POLİTİKA - 15 Kasım 2025 Cumartesi 17:32

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yıl sonunda 453 bin bağımsız bölümü teslim etmeyi hedefliyoruz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yıl sonunda 453 bin bağımsız bölümü teslim etmeyi hedefliyoruz"

Adıyaman’da düzenlenen 350 bininci deprem konutun anahtar tesliminde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yalan makinası mı, ana muhalefetin Genel başkanı mı ayıra bilene helal olsun" dedi.


350 bininci konutun anahtar teslimi için Adıyaman’a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan burada açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yalan makinası mı, ana muhalefetin Genel başkanı mı ayıra bilene helal olsun" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘sandıklar kapandı, seçim bitti bunlarında deprem bölgesiyle işi bitti’ diyerek muhalefete yüklendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anka kuşu misali milletçe küllerimizden yeniden doğduklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dakikada 3, saatte 23, günde 550 yeni konut yaptıklarını söyledi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sevgili Adıyamanlılar hanımefendiler beyefendiler kıymetli gençler, sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Her karışı tarih her adımı sabırla dolu Adıyaman’ı selamlıyorum. Adıyaman’ın her bir köşesindeki kardeşlerime muhabbetimi gönderiyorum. Bizleri takip eden vatandaşlarıma sevgilerimi gönderiyorum. Bugün sizlerle bir aradayız. Adıyaman’a geldiğimiz andan itibaren bizleri bağrınıza bastığınız için teşekkür ediyorum. Rabbim muhabbetimizi daim eylesin. Sizin bir kardeşiniz olmaktan şeref duydum. Bugüne kadar bizde sizin bu teveccühünüze halel getirmedik. Size mahcup olmadık. Gençler bizim millete ülkeye ve Adıyaman’a hizmet etmekten başka bir gayemiz yok. Şunu tüm samimiyetimle biz yaraları sarmanın derdindeyiz biz ülkeye ve millete eser kazandırmanın peşindeyiz. Bugün Adıyaman’da devletimizin gücüyle milletimizin dayanışmasının nasıl tek yürek haline geldiğine tanıklık ediyoruz. 11 ilimizde yapımını tamamladığımız 350 bininci yuvamızın tesliminin gururunu yaşıyoruz. Adıyaman bu coğrafyanın hem iradesi hem de direncidir. Adıyaman kardeşliğin, vefanın ve dirilişin şehirleşmiş halidir. 6 Şubatta Adıyaman çok büyük bir acı ve yıkım yaşadı. Adıyaman’la birlikte 11 ilimiz zarar gördü. Deprem şehitlerine Allahtan rahmet diliyorum. Dünyada çok az milletin taşıyabileceği yükün altından kalktık" dedi.


"Sandıklar kapandı, seçim bitti bunlarında deprem bölgesiyle işi bitti"


Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefete yüklenerek, "Bu süreçte herkes iyi bir sınav veremedi. Millet burada can derdindeyken siyasi rant hesabı yapan vicdansızlar çıktı. Devletimiz tüm imkanlarını seferber etmişken yüreği yaralı depremzedelerimiz devletimize karşı kışkırtanlar oldu. Oy tercihi dolayısıyla depremzedelerimizin kapı dışarı atıldığı, aşağılandığı horlandığı sahnelere şahitlik ettik. Seçimlerden önce bol bol fotoğraf çektirip bir daha yolları buralara hiç düşmeyen deprem turistlerini gördük. Bedava ev sözü verip daha sonra kulaklarının üzerinde yatan yalancılarla karşılaştık. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanların, medyada ve sosyal medyada hükumet düşmanlığı yapanları, meydanlardan bol keseden atanları şimdi ne gören var ne duyan var. Sandıklar kapandı, seçim bitti bunlarında deprem bölgesiyle işi bitti. Biz ise, deprem bölgesi ve depremzedeleri bir an olsun yalnız bırakmadık. Buradaki çalışmalardan elimizi çekmedik. Sizlerin talep ve beklentilerinize kulaklarımızı hiçbir zaman tıkamadık" şeklinde konuştu.


