GENEL - 19 Mart 2021 Cuma 10:13

Kızılay’dan öğrencilere kırtasiye yardımı

A
A
A
Kızılay’dan öğrencilere kırtasiye yardımı

Ağrı’da Yatılı Bölge Ortaokullarında öğrenim gören öğrencilere Türk Kızılayı Ağrı Şubesi tarafından çanta ve kırtasiye yardımı yapıldı.

Ağrı’da Yatılı Bölge Ortaokullarında öğrenim gören öğrencilere Türk Kızılayı Ağrı Şubesi tarafından çanta ve kırtasiye yardımı yapıldı.


Türk Kızılayı Ağrı Şubesi tarafından Merkez Murat Kız Yatılı Bölge Okulunda (YBO) 80 öğrenciye çanta ve kırtasiye yardımı yapıldı. Kırtasiye yardım paketlerinin teslim törenine İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Faruk Tekin, Türk Kızılay Ağrı Şube Başkanı Orhan Tatlı, Milli Eğitim Şube Müdürü Selahattin Bilgiç, okul yöneticileri ve öğretmenler katıldı. İl Milli Eğitim Müdürü Tekin ve Türk Kızılay Ağrı Şube Başkanı Tatlı, öğrencilerle bir araya gelerek onlara çanta ve kırtasiye malzemesi dağıttı. Türk Kızılayı’nın kişi gözetmeksizin her kesimden insana el uzattığına değinen İl Milli Eğitim Müdürü Tekin,”Türk Kızılayı, hiçbir ayrım gözetmeden bütün insanlığa yardım elini uzatan, her türlü yaraların sarılmasında önemli görevler üstlenen, milletimizin yardımlaşma ve dayanışma gücünü dünyanın neresinde olursa olsun ulvi amaçlar doğrultusunda harekete geçirmeyi başaran, bu konuda yoğun gayret gösteren ve gönüllü destekleri, büyük bir toplumsal güce dönüştüren saygın bir kurumdur. Hem uluslararası yardım kuruluşları arasında güvenilirliği ve itibarıyla ön plana çıkmış, hem de milletimizin gönlünde önemli bir yer edinmiş, ülkemizin yüz akı olmuştur. Eğitim camiasına verdiği destek ve öğrencilerimize yaptıkları yardımlardan dolayı Türk Kızılay Ağrı Şube Başkanı Orhan Tatlı’ya ve ekibine teşekkür ederim”dedi.


Türk Kızılay Ağrı Şube Başkanı Tatlı ise, “Kızılay olarak il merkezi ve ilçelerindeki YBO’lara toplam 3 bin 268 adet kırtasiye seti dağıtımı yapılmıştır. Setlerin içerisinde 6 adet defter, sırt çantası, boyama kalemleri, el dezenfektanı, maske, kalem, silgi gibi tüm kırtasiye ürünleri bulunmaktadır. Türkiye’de eğitime destek programı kapsamında Kızılay genel merkezi tarafından düzenlenen kampanya ile ülkemizde ki tüm YBO’lara setler ulaştırılıyor. Kızılay olarak öğrencilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz”ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.