ÇEVRE - 24 Ocak 2019 Perşembe 09:15

Amasya biyoçeşitlilik zengini

A
A
A
Amasya biyoçeşitlilik zengini

Amasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.

Amasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arzu Cansaran, “Amasyamız sadece bitkileri açısından değil, tüm karasal ve sucul ekosistem biyoçeşitlilikleri açısından oldukça zengin bir ildir” dedi.


Ekip lideri olduğu ‘Amasya İlinin Karasal ve İç Su Ekosistemlerinin Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi‘nin, Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi dahilinde, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğüne bağlı Amasya Şubesi görevlileriyle birlikte 730 günde tamamlandığını belirten Prof. Dr. Arzu Cansaran, “İlimizdeki toplam bitki taksonu sayısı bin 706 olarak belirlenmiştir. Memeliler için yapılan literatür çalışmalarında ilimizde 52 tür belirlenmiştir. Bu türlerden 33’ü arazide tespit edilmiş ve 1 tür endemiktir. Memeliler için endemizm oranı 0.02’dir. Kuşlar için yapılan literatür çalışmalarında 246 tür tespit edilmiş olup, bu türlerden 206’sı arazide gözlemlenmiştir. İlimizde kuşlar açısından endemik tür yoktur” diye konuştu.


İç su balıkları için yapılan literatür çalışmaları sonucunda 19 tür tespit edilirken bu türlerden 18’inin arazide gözlemlendiğine değinen Arzu Cansaran, “Literatürde olmayıp sadece arazide gözlemlenen 1 tür de tespit edilmiştir. İç su balıkları için endemizm oranı 0.05’tir. Sürüngenler için yapılan literatür çalışmalarında 14 tür tespit edilmiş olup bu türlerden 11’i arazide gözlemlenmiştir. Literatürde olmayan sadece arazide gözlemlenen 8 tür tespit edilmiştir. Sürüngenler açısından endemik tür yoktur. Çift yaşarlar için yapılan literatür çalışmaları sonucunda 8 tür tespit edilmiş ve bu türlerin hepsi arazide gözlemlenmiştir. Çift yaşarlar açısından endemik tür yoktur. Damarlı bitkiler için korunacak taksonların 3’ü ‘izlemeye konu hedef tür’ olarak değerlendirilmiştir. Diğer canlı gruplarından arazide tespit edilen memelilerde 33 türün 2’si, kuşlardan 206 türün 5’i, iç su balıklarından 19 türün 3’ü, sürüngenlerde 19 türün 3’ü, çiftyaşarlardan 8 türün 2’si ‘izlemeye konu hedef tür’ olarak önerilmiştir. Ekosistem düzeyinde izleme kapsamında 18 özellikli alan belirlenmiştir. Özellikli alan sayısı bakımından hedef türlerce zengin habitatlar 5, özellikli bitki toplumları 4, özellikli yaban hayvanı alanları ise 9 adet olarak saptanmıştır. Proje kapsamında elde edilen veriler ‘Nuhun Gemisi’ veri tabanına işlenerek kayıt altına alınmıştır” şeklinde konuştu.


Amasya ili bitkileri ve bitki örtüsünün tespitinde birlikte çalıştıkları Doç. Dr. Cengiz Yıldırım ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Amasya Şubesi Müdürü Kemal Kartal, Başmühendis Habibe Yolcu, Mühendis Uğur Ak ve proje ekibinin diğer araştırmacıları Dr. Ahmet Yesari Selçuk, Uzm. Arif Cemal Özsemir, Prof. Dr. Nazmi Polat, Dr. Kürşat Şahin, Prof. Dr. Şevket Kandemir, Mustafa Tel, Dr. Betül Özenli, Dr. Öğr. Üyesi Murat Karavin’e projeye katkılarından dolayı teşekkür eden Cansaran şöyle konuştu:


