SAĞLIK - 15 Kasım 2019 Cuma 12:31

Prematüre bebekler özel bakım ister

A
A
A
Prematüre bebekler özel bakım ister

Medline Adana Hastanesi Yenidoğan Sorumlu Hekimi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Dr.

Medline Adana Hastanesi Yenidoğan Sorumlu Hekimi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Bülent Aziz Özkan, prematüre bebeklerin normal bebeklere kıyasla yaşamlarının ilk 2 yılı boyunca özel bakıma ihtiyaç duyduklarını ve bu durumun sadece hastane ortamı ile sınırlı kalmadığını belirterek, bu çok özel miniklere evde de gereken özenin gösterilmesi gerektiğini söyledi.


Dr. Özkan, 17 Kasım Dünya Prematüre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, anne karnında gelişimin tamamlandığı 37. haftaya ulaşmadan doğan bebeklerin hepsinin tıbben “prematüre bebek” olarak tanımlandığını vurgulayarak, "Ülkemizde erken doğum oranının yaklaşık yüzde 12 civarında olduğu düşünüldüğünde bu her yıl neredeyse 150 bin bebeğin prematüre olarak dünyaya geldiği anlamını taşıyor" dedi.


Prematüre bebeklerin, hayatlarının bu ilk dönemlerinde çok hassas olduklarından yenidoğan yoğun bakım ünitesinden taburcu edilme zamanının önemli olduğunu söyleyen Dr. Özkan, “Erken taburculuk bebek ile anne adaptasyonunun erken sağlanması ve hastane enfeksiyonlarının önlenmesi açısından fayda sağlarken kimi zaman bebeğin genel durumunun bozulmasına ve tekrar hastaneye yatırılmasına da yol açabilir. Bu bebeklerin taşıdıkları enfeksiyon riski diğer yenidoğanlara göre çok daha yüksek olduğundan bakımlarında titiz olmak gerekir. Riskler, hastanede doğum sonrası bu konuda uzmanlaşmış hekimlerin kontrolünde en aza indirilebilirken, bebek taburcu edildikten sonra ise evde görev anne-babaya düşmektedir” diye konuştu.



"Solunumda ciddi sorunlar olabilir"


Prematüre doğan bebeklerde en çok solunum sorunları, enfeksiyon, beyin kanaması, kalp yetmezliği ve ciddi bağırsak hastalıkları görüldüğünü vurgulayan Dr. Özkan, bunlardan özellikle solunum güçlüğünün önemli olduğunu kaydetti. Dr. Özkan, akciğerlerin kolay açılmasına ve rahat nefes alıp vermeye yardımcı olan özel bir maddenin anne karnındaki bebeklerde yaklaşık 22. haftadan sonra üretilmeye başlandığını, bu nedenle de 37. gebelik haftasından önce doğan tüm bebeklerde solunum sıkıntısının tehlike oluşturabileceğini söyledi.



Mümkünse anne sütü


Dr. Özkan, “Prematüre bebekler de diğer tüm bebekler gibi anne sütüne ihtiyaç duyarlar. Prematüre bebeği olan annenin sütü, onun ihtiyaçlarına cevap verecek içeriğe sahiptir. Ancak, bebekleri uzun süre yoğun bakımda yatan anneler, eğer düzenli olarak sütlerini sağmazlarsa sütleri kesilebilir. Hastaneden taburcu olduktan kısa bir süre sonra bebek kontrol için doktoruna götürülmelidir. Çünkü bu muayenede doktor, bebeğin kilo alımını kontrol ederek anne sütünün yetip yetmediği gibi konularda ebeveynlere yol gösterici olur. Gerekirse prematüre bebekler için özel hazırlanmış takviye edici mamalar kullanılır” dedi.



