- 24 Kasım 2020 Salı 09:46

24 yıllık Ağrılı öğretmen, meslek hayatını köy okulu öğrencileri ile renklendiriyor

A
A
A
24 yıllık Ağrılı öğretmen, meslek hayatını köy okulu öğrencileri ile renklendiriyor

Ağrı’da yaşayan ve 24 yıllık öğretmenlik hayatının 17 yılını köy okullarında çalışarak geçiren Ahmet Gökbakan, emekli olana kadar köy okullarında çalışmayı hedefliyor.

Ağrı’da yaşayan ve 24 yıllık öğretmenlik hayatının 17 yılını köy okullarında çalışarak geçiren Ahmet Gökbakan, emekli olana kadar köy okullarında çalışmayı hedefliyor.


Ağrı merkeze bağlı Çukurçayır köyünde bulunan Çukurçayır İlkokulunda sınıf öğretmenliği yapan 54 yaşındaki Ahmet Gökbakan, 24 yıllık öğretmenlik hayatının 17 yılını köy okullarında görev yaparak geçirdi. Pandemi dolayısıyla yüz yüze eğitime ara verilmesinden dolayı öğrencilerini evlerinde ziyaret eden Ahmet Gökbakan, köy okullarında eğitim gören çocukların ilgiye ve eğitime daha çok ihtiyaç duyduğunu söyleyerek, emekli olana kadar da köy okullarında görev yapmayı hedeflediğini vurguladı.


Köy okullarında eğitim gören öğrencilerin eksik hissettikleri yanlarını öğretmenleriyle tamamlamak istediklerini ve bu nedenle kendilerini tamamıyla öğretmenlerine bıraktıklarını söyleyen Ahmet Gökbakan, öğrencilerin eksik yanlarını tamamlamak için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını belirtti. 17 yılını köy okullarında çalışarak geçirdiğini ve bundan büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Gökbakan, “24 yıldır bu mesleğin içerisindeyim. İşimi severek yapıyorum, Öğrencilerimi seviyorum. Yıllardır da bu şekilde köylerde çalışıyorum. Köy okullarında çalışmak bana daha çok mutluluk verdi. Öğrencilerle bütünleşmek, onların gözlerindeki o heyecanı ve mutluluğu duymak bana gerçekten bu mesleği çok sevdirdi. Bu nedenle böyle yıllardır köy okullarında çalışıyorum. Öğrencilerin, öğretmenleri gördükleri zaman gözlerinde oluşan o ışık beni öğrencilerime daha çok bağlıyor” dedi.



“Özellikle kız çocuklarının okula devam etmesini sağladık”


Köy okullarında ve merkezdeki okullarda eğitim gören öğrenci velileri arasında bilinçli olmaları noktasında ciddi farklılıkların olduğunu söyleyen Ahmet Gökbakan, köy çocuklarının okul zamanlarında köy işlerine yöneldikleri için okulu aksatabildiklerini vurguladı. Yaşanan bu sorunun geçmişte daha fazla olduğunu ancak son zamanlarda köy okullarında eğitim gören çocukların velilerinin de bilinçlendiği ifade eden Gökbakan, “Köy okulları ve merkez okulları arasında farklılıklar var. Merkezdeki okullarda eğitim gören öğrencilerin velileri eğitimi biraz daha eğitime duyarlı kişilerdir. Bundan dolayı eğitim yönünden özellikle çocukların okula Devamı olsun, ders takibi olsun biraz daha rahatlar. Fakat köy okullarında farklı bir durum söz konusu. Tabi bu bahsedeceğim durum geçmişte daha fazlaydı. Köy okullarında eğitim gören öğrenci velileri eğitime çok duyarlı değiller. Bunun sebebi ise tarım ve hayvancılık işleri. Okulların kapanmasına bir veya iki ay kala çocuklar maalesef okula gelemiyordu. Kışın ise, bölgemizin belkemiği olan hayvancılık mesleğinden dolayı çocuklar çalışıyor. Bundan dolayı öğrencilerin okula devamı pek sağlanamıyordu. Biz zaman zaman öğrencilerle yaptığımız görüşmelerde böyle bir farkındalık oluşturmaya çalıştık. Öğrencilerin okula devamı konusunda velilerle görüştük. Özellikle kız çocuklarının okula devam etmesini sağladık. Bu sorunu da yavaş yavaş hallettik sayılır” şeklinde konuştu.


Öğretmenliğe ilk başladığı zamanlarda köy okullarındaki imkanların çok kısıtlı olduğunu, sert geçen kış mevsiminde ısınmak için öğrencilerle birlikte soba yakmak zorunda kaldıklarını belirten Ahmet Gökbakan, şartların son yıllarda iyileştirildiğini ve artık köy okullarına hizmetlilerin gönderildiğini söyleyerek,” Mesleğe ilk başladığım zamanlarda okullarda hizmetli yoktu. Biz de bu ihtiyacımızı öğrencilerle birlikte karşılıyorduk. Soba yakma olsun, temizlik olsun bu sıkıntıları hep birlikte gideriyorduk. Bazen öğrenci velileri bile bize yardımcı oluyordu. Ama şu anda Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından bize hizmetli gönderiliyor. Temizlik olsun, soba yakma olayı olsun her ihtiyacımız karşılanıyor. Yani sabah geldiğimizde merkezdeki bir okulun eğitim öğretim sistemi nasılsa öyle. Öğretmen okula gelir gelmez dersine başlayabiliyor. Bir zaman kaybı olmuyor. Ama dediğim gibi ilk başladığım zamanlarda sabah en az bir saatimiz soba yakmakla geçiyordu“ ifadelerine yer verdi.


Pandemi nedeniyle okula gidemeyen ve öğretmeni Ahmet Gökbakan tarafından evinde ziyaret edilen 6’ıncı sınıf öğrencisi olan Gamze Medetoğlu, okuluna kavuşmayı dört gözle beklediğini belirterek, “Öğretmenlerimle vakit geçirdiğimde çok eğleniyorum. Derslerden de hiç geride kalmıyordum. Ama bu sene korona virüs nedeniyle çok geride kaldım. Virüs biter bitmez okuluma gitmek istiyorum. Öğretmenlerime yüz yüze eğitim almak isterim” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.