GENEL - 12 Ocak 2012 Perşembe 16:16

KÖYDE HEYELAN KORKUSU

A
A
A
KÖYDE HEYELAN KORKUSU

Adıyaman merkeze bağlı Akhisar köyünde meydana gelen toprak kayması nedeniyle evler bir bir boşaltılırken, evlerin başlarına yıkılmasından tedirginlik olan köy sakinleri, konuyla ilgili yetkililerin çalışma yapmasını talep etti.
Dağın yamacına kurulan köyde yağışlarla birlikte toprak kaymaları yaşanıyor. Heyelan nedeniyle onlarca evde hasar meydana geldi. 100 olan hane sayısı 20’ye düştü. Geceleri korku içinde uyumaya çalışan köy sakinleri, evlerinin kendilerine mezar olmasından endişe duyuyor. Duvarlarda oluşan derin çatlaklardan ötürü onlarca ev yıkılma tehlikesi altında. 5 yıl önce köye yapılan ilköğretim okulu da toprak kayması nedeniyle büyük hasar görürken, öğrenciler taşımalı eğitim sistemiyle köy dışındaki okullarda
eğitimlerini tamamlamaya çalışıyor. Köy nüfusunun gitgide azaldığını söyleyen Köy Muhtarı Doğan Tasdak, yağışlarla birlikte köyün yerinden oynadığını ifade etti. Can kaybı yaşanmadan sesini duyurmak istediklerini dile getiren Tasdak, "Köy toprakları kayıyor. Evlerde çatlaklar var. Köy yerinden oynuyor. En küçük depremde köy yerle bir olur. Aileler bir bir köyden ayrılıyor. Can kaybı olmadan yetkililerin konuya el atması gerekiyor. Zeminde sağlam değil ki ev yaptıralım. Gençlerimiz köyde durmuyor.
Okulumuzda hasar gördüğü için boşaltıldı. Çocuklarımız taşımalı eğitim sistemiyle kent merkezindeki okullara gidiyor. Çevre ve Şehircilik Müdürü köyümüze geldi. İncelemelerde bulundu. O da köyde oturamayacağını rapor etti. Evler oturulacak gibi değil ama mecburen kalıyoruz. Çoğu zaman çocuklarımızı başka evlere gönderiyoruz. 100 haneye yakın bir köyde 20 haneye düştü. Korku yüzünden köyde kimse kalmadı" dedi. Köy sakinlerinden Mahmut Güler de,"Bütün evler aynı durumda. Çatlak olmayan ev yok. Korkuyoruz.
Korkuyoruz ama her şeyi göze alarak mecbur olduğumuz için kalıyoruz. İmkanımız olsa bizde çıkıp gideceğiz. Yetkililerden bize yardımcı olmalarını diliyoruz" diye konuştu.
3 çocuk babası Şükrü Cem isimli vatandaş, çocuklarının uykusuz geceler geçirdiğini belirterek, ’’3 çocuğum var. Çocuklarım korkuyor. Van depreminden sonra daha da korkmaya başladı. Banyo yapmaya dahi korkuyorlar. Taşınmak istiyorlar. Gece ses duyduklarında uykudan uyanıp ağlıyorlar" dedi. Dağ yamaçlarında da çatlakların oluştuğuna dikkat çeken köy halkı, zemini sağlam olmayan topraklarda yaşam mücadelesi verdiklerini sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin: "Afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara’da gerçekleştirilen "Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi" açılışına katıldı. Açılışta konuşan Tekin, "Afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti. İçinde yaşadığımız çağda çok farklı afet türlerinin varlığına inanıyorum. Fitne, fesat ve fıskın yayıldığı bir dönemde eğitimcilerin bu afetin önüne geçerek, önlerinde olabileceğine inanıyorum" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli’nde gerçekleştirilen Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi açılışına katıldı. Açılışta konuşan Bakan Tekin, bütün paydaşların fiili dualarla yanlarında olmalarını beklediklerini söyleyerek, "Dışarıdan konuşarak, dışarıdan eleştirerek değil yaptığımız işlerde, attığımız adımlarda ‘fikrim var, katkı vermek istiyorum’ diye herkesi bir kez daha bu vesileyle birlikte hareket etmeye davet etmek isterim" diye konuştu. "İçinde yaşadığımız çağ tahmin edemediğimiz, öngöremediğimiz çok sayıda genel ifadesiyle afet diye tanımlanabilecek problemleri karşı karşıya bırakıyor bizi" diyen Bakan Tekin, "Afet tanımı da değişti doğal olarak. Bundan yıllar önce, on yıllar önce kullandığımız, afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti. İçinde yaşadığımız çağda çok farklı afet türlerinin varlığına inanıyorum. Fitne, fesat ve fıskın yayıldığı bir dönemde eğitimcilerin bu afetin önüne geçerek, önlerinde olabileceğine inanıyorum" ifadesini kullandı. Bakan Tekin, konuşmasının ardından salonda hazır bulunan öğretmenlerden Ramazan Demirbaş, Şeyma Deniz Aydoğan ve Ahmet Bayraktar’ın doğum gününü kutladı ve kendilerine düşüncülerini yazdığı bir mektup hediye etti.