"Anka kuşu misali milletçe küllerimizden yeniden doğduk"


Cumhurbaşkanı Erdoğan küllerinden yeniden doğduklarını belirterek, "Sadece enkazları kaldırmadık çok daha önemlisi Anka kuşu misali milletçe küllerimizden yeniden doğduk. Bir yandan kardeşlerimizi yeni evlerine kavuşturuyor. Diğer yandan depremden etkilenen tüm şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz. Eylül ayında Malatya’da 304 bininci konutumuzun anahtarlarını teslim etmiştik. Bugünde söz verdiğimiz gibi konutlarımızın yüzde 78’ini tamamladığımız 350 bininci yuvamızın anahtarını Adıyaman’ımızda teslim ediyoruz. Depremin üzerinden geçen 2 yılda sadece Adıyaman’da 38 bin 157 konut ve işyerini teslim ettik. Türkiye’nin en büyük 2. Şantiye alanını Adıyaman’ımızda kurduk. İn derede 5 milyon metrekarelik devasa alanda 16 bin yuvamızı tamamlayarak 100 bine yakın vatandaşımızı içinde güvenle huzurla yaşayacakları konutlarıyla inşallah buluşturacağız. Bugün Adıyaman ile birlikte Malatya’mızda 21 bin 760, Hatay’ımızda 11 bin 320, Kahramanmaraş’ımızda 6 bin 523, Gaziantep’imizde 3 bin 834, Şanlıurfa’mızda 644, Elazığ’mızda 354, Osmaniye’mizde 214, Tuncel’imizde 97, Sivas’ımızda 79, Bingöl’ümüzde 62, Diyarbakır’ımızda 50, Kayseri’mizde 15, Adana’mızda 14 olmak üzere toplam 45 bin 342 yuvamızı daha teslim ediyoruz. Böylece toplam 350 bin 178 bağımsız bölümün anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim etmiş oluyoruz. Bugün deprem konutları ve işyerleri ile birlikte ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığımızın 10 projesini, İçişleri Bakanlığımızın 11 projesini, Milli Eğitim Bakanlığımızın 99 okul yatırımını resmen hizmete veriyoruz. Yılsonunda Adıyaman’ımızda 40 bin 993 konut ve 2 bin 580 işyeri olmak üzere toplam 43 bin 573 konut ve işyerini deprem bölgemizin tamamında ise 453 bin bağımsız bölümü teslim etmeyi hedefliyoruz. Depremde hasar gören 235 kilometre uzunluğundaki Malatya, gölbaşı, narlı, Nurdağı demiryolu hattını 15 Eylülde yeniden kullanıma açtık. 93 kilometre uzunluğundaki gölbaşı Adıyaman-Kahta hızlı demiryolunun proje çalışmaları sona erdi. Bu önemli proje hayata geçtiğinde Adıyaman’ımız inşallah hızlı trenin sürat ve konforuyla buluşmuş olacak" dedi.


"Yalan makinası mı, ana muhalefetin Genel başkanı mı ayıra bilene helal olsun"


