekimi Obezite Cerrahisi ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Bayrak, Türkiye’de her 3 kişiden 1’inin obez olduğunu belirterek, “Okullarda beden eğitimi ders saatinin artırılması ve spor faaliyetlerinin özendirilmesi gerek. Egzersiz, sadece enerji harcatmakla kalmaz, kas kitlesinin büyümesini ve motor becerileri de arttırır” dedi.


Op. Dr. Mehmet Bayrak, TED Adana Koleji öğretmenleri ve personelleri ile bir araya geldi. Op. Dr. Mehmet Bayrak, daha sağlıklı nesiller için onları yetiştiren öğretmenlere Dünya Obezite Gününde önemli bilgiler aktardı.


Op. Dr. Bayrak, obezitenin vücutta yağ dokusunun artarak birikmesi olduğunu ve alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olmasının en önemli nedeni olduğunu ifade etti. Op. Dr. Mehmet Bayrak, Türkiye’de her üç kişiden birinin obez olduğunu belirterek, “Obez çocukların 1/3’ü, obez adölesanların ise yüzde 80’i erişkin yaşa geldiklerinde de obez kalmaktadırlar. Erişkin yaştaki obez bireylerin yüzde 30 kadarının çocukluk çağında da obez olduğu saptanmıştır. Bu durum obeziteden korunmak için çocukluk çağını hedef almak gerektiğini göstermektedir” dedi.



Okul ve aileye büyük görev düşüyor


Obeziteyi önlemenin, tedavi etmekten daha kolay ve etkili bir yöntem olduğunu ifade eden Bayrak, “Obeziteyi önleme çalışmaları okul ve aile ile multidisipliner bir yaklaşım içinde yapıldığı takdirde başarılı olmaktadır. Okullar, çocukların gününün büyük bir kısmını geçirdiği ve eğiticilerinden hem derslerine katılmak hem de onların tavır ve davranışlarını izlemek yoluyla çok şey öğrendiği yerlerdir. Bu yüzden obeziteyi önleme çalışmalarında okul bazlı programlar sıklıkla uygulanmaktadır” diye konuştu.



Yeme hızı çok önemli


“Fastfood” denilen hızlı hazırlanan ve tüketilen kalori içeriği fazla olan yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Bayrak, “Çocuklara kızarmış ve yağ içeriği fazla yiyecekler verilmemeli, sebze ve meyve yeme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ailenin beslenme alışkanlıkları çocuğun beslenmesine göre değiştirilmelidir. Tatlılardan ve besin değeri düşük yiyeceklerden kaçınılmalıdır” dedi.


Bayrak, obezite oluşumunda tüketilen besinlerin kalori içeriği kadar yeme hızının da önemli olduğunu belirterek, “Yemek ne kadar hızlı yenirse, yemeğin bitmesinden önce gelişen doygunluk hissi de o kadar az olur. Bu nedenle yemeğin yavaş yenmesi ve iyi çiğnenmesi gerekir. Yemek yemeye başladıktan ortalama 20 dakika sonra beyne doyma mesajları gider; bu nedenle yemeğin yavaş yenmesi ve besinlerin iyi çiğnenmesi önemlidir” ifadelerini kullandı.



Mısır şurubundaki tehlike


İşlenmiş gıdalar yoluyla yüksek miktarda tüketilen, şişmanlık, diyabet ve kalp hastalığı gibi salgın boyutunda hastalıkların ardında yatan birincil faktörün mısır şurubunun(fruktoz) olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Mehmet Bayrak, “Fruktozu tehlikeli yapan şey, masif (çok yüksek) dozda alınması; buna öldürücü doz da diyebiliriz. Vücudumuz her şekeri aynı şekilde tanımaz ve aynı muameleyi yapmaz. Glikoz vücuttaki her hücre tarafından kullanılır ve kan glikozuna dönüşür, ancak früktoz sadece karaciğer tarafından kullanılarak hızla yağ ve kolesterole dönüştürülür. Yine bu nedenle kötü beslenen insanların kandaki trigliserid başta olmak üzere yağ yüksekliğinin sebebi de budur” dedi.



Türkiye’de her 8 kişiden 1 diyabet hastası


Türkiye’de her 8 kişiden birinin diyabet hastalığına yakalandığını ve sağlık bütçesinin 4’te 1’inin buna harcandığını ifade eden Bayrak, “Türkiye’de diyabetin kontrolü oldukça sıkıntılıdır. Kadınların durumu daha kötü. İşin zemininde obezite hastalığı var. Çünkü Türkiye’de her 100 diyabet hastasından 90’ı kilolu veya obezite hastası. Dünyada diyabet bakımından 2. sıradayız” diye konuştu.



Ekmek tüketimimiz Avrupa’dan 3 kat fazla


Diyabetin en önemli nedeninin obezite ve genetik yatkınlık olduğunu vurgulayan Bayrak, sözlerine şöyle devam etti:


“Kişi başı yıllık et tüketimi Yunanistan’da 75, Türkiye’de 15 kilogram. Buna karşılık Türkiye’nin yıllık ekmek tüketimi 140 kilogram ve Avrupa ortalamasının tam üç katı. Hal böyleyken, obeziteyi ve bağlantılı diyabeti önlemek de, diyabetli ve diyabete yatkın bireylerin kendilerine önerilen düşük karbonhidratlı diyete uymaları da zor görünüyor. Zira diyabetli bir hastanın karbonhidratı ve ekmeği azaltması, proteinli gıdaları artırması, günde 100-150 gram kadar et tüketmesi gerekiyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.
Samsun Yabancı uyruklu kadın insan ticaretinden tutuklandı Samsun’da polis ekipleri tarafından yabancı uyruklu kadınları zorla çalıştırıp fuhşa sürükleyenlere yönelik yapılan operasyonda Kırgız uyruklu kadın ile birlikte 3 kişi yakalandı. Adliyeye sevk edilen yabancı uyruklu kadın tutuklanırken, 2 şahıs serbest bırakıldı. Edinilen bilgiye göre, Samsun Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri, alınan istihbari bilgiler doğrultusunda yaptıkları çalışma sonucu Kırgız uyruklu M.A. adlı kadının, Özbekistan ve Azerbaycan’dan yasal yollardan kadın getirdiği, Türkiye’de kalış süresi dolan kadınları hasta bakıcılık işinde çalıştırdığı, bu kadınlardan komisyon adı altında para aldığı ve yine söz konusu kadınlara fuhuş yaptırdığını tespit etti. Göçmen polisi, H.G. adlı şahsın M.A. adlı kadının getirdiği kadınlara fuhuş yaptırdığını ve E.Y. adlı şahsın da M.A. ile birlikte kadınları zorla çalıştırdığını ortaya çıkardı. Polis yaptığı operasyon sonucu Kırgız uyruklu M.A. ile Türk vatandaşı E.Y. ve H.G.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Polisin operasyonunda 6 kadın kurtarıldı. Kurtarılan 6 mağdur kadının da sınır dışı edilmesi için çalışma başlatıldı. Samsun Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğünde sorguları tamamlanan M.A. adlı kadın ile E.Y. ve H.G. bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. E.Y. ve H.G. savcıya ifade verdikten sonra serbest bırakılırken, nöbetçi mahkemeye ifade veren M.A. adlı kadın mahkemece "insan ticareti" suçundan tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.