POLİTİKA - 01 Şubat 2017 Çarşamba 13:38

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Onlar birer mankurt

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Onlar birer mankurt

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Pek çok sapkın yapı gibi FETÖ’cüler de burada yollarını kaybetmişlerdir. Ne olduklarını, kim olduklarını unutarak, her biri sadece sahiplerinin emrettiğini yapan birer mankurta dönmüşlerdir.'' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen TÜBA Ödül Töreni’nde konuşma yaptı. Medeniyet ve kültürümüzde, dünyada iyi olanı almak, kullanmak ve geliştirmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Burada sorun bilgisayarın kendisi değil, o bilgisayarın insanların hayatına nasıl gireceğini ve nasıl kullanılacağını vazeden değerler sistemidir. Biz bu ilişkiyi kurmakta yaşadığımız tıkanıklıktan, eksiklikten şikayetçiyiz. Günümüzde dahi bilimin abide isimleri sayılan Farabi’yi, İbn-i Sina’yı, Biruni’yi, Hayyam’ı, İbn-i Haldun’u, Ali Kuşçu’yu ve daha nicelerini yetiştirmiş bir medeniyetin mensupları olarak başka bir sıkıntımız kesinlikle söz konusu olamaz. Bu serzeniş hasetlikten değil. Bilim ve teknolojide öncülüğü kaybetmiş olmanın verdiği üzüntüden kaynaklanıyor. Neredeydik, nerede kaldık. Biz, geçtiğimiz 14 yılda bilime, bilim insanlarına, bilimsel çalışmalara verdiğimiz önem ile bu konuda çok önemli mesafe katettik. Çok kısa bir zaman içerisinde ulaşımda, boğazın gerek altından, derinliklerinden, üstünden inşa ettiğimiz dünyada sayılı ilk 5 içerisindeki gerek Marmaray ile gerek Avrasya ile gerek Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile gerek Osmangazi Köprüsü ile attığımız bu adımlarda kendi bilim, teknoloji anlayışımızı dünya bilim ve teknoloji anlayışı ile birleştirdik ve onu insanımızın hizmetine sunmanın bahtiyarlığını yaşadık" diye konuştu.

"SELÇUKLU’YU KALBİNDEN VURAN HAŞHAŞİLER İŞTE BU BOŞLUKTAN FAYDALANMIŞLARDIR"

Ar-Ge harcamalarının, tarihte ilk defa 2015 yılında 20 milyar doları aştığını kaydeden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Milli gelirimize oranını 14 yılda yüzde 0.5’ten yüzde 1.06’ya ki kesinlikle yeterli değil. İnşallah buna da yüzde 3’e çıkaracağız. Burada aslolan özel sektörün de bu Ar-Ge çalışmalarında nasibini alması lazım. Onların da buraya katkı vermesi lazım. Her şey devlet devlet devlet dememeleri gerekir. Ar-Ge’de çalışan personel sayısı göreve geldiğimde 29 bindi, şuanda 122 bine yükseldi. Bu sayının da 200 binleri hatta 300 binleri bulması gerekiyor. Yapılanlar önemli ama yapmamız gereken daha çok şey olduğunu biliyoruz. İnşallah bilim insanlarımız ile birlikte bunu başarabileceğimizi biliyorum. Bilim, sadece somut çıktıları itibari ile değil, zihinlerde yol açtığı değişim ve dönüşüm ile aydınlanmayla da ülkeler ve milletler için önemlidir. Tarihimizdeki çalkantılara, istikrarsızlıklara baktığımızda hepsinin de arkasında cehaletin, ilmi geriliğin, kültürel yozlaşmanın bulunduğunu görüyoruz. Selçuklu’yu kalbinden vuran haşhaşiler işte bu boşluktan faydalanmışlardır. Osmanlı’yı uğraştıran pek çok sorunun da temelinde aynı sıkıntılar vardır. Esasen bu sorunla günümüzde de mücadele ediyoruz. FETÖ denilen şer şebekesi, milletimizin eğitim konusundaki, yardımlaşma konusundaki hassasiyetlerini istismar ederken, en çok bu tür eksiklerden faydalanmıştır. Bu örgütün içindeki akademisyenler, yargı mensupları, polisler, askerler, iş adamları, öğretmenler iyi eğitim almış, fiyakalı okullardan mezun olmuş olabilirler ama bu durum hakikatler karşısındaki körlüklerini, cehaletlerini, kalplerini ve zihinlerini bir şarlatana kiralamış oldukları gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Bunun için hep ilim ile birlikte atalarımız, ecdadımız dikkat ederseniz irfanı ilmin yanına koymuştur. İlmin yanına atalarımız hikmeti koymuştur. İlim ile hikmeti beraber anmıştır. İrfan olmazsa o ilmin hiçbir anlamı yok. Hikmet olmazsa o bilginin hiçbir anlamı yoktur. Eğer bilgiyi gönül süzgecinden geçirip hikmet ile taçlandırırsanız işte o zaman irfana ulaşırsınız."

