- 12 Ekim 2020 Pazartesi 11:57

SERKA 3’üncü kez Ağrı Dağı’nın zirvesinde

A
A
A
SERKA 3’üncü kez Ağrı Dağı’nın zirvesinde

Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) üyeleri, beraberindeki 7 gazeteci ile birlikte Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’na 3.

Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) üyeleri, beraberindeki 7 gazeteci ile birlikte Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’na 3. kez zirve tırmanışını gerçekleştirdi.


Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars’ta faaliyetlerini yürüten Serhat Kalkınma Ajansı bugüne kadar 3 kez Ağrı Dağı’na zirve tırmanışı yaptı. Ankara’da görev yapan Medyatrek üyesi gazetecilerle 2012 ve 2014 yıllarında Ağrı Dağı’na tırmanış programı düzenleyen SERKA, bu yıl yine flamasını Ağrı Dağı’nda dalgalandırdı. 7 dağcı gazeteci 5.137 metre yüksekliğe sahip Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkmak için Ankara’dan yola çıktı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı SERKA’nın desteğiyle yapılan ve SERKA Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Mukadder Yardımcıel tarafından organize edilen tırmanış öncesi gazeteciler, sosyal sorumluluk projesi kapsamında Sincan Belediyesi tarafından gönderilen kışlık bot ve montları, Doğubayazıt’ın Küçük ve Büyük Yılanlı, Karaca ve Karaburun köylerindeki 128 çocuğa hediye etti.


Daha sonra üç gün süren tırmanış programı için gazeteciler önce 3 bin 200 metrelik birinci kamp alanına yürüdü. Geceyi buradan geçiren gazeteciler, ertesi gün 4200 kampına tırmandı. Sabaha karşı zirve tırmanışına başlayan gazeteciler, karlı, rüzgarlı ve sisli havada yaklaşık 5 saat boyunca zorlu bir tırmanış gerçekleştirdi. Soğuk havaya dayanamayan dört gazeteci tırmanışı yarıda bırakırken, üç gazeteci zirve yapmayı başardı. Tırmanış grubu zirvede SERKA’nın flamasını açarak fotoğraf çektirdi. Zirve sonrası mola vermeden Doğubayazıt ilçesine yürüyen gazeteciler, ertesi gün Ankara’ya döndü. Gazetecilerin Ağrı Dağı’nı tırmanış programı yaygın medyada ve televizyon kanallarında geniş yer buldu.


SERKA, kendi faaliyet bölgesinde bulunan ve “Türkiye’nin Zirvesi” olarak adlandırılan Ağrı Dağı’na 3’üncü kez başarılı bir tırmanış programı gerçekleştirmiş oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.