GENEL - 09 Şubat 2019 Cumartesi 12:37

Trafikte yayaların geçiş üstünlüğüne Zeybeklerden destek

A
A
A
Trafikte yayaların geçiş üstünlüğüne Zeybeklerden destek

İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen "Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın" etkinliğine destek sürüyor.

İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen "Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın" etkinliğine destek sürüyor. Afyonkarahisar’da bir halk oyunları ekibi etkinliğe zeybek oynayarak destek verdi.


Karayolları Trafik Kanunu’nun 74’üncü maddesinde yapılan değişiklikle, trafikteki can kayıplarının yaklaşık yüzde 23’ünü oluşturan yayalara yönelik devrim niteliğinde bir adım atıldı. Yapılan düzenleme ile "Yaya Öncelikli Trafik" anlayışı yasal bir zemine oturtuldu. Böylece artık araç sürücülerin, trafik polisi veya trafik ışığı bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışlarına, yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken "yavaşlamak", buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan yaya varsa "ilk geçiş hakkını vermesi" zorunlu hale geldi. Bu amaçla İçişleri Bakanlığınca "Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın" sloganıyla 2019 yılı "Yaya Öncelikli Trafik" yılı ilan edildi.


81 İlde geçtiğimiz Çarşamba günü yapılan "Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın" uygulamasına destekler devam ediyor. Afyonkarahisar’da bir zeybek ekibi de uygulamaya dikkat çekmek amacıyla yaptığı gösteriyle büyük ilgi gördü. Sosyal medyada yayımlanan görüntülerde Türkiye Halk Oyunları Federasyonu Afyon Zeybek GSK ekibi, etkinliğe destek verdi. Halk oyunları ekibinin elinde bulanan "Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın" yazdığı pankartın önünde iki zeybek Afyonkarahisar’ın yöresel halk oyunu “Kırık Hava” oynayarak yayaların geçiş üstünlüğüne dikkat çekildi. Afyonlu zeybeklerin bu gösterisi sosyal medya platformlarında büyük büyük beğeni topladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Doç. Dr. Solay: “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz” Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, kene ısırması sonucu bulaş olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bir başka insana bulaşabileceğini dile getirdi. Uzmanlar, genellikle Mayıs ve Eylül ayları arasında ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’nı (KKKA) insanları bulaştırabilen kenelerin, iklim değişikliği sonucu kene ısırması nedeniyle acil servise başvuran hasta sayısında artış olduğuna dikkati çekiyor. Özellikle Çorum, Yozgat, Tokat, Sivas, Giresun, Gümüşhane, Erzincan ve Erzurum hattında kene vakalarının yoğun şekilde görüldüğünü aktaran uzmanlar, dış ortamda çalışan vatandaşları ve piknikçileri keneye karşı önlem alma konusunda uyarıyor. Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kenenin insan vücudundaki her yere tutunabileceğine vurgu yaparak, “Kene salyasında anestezik bir madde vardır ve bunu hissetmeyiz. Bu nedenle piknik, hayvan bakımı gibi riskli bölgelere giderken mutlaka uzun kıyafetlerin giyilmesi gerekir. Açık renkte ve vücudu örten kıyafetler giyilmeli. Mümkünse çizme değilse çorabın içerisine girecek şekilde ayakkabı giyilmeli. Riskli bölgelerde kesinlikle çıplak ayakla dolaşılmamalı. Orada bulunulan süre içerisinde koruyucu kıyafetler bulunacak ve zaman zaman da vücut kene var mı yok mu diye kontrol edilecek” diye konuştu. Riskli bölgelerden uzaklaştıktan sonra vücudun kontrol edilmesi gerektiğini belirten Solay, “Kene tespit ettiysek eğer ve vücudumuza tutunmamışsa kapalı bir kutuya koyup bertarafı sağlanmalı. Vücudumuzda kene görürsek kesinlikle elle çıkarmıyoruz. Başından tutularak çıkarılması lazım çünkü elle tutulduğu zaman kenenin parçalanma ihtimali var ve virüsü