"FETÖ’NÜN TBMM’Yİ BOMBALAMASI İLE OSMANLI MECLİSİ MEBUSA’NIN KAPATILMASI AYNI ŞEYDİR"

"Herkes Osmanlıya matbaanın geç girmesi üzerine ahkam keser ama hiç kimse kağıdın Semerkant üzerinden dünyaya yayıldığını söylemez" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim coğrafyamızda rasathanelerde gözlemler yapılırken, gemiler pusula ile yolunu bulurken, şifahanelerde ameliyatlar yapılırken dünyanın kalanında neler olduğunu hepimizin iyi bilmesi gerekir. Her fırsatta doğrudan ve dolaylı olarak İslam mani terakkidir diyenler, yani İslam gelişmeye manidir diyenler tarihimizdeki İslam gelişmeyi terakkiyi emreden örneklerini asla gündeme getirmezler. Kendimize gelebilmemiz ancak kendimizi bilmemiz ile mümkündür. Biz kendimizi bilmezsek birileri gelir bize ne olduğumuzu anlatmaya, bunun sınırlarını çizmeye başlar. Pek çok sapkın yapı gibi FETÖ’cüler de burada yollarını kaybetmişlerdir. Ne olduklarını, kim olduklarını unutarak, her biri sadece sahiplerinin emrettiğini yapan birer mankurta dönmüşlerdir. 15 Temmuz’da bu örgüt mensuplarının yaptıkları ihanetin büyüklüğünü ancak bir asır önceki işgal günleri ile mukayese edebiliriz.

Mesela, FETÖ’nün TBMM’yi bombalaması ile Osmanlı Meclisi Mebusa’nın kapatılması aynı şeydir, aynı amaca yöneliktir. Orada bir fark yoktur. Her ikisi de milli iradenin tecelligahı olan bu kurumları işlemez hale getirerek, ülkenin işgaline zemin hazırlama amacı gütmektedir. Ülkenin en parlak beyinlerini bünyesine toplamak ile övünen bir örgütün böylesine bir ihanet çukuruna yuvarlanmasının sebebi, ilmini irfana dönüştürmek yerine, iradesini karanlık bir güce teslim etme tercihinden kaynaklanıyor" açıklamasında bulundu.

"BU KÖR TESLİMİYETİN NE İNANCIMIZDA, NE KÜLTÜRÜMÜZDE, NE DE BİLİMDE YERİ VARDIR"

İslam dininde 2 önemli kavramın olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Bunun bir tanesi ubudiyettir, bir tanesi de uluhiyettir. Biz ilah olarak Allah’tan başka bir güç asla tanımayız. Bu bizim inancımızın en önemli başlıklarından bir tanesidir. Fakat kalkıp da siz Pensilvanya’ya bu iki önemli itikadi başlığı teslim ederseniz işte orada her şey kaydı demektir. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bize defalarca ‘Akletmez misiniz, düşünmez misiniz’ hep bu uyarılar var. Buna karşın onlar akletme, düşünme, sadece sana söyleneni yap. Söyledikleri bu. Bunun adı cehalettir. Bu cehaletin ne yazık ki havuzuna düşmek çok büyük tehlike getiriyor. Bu kör teslimiyetin ne inancımızda, ne kültürümüzde, ne de bilimde yeri vardır. Ülkemizdeki bilim ve eğitim kuruluşlarımızdan beklentimiz akleden, düşünen, tecessüs eden, araştıran, soruşturan, sürekli daha ileriye gitmeyi hedefleyen bir anlayışı toplumumuza yerleştirmeleridir. TÜBA’ya da bu konuda önemli görevler düşüyor. Bugünkü ödül töreninde olduğu gibi ‘marifet iltifata tabidir’ anlayışıyla bilim insanlarımızı teşvik eden TÜBA, bilim ve teknoloji alanında kendi kültürümüzü oluşturacağımız bir zeminin inşasına da öncülük yapmalıdır" ifadelerini kullandı.

