POLİTİKA - 22 Eylül 2017 Cuma 12:25

Bakan Soylu: “Biz büyük bir medeniyetiz”

A
A
A
Bakan Soylu: “Biz büyük bir medeniyetiz”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Biz büyük bir medeniyetiz.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Biz büyük bir medeniyetiz. Bizim medeniyetimiz ulu bir çınardır. Bu medeniyet sadece o gövdesi ile bizi bir arada tutan ulu çınar ile sadece altına huzur vermiyor onu uzaktan fark eden, gören bütün insanlığa güven veriyor. Bu medeniyet aslında bütün coğrafya ve dünyaya bu zenginliği aktarmaya çalışıyor” dedi.


Bakan Soylu, “Biz Anadoluyuz” projesi kapsamında Tunceli’den, Afyonkarahisar’a gelen 174 öğrenci ile kahvaltıda bir araya geldi. Termal bir otelde gerçekleştirilen toplantıya Bakan Soylu’nun yanı sıra Vali Mustafa Tutulmaz, AK Parti Milletvekili Ali Özkaya, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, İkmal ve garnizon Komutanı Tuğgeneral Özdemir Şan, İl Emniyet Müdürü Fahrettin Şen, İl Jandarma Komutanı Albay Orhan Sırma ve davetliler katıldı. Programda Bakan Soylu ile birlikte protokol üyeleri yan yana oturmak yerine her biri ayrı bir öğrenci masasına oturarak kahvaltısını yaptı.


“Bizim medeniyetimiz ulu bir çınardır” diyen Bakan Soylu konuşmasına şöyle devam etti:


“Biz büyük bir medeniyetiz. Medeniyet ne demektir? Kültür, inanç, değer, tarih, insanlık, birikmişlerimiz, acılarımız, sevinçlerimiz, kazandıklarımız, kaybettiklerimiz, ailelerimiz, edebiyatımız, sanatımız, müziğimiz ve farklılarımız bunlar hepsi medeniyetimizdir. Bizim medeniyetimiz ulu bir çınardır. Her birinin kendine ait dalları var. Kimisi yukarı doğru çıkmış ama ulu bir çınar kökleri derinde olan göğe doğru uzanmış, özgüveni yüksek, altına gelen birisine eminlik ve güvenlik veren ulu bir çınar. Bizim medeniyetimiz Tunceli’de, Trabzon’da, Artvin’de, Edirne’de, Afyon’da, Çanakkale’de, Eskişehir’de bizim medeniyetimiz. Binlerce yıl önce geldiğimiz Moğol steplerinden her birinden kendisine güç bulmuş bir medeniyet. Bizim medeniyetimiz sadece biriktirmemiş hep sınav içerisinde olmuş. Kah etrafımızdaki coğrafya da yangın olmuş mazlumlara, insanlara hak etmedikleri davranışlarda bulunmuşlar bizim medeniyetimiz kapısını açmış, güven sağlamış ve ‘merak etmeyin’ demiş bu büyük çınarın altında size de huzur ve güven var demiş. Dönem dönem bu güçten rahatsız olmuşlar ‘niye bu kadar huzur içerisindeler, niye böyle büyük bir ulu çınarın altında herkes iyiliğin, kardeşliğin birliğin daha fazla güçlü olmayı zengin olmayı istiyor?’ diye ara sıra bizi bir birimizden ayırmaya çalışmışlar ama o ulu çınar bizi o gövdesi ile bizi hep bir arada tutmuş ve tutmaya da devam edecek. Kah ezanımızla, kah Kocatepe’de yaptığımız kahramanlıkla, kah Çanakkale’da, kah daha yeni ve taze 15 Temmuz da bu büyük milletin parçası olmaktan onur duyduğumuz bu aziz milletin ortaya koymuş olduğu o üstün ama çok üstün anlayış ile büyük bir medeniyetin parçalarıyız.”



