POLİTİKA - 27 Eylül 2025 Cumartesi 21:16

Özel: "İtirafçının arkasında bozuk tohumun babası Melih Gökçek var"

A
A
A
Özel: "İtirafçının arkasında bozuk tohumun babası Melih Gökçek var"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediyesine yapılan yolsuzluk operasyonu üzerinden Melik Gökçek’e ve ’bozuk tohum’ diyerek oğlu Osman Gökçek’e yüklenerek, "Güya konserde usulsüzlük var diyerek iftira atmışlar. Sayıştay gelip denetlemiş kusur görmemiş, Mansur Başkan denetim yapmış kusur bulamamış, bir kişiyle ilgili kusur bulmuş ve Melih Gökçek döneminde işe alınmış bir memur. Bu kişiyi itirafçı yapmışlar etrafındakilere kara çalıyor. Bunun üzerinden tertemiz kişileri suçluyorlar" dedi.


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Afyonkarahisar’da vatandaşlara seslendi. Zafer Meydanı’nda seçim otobüsü üzerinden konuşan Özel’e genel başkan yardımcıları, parti merkez yürütme kurulu üyeleri ile Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal eşlik etti.


Özel konuşmasında, önce Afyonkarahisar’da kazandıkları belediye başkanlığı ile ilgili konuştu. Özel, "1950’den beri Afyon’da belediye seçimleri yapılıyor, tam 15 defa şehrin kime emanet edileceğine Afyon karar verdi. 15 defa kaybettik ama Afyon’a küsmedik. Sabrettik, çalıştık ve hatayı kendimizde aradık, Afyon’un önüne koyduk ve seçimleri kazandık. Benim kardeşim ve eski parti Gurup Başkan Vekilim Burcu Köksal. Seçimde iki kişiden birinin oyunu alarak seçildi. Başkanımız 18 aydır çalışıyor aralıksız. Aday yaptığımızda ilk ben inandım kazanacağına ve başarılı olacağına buna siz de inandınız. Kısıtlı imkanlar ve borçla birçok yatırımı yapan Burcu Başkan’a helal olsun. Burcu çalışıyor ama iktidar Afyon’u unuttu. Eber Gölü kurudu, Zafer Havalimanı her yıl zarar ediyor bu sene 220 milyon TL uçmayan yolcu için ödeme yaptılar. O para Afyon’da Burcu’da olsa ne hizmetlere dönüşür" dedi.



"CHP Türkiye’nin birinci partisi"


Konuşmasında ekonomide yaşanan sıkıntılara da değinen CHP Genel Başkanı Özgür Özel şunları söyledi:


"Milletin huzur ve refahını feda ediyorlar. Bugün 1 gram altın 5 bin TL’yi geçti. 23 yıl önce emekli maaşı ile 8 çeyrek alınıyordu, en düşük emekli aylığıyla 3 çeyrek altın alınıyordu. Asgari ücretli 7 çeyrek alıyordu, asgari ücret bugün 22 bin TL gibi açlık sınırının altında yani hiç ilişmeseler emekçiye dokunmasalar 50 bin TL alacaklardı. Asgari ücretli Erdoğan’dan kurtulursan asgari ücret 50 bin, emekli maaşın 56 bin TL olur. Herkes hesabı böyle yapsın. Memur ayda 9 çeyrek altın kaybetmiş. Öğrenciler burs ücreti olarak gram altının yarısı tutarlarını alıyor. Bunlardan önce öğrenci bursu 1,5 çeyrek altın alıyordu. İktidar asgari ücretliye, emekliye, öğrenciye ve çiftçiye iyi gelmedi. Bu iktidar sadece ve sadece yandaşa, zengine iyi gelen bir iktidardır. Bu memlekette yüzde 20 olan zengin gelirin yüzde 90’nını, geri kalan yüzde 90’san ise yüzde 10’nu alıyor. Kimsesizlerin kimsesi olmaya geliyoruz. Emeklinin partisi CHP’dir. Asgari ücretlinin partisi CHP’dir. Öğrencinin ve çiftçilerin partisi CHP’dir. CHP Türkiye’nin birinci partisi."



"Onun arkasında da bozuk tohumun babası var"


Konuşmasında Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne karşı yapılan operasyonlara değinen Özel, "Mansur Başkanımıza saldırı başlattılar. Öncelikle şunu söyleyeyim Ekrem Başkan da Mansur Başkan da bu milletin gönlünde yer tutmuş bu milletin inandığı tertemiz insanlardır. Onları kimseye kurban etmeyiz, arkalarında millet vardır. Güya konserde usulsüzlük var diyerek iftara atmışlar. Sayıştay gelip denetlemiş kusur görmemiş, Mansur Başkan denetim yapmış kusur bulamamış, bir kişiyle ilgili kusur bulmuş ve Melih Gökçek döneminde işe alınmış bir memur. Bu kişiyi itirafçı yapmışlar etrafındakilere kara çalıyor. Onun arkasında da bozuk tohumun babası var. İftira attığı kişinin hesabında bir kuruş yok sadece bu iftiracıda var. Bunun üzerinden tertemiz kişileri suçluyorlar. Hiçbir suçlamayla tutuklama yapamadıkları için son anda zimmet suçu şüphesi yazmışlar. Zimmet olsa para olur ama tertemiz insanlara iftira atıp Mansur Yavaş’a uzanmaya çalışıyorlar. Mansur Başkana uzanan o kirli elleri bu millet kırar" diye konuştu.



"Adalet bozuk tohum ve babasına kaldıysa adalet yandı demektir"


Konuşmasında ’bozuk tohum’ diyerek Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’e yüklenmeye devam eden Özel, "Bozuk tohumun babasının 97 yolsuzluk dosyası var kapağını açıp bakan yok, Mansur Başkan gibi namus timsaline iftira atıyorlar. 8 saat önceden operasyonu duymuş demek ki neymiş bu operasyon tamamen siyasiymiş. Bozuk tohumun kanalından ikinci dalga gelecek ve 30 kişi alınacak diyorlar. Buradan Ankara Adliyesi’nin namuslu hakim ve savcılarına sesleniyorum, bu bilgilerin onda ne işi var. Adalet bozuk tohum ve babasına kaldıysa adalet yandı demektir. Bakın AK Parti döneminde 5 yılda 80 etkinliğe o günkü parayla 33 milyon vermişler. Mansur Yavaş döneminde 420 etkinliğe bugünkü parayla 30 milyon verilmiş. Bozuk tohumun babası aynı paraya 80 etkinlik yapmış bizimkiler 5 katı etkinlik yapmış. Havuduyla götürenlere AK Partili diye seslenmeyeceksiniz öyle mi yazıklar olsun bu adalete" dedi.



Özel: "İtirafçının arkasında bozuk tohumun babası Melih Gökçek var"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.