Abdullah Sarıca - Derya Yetim - İlker Turak 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Gökhan Değirmenci: "Kupa kulübün genlerinde var" Kocaelisporlu kaleci Gökhan Değirmenci, Ziraat Türkiye Kupası’nda 3-1 kazandıkları Erzurumspor FK maçının ardından, "İyi mücadele ettik, net skorla galip geldik. Camianın beklentisine karşılık vermek, önce gruptan çıkmak istiyoruz. Sonra inşallah final görürüz. Kupa kulübün genlerinde var" dedi. Ziraat Türkiye Kupası C Grubu’nda Kocaelispor, kendi sahasında ağırladığı 1 Lig ekibi Erzurumspor FK’yı 3-1 mağlup etti. Maçta kaleyi koruyan deneyimli eldiven Gökhan Değirmenci, "Bu kulübün genlerinde olan Türkiye Kupası’nı müzemize katmak için elimizden geleni yapacağız" dedi. Bu maçın onlar için önemli olduğunu vurgulayan Gökhan Değirmenci, "İçeride iyi bir oyun oynadığımızı düşünüyorum. İyi mücadele ettik. 3-1 gibi net skorla galip geldik. Camianın beklentisine bu yıl Türkiye Kupası’nda karşılık vermek; öncelikle gruptan çıkmak istiyoruz, sonra da çeyrek final, yarı final ve inşallah finali görürüz. Bu kulübün genlerinde olan Türkiye Kupası’nı müzemize katmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız" diye konuştu. Son olarak 2025 yılıyla alakalı konuşan Değirmenci, "2025 yılına biz galibiyetle başlamıştık burada, geçen senenin ikinci yarısının ilk maçıydı. Bugün de galibiyetle 2025 yılını bitirdik. Bir tane de şampiyonluk kazandık. Kocaelispor camiası için 2025 yılı çok güzel geçti diye düşünüyorum. Kulübün tarihinde unutulmaz senelerden bir tanesi olacaktır diye düşünüyorum" sözlerini kaydetti.
Kocaeli Selçuk İnan: "Yenilmez olmak istiyoruz" Ziraat Türkiye Kupası C Grubu ilk maçında Erzurumspor FK’yı 3-1 mağlup eden Kocaelispor’da Teknik Direktör Selçuk İnan, "Biz sadece maç kazanmak, seyircimizle birlikte yenilmez olmak istiyoruz. Maç kazanıp Süper Lig’de kalıcı ve önemli olmak istiyoruz. Bu olduğu sürece zaten Avrupa’yı yakalayacağız" dedi. Ziraat Türkiye Kupası C Grubu’nda ilk maçını oynayan Kocaelispor, 1. Lig ekibi Erzurumspor FK’yı 3-1 mağlup etti. Maçın ardından Kocaelispor Teknik Direktörü Selçuk İnan oyunu değerlendirdi, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Selçuk İnan, "Bizim için çok önemli maçtı. 2025 yılının son maçıydı. İlk yarının da son maçıydı. Böyle maçlara konsantre olmak biraz zordur ama bugün iyi mücadele etik ve kazandık. 2026 yılının herkese sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum" dedi. "Jo’nun gol atmaya ihtiyacı vardı" Bugün karşılaşmada performanslarıyla dikkat çeken Joseph Nonge ve Darko Churlinov ile ilgili sorulara Selçuk İnan, "Bireysel olarak Jo da, Darko da çok iyi maç çıkardı. Ön oyuncuların skora katkı sağlaması onların özgüveni açısından çok önemli. Jo’nun attığı gol de çok önemliydi. Oynamadıkları zaman oyuncuların mutsuz olmaları gayet normal. Ama ne olursa olsun kendilerini maça hazırlamalarına engel değil. Her maç yeni bir sayfa, böyle bakmak gerekiyor. Jo adına mutluyum. Uzun zamandır ihtiyacı olan ve istediği bir şeydi bu gol. Darko da bireysel olarak bugün çok önemli performans sergiledi. 