GENEL - 24 Şubat 2017 Cuma 15:30

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar:

A
A
A
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar:

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, kurumun statüsü başta olmak üzere kurumsal yapısını güçlendirecek yapısal adımların, reformların mutlaka yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Organizasyon kapasitesi kabiliyeti, teknolojik alt yapı, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi gibi konularda çok ciddi problemlerimiz var. Mevcut mevzuat alt yapısıyla mevcut statüyle özellikle” dedi.
Prof. Dr. Özafşar, Afyonkarahisar’da 20 Şubat’ta başlayan ve bugün tamamlanan 2. İlçe Müftüleri Kongresi’nin kapanışının ardından toplantıyı değerlendirdi. Toplantıda Diyanet İşleri Başkanlığının, kurumsal kimliğinin güçlenmesi ve işleyişinin arttırılması gibi konularda fikir alışverişinde bulunulduğunu kaydeden Prof. Dr. Özafşar, toplantının verimli geçtiğine işaret etti. Kurumun geldiği noktada karşı karşıya kaldığı sorunlara, ihtiyaçlara ve taleplere cevap veremeyecek noktalara geldiğini anımsatan Prof. Dr. Özafşar, “Dünya çok hızlı değişiyor, biz 21. yüzyılda yaşıyoruz ama bizim kurumumuz başta olmak üzere ülkemizdeki ve İslam dünyasındaki kurumların çoğu 100 yıl öncesinin formatında şekillendi, temel yasalarımız o zaman çıktı. Bugün karşı karşıya kaldığımıza sorunlar, ihtiyaçlar ve taleplere cevap veremeyecek noktalara geliyoruz. O bakımdan Diyanet İşleri Başkanlığının yapısal sorunları nelerdir? Diyanet İşleri Başkanımızın da vurguladığı gibi, Diyanet İşleri Başkanlığının eğer 21. yüzyılda dünya ölçeğinde eğer hizmet üretecekse, bilindiği gibi kurumumuz Afrika Dini Liderler Zirvesi yapıyor, Asya-Pasifik Dini Liderler Zirvesi, Latin Amerika, Balkan ülkeleri, Avrasya İslam Şurası, Avrupa Dini Liderler Platformu gibi küresel ölçekte büyük organizasyonlar yapıyor ve bütün dünyadan hem ülkemize hem de diyanetimize hizmet talepleri geliyor. Bu talepleri karşılayabilmek için zorlanıyoruz. İnsan kaynağının yeterliliği konusunda, organizasyon kapasitesi kabiliyeti konusunda teknolojik alt yapı konusunda, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi konusunda çok ciddi problemlerimiz var” diye konuştu.

“Bizim 100 yıl öncesinin şartları çerçevesinde geleceğe yürümemiz söz konusu değil”
Kurumun kendisini güncelleyip yapısal reformlara kavuşması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Özafşar, açıklamasına şöyle devam etti:
“Mevcut mevzuat alt yapısıyla mevcut statüyle özellikle. Diyanet İşleri Başkanlığı 3 Mart 1924 de kurulmuştur yani 100 yıla yaklaşan bir geçmişi var, çok önemli kazanımları var, deneyimleri, tecrübeleri, birikimleri var. Hizmet standartları var. Bütün bunları güncelleyemediğimiz zaman, 21. yüzyılın dijital çağın, küreselleşmiş dünyanın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yenileyemediğimiz zaman etkin olamıyoruz. O bakımdan Diyanet İşleri Başkanlığının statüsü başta olmak üzere kurumsal yapısını güçlendirecek yapısal adımların, reformların mutlaka yapılması lazım. Türkiye çok ciddi dönüşümlerden geçiyor, dünya çok ciddi dönüşümlerden geçiyor. Siyasi, iktisadi, politik, askeri yenilenmelerden geçiyor, bizim 100 yıl öncesinin şartları çerçevesinde geleceğe yürümemiz söz konusu değil. Bu konuları zaman zaman yeri geldikçe toplantılarımızda ele alıyoruz. Yeniden yapılanma, Diyanet İşleri Başkanlığı 2010 yılında bir kanun çıkarttı ve kendini güncelledi, o sayede de bugünkü ihtiyaçları güçlükle de olsa karşılamaya çalışıyor. Ama biz önümüzdeki 10, 30, 50 yıllara bakmak zorundayız. O bakımdan milletimizin bekası için din alanının bir kaos alanına dönüşmemesi için Diyanet İşleri Başkanlığı son derece stratejik bir kurumdur. Dün alanını kaotik bir ortama dönüştürmek isteyen bir takım unsurlar var. Maalesef 15 Temmuz’da bunun ne kadar acıtıcı olabildiğini hep birlikte millet olarak gördük. Ama milletin feraseti, cesareti, dirayeti sayesinde bu aşıldı. Dolayısıyla din alanının bir kaosa dönüşmemesini temin edecek olan müessese Diyanet İşleri Başkanlığı ise milletimiz, devletimiz bu görevi Diyanet İşleri Başkanlığına vermişse bu konuda daha etkin bir rol üstlenebilmeli bunun içinde gerekli alt yapı gerek mevzuat açısından gerekse psikolojik ve diğer destekler açısından sağlanabilmeli.”