Ana Muhalefet Lideri Özel’e yüklenen Erdoğan, "Biz eserlerimiz ve hizmetlerimizle konuşuyoruz. Bizim boş işlerle boş tartışmalarla kaybedecek tek bir saniyemiz yok. Millete ve memlekete hiçbir hayrı dokunmayan sahte ve sanal gündemler bizim umurumuzda bile değil. Ana muhalefetin başındaki zat günlerdir hem çok çirkin ifadelerle bizi yargı mensuplarımızı ve yolsuzluk iddialarının üzerine giden herkesi hedef alıyor. Muhalif kimliğiyle öne çıkan gazetecileri sırf hoşlarına giden cümle kurmadılar diye milletin kesesinden besledikleri trol ordularına linç ettiriyor. Son seçimde beraber kapı kapı gezdikleri kazanırsak Türkiye’yi uyum içinde yöneteceğiz dedikleri eski ittifak ortakları bile bunların öfkesinden kurtulamıyor. Öyle bir faşizm ki, aykırı tek bir söze, fikre, görüşe tahammülü yok. Sözlerine bakıyorsunuz ne nezaket ne derinlik nede tutarlılık var. Hallerine bakıyorsunuz oturduğu koltuğa yakışmayan bir duruş var. Her gün bir yalanı ortaya çıkıyor, her gün çark ediyor. Sürekli geri vitese takıyor. Yalan makinası mı, ana muhalefetin Genel başkanı mı ayıra bilene helal olsun. Bunu söyleyince beyefendiler hemen rahatsız oluyor. Bir partinin genel başkanına o üslup o dil o hakaretler hiç yakışıyor mu? Bu ülkenin Ana Muhalefet partisinin genel başkanı sokak ağzıyla siyaset yapar mı? Sizlerde mecburen bu rezil üsluba maruz kalıyorsunuz. Oradan oraya sürüklediği CHP’li vatandaşlarımıza her gün konuşuyor. Elinden mikrofon eksik olmuyor. Ne dediğini anlayabilen var mı? Ne demek istediğini çözebilen var mı? Yolsuzlukları savunmak dışında yaptığı bir iş var mı? Şimdiye kadar milletin ve memleketin faydasına kurduğu bir cümle var mı? Suç örgütü yakayı ele verdiğinden bu yana çıkıyor her gün yargı mensuplarına hakaret ediyor. Sabah akşam birilerini tehdit ediyor. Allah aşkına yargıyı siyasallaştırmanın hukuki davaları güncel siyasete meze etmenin milletin kesesinden zenginleşenler haricinde kime ne faydası olacak. CHP Genel Başkanının dürüstlükten ve siyasi olgunluktan uzak bu üslubu en fazla CHP’li vatandaşlarımızı rencide ediyor. Gazi Mustafa Kemal’in partisinin düşürüldüğü bu kötü durumdan bizim kadar onlarda rahatsız. Anlaşılan onlar bu zatın işbilmezliğinden yılmışlar bıkmışlar, usanmışlar. Nereden baksanız hayal kırıklığı oluşturan zavallı zayıf bir karekterle karşı karşıyayız. Sınırlarımızın ötesinde bu kadar karışıklık varken, milletimiz bizden çözüm beklerken, biz bu zatın söyledikleriyle ilgilenmiyoruz. Bu zatın milletin milyarlarca lirasını hiç eden talan eden başında bulundukları belediyeleri arpalığa çeviren şebekeyi aklama çabalarıyla ilgilenmiyoruz. Bu şahsın artık iyice gençlerin eğlencesi haline dönüşen garip komik ve zavallı halleriyle ilgilenmiyoruz" dedi.


"Dakikada 3, saatte 23, günde 550 yeni konut yapıyoruz"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz sadece işimize bakıyoruz. Biz lafla değil, eserle konuşan bir anlayışın sahibiyiz. Ana muhalefetle aramızdaki zihniyet farkını görmek için şu rakamlar bile yeterlidir. Bugün deprem bölgemizdeki 11 ilimizde 174 ayrı alanda 3 bin 481 şantiyede 200 bin mimar, mühendis ve işçi kardeşimiz 7 gün 24 saat esasıyla çalışıyor. Dakikada 3 saatte 23 günde 550 yeni konut yapıyoruz. İnsanımızın hayatına dokunan şehirlerimizin çehresini değiştiren projelerle yol alıyoruz. Geçtiğimiz günlerde 500 bin sosyal konut projemizi ilan ettik. 10 Kasımda da başvurular başladı. Milletimiz projeye çok yoğun ilgi gösteriyor. Kampanyamız kapsamında Adıyaman’ımıza da 5 bin sosyal konut yapacağız. Merkezde, Besni’de Çelikhan’da Gerger’de Gölbaşı’nda Kahta’da Samsat’ta Tut’ta yerlerimizi belirledik. Başvurular bittikten sonra temelleri atacak evlerimizi hızla teslim edeceğiz. Evlerinin anahtarlarını almaya hak kazanan vatandaşlarımızı tebrik ediyorum. Bu eserlerimizin yapımında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.


"Önümüzdeki ay evine kavuşmayan tek bir depremzede kalmayacak"


