GENEL - 06 Aralık 2018 Perşembe 11:59

“1.Uluslararası İçmesuyu ve Atıksu Sempozyumu” Afyonkarahisar’da başladı

A
A
A
“1.Uluslararası İçmesuyu ve Atıksu Sempozyumu” Afyonkarahisar’da başladı

“1.

“1.Uluslararası İçmesuyu ve Atıksu Sempozyumu” Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı’nın katılımıyla Afyonkarahisar’da başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Bakan Yardımcısı Özkaldı, “Şehirler içme suyu problemi yaşamasın diye ’81 İlde İçmesuyu Eylem Planı’ hazırladık” dedi.


Küresel ısınma, iklim değişikliği ve nüfus artışı nedeniyle artan su talebinin, sınırlı olan su kaynaklarımızdan verimli ve sürdürülebilir bir şekilde temini için, içmesuyu ve atıksu sistemlerinin tasarımı, işletilmesi, su kaynaklarının geliştirilmesi, korunması ve yönetilmesi konularındaki gelişmeleri ortaya koymak için “1.Uluslararası İçmesuyu ve Atıksu Sempozyumu” Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı’nın katılımıyla düzenleniyor.


Sempozyumun açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, İnsan ve bütün canlıların hayatlarını sürdürmeleri için vazgeçilmez olan suyun temel bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Özkaldı, “Sosyal ve ekonomik gelişme ile birlikte hayat standartlarının yükselmesi, kişi başına içme ve kullanma suyu ihtiyacını da önemli ölçülerde arttırmaktadır. Bu sebeple, yeni su kaynaklarının geliştirilmesi ve bunların toplumun kullanımına sunulması için yeterli finansmanın sağlanması sadece gerekli değil, aynı zamanda bir zorunluluk haline gelmiştir. İnsan hayatı için en önemli unsur olan su sanılanın aksine sınırlı bir kaynaktır. Günümüzde su kaynakları ile alakalı en önemli problem onun etkin kullanımıdır. Su kaynaklarına ziraat, endüstri ve evsel kirlilikler önemli ölçüde tesirde bulunmakta olup bu sektörlerin su ihtiyacının giderek artması, onun yönetimini zorlaştırmaktadır. Su kaynaklarının etkin kullanımı, uzun dönemde ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasında en büyük etken olacaktır. Bu sebeple, ülkemizde de sürdürülebilir su kaynaklarının yönetimi, gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Bazı bölgelerde görülen su kıtlıkları ve tahsis problemleri neticesinde içme ve tarımsal alanda suyun ekonomik kullanımı etkilenmektedir. Ziraat, endüstri ve içme suyunun kontrolsüz kullanımı neticesinde su kalitesi bozulmakta aynı zamanda yeraltı sularının aşırı ve dengesiz kullanımı ile yeraltı su rezervi korunamamaktadır. Dünya genelinde sürekli artan nüfus ve kentleşme oranları içme suyu teminini de zorlaştırmaktadır. Kentleşmenin yanı sıra küresel ısınma da tatlı su kaynakları üzerinde olumsuz yönde tesirde bulunmaktadır. Bilim adamları sürekli olarak dünyanın hızla ısındığını ifade etmektedir. Türkiye de bir taraftan kalkınma için gerekli olan su kaynaklarında meydana gelmesi beklenen azalma, diğer taraftan da artan nüfusun su ihtiyacının karşılanması için yapılaması gereken çalışmalarla karşı karşıya bulunulmaktadır. Kalkınmaya hız veren unsurların başında mevcut kaynakların randımanlı ve entegre kullanılmasının sağlanması, tabi üstünlüklerin değerlendirilmesi yer almaktadır. Bu noktadan hareketle; küresel ısınma sebebiyle meydana gelerek kalıcı olabilecek bir kuraklıkta içme suyu temini konusunda problemlerle karşılaşılmaması, mevcut ve artan ihtiyaçların karşılanabilmesi için öncelikle aksama oluşturacak konuların doğru olarak tespit edilmesi gerekmektedir” dedi.


“81 ilde İçme Suyu Eylem Planı hazırlandı”


Tarım ve Orman Bakanlığı olarak şehirlerin içme suyu sıkıntısı yaşaması için “81 İl İçme Suyu Eylem Planı” hazırladıklarını belirten Bakan yardımcısı Özkaldı, “Bu eylem planını çok önemsiyorum. Bu eylem planı benim de genel müdürlük dönemine kadar uzanmaktadır. Yani bu çalışmalara yeni başlanmış değildir. Şehirlerimiz şu an için içme suyu sıkıntısı yaşamıyorsa bu eylem planının uygulanması neticesindedir. Bu eylem planı ile, illerimizin; 2040, 2050 ve hatta 2071 yıllarına kadar içme suyu ihtiyacı planlanmıştır. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hizmetler sektöründe faaliyete başladığımız 1968 yılından bu yana işletmeye aldığımız 320 adet içme suyu projesi ile 46 milyon vatandaşımıza yıllık 4 Milyar metreküp içme suyu temin edilmiştir. Mardin’den Edirne’ye, Trabzon’dan Afyonkarahisar’a kadar hemen hemen her ilde içme suyu çalışmaları yapılmıştır, yapılmaya da devam etmektedir. Çözdük içme suyu sıkıntısı yok dediğimiz illerde bir bakılıyor ki aniden içme suyu talebi ortaya çıkıyor. Ülkemizin güney sınırında yaşanan otorite boşluğu mu dersiniz, uluslararası politikalar mı dersiniz, bir anda içme-kullanma suyu sıkıntısı ortaya çıkabiliyor. Gaziantep ve Kilis şehirlerimizin nüfusları mülteciler sebebiyle ciddi oranda arttı. Biz medeniyetimiz gereği bu insanlara gelmeyin diyemezdik. Yapacağımız şey bu şehirlerin içme-kullanma suyu meselesini kökünden çözmektir. Biz de bunu yaptık. Gaziantep’te Düzbağ Barajı, regülatör, isale hattı ve arıtma tesisi, Kilis’te Yukarı Afrin Barajı, isale hattı ve arıtma tesisi, Şanlıurfa Suruç’ta isale hattı ve arıtma tesisi, Viranşehir’de isale hattı, Hatay’da Büyükkaraçay Barajı, isale hattı ve arıtma tesisi işleri proje ve/veya inşaat kademesinde sürdürülmektedir. Ülke genelinde devam eden 90 adet içme suyu işi ile de 18 milyon nüfusa yıllık ilave 1,8 milyar metreküp içme suyu temin edilecektir. Dünya’da ilk defa denizin içinden askıda borularla KKTC’ye içme suyu götürülmüştür. İstanbul, Ankara ve İzmir’e içme suyu sağlayacak olan Melen Projesi, Gerede Projesi ve İzmir İçme Suyu Projesinin tamamlanması çok önemlidir. Ankara ilimizin 2050 Yılına kadar içme suyu sorununu ortadan kaldıracak Gerede Sistemi Projesi kapsamında Gerede Tüneli’nde sona gelindi” diye konuştu.


Sempozyuma; Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, DSİ Genel Müdürü Mevlüt Aydın, teşkilatın merkez ve taşra yöneticileri, farklı ülkelerin hükümet temsilcileri, kamu kuruluşları, yerel yönetimler, yerli ve yabancı akademisyenler, özel sektör temsilcileri ve danışmanlar katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.