GENEL - 20 Ocak 2012 Cuma 13:58

EVİ YANAN KADIN YARDIM BEKLİYOR

A
A
A
EVİ YANAN KADIN YARDIM BEKLİYOR

Afyonkarahisar’da, bir süre önce çıkan yangında kirada oturduğu ev yanan üç çocuk annesi Türkan Avcı (52), çocukları ile birlikte bir odanın içerisinde yaşam mücadelesi veriyor.
Afyonkarahisar’ın Cumhuriyet Mahallesinde üç katlı bir apartmanın son katında yaşayan Türkan Avcı, 8 gün önce elektrik tesisatından çıktığını iddia ettiği yangının ardından sokakta kaldıklarını söyledi. Yangına sobanın üzerinde unutulan patateslerin neden olduğu yönünde itfaiye ekiplerinin tutanak tutmasına anlam veremediğini söyleyen Türkan Avcı, yangının elektrik tesisatından çıktığını savundu. Mutfaktaki buzdolabının tamamen yandığını anlatan Türkan Avcı, yangına elektrik tesisatının neden olduğunu
bildirdi. Yangının çıktığını görünce çocukları ile birlikte kendilerini dışarı attıklarını, söndürmek için hiçbir şey yapamadıklarını kaydeden Avcı, itfaiye gelip söndürünceye kadar evinin tamamen kullanılamaz hale geldiğini ifade etti.
HER KAPIYI ÇALDI
180 lira vererek oturduğu sobalı evin tamamen yanmasının ardından devletin kapısını çaldığını dile getiren üç çocuk annesi Avcı, makinist olan eşinin ölmesinin ardından kendisine bağlanan maaşının öne sürülerek, hiçbir destek alamadığını ifade etti. Yardım için kimin kapısını çaldıysa herkesin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nı adres gösterdiğini, her gittiğinde de ağlayarak evine döndüğünü anlatan Türkan Avcı, üç çocuğu ve bir de yaşlı annesi ile tek oda da yaşam mücadelesi vermek zorunda
kaldıklarını söyledi. Akşam olduğunda uyumak için lise bir ve ikinci sınıfta okuyan çocukları Murat ve Serhat’a çekyatı yatak yaptığını, kızı Emine ile de kendisinin yerde yattığını anlatan çaresiz kadın, "Bu odada yemeğimizi yapıp burada yiyoruz aynı zamanda yatıyoruz. Diğer odada bulaşığımızı yıkıyoruz. Yangın nedeniyle geri kalan odalarımız kullanılamaz halde, her yer soğuk ve ıslak, bir şekilde kurutup kullanacağız" dedi.
AĞLAYARAK DÖNDÜM
Yaşlı annesi ve üç çocuğu için Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ve yardım kuruluşlarının kapısını çaldığını ileten Avcı, şimdi ise onlardan gelecek çareyi beklediğini dile getirdi. Avcı, en çok, devletten tek bir yardım sözü alamadığı için üzgün olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Yangından sonra belediyeye gittim benim evim yandı diye. Onlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na yönlendirdi. Sosyal Yardımlaşma, maaşımızı öne sürdü. Belediye Başkanı ile görüştüm o da Sosyal Yardımlaşmaya gönderdi.
İkinci kez tekrar Sosyal Yardımlaşma’ya gittim. Yapılacak bir şey olmadığını maaşım olduğunu söylediler. Ağlayarak döndüm."
ÖĞRETMENLER YARDIM EDİYOR
Evin pencerelerinden soğuk girmesin diye sürekli olarak naylonlarla kaplamaya çalışan lise öğrencileri Murat ve Serhat’ın okuldaki öğretmenleri ile dershanedeki öğretmenlerinin yardım ettiğini kaydeden Türkan Avcı, "Allah hepsinden razı olsun. Onların verdikleri ile şimdilik yiyip içiyoruz. Allah kimseyi bu soğukta düşkün etmesin. Çocuklarımızla yangını söndürmek için çok çırpındık ama olmadı" diye konuştu.
KIZI ÖDÜL ALDI
Lise son sınıf öğrencisi Emine’nin ise kendileri için bir gurur kaynağı olduğunu anlatan anne Avcı, okulda hazırladıkları ’e-seçim’ adlı proje ile Antalya’da yapılan yarışmada bölge birincisi olduklarını söyledi. Emine Avcı da aynı proje ile Ankara’da 42 ülke arasından birinci olduklarını ve Afyonkarahisar’a altın madalya ile döndüklerini ifade etti. Lise son sınıf öğrenci Emine Avcı’nın tek tesellisinin yangında yarışmada aldığı başarı belgesinin ve notlarının kaybolmaması olduğu belirtildi.
ÇOCUKLARINI OKUTMAK İÇİN BÜKME YAPIP SATIYOR
Anne Şükran Avcı, evleri yanmadan önce çocukları için çok çabaladığını dile getirdi. Onları okutmak için Afyonkarahisar’a has tatlardan olan bükme ve ağzı açık yapıp Cuma günü cami çıkışında sattığını anlatan Avcı, buradan kazandığı para ile çocuklarını dershaneye gönderdiğini söyledi. Evlerinin yanmasının ardından bu işi de yapamaz hale geldiğini belirten Avcı, şimdi ise bütün derdinin çocuklarını sıcak bir yuvada tutabilmek olduğunu sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.