“Bu medeniyet sadece o gövdesi ile bizi bir arada tutan ulu çınar ile sadece altına huzur vermiyor”


Bu büyük medeniyetin sadece bulunduğu coğrafyaya değil dünyaya da çok şey aktarmaya çalıştığını vurgulayan Bakan Soylu, “Bu medeniyetin içerisinde İbn-i Sina var, Mevlana var, bu medeniyetin içerisinde Hacı Bektaşi Veli var, bu medeniyetin içerisinde Pir Sultan var, bu medeniyetin içerisinde Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemsettin var. bu medeniyetin içerisinde Osmangazi, Orhangazi var. bu medeniyetin içerisinde tam 400 yıldırı bütün insanlığın yaptıklarını büyük bir hayranlıkla baktığı Mimar Sinan var. Bizim medeniyetimiz büyük bir medeniyettir. Bu medeniyet sadece o gövdesi ile bizi bir arada tutan ulu çınar ile sadece altına huzur vermiyor onu uzaktan fark eden, gören bütün insanlığa güven veriyor. Sadece kendi bulunduğu alanı serinletmiyor, emin yapmıyor. Bu medeniyet aslında bütün coğrafya ve dünyaya bu zenginliği aktarmaya çalışıyor. Onun her birinizden çok umutluyuz ve çok şey bekliyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Öğrenciler ormanlık alanda temizlik yaptı Mersin’de ’Orman Benim’ kampanyası çerçevesinde ormanlık alanda temizlik yapan öğrencilere asker ve polisler de destek verdi. Türkiye’nin 81 ilinde eş zamanlı düzenlenen ’Orman Benim’ kampanyası çerçevesinde Mezitli ilçesine bağlı Kuyuluk Mahallesi mevkiinde Vali Ali Hamza Pehlivan’ın katılımıyla ormanlık alanda yangına sebebiyet verebilecek çöpler toplandı. Çeşitli okullardan gelen öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen temizlik çalışmasına asker ve polisler de destek verdi. Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin de yer aldığı etkinlikte konuşan Vali Pehlivan, dünyada iklim değişikliklerinden kaynaklı aşırı sıcaklıklar oluştuğunu bunun da yangın riskini artırdığını söyledi. İstatistiklere göre orman yangınlarının çıkış nedeninin yüzde 87 oranında insan kaynaklı olduğunu ifade eden Pehlivan, "Buna bir de küresel ısınma, havaların aşırı sıcak gitmesini eklediğinizde teknik imkanlarınız ne kadar yoğun olursa olsun havadan, karadan, gerek makine ekipman, gerek personelle müdahale imkanları her geçen gün artmakla birlikte bu çıkan yangınlar ormancılarımızın tabiriyle mega yangın olarak nitelendiriliyor. Çok büyük yangınlar oluşabiliyor. O yüzden yangınlar çıkmadan tedbir almamız gerekiyor" dedi. Orman yangınlarına karşı en iyi yöntemlerden birinin de yangınlara sebebiyet verecek unsurları ortadan kaldırmak olduğuna işaret eden Pehlivan, orman yangınlarına karşı mücadeleye ilgili neler yapılması gerektiğini anlattı. "Mersin’in orman varlığı yüzölçümünün yaklaşık 53 nispetinde" Çocuklara uyarı ve tavsiyelerde bulunan Pehlivan, şöyle konuştu: "Mersin olarak orman varlığı yüzölçümünün yaklaşık 53 nispetinde. Yani 16 bin kilometrekare yüzölçümümüzün yarısından fazlası ormanlarla kaplı. Bu ormanların yüzde 57’si de kolay tutuşabilen kızılçam ormanlarından oluşuyor. Dolayısıyla bizim hassasiyetimiz daha da fazla, daha da artıyor. Orman varlığımız çok olmakla birlikte orman varlığı içerisindeki Kızılçam ve benzeri tutuşabilir nitelikteki ağaçların olması bizim çok daha fazla hassasiyet göstermemizi gerektiriyor sevgili çocuklar. Artık mayıs ayına geldik, yaz mevsimine girmek üzereyiz. Sıcaklıklar arttı, artmaya başladı. Çok