ASAYİŞ - 25 Ocak 2022 Salı 14:13

Öğrencisini dövdüğü anlar kameraya yansıyan öğretmenin davası başladı

A
A
A
Öğrencisini dövdüğü anlar kameraya yansıyan öğretmenin davası başladı

Aksaray’ın Ortaköy ilçesinde 10 yaşındaki öğrencisini darp eden ve dayak anı kameraya yansıyan öğretmenin davası görülmeye başladı.

Aksaray’ın Ortaköy ilçesinde 10 yaşındaki öğrencisini darp eden ve dayak anı kameraya yansıyan öğretmenin davası görülmeye başladı. Hakkında 1.5 yıl hapis talebiyle iddianame hazırlanan öğretmen korona virüs olduğu için duruşmaya katılmadı. Öğrenci T.K., arkadaşının öğretmene küfretti diye kendisine iftira attığını, öğretmenin olay sırasında kan olan kazağını da çıkartıp, kendisine yeni kazak aldığını söyledi. Çocuğun anne ve babası ise öğretmenin en ağır cezayı almasını istediklerini belirtti.


Öğrencisine dayak atan öğretmen hakkında 1.5 yıl hapis talebiyle hazırlanan iddianamenin kabulünün ardından Ortaköy Asliye Ceza Mahkemesindeki davanın ilk duruşması yapıldı. Duruşmaya, öğrenci T.K. ve ailesi ile taraf avukatları katılırken, korona virüs olduğu öğrenilen öğretmen Ali Rıza Y. katılmadı. Mahkemede konuşan okulun rehber öğretmeni Sevgi İrem Karakuzu (26), “Kendini ifade edebilen bir çocuk. Şu ana kadar yaşadığı olaydan endişe duyduğunu gözlemledim. İzlerini atamamış. Okul ortamından kalan endişe ve korkuları var. Bunların aşabileceğini gözlemledim” dedi.



Öğretmen çocuğun üzerindeki kanlı kazağı çıkarıp yeni kazak almış


Öğrenci T.K. hakime verdiği ifadesinde, “Arkadaşım bana iftira attı, öğretmene küfrettim diye. Öğretmenim beni sınıftan koridora çıkardı. Burada bana vurdu, burnum kanadı. Dövdükten sonra kazağım kan olduğu için öğretmenim üzerimdeki kazağı çıkartıp bana yeni kazak aldı. Kazağım kanlıydı. Öğretmen beni döverken diğer öğretmenimiz beni kurtardı. Öğretmen kazağımı alarak ‘yakacağım’ dedi” şeklinde konuştu.


“Annene benim dövdüğümü söyleme’ diye benim çocuğumu tehdit etmiş”


Öğrenci T.K’nin annesi Gülsüm Kocagöl (35) de ifadesinde, “Ben çocuğumu okuldan almaya gittim. Okula gittiğimde başka bir öğretmen bana oğlumun öğretmeninin oğlumu çok kötü dövdüğünü söyledi. Bir baktım çocuğum mahvolmuş. Öğretmenin beş parmağın beşinin izi de çocuğumun suratında duruyordu. Üstü başı, pantolonu kanlar içindeydi. Benim çocuğum neden böyle oldu. 3 saat boyunca neden bana haber verilmedi. Sonra gittim karakola şikayetçi olduk. Ödüllendirilmiş, milli eğitime verilmiş. Benim çocuğumu dövmeye hakkı yok. Neden dövdü benim çocuğumu? Sanığın en ağır ceza almasını istiyorum. Kazağı kanlı olduğu için çocuğumun üzerinden çıkartmış, üzerine yeni kıyafet almış. ‘Annene benim dövdüğümü söyleme’ diye benim çocuğumu tehdit etmiş” diye konuştu.