“Yeni projeler ve araştırmalarla elde edilmiş olan verilerin güncellemeleri yapılacaktır. Proje nihayetlense de çalışmalar bitmiş değildir. Hedef türlerin ve özellikli alanların izlenmesine devam edilmektedir. Medeniyetler ve şehzadeler şehri Amasyamızın biyolojik zenginliklerinin ortaya konulmasına ileri ki yıllarda da devam edilecektir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye-Cezayir KEK 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Cezayir Enerji ve Madenler Bakanı Mohamed Arkab, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda heyetler arası görüşmeler yaptı. Görüşmenin ardından Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu gerçekleştirildi. Düzenlenen kapanış oturumunda konuşan Bakan Göktaş, 2023 yılı sonunda Türkiye ve Cezayir arasında ikili ticaret hacminin 6,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğinin altını çizerek, bu rakamın iki ülke arasındaki en yüksek seviye olduğunu kaydetti. Bakan Göktaş, gelecek dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un hedef olarak belirlediği 10 milyar dolar ikili ticaret hacmine kolaylıkla ulaşılabileceğine inandığını ifade etti. Bakan Göktaş, her iki ülkenin de önem verdiği ‘Tercihli Ticaret Anlaşması’ müzakerelerinin başlanması yönünde alınan karardan memnuniyet duyduğunu kaydetti. “Cezayir’de bir anaokul ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz” Bakan Göktaş, Cezayir’de 33 bin Türk vatandaşı, Türkiye’de ise 12 bin Cezayir vatandaşının yaşadığına dikkati çekerek, “Geçtiğimiz yıl 2 bin 196 Cezayirli öğrencinin Türkiye üniversitelerinde eğitim görmelerine destek olarak gençlerimizin kültürel etkileşimine ve geleceklerine destek olduk. Gençlerimiz ülkelerimiz arasında sevgi köprüleri kuran birer gönül elçisidir. Türkiye Maarif Vakfımızın resmi süreçleri tamamlanmasının ardından Cezayir’de de bir anaokulu ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz. Eğitimde tecrübe paylaşımını ülkelerimizin geleceği açısından değerli bir yatırım olarak görüyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye ile Cezayir arasındaki uçuşlarda sefer sayısı artırıldı Bugünkü toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını kaydeden Bakan Göktaş, “Gerçekleşen verimli görüşmelerin ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkileri çok daha ileri bir noktaya taşıyacağına gönülden inanıyorum. Dün Karma Ekonomik Komisyonu vesilesiyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz ile Cezayir Sivil Havacılık Otoritesi arasında da bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma ile iki ülke arasındaki hava ulaşımında haftalık 35 olan uçuş sefer sayısının 80 uçuşa çıkarılması ve uçuş noktalarına ilişkin kısıtlamaların kaldırılması kararı alındı. Bu anlaşma Türkiye ve Cezayir ilişkileri açısından memnuniyet verici bir gelişmedir” diye konuştu. Konuşmaların ardından iki bakan KEK toplantı tutanağını imzaladı.
Bolu Öğrencilerin düzenlediği “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” paneline yoğun ilgi Bolu’da lise öğrencileri tarafından hazırlanan “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı paneli yoğun ilgi gördü. Panele katılarak öğrencilerin sunumuna katkı sunan İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor” dedi. Liselerde Bilim Uygulamaları Projesi çerçevesinde Bolu İzzet Baysal Anadolu Lisesi’nden 6 öğrenci, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile alakalı panel düzenledi. Panel başkanlığını Sude Özkan, sunumu ise İrem Gülmez, Şevval Can, Elif Yusufoğlu, Abdullah Çilingir, Umutgün Acer yaptı. “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı panele öğrencilere katkı sunmak için Bolu Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen ve Prof. Dr. Fatih Aydın da katıldı. Öğrencilerin yaptığı sunumun ardından konuklar yaptıkları bilimsel araştırmaları öğrencilere aktardı. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün toplantı salonunda gerçekleştirilen panele çok sayıda öğrenci ve öğretmen katılım sağladı. “Geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” Öğrencilerle panele katılmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade eden İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. İlhan Sağsen, “İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi olarak Bolu genelinde bütün ortaokul ve liselerimize farkındalık söyleşilerinde bulunuyoruz. Burada İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle ve İzzet Baysal Anadolu Lisesi’yle beraber iklim değişikliğiyle alakalı program gerçekleştireceğiz. Bu programın güzel yanı öğrencilerimizle beraber bir panele katılacağız. İklim değişikliğiyle alakalı onlar sunumlarını yapacak. Bizler de iklim değişikliğiyle mücadelede çözüm yolları, sıfır atık, geri dönüşüm, enerji verimliliği, enerji tasarrufu, bu konularda Bolu genelinde bir bilgilendirme yapmış olacağız. Dolayısıyla da aslında bu hem bizim yapmak istediğimiz bu farkındalık söyleşilerinden bir tanesi ama bu sefer daha geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” diye konuştu. “Yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli” Çevre kirliliğine karşı önlem alınmazsa 50 yıl sonra yaşamı olumsuz etkileyecek olan birçok olumsuzluğun meydana geleceğini ifade eden Doç. Dr. Sağsen, “Orman olması son derece önemli. Yani bu dünya için yağmur ormanları, bizim ormanlarımız da dahil olmak üzere Türkiye’deki ormanlar çünkü ormanlar, okyanuslarla beraber en büyük karbon yatakları. Bizim tabiri caizse akciğerlerimiz olarak hep nitelendirilir. Aslında bu emisyonları emdiği içindir, karbon yutakları olduğu için. Dolayısıyla ormanlaşmanın devam etmesi yani orman kesiminin olmaması, hatta yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli. Önlemler alınmazsa Türkiye genelinde ve küresel olarak sadece bir ulus devletin önlem alması da yetmiyor bu süreçte. Başta su kaynakları olmak üzere yaşamı olumsuz etkileyen birçok olumsuzlukla biz karşı karşıya geleceğiz” dedi. “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor” Son dönemde yaşanan fırtına, sel gibi afetlerin iklim değişikliği ile doğrudan bağlantısı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor. Bunları engellemek için aslında Paris İklim Antlaşması çerçevesinde devletlerin üzerine düşen bazı sorumluluklar var. Emisyonları düşürmek, üretim teknolojilerini modernleştirmek, enerji verimliliğini arttırmak, bunun dışında kullandığımız enerji tipini değiştirmek, yani konvansiyonel yakıtlar yerine, özellikle kömür kullanımı yerine yenilenebilir enerji teknolojisine yönelmek. Bu noktada en önemli bizim kaynaklarımız. Bunun dışında da ekolojiyi korumak, yani okyanusları, denizleri kirlenmekten korumak. Geçtiğimiz günlerde yine bizim üzerinde durduğumuz tek kullanımlık plastiklerden vazgeçmek. Bunların tamamı ekolojik dengeyi alt üst ediyor. O yüzden bu konu ve bireysel olarak da biraz ihtiyaç analizinizi doğru yapmak, yani üretim tüketim neyi alıyoruz, neyi almıyoruz? Bu analizi doğru yapmak bu noktada önemli” dedi.