GENEL - 15 Ekim 2020 Perşembe 15:46

Eroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Afyonkarahisar il kongresine davet etti

A
A
A
Eroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Afyonkarahisar il kongresine davet etti

Cumhurbaşkanlığı Irak Özel Temsilcisi ve AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Prof.

Cumhurbaşkanlığı Irak Özel Temsilcisi ve AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu, AK Parti’nin Afyonkarahisar’da kurulduğunu hatırlatarak yakın zamanda yapılacak olan il kongresine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı davet etti.


Eroğlu, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Ceylan Uluçay’a ‘Hayırlı olsun’ ziyaretinde bulundu. Parti binasında gerçekleştirilen ziyarette konuşan Başkan Uluçay, Veysel Eroğlu’na teşekkür ederek, Türkiye’ye Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmayanı AK Parti’nin yaptığını söyledi.


Eroğlu ise AK Parti’nin Afyonkarahisar’da kurulduğunu hatırlatarak, bunun kendileri için bir mutluluk olduğunu ifade etti. Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:


“Cumhurbaşkanımız AK Parti için burayı seçti. Çünkü burası şehitler diyarıdır. Allah’a şükür AK Parti 18 yılda çok büyük hizmetlere mührünü vurdu. Gerçekten nereden nereye geldik. Tabi, AK Parti Afyon’da da vatandaşlarımızın büyük desteğini aldı. Neredeyse Afyon’da her 3 kişiden 2 kişi AK Partili diğerleri de AK Parti aday adayı. İnşallah yeni başkanımız AK Parti bayrağını daha da zirveye taşıyacaktır. Gerçekten Afyonkarahisarlıları hemşerilerimiz gönülden seviyorum. Onları hizmet etmek bizim için bir ibadettir. İbadet aşkıyla çalışıyoruz. Bizde ömrümüzün sonuna kadar bu güzel diyara, ülkemize ve İslam alemine hizmet etmenin gayreti içeresindeyiz. Çünkü bizim anlayışımız bu böyle yetiştik. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a diyeceğiz mademki AK Parti Afyon’da kuruldu. Lütfen Afyon’daki il kongresine sizi bekliyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.