GENEL - 26 Ağustos 2019 Pazartesi 15:39

"Arı zehri birçok hastalığa iyi geliyor"

A
A
A
"Arı zehri birçok hastalığa iyi geliyor"

Ağrı’da uzun yılardır arıcılık ve aktarlık yapan Abubekir Demir (65), arı zehri ile romatizma hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığı tedavi ettiğini söyledi.

Ağrı’da uzun yılardır arıcılık ve aktarlık yapan Abubekir Demir (65), arı zehri ile romatizma hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığı tedavi ettiğini söyledi.


Son yıllarda modern tıbbın yanında alternatif tıpa başvuran romatizma ve çeşitli hastalıkları olan hastalar, şifayı oldukça başvurulan ve etkili bir yöntem olduğu iddia edilen bal arısı zehrinde arıyor.


Özellikle romatizma, eklem, deri, damar hastalıkları ve çeşitli dermatolojik hastalıklarda kullanıldığı bilinen arı zehri tedavisinde, arı iğnesi hastanın ağrıyan yerlerine yapılıyor.


Daha önce lösemi hastası oğlunu tedavi etmek için başladığı arıcılık mesleğinde ürettiği ballarla, lösemi hastası oğlunu da tedavi etmeyi başardığını söyleyen ve Ağrı’da 17 yıldır arıcılık ve aktarlık yapan Abubekir Demir (55), uzun yıllardan beri kendisine gelen hastalarda bu tedavi yöntemini kullandığını ve hastaların oldukça olumlu sonuçlar aldığını belirtti.


Tedavinin nasıl ve ne şekilde uygulandığını anlatan Demir, tedavide arı iğnesini vücudun ağrıyan bölgelerindeki belli akupunktur noktalarına vurdurduklarını ifade ederek, “Son zamanlarda modern tıpta da başvurulan bir yöntem olarak kullanılıyor. Bazı haberlerde de karşılaşırsınız. Bal arısı sokması kötü değildir. İnsanların alerjisi yoksa sorun olmaz. Benim kendi oğlum da iltihaplı romatizma hastası. Ben oğluma da sürekli olarak arı terapisi yapıyorum. Bunların yanında da gelen birçok hasta oluyor. Bu tedaviyi uyguladığımız hastalar da kendilerini iyi hissediyor. İltihaplı romatizma hastalığının en önemli tedavi yöntemlerinden biridir. Çünkü arı zehri doğal kortizondur. Arının soktuğu bölgeye kan akışı yoğunlaşır. Kan akışı yoğunlaştığı zaman o bölgedeki damarları da tedavi eder. Arı iğnesini rastgele vurdurmuyoruz. Vücudun ağrıyan yerlerinde belli akupunktur noktalarına vurduruyoruz. Bu işlemi belli seanslar şeklinde uyguluyoruz. Daha önce bu tedavi yönteminin kullandığımız birçok hasta da bizi arayarak iyi olduklarını ifade ettiler. Bal arısı ve hakiki balın çok büyük yararı var" dedi.


İltihaplı romatizma hastası olan ve Abubekir Demir’in arı iğnesi tedavisi uyguladığı oğlu Danyal Demir ise, aynı zamanda arıcılık mezunu olduğunu ve bu tedavi yönteminin okulda kendilerine anlatıldığını dile getirerek, tedavinin son zamanlarda Türkiye ve çeşitli Avrupa ülkelerinde modern tıpta kullanılmaya başlandığını söyledi.


Arı iğnesi tedavisine başladığından beri kendisini oldukça iyi hissettiğini anlatan Danyal Demir tedavisi hakkında şu açıklamalarda bulundu:


“Benim hastalığıma üç yıl önce teşhis kondu. Ama araştırdığımda 8-10 yıldır bu hastalığı taşıyormuşum. Ankilozan Spondilit hastalığı. Bu hastalığım iltihaplı romatizmanın bir çeşididir. Bu hastalığa yakalanmadan önce bu ve buna benzer hastalıkları taşıyan hastalar yanımıza geliyordu. Bal arısı iğnesi vurduruyordu. Şimdi bende de çıktı. Ben de aynı yönteme başvurdum. Bende de olumlu sonuç verdi. Çok rahatım. Bu hastalığın genel seyri ağır geçer. Sabahları ağrılar olur. Vücudun bazı yerlerinde tutulmalar olur. Arı iğnesi vurdurduktan sonra bu tür şikayetlerim ortadan kalktı. Kimyasal ilaçlar kullanmaktan kaçınıyorum. Arıcı olduğum için sürekli arıların içerisindeyim. Arı sütü, bal, polen, propolis tüketiyorum. Bu sayede işimi yapabiliyorum. Ben kendim de arıcılık mezunuyum. Bunu aldığımız derslerimizde de görmüştük. Arı iğnesinin bu tarz hastalıklara iyi geldiği anlatılmıştı bize okulda. Daha sonra yapılan araştırmalar sonucunda da ortaya çıktı. Türkiye ve Avrupa ülkelerinde de arı iğnesi ve arı havası ile tedavi yapılıyor. Belli hastanelerde şu anda doğal kortizon olarak hastalara arı iğnesi vuruluyor. Biz de burada arıcı olduğumuz için doğal ortamında bu tedaviye başvurduk."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sultangazi’de oyun konsolu hırsızlığı kamerada: "Arabamı çekip geleceğim" diyerek kaçtı Sultangazi’de bir oyun salonuna müşteri kılığında giren şüpheli, işyeri sahibinin dalgınlığından yararlanıp 3 bin 500 lira değerindeki oyun konsolunu çaldı. Telefon ile konuşuyor gibi yapan hırsız, daha sonra ise "aracımı çekip geleceğim" diyerek hızla işyerinden uzaklaştı. Olay anı ise işyerine ait güvenlik kamerasına yansıdı. Olay dün saat 12.00 sıralarında Cebeci Mahallesi’nde yaşandı. İddiaya göre, müşteri kılığında oyun salonuna gelen şüpheli, önce içeride dolanmaya başladı. Ardından ise işyeri sahibinin misafiri ile ilgilenmesini fırsat bilerek, farklı bir masada bulunan oyun konsolunu çalıp, montunun cebine sakladı. Daha sonra ise telefonla görüşüyormuş gibi yapan şüpheli, "aracımı çekip geleceğim" diyerek hızla kaçtı. Yaşanan olayı anlatan işyeri sahibi İsmail Çarkı, "Sabah dükkanımı açtım ve temizlik yaptım. Misafirim gelmişti mutfakta ona kahve yapıyordum. O sırada arkadaş geldi ve oyun oynamak istediğini söyledi. Masayı açtım daha sonra lavaboyu sordu gösterdim. Ben tekrar mutfağa misafirim ile ilgilenmek için geçtiğimde lavabodan çıkıyor, kolonun arkasından bana bakıyor. Daha sonra ise oyun oynamaya oturur gibi yapıp koşarak geliyor ve buradan konsolu alıyor montunun cebine koyuyor. Sonra telefon ile görüşüyor gibi yapıyor, daha sonra ise aracını olduğu yerden çekmesi gerektiğini ve tekrar geri geleceğini söyleyip çıktı ve gitti. Bende o ara fark etmedim misafirim olduğu için. Sonradan fark ettim ve kameraya baktım. 3 bin 500 TL civarında maddi değeri var" dedi. Olay anı kamerada Oyun salonuna müşteri kılığında giren şahıs 3 bin 500 TL değerindeki oyun konsolunu çalarken, o anlar işyerine ait güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde oyun salonuna gelen hırsızın, işyeri sahibinin dalgınlığından yararlanıp konsolu alıp montunun cebine sakladığı, ardından ise telefonla görüşüyormuş gibi yaparak, aracını çekme bahanesi ile hızla işyerinden ayrıldığı görülüyor.
Sivas İlk yerli ve milli motor bloğu bu müzede sergileniyor Sivas’ın tarihî mirasını ve endüstriyel geçmişini keşfetmek isteyenler için TÜRASAŞ Müzesi, bir zaman makinesi gibi işlev görüyor. 1939 yılında kurulan TÜRASAŞ, günümüze kadar uzanan zengin tarihini, ziyaretçilerine görsel bir şölenle sunuyor. Sivas kent merkezinde bulunan Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi (TÜRASAŞ), buharlı lokomotiflerin ve yük vagonlarının bakım ve onarım işlerinin yapılması amacıyla kuruldu. 1939 yılında Cer Atölyesi ismiyle kurulan fabrika bugün TÜRASAŞ ismiyle hizmet veriyor. Fabrika içerisinde kurulan müze ise demiryolu geçmişine adeta ışık tutuyor. Kurulduğu günden bugüne kadar üretilen yaklaşık 3 bin parça müzede sergileniyor. Devrim otomobilin motor kalıbı olmak üzere vagon prototip maketlerden en küçük vagon parçalarına kadar yaklaşık 3 bin antika parça ziyaretçilerini geçmişe götürüyor. “Devrim otomobilin motor kalıbı da sergileniyor” TÜRASAŞ Sivas Bölge Müdürü Atanur Karadağ, müzenin halka açık olduğunu söyleyerek, “Eğitim kısmında çırak okulunun kullandığı bando takımı var burada. Eskişehir’de üretilen devrim arabasının motor blok modeline varana kadar burada parçaları sergilemekteyiz. Müzemiz halka açık. Mesai saatleri içerisinde talep eden herkes gezebilir. Bu parçaları görebilir. En değerli parça bence devrim arabasının motoru. Çünkü bir tarihe tanıklık ediyor. O zaman çekilen filmde de bahsediyorlar. Devrim arabasının motor bloku defalarca dökülüyor çatlıyor, sorun çıkıyor. En son orada deniyor ki Sivas’ta cer atölyesi dökümhanesinde bir usta var ancak o usta bunu yapar diyorlar. Sivas cer atölyesi dökümhanesinde döktürülen parçayla devrim arabasının motorunda muvaffak oluyorlar. Bu çok önemli bizim için. Bunun dışında aslında bana sorarsanız her bir parçası önemli. Ben 1985 yılında çırak okuluna girdim. Baktığınız zaman aslında ben de müzenin bir parçasıyım. Çeşitli ürünler, yaptığımız vagonların maketleri burada sergileniyor. Açılışa dair fotoğraflar, anı defteri. Her şey burada mevcut. Sinemamızın film makinesi hepsini burada sergiliyoruz” dedi.