dışarı çıkarma ihtimali var” açıklamasında bulundu. Kene ısırması sonucu KKKA virüsünün ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal, yaygın kas ağrıları ve kanama gibi belirtiler gösterdiğini söyleyen Solay, “Belirtilerin hepsinin birden olmasına gerek yok. Riskli teması olan ya da hasta bir kişiyle temas öyküsü olan bireyde bu belirtilerden herhangi birinin olması halinde mutlaka doktora başvurmalıdır. Kene tutması sonrası bu belirtileri ortalama 1 ila 3 günde bekleriz. Hastadan hastaya bulaştığında ise 5 ila 6 gündür ama bu süre 14 güne kadar uzayabilir. O yüzden bu hastaları 14 gün boyunca takip etmemiz lazım” dedi. Kene ısırması sonrası virüsün kan ve vücut sıvılarına temas yoluyla bulaştığına dikkati çeken Solay, şu uyarılarda bulundu: “Solunum yoluyla bulaş net olarak kanıtlanmamıştır ama kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz. Bu nedenle hasta kişilerin çıktılarına temas etmemek lazım. Bu şekilde bulaşan vakalar var. Hastalık geçildikten sonra virüs idrar yoluyla atılım 6 hafta devam etmekte bu nedenle hastaların kıyafetleri dezenfekte edilmeli, düzgün temizlenmeli. Girdiği tuvalet ayrı olmalı ve çamaşır suyuyla yıkanmalı.”
Antalya Yaralının yardımına koştular kaçan otomobilin altında kalmaktan saniyelerle kurtuldular Antalya’nın Manavgat ilçesinde kırmızı ışık ihlali yapan ve motosiklete çarpan otomobil sürücüsü, olay yerinden kaçarken, yaralı motosiklet sürücüsünün yardımına koşan vatandaşlar kaçan otomobilin altında kalmaktan son anda kurtuldu. Olay yerine gelen trafik ekipleri kaçan otomobil ve sürücüsünü bulabilmek için adeta dedektif gibi çalıştı. Polisler otomobili 2 sokak ileride terk edilmiş olarak buldu. Çevredeki güvenlik kameralarından belirlenen araç sürücüsü de karakola teslim oldu. Kaza, Aşağı Pazarcı Mahallesi Zübeyde Hanım Caddesinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Doğu Garajı istikametinden İbrahim Sözen Caddesi istikametine seyir halindeki Mehmet Kemal Kılıç’ın kullandığı tescilsiz ve plakasız motosiklet, kırmızı ışık ihlali yaparak Zübeyde Hanım Caddesine çıkan Hüseyin Sarıkaya’nın kullandığı 07 LME 45 plakalı Tofaş marka otomobille çarpıştı. Çarpmanın şiddetiyle 25-30 metre sürüklenen motosiklet sürücüsü yaralanırken otomobil sürücüsü aracını yaralıya yardıma koşanların üzerine sürerek olay yerinden kaçtı. Yaralı motosiklet sürücüsü 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tescili ve plakası olmayan motosiklet bağlanarak yediemin otoparkına çekilirken, motosiklet sürücüsüne yetersiz ehliyetten 6 bin 439 TL para cezası uygulandı. Trafik polisleri dedektiflere taş çıkarttı Olay yerine gelen Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekibi kaçan otomobili olay yerinde düşen plakasından ve patlayan lastiğinin izinden yola çıkarak 2 sokak ileride ara sokakta park halinde buldu. Çevrede güvenlik kamerası inceleyen trafik polisleri, araç sürücüsünü belirledikten sonra telefonla arayarak Cumhuriyet Polis Merkezine gelmesini sağladılar.
Erzurum Doğa severler için saklı bir güzellik; İspir Yedigöller Ovit Dağı’nın güney yamaçlarında bulunan İspir Yedigöller, küçüklü büyüklü tepelerin arasına dizilmiş 11 turkuaz renkli volkanik gölü ile Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken eşsiz yerlerden birisi olarak ifade ediliyor. Erzurum Valiliği tarafından yapılan paylaşımda; yükseklikleri yaklaşık 4 bin metreyi bulan Kaçkar Dağları’nın güneyinde yer alan İspir Yedi Göller’in, iklim şartları ve doğal güzellikleriyle doğa turizmi için oldukça elverişli olduğu dile getirildi. İspir Yedigöller ile ilgili yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi, “İspir’e 39, Erzurum’a ise 115 km uzaklıktadır. Genellikle göl bölgesine Moryayla üzerinden kuzeybatıya giden yol takip edilerek