çok hassas olmamız gerekiyor. Bir kere daha bütün vatandaşlarımızı, bütün hemşerilerimizi duyarlılığa, ormanla ilgili hususlarda azami hassasiyetle hareket etmeye davet ediyoruz." Mersin Orman Bölge Müdürü Mustafa Yalçın da ormanların tüm insanların ortak değeri olduğunu söyledi. Son yıllarda küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkisiyle yeşil alanlar ve ormanların olumsuz etkilendiğini dile getiren Yalçın, "Yangınlar da ormanlık alanları olumsuz etkileyen hadiselerden birisi. Bizler sorumluluk alanımızda bulunan ormanlarda yangın sezonunda tüm tedbirleri alıp gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bugün yangına neden olan etmenlerden birisi olan yol kenarlarındaki yanıcı maddenin azaltılması faaliyetini yapacağız. Öğrencilerimiz çöp toplayacaklar, vatandaşlarımız destek olacaklar. Bizler de alt dal budaması yaparak ateşin ağacın tepesine çıkmasını önleyici tedbir alacağız" diye konuştu. Konuşmaların ardından Vali Pehlivan’ın da katılımıyla ormanlık alanda öğrenciler temizlik yaptı, çöpleri topladı. Asker ve polislerin de destek verdiği çalışma kapsamında Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri de alt dal budaması gerçekleştirdi. Toplanan çöpler traktörlerle taşındı.
Zonguldak 8 işçinin öldüğü davada 3 sanığa hapis, 6 sanığa beraat talep edildi Zonguldak’ta 8 işçinin öldüğü 8’inin de yaralandığı maden faciası davasında yargılanan 3 sanık ile aralarında eski TTK yöneticilerinin de bulunduğu 6 sanığın birleştirildiği dosyada Cumhuriyet Savcısı mütalaasını sundu. Kozlu ilçesinde 7 Ocak 2013 günü meydana gelen metan gazı püskürmesi olayında 8 işçi hayatını kaybetti. 8 işçi ise yaralandı. Olaya ilişkin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Yargıtay 12. Ceza Dairesince haklarında verilen mahkumiyet kararı bozulan 3 tutuksuz sanıktan proje sorumlusu E.K. ile emekli TTK Genel Müdürü Rıfat D. ve kurum yöneticisi M.A. yer aldı. Ölen işçilerin yakınları ile taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada sanık E.K. suçlamaları kabul etmedi. İhalenin iki aşamalı olduğunu ve ihale sürecinin 2003 yılında başladığını kendisinin ise 2011 yılında görev aldığını söyleyen E.K., “Bu yıllar arasındaki gerek kurumun gerek işverenin yapmadığı veya eksik veya hatalı yaptığı işler ben o tarihte çalışıyormuşum gibi bana atıfta bulunarak kusurlu olduğumu belirten raporları kabul etmiyorum. Bozma ilamında proje hazırlayan benmişim gibi bahsedilmiş ancak projeyi hazırlayan ben değilim, TTK’dir. Bilirkişi raporlarında bu süreçlerde tek yetkili benmişim gibi rapor düzenlenmiş ancak ben talimatlarla çalışırım” dedi. Olayın dünya tarihinde ikinci kez yaşanan büyük bir olay olduğunu öne süren E.K., “Olaydan önce böyle bir olay yaşanabileceği öngörülememiştir. Öyle ki bu olaydan sonra yönergeler değişmiştir. Kanunlarımız dahil bu olayı daha önce öngörememiştir. Daha önce alınan bilirkişi raporlarında çelişkili ifadeler mevcuttur. Bunun haricinde asıl işveren ile Star A.