Eskişehir Yeşil dünya hedefinde yenilenebilir enerjinin kritik rolü ve EPDK engeli Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Eskişehir Şubesi Başkan Yardımcısı Özgür Tekgöz, yenilenebilir enerji yatırımlarının Türkiye’deki mevcut durumunu değerlendirerek Eskişehir’deki kapasite sorununa dikkat çekti. Konuyla ilgili açıklama yapan TÜGİAD Eskişehir Şubesi Başkan Yardımcısı Özgür Tekgöz, "Gelecek nesillere sorumluluğumuz olan yeşil dünya hedefi için artan enerji talebinin karşılanmasında yenilenebilir enerji üretimi kritik bir rol oynamaktadır. Ülkemizdeki sanayicilerimiz, artan enerji fiyatları ve 2022 yılının şubat ayında açıklanan KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, yüzde 30 oranında vergi indirimi ve 6 yıl boyunca sigorta prim desteği gibi avantajların sağlandığı 4’üncü Bölge Destekleri sonrası Güneş Enerji Santrali (GES) yatırımlarına olan ilgilerini arttırdı. Türkiye’deki kurulu GES gücü 1 Mayıs 2024 itibarıyla 13 bin 608 GW olarak açıklandı" dedi. "Sürdürülebilirlik için yeşil mutabakat zorunluluk değil fırsattır" 2023 yılı ortasında sanayicilerin Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat Uyum sürecinde Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile tanıştıklarını ifade eden Tekgöz, "Bu mekanizma ile çevresel sürdürülebilirlik için karbon ayak izlerini içselleştirerek, uluslararası ticaretin iklim dostu bir perspektifle yönetilmesi hedeflendi. Sanayicilerimiz, GES yatırımları ile bu zorunluluğu fırsata çevirmeyi planlamaya başladılar. Sanayicilerimiz, yatırımlar sayesinde çatılarda GES kurulumlarını artırırken, trafo kapasiteleri nedeniyle 2023 yılının temmuz ayında EPDK tarafından başvurular durduruldu. Başvurular ancak 2024 yılının şubat ayında açıldı. Bu uzun süre ve sektördeki belirsizlik, sanayicilerin ve EPC firmalarının iştahını kaçırdı. EPDK, başvuruları 6 ay beklettikten sonra başvuru için sadece 21 gün süre vererek yatırımcılara bir zorluk daha çıkardı. İlgili kapasite sınırlamaları, en az 1 MW tüketime sahip olup 2 MWp gücün üstünde üretim santrali kurmak isteyenler için geçerli olsa da, bu güç ve altında başvurularda da trafo kapasitesi maalesef her zaman yeterli olamıyor. Öz tüketim mantığı ile kurulan bu santraller enerjiyi yerinde üretip tüketir iken şebekeye yük oluşturmamakta, aksine şebekenin yükünü hafifletmektedir. Ülkemizde yetmeyen kapasiteler nedeniyle sektörde kısmi olarak ’çantacı’ tabir edilen kişilerin ortaya çıkması ve bürokrasi engeli de sektörün cazibesini yitirmesine yol açmaktadır" şeklinde konuştu. "Açıklanan kapasiteler Eskişehir’in sanayi şehri olma yarışında engel" Öte yandan, 25 Ocak 2024’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yaptığı bir konuşmada ilerleyen süreçte 7.5 GW ek kapasite açıklanacağını duyurmasına da değinen Özgür Tekgöz, konuşmasına şöyle devam etti: "Akabinde, 8 Şubat 2024 TEİAŞ duyurusuna göre, ülke genelinde yenilenebilir enerji için ilk etap olarak 3.75 GW kapasite açıklandı. Bu kapasiteden Organize Sanayi Bölgesi (OSB) dahil Eskişehir için toplam 38 MW, Eskişehir OSB için sadece 15 MW kapasite açıklandı. Şehrimiz için verilen bu kapasite yetersiz kaldı. 30 Nisan 2024 tarihinde açıklanan rapora göre, Eskişehir OSB için kapasite tükendi bile. Enerji maliyetlerini ve karbon ayak izini azaltacak projelere engel olan bu yetersiz kapasiteler, ülkemizin ve şehrimizin rekabet gücünü negatif etkileyecektir. Ülke genelinde yetersiz olan bu kapasitelerin şehrimizde de yetersiz olduğu nettir. Şehrin vekilleri, sanayi odaları ve STK’lar tarafından ek kapasite talebi veya 2’nci etap kapasite açıklamasında daha yüksek güçte kapasite talebi ile şehrin sanayicilerinin hakkının aranması gerekmektedir."