“Dünyayı doğru bilgilendirmemiz gerekiyor”
Konuşmasında son olarak Diyanet İşleri Başkanlığının, din alanını kaotik olmaktan kurtarmak için uğraş verdiğini belirten Prof. Dr. Özavşar, “Dijital çağ medyatik çağ dediğimiz bu çağda 21. yüzyılda Diyanet Başkanlığının İslamın yalın hakikatlerini doğru bilgisini sağlıklı bilgisini toplumlara iletebilmek için medyatik alanda medya alanında daha da güçlenmesi gerekiyor daha da çoğalması gerekiyor. Artık hayatımız dijitalleşti sanal alem diye bir gerçeklik var dünya küçüldü küreselleşti, bugün Diyanet İşleri Başkanlığı dünyanın her yerinde hizmet talebiyle karşı karşıya. O bakımdan bunları karşılayabilmek için iletişim imkanlarını çoğaltacak alt yapı yatırımlarına ihtiyacımız var. Öncelikle 900’ü aşkın bine yaklaşan ilçe müftülüklerimiz il müftülüklerimiz taşra teşkilatımızın bu anlamda dijital alt yapıyı güçlendirmesi ve bilgi üretimini bilgi paylaşımını yaygınlaştırması gerekiyor. İslam dünyasında hatta batıda din eksenli bir takım şiddet hareketleri yanlış anlamalar terörize edilmiş dini yaklaşımlar anlayışlar İslamın saf hakikatinden uzaklaşan manipüle edilmiş dini yorumlar uzaktan kullanılan ele geçirilmiş bir takım dini teşekküller yapılar insanımızın din güvenliğini inan güvenliğini tehdit ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığının bir temel stratejik ödevi de inanç özgürlüğünü insanların serbest bir şekilde yerine getirebilmelerine imkan sağlamak. Din alanını kaotik olmaktan kurtarmak bu konuda uğraş ortaya koymak, mücadele vermek aynı zamanda bireyin ve toplumun din özgürlüğünü yerine getirebilmesi için dini vecibelerini görevlerini isteyen insanların gerekli imkanı sağlamak. Doğru dini bilgiyle de onları buluşturmak. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığının, İslamofobi gibi dünya ölçeğinde Müslümanlara ötekileştiren İslam medeniyetini aşağılayan kıta Avrupa ve Amerika gibi ülkelerde gittikçe de artan aşırıcılıkların konusunun olduğunu görüyorum. Bu konuda da dünyayı doğru bilgilendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Polis saldırganı bacağından vurarak etkisiz hale getirdi: O anlar kamerada Küçükçekmece’de 2 kişiyi yaraladıktan sonra polise bıçaklı saldırıda bulunan şahıs bacağından vurularak etkisiz hale getirildi. O anlar bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerası ile kaydedildi. Olay, dün sabah saatlerinde Küçükçekmece Mehmet Akif Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre 35 yaşındaki Süleyman G., elindeki bıçakla sokakta bulunanları tehdit etmeye başladı. Elindeki bıçakla sokaktakilere saldıran Süleyman G., o esnada sokakta bulunan Ercan Ö. ve Muhammed H.’yı bıçakla yaraladı. Sokaktaki diğer vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri sokak üzerinde elinde bıçak olan Süleyman G.,’ye bıçağı bırakması ve teslim olması yönünde uyarılarda bulundu. Uyarıları dikkate almayan Süleyman G., elindeki bıçakla polis ekiplerinin üzerine doğru yürüdü. Polis ekiplerinin uyarılarına aldırış etmeyen şahıs daha sonra silahla bacağından vuruldu. Yaralılar, sağlık ekipleri tarafından olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Yaralı Ercan Ö. ve Muhammet H.,’nın sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Öte yandan silahla bacağından vurularak etkisiz hale getirilen Süleyman G., polis ekiplerinin kontrolünde hastaneye kaldırıldı. Sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilen Süleyman G.’nin daha önce 3 adet suç kaydının olduğu tespit edildi. Olayla ilgili inceleme sürüyor.
