GENEL - 04 Mart 2018 Pazar 14:12

Sandıklı’da leblebiciliğin son temsilcileri Aslan kardeşler

A
A
A
Sandıklı’da leblebiciliğin son temsilcileri Aslan kardeşler

Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde üç kuşaktan bu yana leblebicilik yapan ailenin son temsilcileri Fatih ve Halil Aslan kardeşler, 100 yılı aşkın süregelen ata mesleği leblebiciliğin yok olmaması için çaba sarf ediyorlar.

Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde üç kuşaktan bu yana leblebicilik yapan ailenin son temsilcileri Fatih ve Halil Aslan kardeşler, 100 yılı aşkın süregelen ata mesleği leblebiciliğin yok olmaması için çaba sarf ediyorlar.


Sandıklı’daki son 6 leblebiciden birisi olan Aslan kardeşler, dedelerinin babası, dedesi ve kendi babalarından kalan leblebicilik mesleğinin üçüncü kuşak temsilciliğini yapıyorlar. Sandıklı’da dedeleri ilk mesleğe başladığında 3-4 bin nüfusu bulunan ilçede 60’a yakın leblebici olduğunu anlatan Fatih Aslan, günümüzde ise bu mesleği ilçede sürdüren birkaç kişi kaldıklarını aktardı. Ailesinde bu işi yapan üçüncü kuşak olduklarını söyleyen Fatih Aslan, "Şimdi abim Halil Aslan ile birlikte yapıyoruz, dedelerimiz, onlardan babam ve amcalarımız, son olarak da bizler leblebiciliği sürdürüyoruz. Bizden sonra leblebici yok gibi" dedi.


Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden öğrendikleri bilgiler doğrultusunda Sandıklı’yı leblebiyle tanıştıran kişinin Şeyh Nurettin olduğunu ifade eden Fatih Aslan, atalarına da bu işi Şeyh Nurettin’in öğrettiğini kaydetti. Şu an 6 leblebi satıcısı kaldığını belirten Aslan, imalat yapan esnafın ise 2 olduğunu söyledi. Fatih Aslan, leblebinin nasıl yapıldığını da şöyle anlattı:


"Nohut ilk müstahsilden alındıktan sonra eleme sınıfından geçirilir. Eleme yapıldıktan sonra sınıflara bölünür. Daha sonra tavlama yapılır. Kuru olarak ikinci tavlama yapılır, sergilere yatırılır. Nohut kabuklarını bırakır. Daha sonra belli süre bekler. 1 ay kadar bekleme süresi vardır. Leblebi olmadan 1 gün önce belli miktarda su verilir. Tekrar sınıflara bölünür. Leblebi ateşte ezilerek kabarır ve kavrulur. Kabuk soyma işlemi bittikten sonra kızartma işlemine geçilir. Kızartma işlemi de yapıldıktan sonra müşteriye sunulur. Leblebi fiyatlarını nohuttan yapıldığı için nohut belirler. Nohut da tarım ürünü olduğu için bol olursa fiyat düşer, az olursa fiyat yükselir. Bu yıl leblebi fiyatları biraz yüksek."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.