Göze dikkat


Prematüre doğan bebeklerin gözlerinde kimi zaman ciddi problemler oluşabildiğini anlatan Dr. Özkan, “Prematüre bebeklerde şaşılık sorununa sık rastlanır. Yine bazı prematüre bebeklerde ROP (Prematüre Retinopatisi) denilen ve kalıcı görme kaybına neden olabilen bir göz hastalığı da görülebilir. Bu nedenle 32. haftanın altında doğan bebeklere rutin olarak ROP muayenesi yapılması gerekmektedir” dedi. Dr. Özkan, bebeğin gözlerinin düzenli olarak kontrol edilmesinin ve gerekirse görme kaybını engellemek için tedavisinin yapılmasının sağlanacağını ifade etti.



Aşılar ihmal edilmemeli


Prematüre bebeklerin aşı ile önlenebilir enfeksiyon hastalıkları yönünden akranlarına oranla daha yüksek risk altında olduklarını da ifade eden Dr. Özkan, “Aşılamalar, prematüre bebeklerin takibinde çok sık gündeme gelen bir konudur. Prematüre bebeklerin 3 kiloyu geçmeden aşılanamayacakları şeklinde bir kanı yaygındır. Oysa ki aşı uygulamasında zamanında doğan bebeklere uygulanan programı prematüre bebeklere de aynen uygulamakta herhangi bir sakınca yoktur. Ancak kimi aşılar bebeğin durumuna göre bazı özellikler gösterebilirler” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor. Ateşkes ve insani yardımcıların Gazze’ye kesintisiz ulaştırılması hususunda İsrail yönetimine daha fazla baskı yapılması gerekiyor” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’yi Vahdettin Köşkü’nde kabul etti. Basına kapalı gerçekleşen kabulün ardından iki lider ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Hollanda ile 400 yıllık bir geçmişimiz var. Görüşmelerimizde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu iş birliğini gözden geçirdik. Ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçlenmeye devam ediyor. Hollanda Türkiye’deki en büyük yatırımcı ülke konumunda. İkili ticaretimiz geçtiğimiz sene 13 milyar doları buldu, bu rakamı 20 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Başbakan’la başta Gazze ve Ukrayna özelinde ortak güvenliğimizi ilgilendiren gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor. Ateşkes ve insani yardımcıların Gazze’ye kesintisiz ulaştırılması hususunda İsrail yönetimine daha fazla baskı yapılması gerekiyor. Terörle mücadele konusu da istişaremizin en öncelikli başlıklarından birisiydi. Türkiye’nin bölücü terörü ile mücadele noktasında ödediği ağır bedeller ortadadır. Aralarında çocukların, kadınların, sivillerin ve güvenlik güçlerinin olduğu binlerce vatandaşımızı PKK’nın saldırılarında kurban verdik. PKK ve uzantıları başta olmak üzere hiçbir terör örgütüne müsamaha gösterilmemesi gerektiğini ifade ettim” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz ayında Washington’da gerçekleştirilecek NATO Genel Sekreteri seçimine ilişkin ise, “Kararımızı stratejik akıl ve hakkaniyet çerçevesinde vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” dedi. “NATO’nun Türkiye’ye ihtiyacı var” Hollanda Başbakanı Mark Rutte ise, “Türkiye şu anda belirleyici bir rol oynamakta ve bunu yaparken de Gazze’deki durumu çözme çabaları sarf etmekte, aynı zamanda Ukrayna’daki savaşla ilgili de çabaları var. Türkiye jeopolitik bir aktör. Gazze ve Ukrayna dahil tüm konuları detaylı konuştuk. 400 yılı aşan ikili ilişkilerimiz var. NATO Genel Sekreterliği adaylığım söz konusu. Türkiye zorlu bir bölgede. Terörizm var gündeminde maalesef. Bu konuyu da konuştuk. Türkiye NATO için çok önemli bir güç teşkil ediyor. NATO’nun güney kanadının Türkiye’ye ihtiyacı var, Türkiye’nin liderliğine ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.