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Devletimiz ilk andan itibaren afetzedeler için seferber oldu. Şehirlerimizi hep beraber ayağa kaldırdık. Bugün 350 bin huzura dönüştü. Durmayacağız, önümüzdeki ay evine kavuşmayan tek bir depremzede kalmayacak. Dünyada hiçbir ülke bu büyüklükte afette bu kadar kısa sürede bunları yapamazdı. 453 bin yuvamızı kardeşlerimize teslim edeceğiz. Bu eserler cumhurbaşkanımızın vizyonudur, kararlılığıdır. Bir yandan deprem konutları inşa ederken diğer yandan 500 bin dar gelirli vatandaşlarımıza yeni yuvalar inşa ediyoruz. ‘Devlet nerede’ diyorlar. Bizde diyoruz ki, ‘işte devlet burada’ devletimiz 350 bin konutu bitirdi. Biz bunun gururunu yaşıyoruz. Asil milletimiz depremzede kardeşimiz için bir an bile durmayacağız. 11 ilimizi ayağa kaldıracağız" diye konuştu.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tam 300 milyar dolarlık ulaşım yatırımı yaptıklarını belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep 55 yıllık semer ustası teknolojiye meydan okuyor Gaziantep’te 55 yıldır semercilik yapan Ali Danaoğlu, zamana yenik düşen baba mesleğini yaşatabilmek için mücadele ediyor. Şahinbey ilçesindeki dükkanında babasından öğrendiği semer yapımını yarım asrı aşkın süredir aynı aşkla sürdüren 60 yaşındaki Ali Danaoğlu, mesleğini ayakta tutmaya çalışıyor. Kentin sayılı semerci ustalarından olan Danaoğlu, semer yapımının yanı sıra eyer, hamut, koşum takımı ve at süslemesi yapıyor. Semer ustası olan babasından öğrendiği semercilik mesleğiyle 55 yıldır geçimini sağlayan Danaoğlu, her gün açtığı dükkanında teknolojiye yenik düşen mesleğini yaşatabilmek için mücadele ediyor. At ve eşeklerin artık taşımacılıkta kullanılmaması sebebiyle ilginin azaldığı semerleri yapmaya devam eden Danaoğlu, köylerde yaşayan kısıtlı müşterilerine hizmet veriyor. Henüz 5 yaşındayken babasının yanında çırak olarak mesleğe adım atan Danaoğlu, aradan geçen 55 yıla rağmen aynı mesleği sürdürmenin gururunu yaşıyor. Büyük bir emekle yaptığı ve tamir ettiği semerler ile hayvancılık alanında kullanılan diğer malzemeleri yapan Danaoğlu, yetiştirecek çırak bulamadığı için ata yadigarı mesleğinin kendisinden sonra yok olmasının endişesini taşıyor. Yarım asrı aşkın sürdürdüğü baba mesleğinden vazgeçmeyen Danaoğlu, önceki yıllarda at ve eşeklere yaptıkları semerleri, eyerleri ve hamutları Türkiye’nin tüm bölgelerine gönderirken, son yıllarda sayılı müşterilerine hitap ediyor. Sadece hayvancılığın yaygın olduğu ve traktörlerin giremediği tarlalarını atlarla süren müşterileri için semer, eyer ve hamut yapan Danaoğlu, günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte talebin azaldığı ve bitme noktasına gelen mesleğini severek sürdürüyor. Tüm zorluklara rağmen baba mesleğini yaşatmaya çalışan Danaoğlu, geçmişin gözde mesleklerinden olan, büyük sabır ve emek isteyen mesleğini yaparak geçimini sağlamaya devam ediyor. Sanayileşen ve makineleşen tarımla birlikte at ile eşeklerin köylerde kullanımı azalmasına rağmen bölgedeki bazı illerin coğrafi yapısı nedeniyle kırsal alanlarda at ve eşek kullanımının halen batı illerine göre daha yaygın devam etmesi sayesinde mesleğini sürdürüyor. Bir zamanlar büyük ilgi gören mesleğinin yok olmaya yüz tuttuğuna dikkat çeken Danaoğlu, "55 yıldır bu mesleğin içerisindeyim. Bu meslek baba mesleğim. Allah rahmet eylesin. Babam iyi ki bize bu mesleği öğretmiş. Yıllardır bu meslekten ekmek yiyoruz. At semeri, eşek semeri, kedene, hamut ve yural çeşitleri yapıyoruz. Bu ürünleri Türkiye’nin dört bir tarafına gönderiyoruz" dedi. Mesleği öğretecek eleman bulamadıklarını belirten Danaoğlu, "Kimse artık çocuğunu çırak olarak bu tür mesleklere koymuyor. Koymamasının nedeni de hayvancılığın bitmesi oldu. Millet bu mesleğe hiç rağbet göstermiyor. Bu meslekte bir ben, kardeşim ve bir de oğlum var. Ben de zaten gittikten sonra bir oğlum kalıyor. Mesleği yapacak başka kimse de kalmadı. Yine de şükür ediyoruz. İyi ki bu mesleğe alışmışız. Babamın mekanı cennet olsun. Babam bizi bu mesleğe alıştırdı. Bir ekmek yiyoruz. 