KÜLTÜR SANAT - 27 Mart 2021 Cumartesi 09:59

Amasya’da 535 yıllık caminin penceresinde Kayı sembolleri bulundu: “Dünyada tek örnek”

A
A
A
Amasya’da 535 yıllık caminin penceresinde Kayı sembolleri bulundu: “Dünyada tek örnek”

"Şehzadeler şehri" Amasya’daki 535 yıllık Sultan II.

"Şehzadeler şehri" Amasya’daki 535 yıllık Sultan II. Bayezid Camisi’nde ahşaptan yapılma tek bir pencere kanadına ustalıkla işlenmiş "Kayı sembolleri" 6 yıl önce fark edilerek bulundu.


1485-1486 yılları arasında Amasya Valisi Şehzade Ahmet tarafından babası Sultan II. Bayezid adına yaptırılan camideki Osmanlı hanedanının geldiği Kayı boyunun simgesi sembolleri, Amasya Müzesi’nde görevli Arkeolog Muzaffer Doğanbaş tespit etti. Kayı sembollü pencere kanatları ahşap pencere kanadı işçilikleri arasında "dünyadaki tek örnek" olarak değerlendiriliyor.


6 yıl önce Türk boyları hakkında bilgiler aktaran bir kitabı inceleyen Muzaffer Doğanbaş, gördüğü Kayı sembolü örneklerinin aynısının 2000 yılında teşhir için Sultan II. Bayezid Camisi’nden Amasya Müzesi’ne taşıdıkları orijinal 3 pencere kanadından birinin üzerindeki iki ok ve tek yayın birleşmesiyle oluşan figüre benzediğini fark etti. Yaptığı araştırmada ustalıkla işlenen altlı üstlü toplam 4 işaretin Kayı boyunun simgesi olduğunu belirleyen Arkeolog Doğanbaş, “Kayı sembollü pencere kanadı Amasya’da tek olduğu gibi Osmanlı coğrafyasındaki ahşap pencere kanadı işçiliklerinde de tek örnek” dedi.


O dönemlerde pencere kanatlarını yapan ustaların kendi adlarını eserlere işaretlerle not düşerken kündekari tekniğiyle işlenen Kayı sembollü nadide eserde bu duruma rastlanmadığına değinen Muzaffer Doğanbaş, “Bu eserde bir imza yok. Onun yerinde boy sembolü var. Anlaşılan ustaların milli duyguları ve boylarına karşı hassasiyetleri üst seviyede. Onun için kendi adları yerine boy sembolünü işlemişler” diye konuştu.


2 metreden fazla uzunluktaki pencere kapısının üst kısmında stilize halde Kayı sembolü figürlerinin de yer aldığını anlatan Doğanbaş, “Bu sembol sonsuzluk prensibine göre ve ayrıca müsenna olarak da bilinen aynalı tarzda düzenlenmiştir. Yıllarca o sembol bize bakmış, biz ona bakmışız. Bir türlü varlığından haberdar olamamışız. Ama Allah’a şükürler olsun ki geçte olsa tespitini yaptım. Ardından makale yayınladım” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.