EĞİTİM - 15 Eylül 2021 Çarşamba 14:34

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

A
A
A
İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

Elazığ’da 2016 yılında yapımına başlanan Fırat Üniversitesi kütüphanesi inşaatında işçi olarak çalışan Hasan Coşkun, boş zamanlarında ders çalışarak hayalini kurduğu tıp fakültesini kazandı. Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimine devam eden Coşkun, 5 yıl önce inşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi öğrenci olarak doktor olmak için çalışıyor.

Elazığ’ın Baskil ilçesinde yaşayan 23 yaşındaki Hasan Coşkun, 2016 yılı sonbaharında Fırat Üniversitesinde yapımına başlanan kütüphanede ailesine destek olmak için işçi olarak çalışmaya başladı. Yaz aylarında burada çalışan Coşkun inşaattan kalan zamanlarında üniversiteye hazırlanarak Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Tıp fakültesinde 5’inci sınıf öğrencisi olan Coşkun, şimdilerde ise doktorluk olmak ve TUS'a hazırlanmak için aynı kütüphanede ders çalışıyor.

Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Tıp Fakültesi 5'inci sınıf öğrencisiyle bir araya gelerek muhabbet ettikten sonra öğrenciye kitap hediye etti. Hasan Coşkun'un sosyal medyada mesajını görünce kendilerinin de heyecanlandığını aktaran Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, "Böyle azimle çalışarak insanın neler yapabileceğinin en güzel örneklerinden bir tanesi kendisi, bu anlamıyla genç kardeşlerimize ve çocuklarımıza örnek olması açısından da çok büyük önem arz ediyor.

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

Aynı zamanda çalıştığı kütüphanenin üniversitemizde eser sunması da ayrıca kendisini de heyecanlandırıyor. Çünkü burada çalışıp böyle bir kütüphaneyi üniversiteye kazandırmak üniversitemiz açısından da önemli. Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesinin alanında çok başarılı bir fakülte olduğunu kendisi araştırmış ve tercihini de bizim üniversitemizde kullandı. Biz bu konuda oldukça sevindik. Hasan kardeşimize bundan sonraki eğitim hayatında başarılar diliyorum" dedi.

"Önce inşaatında işçi çalıştım, şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyorum"

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şuanda doktor olmak için ders çalıştığını belirten Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 5’inci sınıf öğrencisi Hasan Coşkun, inşaatında çalıştığı bir yerde tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışmanın inanılmaz bir duygu olduğunu aktardı. Coşkun, "Buranın inşaatında çalışıp sonrasında burada tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışmak inanılmaz güzel bir duygu. Yaz aylarında ailemin yanında onlara yardımcı olurdum genelde fırsat bulduğum zamanlarda da aileme destek olmak için farklı işlerde çalıştım. Bir inşaat şirketindeyken Fırat Üniversitesinin kütüphanesinin inşaatında çalıştım. Sonrasında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım. Burada ders çalışmaya geldiğim zaman çok güzel duygular hissettim ve inanılmaz mutlu oldum. İnşaatında çalıştığım bir yerde tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışmak inanılmaz bir duygu" diye konuştu.

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

"Benim için çok güzel ailem için gurur verici bir durum"

İnsanın azmedince her şeyi başarabileceğini kaydeden Coşkun, "İnşaat işçisi olarak çalışırken tabi ki de her işçinin başımızın üstünde yeri var. o aşamadan sonra Tıp Fakültesini kazanmak gerek bölümüm için derslerime çalışmak gerekse de okul bittikten sonra uzmanlığım için gireceğim TUS sınavına yönelik çalışmalarımda güzel olacak.

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

Hayatın insanı azmedince çalışınca nereden alıp nereye götüreceğini gördüm. Benim için çok güzel hissiyatlar ailem için de gurur verici şeyler. Zamanında inşaatında çalışıp para biriktirmeye çalıştığım yerde şimdi doktor olarak derslerime çalışmak ve okul sonrası uzmanlığım için çalışmak inanılmaz iyi hissettiriyor. İnsan azmedince, çalışınca ve kendisine güvenince hedefine odaklanınca neler başarabileceğinin çok farklı örnekleri var. Bende kendi adıma küçük bir örneğim.

Buranın inşaatında çalışıp sonrasında tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışmak açısından baktığımız zaman insanın bulunduğu yeri ya da imkanları küçümsemeyerek elinden geldiğini yaptıktan sonra başaramayacağı bir şey yoktur. Ben buna inanıyorum. Genç kardeşlerimize ve başka alanlarda çalışan arkadaşlara tavsiyem herkes azmederek, çalışarak ve inanarak işlerini yaptığı taktirde ulaşmak isteyecekleri neticeye varacaklardır" şeklinde konuştu.

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

Ahmet Mücahid Kantarcıoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."