55 yıldan beri başka bir iş yaptığımız yok. Sadece bu meslekten ekmek yiyoruz" şeklinde konuştu. Tarımda traktör ve modern araçların yaygınlaşmasıyla semerciliğin giderek unutulduğunu dile getiren Danaoğlu, "Mesleğimiz geçmiş yıllarda daha çok yaygındı. Eskiden eşek, at çoktu. Babamızın yanında bu mesleğe alıştık. Aldığımız siparişleri yetiştiremezdik. Şu anda pek az sipariş alıyoruz. Zaten artık ben de eskisi gibi çalışamıyorum. Yaşımız 60 oldu. Gelen siparişlere ancak gün atıyoruz. Bir haftaya, 10 güne kadar ancak yapıyoruz. Şu anda yaşım 60 ve 55 seneden beri de bu mesleğin içerisindeyim. Babamız bize bu mesleği iğne oyası gibi tek tek dikişleri atmasını öğretti" ifadelerini kullandı. Sadece traktör, kamyonet ve benzeri araçları kullanamayan vatandaşların semer talep ettiğini ifade eden Danaoğlu, "Bir hamutun yapımı bir gün sürer. Kürtünü de ancak iki günde yapıyoruz. Eskiden bir günde yapıyorduk. Yaş geçtiği için şimdi iki gün sürüyor. Gaziantep’te bu mesleği yapan 3 kişi kaldık. Kimse mesleğe rağbet etmiyor. Kimse çocuğunu bu mesleğe yönlendirmiyor. Çünkü hayvancılık öldü. Onun için millet, ‘ben çocuğumu gidip de semerciye mi koyacağım’ diyor" diye konuştu.
Kayseri Kayseri Şehitleri 9. yıldönümünde anıldı 17 Aralık 2016’da 15 askerin şehit, 54 askerin ise gazi olduğu terör saldırısının 9. yılında şehitler; saldırının meydana geldiği durakta düzenlenen programla anıldı. Anma programında konuşan Vali Gökmen Çiçek, "9 yıl önce bu durağı cehenneme çevirmek isteyenler bilmiyorlar ki bize burada cennet kokusu geliyor" dedi. Kayseri’de 17 Aralık 2016 tarihinde çarşı iznine çıkan 1. Komando Tugayı’nın askerlerini taşıyan otobüse yönelik terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda 15 asker şehit, 54 askerde gazi olmuştu. Saldırının 9. yıldönümünde Şehit Komandolar Durağı’nda Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kayseri Şubesi tarafından program düzenlendi. Programa Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Okandan, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri İl Başkanı Enes Ertuğrul Kalın, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul Ve Yetimleri Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Yavuz protokol üyeleri, şehit aileleri ve vatandaşlar katıldı. Düzenlenen programda konuşan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, "9 yıl önce bu durağı cehenneme çevirmek istediler. Bilmiyorlar ki şu anda bize burada cennet kokusu geliyor. Burada şehitlerimizin sesleri hâlâ kulaklarımızda. Burayı Kayseri’nin en nadide yerlerinden birisi hâline getirdik. Kalbimizin en güzel noktasında duruyorlar. Biliyoruz ki onları unutursak kalbimiz kurur. Bizim Abdulsamed Özen’i, Hasan İlhan’ı, Kamil Tunç’u, Kenan Döngel’i, Mustafa Cihan’ı, Raşi Yücel’i, Göksel Ağaçyetiştiren’i, Arif Tuğ’u, Mesut Yaşar’ı, Ahmet Taş’ı unutmamız mümkün değil. Onlar tam kalbimizdeler. Her 17 Aralık’ta kalbimiz hüzün doluyor. Onların sesleri kulaklarımıza geliyor. Biz inanıyoruz ki onlar cennetteler ve şu an bizi buradan duyuyor, dinliyorlar. Çünkü onlar hayatlarının baharında bu memleket, vatan için o giydikleri üniforma için şehit oldular. Vatan sağ olsun diyen annelerimiz olduğu sürece bu memleket daha binlerce yıl hür ve özgür kalacak" dedi. Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimler Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Yavuz ise, "Kahraman Mehmetçiğimizin çarşı iznine çıkmak için binmiş olduğu halk otobüsüne haince, alçakça düzenlenen saldırıda 15 kahramanımız şehit olmuş, 54 kahramanımız yaralanmıştır. Kayseri’mizde meydana gelen bu hain olayın ardından 9 yıl geçti. Bugün burada yüreklerimizi yakan bu elim olayı kınamak, vatan için, bayrak için can veren kahramanlarımızı anmak için toplandık. 17 Aralık 2016, hafızalara kara gün olarak kazınmıştır. Kahramanlarımızın acısı hâlâ yüreğimizde ilk günkü gibidir. Bu hain saldırıyı unutmadık, unutturmayacağız" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Kur’an-ı Kerim okunması ve protokol tarafından durağa karanfil bırakılması ile program sona erdi.