2 gol attı. Her oyuncu hızlı bir şekilde ligimize adapte olamayabiliyor. Hayatım boyunca buna şahit oldum. Darko çok karakterli bir oyuncu. Bizleri ya da seyircileri bazen skor olarak mutlu etmese de her maçta sahanın belki de en çok koşan, mücadele eden ismi. İkinci yarıda skor anlamında da bize daha fazla katkı sağlayacağına inanıyorum. Ondan memnunum" şeklinde konuştu. "Sadece maç kazanmak ve yenilmez olmak istiyoruz" Kulübün Avrupa hedefi konusunda lig ya da kupa üzerinden izlenecek yola dair Selçuk İnan, böyle bir ayrım yapmadıklarını belirtti. İnan, "Kişilerin ya da camiaların hedef koyması güzel ve önemli. Takımın başındaki hoca olarak oyuncularımla hep paylaşıyorum ki; ben hedef koymuyorum ve sadece maç kazanmak istiyorum. Bu sene lige çıktık. İşimiz hiç de kolay değildi. Süper Lig’de kalıcı ve önemli bir takım olmak istiyorum. Hedeflerimizi gerçekleştirdiğimiz sürece zaten Avrupa’yı yakalayacağız. Bunun için lig ya da kupa ayırt etmeye gerek yok. Böyle bir hedef baskısını camiaya kurmak istemiyoruz. Böyle bir hedef koyduğunuzda insanları bir yöne itiyorsunuz ve her olumsuzlukta bütün camia oyunculardan hesap sormaya başlıyor. Bu başlayınca oyuncu performansı yavaş yavaş düşmeye başlıyor. Ne bunu sürekli dile getirmek ne de bu baskıyı kurmak lazım. İyi durumdayız ve maç kazanmak istiyoruz. Kendi sahamızda, seyircimizle birlikte yenilmez olmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. "Şu an sadece 1 Türk oyuncu transfer edebiliyoruz, cezamız kalkarsa iş değişir" Transfer yasağı konusundaki bilgi kirliliğine noktayı koyan Kocaelispor Teknik Direktörü Selçuk İnan, şu an Josip Vukovic dosyasından dolayı Türk oyuncu transferinde tedbir olduğunu, 14 yabancı konusunda da ancak giden olursa yerine yeni transfer yapılabileceğini kaydetti. İnan, "Türk oyuncu konusunda cezamız var ve kadroda sadece 9 oyuncu tutabiliyoruz. Tarkan’ın gittiğini düşünürsek şu an 1 oyuncu transfer edebiliyoruz. Cezamız kalkarsa zaten durum değişir ve sizlerle paylaşırız. Yabancı konusunda ise giden olursa yenisini alabiliyoruz. Şu an gerçek bu. Bu değişirse 3-4 transfer yapmak istiyoruz" dedi. "Artık hafta içi oynamak dünyada kabul görüyor" Kupa maç takvimiyle ilgili konuk takım teknik direktörü Serkan Özbalta’nın eleştirileri ve çağrılarına katılıp katılmadığı konusunda ise Selçuk İnan, "Geçen yıl bununla ilgili eleştirilerim oldu. Ama bu yıl planlamayla ilgili yapabileceğimiz eleştiri yok. Ama bazı takımlar üst üste maç yaptığı zaman zorluklar yaşayabiliyor. Serkan Hoca bunu dile getirmiştir. Hafta içi maç oynamak dünyada kabul görüyor artık. Bunu bir şekilde becerebilmek lazım" sözlerini kaydetti.