Çocuğun babası Duran Kocagöl (35) ise “Bu öğretmen en ağır cezayla cezalandırılmalı. Ben gece çalışıyordum. Beni patronum aradı ve benim hemen okula gelmemi istediğini söyledi. Ben de okula giderken yolda eşimi gördüm. Orada durumu öğrendim ve hastaneye geçtik. Çocuğumun pantolon ve ayakkabısında kan vardı. Üzerine yeni kazak almış öğretmeni” ifadelerini kullandı.


Tanık olarak dinlenen okul müdürü Ramazan Duman (44) da, “Olay günü bir öğretmenimiz odama gelerek yukarıda bir olay olduğunu söyledi. Benim odam aşağıdaydı. Yukarıya çıktığımda öğrenci yoktu. Rehber öğretmenin odasına almışlar. Öğretmen Ali Rıza Y. ile görüştüm ve bana ‘Ben kendimi kaybettim dövdüm’ dedi. Tutanak hazırlayıp nöbetçi öğretmenle imzalayıp karakola verdik. Çocuğun okul forması üzerinde kan vardı. Öğretmenimiz daha sonra çok pişman olduğunu söyledi. O an kazağı değişik değildi. Sonra öğretmenimiz gelip ‘Pişmanım’ diyerek kazak aldığını söyledi. Hemen giydirdik kazağı” ifadelerini kullandı.


Öğretmen Ali Rıza Y’nin avukatı Köksal Demir tarafından, “Öğrencinin akademik başarısı hakkında müdür beyin bilgisi var mı? Kayıp kazakla ilgili bilgisi var mı?” sorusunu üzerine okul müdürü Ramazan Duman, “Çocuğumuz akademik başarı olarak normalin biraz daha altında bir öğrencimizdi. Sigara konusunda bir şey yoktu. Araştırdım. Kazakla ilgili de her yeri araştırdık ama kazağı bulamadık. Öğretmenler odası, sınıflar dahil her yeri aradık ama kazak bulunamadı” dedi.


Olayın yaşandığı okulda sınıf öğretmenliği yapan Oğuz Kurudağ, “Ben çocuğu dövdüğünü görmedim. Ben o sıra dersteydim. Gürültüleri duyup çıktım. Çocuğun burnu kanıyordu ve gördüm bunu. Sonra da müdür beye haber verdim. Okul müdürümüze yukarıda bir olayın olduğunu belirterek öğrencinin burnunun kanadığını söyledim. Çocuğun burnundan kan geliyordu. Çocuğu lavaboya götürdüm elini yüzünü yıkadım. Sonra ben dersime sınıfıma girerek derse devam ettim. Öğretmenin öğrenciyi darp ettiğini sonradan öğretmen arkadaşlarımdan öğrendim” diye konuştu.



Gülcan öğretmen gözyaşları içinde kurtardığı öğrencinin olayını anlattı


Okulda Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni olarak görev yapan Gülcan Ünlü, “5-A sınıfında dersteydim. Teneffüse çıkmadım. Benim sınıfım ile olayın yaşandığı sınıf yan yana. Teneffüs boyunca kitap okudum. Çocuklar teneffüsten gelince derse başladım. Astım hastası olduğum ve nefes almakta zorlandığım için kapıyı açık bırakmalarını istedim çocuklarımdan. Bu sırada dışarıdan bir erkek sesi geldi. Kim diye hemen baktım ama kimseyi göremedim. Önce müdür sandım. Sonra tekrar sınıfa girdim. Dışarıdaki sesler tekrar yükseldi. Birkaç kez dönüp baktım. Sonra yoklama kağıdını elime aldım yoklama almak için. Bir şaplak sesi duydum, irkildim ve kapıya doğru çevirdim kafamı. ‘Ne oluyor orada?’ dedim ve o sırada öğrencimden biri öğretmenin çocuğu dövdüğünü söyledi. Kapıya çıktığımda Ali Rıza’nın sol eli çocuğun boğazındaydı. Sağ elini de kaldırmış bağırıp çağırıyordu. Onları öyle görünce koştum ve Ali Rıza’nın sol kolundan tutup çektim ve ‘Sen ne yaptığını sanıyorsun, bu yaptığın doğru değil’ dedim. Beni görünce ‘Gülcan hocam, bu çocuk bana küfür ediyormuş, anama avradıma sövüyormuş. Sınıfta sigara içiyor diye konuşuyormuş. Ben bunları hazmedemem. Kimse bana iftira atamaz’ dedi. Ben de, ‘Çocuğun küfredip etmediğini bilmiyoruz, sınıftakiler iftira atıyor olabilir’ dedim. Çocuğa döndüm ve burnunda kan vardı. Kanlar üzerine de akmıştı. Çocuğu kanlar içinde görünce ben çok sinirlendim. Ali Rıza’ya bağırdım. ‘Biraz önce bana da aynı şeyi söylediler ama ben inanmadım nasihat ettim çocuklara’ dedim. Ali Razı da bana ‘Sen sineye çekmiş olabilirsin küfürleri ben sineye çekemem, kimse ses çıkarmazsa ileride kimse bir şey yapmıyor diye önüne geçilemez’ dedi. Ali Rıza yeniden çocuğa vurmaya yeltendi” dedi.