Gaziantep Dr. Öğr. Üyesi Melik: "Mide kanseri, sessiz ilerler ama erken teşhisle tedavi edilebilir" SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Melik, mide kanseri ile ilgili bilgi vererek erken teşhisle tedavi edilebilir hastalık olduğunu söyledi. SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Melik, mide kanserinin, midenin iç yüzeyini kaplayan hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkan ciddi bir hastalık olduğunu söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Ülkemizde de sık görülen ve çoğu zaman sinsice ilerleyen mide kanseri, erken teşhisle tamamen tedavi edilebilir" dedi. Uzun süren mide yanması, şişkinlik, hazımsızlık gibi şikayetlerin ‘stresten olur’ diyerek geçiştirilmemesi gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Bu belirtiler yeni başladıysa veya sürekli hale geldiyse bir uzman hekime başvurmak gerekir" şeklinde konuştu. Dr. Öğr. Üyesi Melik, mide kanseri belirtilerini, "Geçmeyen mide ağrısı veya rahatsızlık hissi, iştahsızlık, erken doyma, nedensiz kilo kaybı, bulantı veya kusma, katran renginde dışkı gibi durumlar" olarak sıraladı. Melik, "Her mide ağrısı kanser değildir, ama özellikle 40 yaş üstü bireylerde bu şikâyetler uzun sürüyorsa genel cerrahi veya gastroenteroloji uzmanına başvurmalıdır" ifadelerini kullandı. Dr. Öğr. Üyesi Melik, risk altındaki kişilerle ilgili bilgiler de paylaşarak, "Helicobacter pylori enfeksiyonu olanlar, ailesinde mide kanseri öyküsü bulunanlar, 50 yaş üzerindekiler, sigara, alkol kullananlar, tuzlu, tütsülenmiş ve işlenmiş gıdalarla beslenenler, az sebze-meyve tüketenler ve obez bireyler risk altında" dedi. Yaşam tarzı değişiklikleriyle bu risklerin önemli ölçüde azaltılabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji uzmanları, risk grubundaki bireylerde düzenli kontrollerin önemine özellikle dikkat çekmektedirler" şeklinde konuştu. "Erken teşhis hayat kurtarır" Erken tanı konan mide kanserinde tedavi başarısının yüzde 90’a kadar çıktığını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Bunun anahtarı endoskopidir. Endoskopi, halk arasında, kamera ile mideye bakma olarak bilinir. Ucunda kamera bulunan ince bir tüp yardımıyla mide içi görüntülenir ve şüpheli alanlardan biyopsi alınır. Ağrısız ve kısa süren bir işlemdir. Genel Cerrah ve Gastroenterologlar, 40 yaş sonrası mide şikâyeti olan herkese bu basit işlemin ihmal edilmemesini önermektedir" ifadelerine yer verdi. "Tedavi bir ekip işidir" Tedavinin hastalığın evresine göre planlandığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Erken evrede, küçük tümörler endoskopik olarak alınabilir. İleri evrede, cerrahi, kemoterapi, radyoterapi veya hedefe yönelik tedaviler uygulanır. Bu süreçte Genel cerrahi, onkoloji, gastroenteroloji, diyetisyen ve psikolojik destek ekipleri birlikte çalışır. Multidisipliner yaklaşım, tedavi başarısını artırır" dedi. "Korunmak elimizde" Dr. Öğr. Üyesi Melik, mide kanserinden korunmak için önerilerde bulunarak, "Sigara ve alkolü bırakın. Tuzlu, tütsülenmiş ve işlenmiş gıdalardan uzak durun. Sebze-meyve tüketimini artırın. Fazla kilolardan kurtulun, aktif yaşayın. Helicobacter pylori enfeksiyonu varsa tedavi olun. Mide şikâyetlerini ve aile öyküsünü ihmal etmeyin" şeklinde konuştu. Mide kanserinin korkutucu olabileceğini ancak erken tanı ve bilinçli yaşam alışkanlıkları ile önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır. Midenizin sesini dinleyin, bedeninizi ihmal etmeyin" diye konuştu.