ASAYİŞ - 03 Temmuz 2020 Cuma 11:53

Leyla davasında sanıklardan şok savunma

A
A
A
Leyla davasında sanıklardan şok savunma

Ağrı’da 2 yıl önce kaybolan ve 18 gün sonra cesedi bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir davasının bugün görülen dördüncü duruşmasında davaya katılan sanıklardan şaşırtan ifadeler geldi.

Ağrı’da 2 yıl önce kaybolan ve 18 gün sonra cesedi bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir davasının bugün görülen dördüncü duruşmasında davaya katılan sanıklardan şaşırtan ifadeler geldi. Davada sanık olarak dinlenen Mehmet Ali Aydemir ve Yıldırım Artam, “Biz bu aileyi de Leyla’yı da tanımıyoruz, hayatımız boyunca görmedik” dediler.


Nihat ve Şükran Aydemir çiftinin 15 Haziran 2018 tarihinde gittiği Bezirhane köyünde kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki kızları Leyla Aydemir’in ölümüyle ilgili biri tutuklu 7 sanık dördüncü kez hakim karşısına çıktı.



“Ben hayatım boyunca Leyla’yı görmedim, ismini bile kaybolduğu zaman öğrendim”


Olayda sanık olarak dinlenen Mehmet Ali Aydemir ifadesinde, “Ben suçsuzum, hayatım boyunca Leyla’yı görmedim tanımıyorum. Sadece bayram günü Nihat Aydemir’le görüştüm. İsmini kaybolduğu zaman öğrendim. Ben olay günü Hamur’a gitmedim. Ben ilk ifademde de verdiğim gibi. Benim Ayşe ablamın evinin önünde okul var. Yaklaşık 30 tane kamera var. İncelenmesini istedim, kabul edilmedi. Benim köyde kimseye zararım yok, herkese iyiliğim dokundu hala da dokunuyor. Leyla’nın kaybolduğu gün ablam doğum yapacaktı. O gün hastanedeydik, kayıtlar var. Kamera kayıtlarının yeniden incelenmesini istiyorum. Benim Nihat Aydemir’le ne düşmanlığım var ki komşum bile değil” dedi.



“Ben bu aileyi tanımıyorum”


Duruşmada sanık olarak dinlenen Yıldırım Artam ise, “Bu suçlamaları kabul etmiyoruz. Kamerada her şey var. Okulun kameraları görüyor. Emniyet kamera sistemleri var. Bakın. Benim bu olayla herhangi bir alakam yok. Ne benim ne de eşimin. Ben köye gitmedim ne de Nihat’la bir alıp veremediğim yok. Ben zaten bu aileyi tanımıyorum, bunlarla alakam yok. Bize attıkları iftiradır. Sizin adaletinize güveniyorum ve beraatımı istiyorum” şeklinde konuştu.



“Ben Leyla’yı sadece internet ve televizyonlarda gördüm”


Sanık olarak dinlenen Ayşe Artam, “3 Temmuz’da doğum yaptım. Beni sürekli arıyorlardı. Nasıl olduğumu sormak için. Ben Leyla’yı sadece internette, televizyonlarda gördüm. Eşimin işini elinden aldılar. Adalet yerini bulacak. Bana atılan iftiraydı” diye konuştu.


Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla bağlanan tutuklu amca Yusuf Aydemir ise, önceki duruşmadaki ifadesini tekrarlayarak yeniden beraatını istedi.


Davanın dördüncü duruşmasında tanık olarak dinlenen Ahmet Aydemir, “Leyla’yla ilgili toplantı yapmadık, Zeki Aydemir ve diğer aile büyükleriyle toplantı yaptık” diye konuştu.



“Leyla’nın taziyesine katılmadım, millet başsağlığı versin istemedim”


Tanık olarak dinlenen dede Zeki Aydemir ise, “Ekin zamanında telefon geldi dediler ki Leyla bulunmuş. Ben de arabaya binip gittim. Böyle bir durum asla olmadı. Leyla’nın kaybolduğu gün köydeydim. Ben ve Ahmet Aydemir asla bir araya gelip bu konuyu konuşmadık. Bilsem ki ölmüş babamın da parmağı var bu işin içinde ben gelip size söylerim. Bu çocuğun kaybolduğu zamandan beri ben de en az emniyet kadar takip ediyorum. Leyla Aydemir taziyesine katılmadım, çok içim yandı o toplumda bulunmak istemedim. Milletin başsağlığı vermesini istemedim. Para ödülüne ben ve Nihat karar verdik. Leyla’nın bulunmasını istiyorduk” dedi.


Davaya Ağrı barosu avukatları, Erzurum barosu avukatları, baba Nihat Aydemir’in avukatı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı müdahil olurken, duruşmanın bu bölümünde sanık avukatları dinleniyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.