Yaşanan olayları anlatırken ağlamaya başlayan öğretmen Gülcan Ünlü hakim karşısında gözyaşlarını tutamadı. Öğretmenin tekrar vurmaya yeltenmesinin ardından bağırdığını belirterek gözyaşlarıyla olayı anlatmaya devam eden öğretmen Gülcan Ünlü, “Bu sırada bağırdım ve Ali Rıza’yı itekleyerek ‘Defol git, okulu ayağa kaldırdın’ dedim ve engel oldum. Çocuk bana yanaştı. Arkamda tepinmeye başladı ve ağlıyordu. Diğer öğretmenlerin yardımcı olmalarını da bekledim. Hepsi gördü ama yardımcı olmadılar. Ali Rıza bağırmaya devam ediyordu. Daha sonra Ali Rıza öğretmen çocuğu alarak okuldan çıkarmış. Forma almaya götürmüş. Diğer öğretmenlere neden izin verdiklerini sordum. Yeni kazak alındığını da okul çıkışında öğretmenlerden duydum” dedi.



Avukatlar taleplerini mahkemeye sundu


Mağdur öğrenci ve ailesinin avukatı Ali Oğuz Şahin, “Sanığın çocuğun üzerindeki kazağı değiştirmesi ile suçun yağma olayına girdiğini düşünüyoruz. Olayın gündeme düşmesiyle sanığın benzeri olayları çokça yaptığı ortaya çıktı. Suçun zincirleme suç olup olmadığı savcılık tarafından araştırılmamıştır. Bu olay çok başka seviyelerdeyse belki de eziyet suçunun oluşup oluşmadığı yönünde çalışma yapılmamıştır. Beyanlara yansıyan yağma suçunun unsurları açısından Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından araştırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.


Öğretmen Ali Rıza Y.’nin avukatı Köksal Demir de, “Milli Eğitim Bakanlığından idari soruşturma dosyasının istenmesini, katılan aile ve sosyal politikalar il müdürlüğünden suç duyurusu dilekçesini takdir ve ifası amacıyla Ortaköy Cumhuriyet Başsavcılığa gönderilmesini talep ederiz. Her soruşturma kendi içerisinde gizlidir. Soruşturma gizliliğinde başkalarına verilmesi hele hele basına sızdırılması ifşa edilmesi yanlıştır. Bu görüntüler savcılıktan taraflara veriliyor ve soruşturma sürecinde olmasına rağmen basına sızdırılıyor. Bu hem mağduru hem de müvekkili mağdur durumda bırakmıştır” diye konuştu.


Mahkeme, duruşmayı 15 Şubat 2022 tarihine erteledi.