Çankırı Ters yöne giren sürücü 5 aylık köpeği ezip böyle kaçtı Çankırı’da aracı ile ters yöne giren 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücü, sokakta oynayan köpeği ezerek kaçtı. Yaralanan köpek tedavi altına alındığına alınırken, annesinin olay sırasında verdiği tepki ise yürek burktu. Olay, Buğdarpazarı Mahallesi Akkaya Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Mehmet Yalçın’ın sokakta oynayan 5 aylık ‘İngiliz cooker’ cinsi “Gofret” isimli köpeğine, iddiaya göre ters yönden hafif ticari araç ile sokağa giren 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücü çarptı. Köpeği ezen ehliyetsiz sürücü, durumu fark edince hızla sokaktan uzaklaştı. Yaşanan olayı gören Mehmet Yalçın ve çalışanları, yaralanan Gofret’e ilk müdahalesini yaparak veteriner kliniğine götürdü. Tedavi altına alınan ve kalça kemiği kırılan köpek 2 gün yoğun bakımda kaldı. Yaşanan olayın ardından köpek sahibi Yalçın sürücü hakkında suç duyurusunda bulundu. Yaşanan olayı anlatan Yalçın, büyük üzüntü yaşadıklarını belirterek vatandaşların daha duyarlı olmasını istedi. Anne köpeğin tepkisi yürek burktu Öte yandan, yaşanan olay anı güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde “Gofret” isimli köpeğin sokakta oynadığı görülüyor. Bu sırada ters yönden sokağa giren hafif ticari araç, sokakta oynayan köpeği eziyor. Olayı gören vatandaşlar, kaçan sürücünün arkasından koşuyor. Bu sırada, yaralanan köpeğin annesi ise önce acı çeken yavrusunun yanına koşuyor, daha sonra yardım istemek için sahibinin yanına koşuyor. Daha sonra anne köpek, sahibi ile birlikte tekrar yavrusunun yanına geliyor. “Durmadan kaçıyor” Yaşanan olayı anlatan Mehmet Yalçın, “Köpeğimizin yavrusu oynuyordu. O sırada ben içerdeydim. Ters yönden gelen bir araç, yine ters istikamete dönerken köpeğimize çarparak aracın altına alıyor. Durmadan devam ediyor. Daha sonra kaçıyor. Sonra çalışanlarım ve ben dışarı çıktık. Belediyeden Veteriner Hakan Bey’e götürdük. O sağ olsun gerek müdahaleyi yaptı. Şu anda köpeğimizin kalça kırığı var. İki gün boyunca yoğun bakımda kaldı. Şu anda durumu iyi. Biz de gereken şikayeti yaptık. 17 yaşında ehliyeti olmayan, genç bir çocukmuş. Köpeğimizin genel durumu iyi” dedi. “Ben paylaşılan görüntüleri izleyemedim” Yaşanan olayın ardından büyük üzüntü yaşadıklarını belirten Yalçın, “Aileden biri gibi, sonuçta bir canlı. Ben paylaşılan görüntüleri izleyemedim, canım yandı. Sahip çıkmak lazım. İnsanların daha dikkatli olması lazım. Burası trafiğe kapalı olmasına rağmen motosiklet sürücüleri çok hızlı geçiyor. Burada çocuklar da oluyor. Bizim canımız yandı” diye konuştu. “Çankırı’da hayvanlara sahip çıkma düşüncesi sürekli yaygınlaştı” Hayvanları çok sevdiğini ifade eden Yalçın, insanları duyarlı olmaya davet ederek, “İki kedim evde var, iki kedi de burada besliyorum. Bunlar bizim canımız, sahip çıkıyoruz. Köpeğimizin 8 yavrusundan 7’sini sahiplendirdik. Bizim hayvanlara karşı ilgimiz var. Çankırı’da hayvanlara sahip çıkma düşüncesi sürekli yaygınlaştı. Sağ olsun belediyemiz de bunu destekliyor” şeklinde konuştu.
İstanbul Türk Yıldızları’na İstanbul’da büyük ilgi Türk Yıldızları’nın İstanbul Hava Kuvvetleri Müzesi’nde düzenlenen imza ve söyleşi günü vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü. İmza alabilmek için oluşan kuyruğun büyüklüğü havadan çekilen görüntüler ile gözler önüne serildi. Türk Ordusunun kahraman pilotlarından oluşan Türk Yıldızları, İstanbul Hava Kuvvetleri Müzesinde düzenlenen etkinlik ile vatandaşlarla buluştu. Etkinliğe İstanbul Hava Kuvvetleri Müze Komutanı Albay Seyran Gamsız, Türk yıldızlarından Binbaşı Sami Yalçın, Binbaşı Hasan Kocabas, Binbaşı Kürşat Kömür, Binbaşı Mehmet Balta, Binbaşı Gökhan Esen, Binbaşı Alim Kocaman, Yüzbaşı Mehmet Kılıç, Üsteğmen Fatih Sağlam ve çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinlik, MSÜ Hava Harp Okulu Askeri Bandosu gösterisi ile devam etti. Askeri marşların çalınması ile birlikte vatandaşlar aynı zamanda müzede bulunan uçak ve helikopterleri gezdi. Ardından Türk Yıldızları söyleşisi ile ekibin nasıl kurulduğu ve hangi amaçlarla nerelerde gösteri yaptıkları anlatıldı. Ayrıca pilot adaylarının nasıl bir süreçten geçeceği, nelere dikkat etmeleri gerektiği belirtildi. Söyleşi sonunda ise katılımcılar merak ettiklerini Türk Yıldızları’na sordu. En sonunda ise Türk Yıldızları’nın posterleri imza etkinliği gerçekleştirildi. İmza alabilmek için oluşan metrelerce kuyruğun büyüklüğü havadan çekilen görüntülere yansıdı.