Ş. arasındaki iş ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair Yargıtay kararı mevcuttur. Dolayısıyla muvazaanın olduğu iş ilişkisinde iş güvenliğine ilişkin sorumluluk asıl işverene aittir. Bu nedenlerle tekrar bilirkişi raporu alınmasını talep ederim. Bu olay yönetmelikleri değiştiren bir olaydır. Bu nedenle hakkımda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmamasını talep ederim” diye konuştu. Ölen işçilerin yakınlarının avukatı Murat Kemal Gündüz de Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasını talep etti. Gündüz, mahkumiyet verilen sanıkların eylemlerini bilinçli taksirle gerçekleştirdikleri yönündeki hususun netleştiğini söyleyerek şöyle devam etti: "Dolayısıyla esas dosya yönünden kusur durumu yönünden dosya netleşmiş olup bu yönden yeniden rapor aldırılmasına gerek bulunmamaktır. Ancak esas dosyadaki Yargıtay bozma ilamında kaçınılmazlık ilkesinin somut olayda bulunmadığı, Star A.Ş’nin yetkin bir firma olmadığı hususlarının belirtildiği, birleşen dosya açısından ise alınan her iki raporun Yargıtay ilamıyla çelişir şekilde sanki kaçınılmazlık ilkesi varmış ve Star A.Ş. yetkin bir firmaymış gibi değerlendirilerek birleşen dosya sanıklarının kusursuz olduğuna dair rapor düzenlenmiştir. Bu nedenlerle Yargıtay ilamıyla çelişen birleşen dosyadaki raporlara itirazlarımızı tekrar ediyoruz ve birleşen dosya yönünden rapor alınmasını talep ediyoruz." Emekli Sayıştay üyelerinin yer aldığı bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti Sanıklardan eski TTK çalışanı M.A. ise kurumda ihale sürecinin her yıl düzenli olarak Sayıştay tarafından denetlendiğini hatırlatarak şöyle dedi: “Eksiklikler tespit edilseydi raporda yer alırdı. Dolayısıyla bu tür düzenlenen raporlarda 5 yıl süre içerisinde firmanın yetersiz olduğuna dair herhangi bir tespit yoktur. Kaza olmasaydı böyle bir konu gündeme gelmeyecekti. Bu konulardan dosyanın emekli Sayıştay üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor aldırılmasını talep ederim.” Eski TTK Genel Müdürü Rıfat D. ise suçlamaları kabul etmeyerek beraatini talep etti. Cumhuriyet Savcısı ise dosyadaki bilirkişi raporlarının yeterli olduğunu belirterek “Yeniden rapor aldırılması yönündeki tüm taleplerin reddine ve ayrıca dosya tekamül ettiğinden ve araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı açıkça anlaşıldığından tevsi tahkikat talepleri açısından da yine tüm taleplerin reddine karar verilmesi talep olunur” görüşüne yer verdi. Cumhuriyet Savcısının görüşü üzerine söz alan Avukat Gündüz, “İddia makamı celse arasında birleşen dosyada rapor alınmasına dair yazılı beyanda bulunmuştu. Bu celse ise dosyadaki mevcut raporların yeterli olduğunu beyan ederek bilirkişi raporları alınması yönündeki taleplerin reddine karar verilmesini talep etti. Biz birleşen dosya yönünden yeniden alınması talebimizi yineliyoruz. Zira aksi halde esas dosyadaki Yargıtay ilamıyla birleşen dosyadaki bilirkişi raporları çelişecektir” dedi. Mahkeme heyeti ise yeniden bilirkişi raporu alınması taleplerini oy birliği ile reddetti. Cumhuriyet Savcısı mütalaasında sanıklar E.K., Ş.S.D. ve A.A. hakkında bilinçli taksir suçlamalarıyla ayrı ayrı cezalandırılmalarına; aralarında eski TTK Genel Müdürlerinin de bulunduğu ve 6 sanığın yer aldığı Zonguldak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden birleştirilen dosyadaki sanıkların ise beraatlerini istedi. Avukat Gündüz ise mütalaanın birleşen dosyaya yönelik bölümüne katılmadıklarını, bilirkişi raporlarının Yargıtay ilamıyla çeliştiğini söyleyerek savunma için süre istedi. Mahkeme heyeti mütalaaya savunma yapılması için süre vererek duruşmayı 12 Haziran 2024 tarihine erteledi. (OA