ulaşılmaktadır. Yedigöller’de kamp yapmak için en uygun zaman haziran ile ağustos ayları arasıdır. Volkanik yapıdaki Yedigöller’de; keklik, vaşak, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban ördeği, kırmızı benekli alabalık, porsuk, boz ayı, kara kartal, atmaca, dağ kargası, dağ engereği gibi ender bulunan hayvan türleri yaşamaktadır. Doğal bir kamp alanı olan göl bölgesinde tesis bulunmadığından kampçıların ihtiyaçlarını merkezi yerlerden karşılaması gerekmektedir. Lütfen alandan ayrılırken çevrenizdeki çöpleri toplayarak doğayı temiz bırakmaya özen gösterelim. Keyifli kamplar.” Erzurumlu doğasever Bülent Erkan yedi göllerin yaz sezonu açmaya hazırlandığını belirterek, “30 göller parkurunun sadece bir kısmı çifte göller ve yedi göller. 30 göller parkurunun diğerleri Yedigöl Köyü’nün Livasor vadisinde yer almaktadır. Aksu Vadisini oluşturan ana koldur. 30 göller parkurunun tamamını yapmak isteyenler Yedigöl Köyünün eski Salkin Yaylasında kamp atmak zorundadır. Diğer türlü sâdece yedi göller ve çifte gölleri yapabilir. Birlikte İspir’in doğasını Kaçkar Dağları’nın güneyini keşfedelim.” dedi.
Bursa İnsanlar tarafından şiddete uğramışlardı, emekliliğe ayrıldılar Türkiye’nin yer yerinden insanlara hizmet eden, daha sonrasında insan unsuru veya afet nedeniyle sakatlanan ve hastalanan hayvanlar, Bursa’daki Emekli Hayvanlar Çiftliği’nde kalan ömürlerini huzur içerisinde geçiriyor. Veteriner hakimler tarafından düzenli olarak sağlık kontrolü yapılan hayvanlar emeklilik hayatı sürüyor. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve Her Eve Bir Pati Derneği (HEPAD) tarafından Bursa’da kurulan Emekli Hayvanlar Çiftliği’ndeki yardıma muhtaç hayvanlar, kalan günlerini huzur içerisinde geçiriyor. Orman yangınları, deprem bölgeleri gibi birçok afetzede hayvanların yanı sıra insanlar tarafından şiddete uğramış hayvanlar da veteriner hekimler tarafından tedavi edilmelerinin ardından, kalan yaşamlarında emekliliğe ayrılıyor. Tamamen bağışlarla yönetilen Emekli Hayvanlar Çiftliği, belirli gün ve saatlerde ziyarete açılarak çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. “Tüm canlıların iyi bir yaşam hakkı olduğunu savunuyoruz” Sadece sokak hayvanlarının değil, tüm hayvanların iyi bir yaşam hakkı olduğuna inandıklarını belirten HAYTAP Bursa Temsilcisi Ömer Semih Çelik, “Ev sahipliği yaptığımız ortalama 100’e yakın hayvan var burada. Bunların içinde at, eşek, inek ve tavuk gibi aklınıza gelebilecek her hayvan bulunuyor. Biz HAYTAP olarak kedi ve köpek değil bütün canlıların yaşama hakkı olduğunu savunuyoruz. Burası bir pilot bölge. Türkiye’de 3’üncüsünü Dalaman’da açtık. Bir de Osmaniye’de Emekli Hayvanlar Çiftliği var. Burada engelli hayvanların da yaşama hakkının olduğunu göstermek istiyoruz” şeklinde konuştu. Düzenli kontrol ve aşıları yapılıyor Çiftliğe gelen hayvanların uzman veteriner hekimler tarafından düzenli sağlık kontrolleri yapıldığını ifade eden Çelik, “Gelen dostlarımızın çoğu Manavgat yangınlarından ve deprem bölgesinden. Türkiye’nin her yerinden ihbarlar ile koruma altına alıyoruz. Burada emekli hayatı sürüyorlar. Zamanında köyde üzerine yük bindirilmiş bir eşek burada emeklilik hayatı yaşıyor. Düzenli olarak veteriner hekim tarafından kontrolleri ve aşıları yapılıyor. Tedavileri ve aşıları yapıldıktan sonra buraya alıyoruz. Genelde yangında yanan, deprem enkazından kurtarılan, insanlar tarafından hastalanmış, sakatlanmış ve yaşlanmış gibi sebeplerden dolayı terk edilen hayvanlar var. Biz onları yaşatmaya çalışıyoruz. İnsanlarda olduğu gibi onlarda da çeşitli hastalıklar var hepsini biz burada gücümüz yettiğince barındırmaya çalışıyoruz. 2018 yılında ilk burası kuruldu. Daha sonra Osmaniye ve şimdi de Dalaman’da 3’üncüsünü kurduk. Sayıların daha da artmasını umuyoruz” dedi.