- 02 Aralık 2019 Pazartesi 09:58

Rahibe kılığında 2 çocuğuyla Esad’ın askerlerinden kaçtı

A
A
A
Rahibe kılığında 2 çocuğuyla Esad’ın askerlerinden kaçtı

Adana’da yaşayan Ahmet Kılıç, Lübnan’da kocası cezaevine giren kızı ile torunlarını 3 bin dolar karşılığında yasa dışı yollarla Türkiye’ye getirtti.

Adana’da yaşayan Ahmet Kılıç, Lübnan’da kocası cezaevine giren kızı ile torunlarını 3 bin dolar karşılığında yasa dışı yollarla Türkiye’ye getirtti. Kızını Suriye’deki savaşın ortasından rahibe kılığında geçirterek Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’na getirten Kılıç, kızı ve 2 torununa kavuştu.


46 yaşındaki Ahmet Kılıç ve ailesi uzun yıllar önce çalışmak için Lübnan’ın Beyrut kentine gitti. 8 yıl önce kızları Zeynep Kılıç (25) ailesinin izni olmadan Rabih Hamod (28) ile kaçarak evlendi. Çiftin bu evlilikten Aynur (7), Sıla (3,5) ve Serap (1,5) isimli 3 çocuğu dünyaya geldi. Bu sürede ise Zeynep Kılıç tekrar ailesiyle barıştı. Ahmet Kılıç, 2 yıl önce sağlık sorunları yaşayınca Lübnan’daki işinden çıkartıldı ve eşiyle birlikte Adana’ya geldi.


Geçen 28 Eylül tarihinde de Zeynep Kılıç’ın eşi Rabih Hamod cezaevine girdi. Bunun üzerine Kılıç durumu Adana’daki babasına haber verdi. Kılıç ise kimliği olan torunları Sıla ve Serap ile kızını Lübnan’dan çıkartmak için yasal yollara başvurdu. Yasal yollardan kızını ve torunlarını ülkeden çıkartamayan Kılıç, bu sefer de insan kaçakçıları ile 3 bin dolar karşılığında anlaştı.



Rahibe kılığında Suriye’den kaçış


8 Ekim tarihinde Zeynep Kılıç, kimliği olan 2 kızını yanına alarak eşinin ailesinin evinden kaçtı ve insan kaçakçılarıyla yasa dışı yollarla Suriye’nin Humus kentine gitti. Orada kamyon kasasında 3 gün, gecekondularda ise 5 gün kalan Kılıç, Türk olduğu diğer kaçaklar ve Suriye’deki Esad’ın askerleri tarafından anlaşılmasın diye de rahibe kılığına girerek önce Halep’e oradan da Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’na kadar geldi.


16 Ekim tarihinde Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’nda babası ile buluşan Kılıç, burada devletin yardımıyla çocuklarıyla birlikte yurda girdi ve ailesinin yanına Adana’ya geldi. Baba Ahmet Kılıç, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının ilgisizliği nedeniyle yasal yolların olumsuz cevaplandığını belirterek, “Defalarca Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığından talep ettim bunu oradaki konsoloslukla diyalog kurdum ama benim kızım hep kaçınıyordu. İşini sağlam yapmaya çalışmıyordu. ‘Elçiliğe çık kızım. Çocukların kimliğini al’ diyordum ama hep ilgisizdi bu konulara” diye konuştu.



“Borç alarak parayı denkleştirdim”


2 torununu ve kızını getirten ancak büyük torununu kimliği olmadığı için getirtemediğini anlatan Kılıç, “Kızımı buraya nasıl kaçak yollarla tutuklatmadan getirebilirim diye görüştüm hep. Bayağı bir para istediler. Borç alarak parayı denkleştirdim ve Türkiye sınırına kadar kaçak getirttim. Lübnan’dan çıkarttım Suriye’ye götürttüm. Oradan da Kilis Öncüpınar Sınır Kapısına getirttim. Torunlarımı sokmak istemediler ilk başta yurda. Babalarının velayeti lazım diyerek sorun çıktı ama sonra Ankara ile sorunu çözdük” ifadelerini kullandı.



"Orada kalan torunumu da istiyorum"


Dede Ahmet Kılıç, diğer torununu da Türkiye’ye getirtmek istediğini belirterek, “7 yaşındaki ablaları var onu getirtemedik. Nineleri bırakmadı. Kızımı tehdit ettiler. Anne kızını, kardeşleri de ablalarını istiyor. Ben de torunumu istiyorum ama onun kimliği hiç yok nasıl yapacağız bilmiyorum. Devlet el atarsa bu duruma oradaki konsolosluk ve Interpol aracılığıyla adresten torunumu getirsek iyi olur. Ben bu yola baş koydum artık getirteceğim” dedi.



Kamyon kasasında 3 gün yolculuk


Anne Zeynep Kılıç ise yurda kaçak yollarla gelirken çok zorluk çektiğini ve korktuğunu söyledi. Kılıç, Suriye’de çok zorlandığını belirterek, “3 gün kamyon kasasında kaldık. Korkuyorduk. Savaş vardı. Çocuklarım için çok korktum hep. Türk olduğumu anlasalar kötü şeyler olurdu. Çünkü hep Türkler aleyhinde konuşuyorlardı. 3 gün ne ailemden ne başkasından haber aldık. Buraya geldim ama diğer kızım orada kaldı” şeklinde konuştu.



"Bize bir şey olur diye korktum"


Suriye’deyken kendisine eşinin akrabalarından birinin ulaştığını ve son anda o kişiden kurtulduğunu anlatan Zeynep Kılıç, şunları söyledi:


“İlk başta telefonuma ‘Baban bizi yolladı şuradaki araca gel’ diye mesaj atıldı. Tam giderken babamı aradım o beni caydırdı. ‘Ben başka kimseyi yollamadım. İlk geldiğin araçta kal’ dedi bana. Sonra ise o kişi bana mesaj attı ve ‘Biz nizamdanız sen bizi sevmiyorsun biliyoruz ama biz seni nasıl bulacağımızı biliyoruz’ dedi. O mesajdan sonra artık uyuyamadım. Bize bir şey olursa diye çok korktum.”


Öte yandan anne Kılıç, Lübnan’da kalan kızının getirtilmesi için yardım beklediğini belirterek, “Buraya geldik ama oradaki kızımı alamıyorum. Kızımı istiyorum devletten. Ne yatabiliyoruz, ne yiyebiliyoruz. Getiremiyoruz kızımı. Görüşmek istiyorum kızımla” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.