- 15 Temmuz 2020 Çarşamba 15:56

AİÇÜ’de “15 Temmuz Farkındalık Konferansı” online olarak gerçekleştirildi

A
A
A
AİÇÜ’de “15 Temmuz Farkındalık Konferansı” online olarak gerçekleştirildi

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde (AİÇÜ) “15 Temmuz Farkındalık Konferansı” online olarak gerçekleştirildi.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde (AİÇÜ) “15 Temmuz Farkındalık Konferansı” online olarak gerçekleştirildi.


AİÇÜ’de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında online olarak gerçekleştirilen İçişleri eski Bakanı ve AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok’un konuşmacı olduğu “15 Temmuz Farkındalık Konferansı”na Ağrı Valisi Dr. Osman Varol, Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, AİÇÜ Senato Üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.


Moderatörlüğünü Rektör Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut’un yaptığı “15 Temmuz Farkındalık Konferansı”nda konuşan İçişleri eski Bakanı ve AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok, Türkiye’deki darbelerin tarihi hakkında kısa bir hatırlatma yaparak, sivil ve milli iradenin dizayn edilme süreçlerinde silahlı kuvvetlerin kullanıldığını söyledi.


AK Parti Erzurum Milletvekili Altınok, “Türkiye’yi istedikleri noktaya çekmek isteyenler, MİT krizi, Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe teşebbüslerinden sonuç alamayınca Silahlı Kuvvetler içerisinde örgütlenen FETÖ teröristleriyle silahlı darbe girişiminde bulundular. Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu ile yaptığı çağrıya gönlünü açan kahraman milletimiz, meydanları ve havalimanlarını doldurarak, kamu kurumlarını korumaya alarak teröristlere fırsat vermedi. O karanlık gecede dünya tarihinde görülmemiş bir olay yaşandı. Silah yapısının zirveye çıktığı bir çağda, vatandaşlarımız elinde hiçbir silah olmadan sadece bedenini kullanarak darbeyi durdurması bizlere Kurtuluş Savaşı’nı hatırlatmaktadır” diye konuştu. Milletvekili ALTINOK, “FETÖ ve benzeri örgütler bu memleketin birliğini ve beraberliğini bozmak istiyorlar. Eğer biz kimsenin mezhebine, etnisitesine, kimliğine bakmadan 83 milyonun tamamını millet olma şuuru ile kucaklayamaya devam edersek, kimse bu ülkeye ve millete zarar veremez. Burada şunu da hatırlatmak gerekmektedir. Eğer bir ülke ona liderlik yapabilecek bir lidere sahip olmazsa, Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’e sahip olduğu gibi, bu hain darbe girişimlerinde de Recep Tayyip Erdoğan’a sahip olmazsa bu kadar saldırıyı karşılayabilme iradesini gösteremez” diye konuştu.


Ağrı Valisi Dr. Osman Varol, “15 Temmuz’un destan olarak adlandırılması gerekmektedir. Modern siyasi tarihte, teknik olarak silahlı kuvvetlerin güçlü olduğu bir dönemde yapılan darbe girişiminin millet tarafından durdurulması çok önemlidir. Halkımızın güçlü bir liderin önderliğinde neler yapabileceğini o menfur gecede hep birlikte gördük. Ama bundan sonra bunun tekrarlanmaması içinde dikkatli olmalıyız” diye konuştu.


Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, “Türk halkı, milli birlik ve beraberlik içerisinde 15 Temmuz gibi büyük bir darbeyi önlemiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde milletimiz çıplak elleriyle tankları önlemiş, vatanı sevmenin, özgürlüğün demokrasinin ne olduğunu göstermiştir. Bütün dünya bundan gereken dersi almıştır. Eğer o gün güçlü bir liderin cesur duruşu olmasaydı, milletimiz sokağa çıkmasaydı belki de hainler emellerine ulaşmak için her türlü kötülüğü yapacaklardı” diye konuştu.


AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, 15 Temmuz 2016 gecesi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği, hükümetin kararlı tutumu ve en önemlisi milletimizin devletine ve demokrasi iradesine sahip çıkmasıyla, istikbal ve inançlara darbe vurmak isteyenlere karşı yekvücut olup, aydınlık bir gelecek idealinden asla


taviz verilmeyeceğinin, birlik ve beraberlik sayesinde nelerin başarılabileceğinin tüm dünyaya gösterildiğini söyledi. Prof. Dr. Karabulut, “Ülkemizi karanlığa gömmek isteyenlere bu millet, tankın, topun, uçağın, helikopterin, tüfeğin karşısına sadece ve sadece imanıyla, inancıyla, yüreğiyle dikildi. Bu yüce millet, şehit ve gazileriyle, 15 Temmuz gecesi cesaret, dirayet, kararlı ve dik duruşlarıyla tarih yazdı. Bu silahlı darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasıyla, Türkiye, bugün Ayasofya’ya vurulan zincirleri kırabilmiştir. Çünkü Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet Han’ın mirası, Fethin kutlu sembolü, tam bağımsızlığımızın bir nişanesidir. Bu kutlu mabedi Müslüman aleminin hizmetine açan Sayın Cumhurbaşkanımız’dan Allah razı olsun. Artık rahatlıkla söyleyebiliriz ki, bu güzel ülke, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün öncesinden daha güçlüdür. Bu vesile ile 15 Temmuz şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, gazilerimize hayırlı ve uzun ömürler diliyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.