DARBE MAĞDURU EMEKLİ BİR-SEN BAŞKANI YETİŞ`TEN 28 ŞUBAT AÇIKLAMASI

Emekli Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Sadık Yetiş, 28 Şubat Darbesin’de mağdur olduğunu belirtti.
Emekli Bir-Sen Şube Başkanı Sadık Yetiş, 28 Şubat’ta üst düzey generallerin bazı gazetelerin manşetlerini belirlediğini, medya patronlarını tehdit edip gazetecileri işinden edebildiği, siyasetçilere karşı ağza alınmayacak hakaretlerin savrulduğu, milleti korkutup sindirmek için planlı komploların tertiplendiği bir süreç olduğunu söyledi. Sadık Yetiş, "Medya ve yargı eliyle yürütülen darbe sürecinin ülkemizde on binlerce mağduru var. İnançları nedeniyle fişlenen, işinden atılan ve birçok hukuk dışı
uygulamaya maruz kalan on binlerce kişinin hayatı altüst oldu. Farklı görüşleri savunan gazeteciler de statükonun hedefi oldu. Tarihe post modern darbe olarak geçen 28 Şubat sürecinde binlerce insan fişlendi, bir o kadar insan ise sözde irticai faaliyetler kapsamında ordudan atıldı. Hafızalarda Yüksek Askeri Şura mağdurları olarak bir topluluk kaldı. 28 Şubat’ın ardından gelen YAŞ kararlarıyla birlikte başta askerler mağdur edildi. 28 Şubat sürecinin üzerinden tam 15 yıl geçti. Bir veba, bir tufan gibi
Türkiye’nin yakasına yapışan lanetli süreç, bir avuç para babası hariç herkesi perişan etti. 28 Şubat sürecinin 15. yılın sonunda, hem aktörleri hem de uygulamalarıyla hesap verecek. Çünkü 28 Şubat’ta terk-i diyar edildi. Kimisi evinden, kimisi ise evlattan, sevdiğinden hatta sevdiğinden bile oldu. O dönemde herkesimden, her mevki ve makamda 28 Şubat’çıların düşüncesinde olmayanlar çeşitli zulümlere uğradılar. Köydeki çiftçi bile kendisini nasıl kamuflaj edeceğini düşüyordu" dedi.
Kendisinin de darbe mağduru olduğunu kaydeden Yetiş, "Bende 28 Şubat mağduru olarak yaşadığım şu olayı aktarmak istiyorum. Bir kurumda üç arkadaşımla birlikte idareci olarak çalışıyordum. 28 Şubat post modern darbesinden bir gün sonra iki arkadaşım sebepsiz yere sürgün edildi. Bir ay sonra ise bende Besni Yetiştirme Müdür vekili iken sebepsiz yere Kütahya İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne sürgün edildim. O yıllarda istifa etmeyi çok düşündüm. Ancak okulda okuyan çocuklarımın nafakasını düşünerek istifa
etmekten vazgeçtim. Bin bir çeşit sıkıntılarla dört yıl Kütahya’da görev yaptım. 2002 yılında emekliliğim dolar, dolmaz emekliye ayrıldım. 28 Şubat dönemin inançlı bir vatandaş olduğum için defalarca hakkımda soruşturmalar açıldı. O dönemde namaz kılan ve ibadetlerini yerine getiren benim gibi birçok arkadaşım cezaya çarptırıldı. 28 Şubat post modern darbeye destek tüm aktörler ve o kararın arkasında bulunan dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel mutlaka yargı önünde hesap vermelidir. Çünkü o dönemde
Demirel yargıyı çiğneyerek darbeci generallere çanak tutmuştur. Türk halkı yapılan bu haksızlıklar karşısında hukuka güvenerek bu aktörlerin adalet karşısında hesap vereceği günü sabırsızlıkla beklemektedir" diye konuştu.