ASAYİŞ - 21 Nisan 2019 Pazar 09:56

Vatandaş "hırsıza" kapı açtı

A
A
A
Vatandaş "hırsıza" kapı açtı

Adana Emniyet Müdürlüğü, hırsızlık olaylarına karşı vatandaşların dikkatini çekebilmek için apartman zillerini çalarak "hırsız", bazen "tüpçü", bazen de "pizzacı" numarası yaptı.

Adana Emniyet Müdürlüğü, hırsızlık olaylarına karşı vatandaşların dikkatini çekebilmek için apartman zillerini çalarak "hırsız", bazen "tüpçü", bazen de "pizzacı" numarası yaptı. Zili çalıp hırsız olduğunu söyleyen polise kapı açan vatandaşlar tek tek uyarıldı.


Adana Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü, Adana Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın talimatıyla hırsızlık olaylarına karşı vatandaşların dikkatini çekebilmek için yeni bir proje daha hayata geçirdi. Bir süre önce özellikle 100. Yıl Mahallesi’nde ve Adana genelinde 4 bin 400 ev gezilerek zillere basılıp ikaz edilen vatandaşlar, bu kez daha farklı bir şekilde uyarıldı.



50 polis bir günde 5 bin ev gezdi


100. Yıl Mahallesi’nde Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğünde görevli 50 polis, bir günde yaklaşık 5 bin ev gezerek zilleri çalıp vatandaşları hırsızlara karşı tek tek uyardı. Polisler uyarı yapmadan önce ekip başı tarafından polislere evlerde yapmaları gerekenler anlatıldı. Konuşmanın ardından polisler ikili gruplar halinde mahalleye dağılıp zilleri çalmaya başladı. Ancak polis bu kez vatandaşı farklı bir şekilde uyardı. Vatandaşların apartman veya daire kapılarını zili her çalana açıp açmadıklarını denemek için sokağa çıkan 50 polis, sorumluluk alanlarındaki mahallelerdeki bütün apartmanları ziyaret ederek, kapı zillerine tek tek bastı. Daha önce zili çalan polis kapının açılıp açılmadığına bakarken, bu kez polis zili çaldıktan sonra "hırsız", "tüpçü" ve "pizzacı" numarası yaptı. İlk etapta zil uygulaması sonucu 5 bin kişiden 3 bin 500’ü zili çalan kişinin "Ben hırsız kapıyı açar mısınız", "Ben tüpçü" ve "Ben pizzacı kapıyı açar mısınız" demesine rağmen kapıyı açtı. Geriye kalan bin 500 kişiden bini kapıyı açmazken, 500 kişinin de evde olmadığı belirlendi. Bazılarının da kapıyı açtıktan sonra "Hırsız mı" diyerek pişman olduğu görüldü.



Polis "hırsıza" kapı açanları uyardı


Polis, vatandaşı apartmanda çalan her zili açmamaları konusunda uyarırken ilginç bir de yöntem belirledi. Vatandaşı hırsız tehlikesine karşı uyarmak için hırsız kimliğine büründü. Polis zili çalarak megafondan gelen "Kim o?" sorusuna "Ben hırsız kapıyı açar mısınız?" yanıtı verdi. Apartman sakinlerinin çoğunun karşıdaki kişinin kendisini hırsız olarak belirtmesine rağmen kapıyı açması dikkat çekti. Bazı vatandaşlar ise şaşkınlıkla "Hırsız kim ya" ya da "Ben hırsıza kapı açmam" diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine polis vatandaşı duyarlılığından dolayı tebrik etti. Polis, kendisini hırsız olarak tanıttıktan sonra kapıyı açanları ise tanımadığı kimselere kapıyı açmamaları konusunda uyardı. Vatandaşlar, hırsız olduğunu anlamadıklarını, bu nedenle kapıyı açtıklarını belirttiler. Ancak polis tanımadıkları ve megafondan gelen sesi anlamadıkları taktirde kesinlikle kapılarını açmamaları konusunda uyardı.


Vatandaşlar polisin yapmış olduğu bu uygulamanın çok olumlu olduğunu belirtirken, bazı vatandaşlar polisin "hırsızım" demesine rağmen hala kapıyı açmasına tepki gösterdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.