Rize Çayeli Bakır’da 3. seviye acil durum tatbikatı gerçekleştirildi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koordinasyonunda, kamu kurumları ve özel sektörün katılımıyla Çayeli Bakır İşletmeleri’nde 3. Seviye Acil Durum Tatbikatı başarıyla gerçekleştirildi. Tatbikatla, kamu ve özel sektör kurumlarının muhtemel maden kazalarına yönelik müdahale kapasitesi, kurumlar arası koordinasyon ve iletişim altyapısı test edildi. Tatbikat kapsamında, yeraltı çalışma alanında hafif aracın üzerine göçük düşmesi sonucu katın kapanması ve telsiz ile iletişim hatlarının devre dışı kalması senaryosu canlandırıldı. Senaryo üzerinden acil müdahale ekiplerinin koordinasyon yetkinliği, iletişim altyapısının dayanıklılığı ile kurtarma ve tahliye süreçleri uygulamalı olarak gözlemlendi. Kurumlar arası koordinasyon kusursuz çalıştı Tatbikatın temel hedefleri arasında; Çayeli Bakır Acil Durum Kontrol Grubu ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Acil Durum Merkezi arasındaki koordinasyonun sağlanması, teknolojik iletişim altyapısının test edilmesi ve Acil Durum Yönetim Ekibi’nin (ADKG) eşgüdüm kabiliyetinin geliştirilmesi yer aldı. Ayrıca AFAD, Valilik ve yerel kurumlarla ortak müdahale uyumunun ölçülmesi, kurtarma, tahliye ve tıbbi müdahale süreçlerinin değerlendirilmesi ile paydaşlara yönelik doğru ve güvenilir bilgilendirme kapasitesinin güçlendirilmesi hedeflendi. Kamu ve özel sektörün geniş katılımıyla gerçekleştirildi Tatbikata Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), AFAD, UMKE, Jandarma, JAK ve İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri katıldı. Bunun yanı sıra Çoruh EDAŞ, Çayeli Bakır ve Artmin Madencilik gibi özel sektör temsilcileri ile TTK, TKİ, Eti Maden ve MTA da tatbikatta yer aldı. Bakanlık ve MAPEG temsilcileri ise video konferans yöntemiyle sürece dahil olarak tatbikatı eş zamanlı takip etti.
İstanbul Yeni yıl akşamının lezzeti kestaneli bademli Sahan yılbaşı hindisi Sahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni yıl akşamının vazgeçilmez lezzetinin Hindi olacağını belirtti. Öztan, Sahan farkı ve kalitesi ile bu yıl da sofralarda fark oluşturacaklarını belirtti. Sahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan, keyifli bir yılbaşı akşamı geçirmek için heyecanlı bir hazırlık sürecinin olacağını belirterek yılbaşı akşamı sofraların en lezzetli detayının her yıl olduğu gibi Sahan farkı ve lezzeti ile hazırlanan yılbaşı hindisi olacağını belirtti. Öztan, "Biz sahan olarak bademli, kestaneli iç pilavı ile nar gibi kızaran hindileri hazırlarken kendimizi bir anlamda yeni yıl sofralarını özenle hazırlayan ve bu keyifli akşamı sevdikleri ile daha da güzel ve paylaşılabilir hale getiren ev sahipleri gibi düşünüyor, kendimizi onların yerine koyuyoruz. Bir anlamda empati kuruyoruz. Her detayı, her ince ayrıntısı ve lezzetine kadar misafirlerimize en iyisini sunmak için çaba gösteriyoruz" dedi. Hindi pişirmenin çok ince ve detaylı teknikleri olduğunu belirten Tahir Tekin Öztan, seçtikleri hindilerden hazırladıkları iç pilava kadar her konuda her detaya dikkat ettiklerini ve yıllardır aynı lezzet ve kalite üzerinden ilerlediklerini belirtti. Öztan, yılbaşı hindisinin üzerindeki sosun ve pişirme derecesinin yanı sıra hazırlanan kestaneli bademli iç pilavının pişirme teknikleri ile baharatlarının da oldukça önemli olduğunu söyledi.