Çocuğun dedesi: “Öğretmen cezalandırılmalı”


Darp edilen öğrencinin dedesi Selahattin Kocagöz (66) duruşmadan önce yaptığı açıklamada, “Öğretmen cezalandırılmalı. Duyduğuma göre milli eğitim başka bir görev vermiş. Bunun zaten kırdığı yumurta kırkı geçmiş. Bunu daha neden besliyor bu devlet. Versin eline kazma kürek çalışsın. Yarın başkasının başını da yakacak. Devlet bunu görevinden atsın, çarşıya koysun kazma kürek çalışsın bu. Benim gönlümden geçen bu. Ben de diyorum ki bu çocuğu neden dövdü ben anlamadım. Cezası ağır ve en üst seviyeden olması lazım. Öğretmenlik hayatı bitmesi, görev hayatı bitmesi lazım. Çocuğun psikolojisi bozuk, sıkıntıları var. Psikolog geliyor ve inşallah düzelecek. Devletimiz sağ olsun ilgileniyor. Devletimizden yana bir sıkıntı yok” ifadelerini kullandı.



“Üniforma değişikliği yağma suçu unsurlarına girmiştir”


Mahkemenin ardından bir açıklama yapan mağdur öğrenci ve ailesinin avukatı Ali Oğuz Şahin, “Sanığın duruşmaya gelmemesi ve ifadesinin alınamaması nedeniyle mahkeme bu celsede bu konuda bir karar veremeyecek. Sanığın bir sonraki duruşmada beyanları alındıktan sonra bizim taleplerimiz de değerlendirilecek. Bugün tanık ifadelerine yer verildi. Tanık ifadelerinde dosyadaki haklılığımız ve evladımızın uğradığı şiddet bir kez daha ortaya çıktı. Gözyaşlarına hakim olamayan tanıklar oldu. Bir sonraki duruşma 15 Şubat tarihinde olacak. Normalde bu olay bir basit yaralama olarak değerlendirildiği vakit ne savcılığımızın ne de mahkememizin elinde çok bir şey yok. TCK’da belirlenen bir üst sınır var. Bizim bu noktada talebimiz, yavrumuzun üniformasının öğretmen tarafından alınması sebebiyle yağma suçunun unsurlarının oluştuğu yönündeydi. Bu suçun da yargılanması ağır ceza mahkemesinde görülmek zorunda. Sanığın ifadesi alındıktan sonra Aksaray Ağır Ceza Mahkemesine dosyanın görevsizlik kararı verilip verilemeyeceği noktasında karar verilerek gönderilmesi söz konusu. Yine biz iddianamenin iadesini talep ettik. Bu noktada da bir karar bekliyoruz” şeklinde konuştu.



Olayın geçmişi


Olay, 14 Aralık 2021 tarihinde tarihinde Aksaray’ın Ortaköy ilçesinde bulunan Şehit Salih Aksu Ortaokulunda meydana geldi. Okulda matematik öğretmeni olan Ali Rıza Y. kendisine gelen bir öğrencisinin “Hocam T.K. sizin hakkınızda küfretti” demesi üzerine dersteki öğrencisi T.K.’yi sınıftan koridora çıkardı. Öğretmen Ali Rıza Y. öğrencisine kendisine neden küfrettiğini sorup defalarca tokatlayarak boğazını sıktı. Bu sırada koridordaki sesleri duyup sınıftan çıkan teknoloji ve tasarım öğretmeni Gülcan Ünlü, burnu kanayan T.K.’yi meslektaşının elinden kurtardı. Öğretmenin öğrencisine şiddeti anbean okulun koridorunda bulunan güvenlik kamerasına yansıdı. Olayın ardından T.K. okulda yaşadıklarını babası Duran K.’ye anlattı. Oğlunu hastaneye götüren baba 10 gün iş göremez raporu alıp savcılığa suç duyurusunda bulundu. Olayın ardından öğretmen Ali Rıza Y, öğretmenlik görevinden alınarak Milli Eğitim Müdürlüğünde memur olarak görevlendirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.