YEREL HABERLER - 09 Ocak 2012 Pazartesi 17:44

10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ

A
A
A
10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ

Basın İlan Kurumu Afyonkarahisar Şubesi Müdürü Burak Orhan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Basın İlan Kurumu Afyonkarahisar Şubesi Müdürü Burak Orhan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle kentte görev yapan gazetecilerle bir araya geldi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün temelinde 212 olarak bilinen basın sigortası ile basın mensuplarının haklarının iyileştirilmesine yönelik düzenlemelerin olduğunu aktaran Orhan, "Sarı basın kartı da bu düzenlemelerden bir tanesiydi. Sarı basın kartı, devletin basın mensubunu ’gazeteci’ olarak tanıması anlamına geliyor. Bunun dışında sarı basın kartı sahibiyseniz, örneğin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ’gazeteci’ sıfatı ile girebilirsiniz" diye konuştu.
Afyonkarahisar’daki basın mensuplarına sarı basın kartı için müracaat etmeleri yolunda tavsiyede bulunan Orhan, muhabirlerin kendilerine bir hedef koyması durumunda başarılı olacaklarını iletti.
Basın İlan Kurumu’nun şubeleri bulunan iller arasında en çok gazetenin Afyonkarahisar’da olduğunu hatırlatan Orhan, "Yerel gazete sayısında rekor Afyonkarahisar’da. Gazete sayısı çok olmasına rağmen, gazetede çalışan sayısı ve gazetelerin okunma-satın alınma oranları az. Bu durumun değişmesi gerekiyor. Bu değişimin temel taşlarından birisi de muhabirler. Muhabirler, birbirileriyle tatlı rekabetler sürdürmeli, ayrıca daha çok özel haber yapma hevesini taşımalı. Özel haberlerin sayısı arttıkça, gazetelerin okunma-satın alınma oranı da yükselir" dedi.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde yerel medyanın çok güçlü olduğunu belirten Orhan, "Türkiye ve Afyonkarahisar’da da yerel basının güçlenmesi, ülke ve şehrin gelişmesini sağlayacaktır. Gazetecilik zor bir meslek. Zor mesleğin zevkli yanları ise yaptığınız haberlerin okunmasıdır."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.