EKONOMİ - 26 Nisan 2012 Perşembe 12:59

"ENFLASYON RAPORU" TOPLANTISI

A
A
A
"ENFLASYON RAPORU" TOPLANTISI

Merkez Bankası Erdem Başçı, "Enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngörüyoruz" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Sheraton Otel`de düzenlenen `Enflasyon Raporu Tanıtım Toplantısı`na katıldı. Başçı, 2012 ile 2013 yıllarına ilişkin enflasyon tahmin rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başçı, yaptığı konuşmada, yılın ilk çeyreğinde küresel iktisadi faaliyet beklendiği gibi, yavaşlamaya devam ederken Euro Bölgesi`ne dair endişelerin azalmasıyla küresel risk iştahında kayda değer bir iyileşme gözlendiğini söyledi. Başçı, Yunanistan`ın kamu borcu yapılandırılmasının
tamamlanarak düzensiz bir iflasın önüne geçilmesi ve Avrupa Merkez Bankası`nın üç yıl vadeli likidite operasyonlarına devam etmesi, Euro Bölgesi borç kriziyle ilgili algılamaların kısmen iyileşmesini sağladığını belirtti. "Aynı zamanda ABD`de iktisadi faaliyetin beklenenden olumlu bir görünüme işaret etmesi de güven ortamını pekiştiren bir diğer unsur oldu" diyen Başçı, "Tüm bu gelişmeler, yılın ilk çeyreğinde küresel risk iştahının artmasını sağlayarak gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını
hızlandırdı. Ne var ki, yakın dönemde özellikle İspanya ekonomisine dair endişelerin artması sonucu tahvil getirilerinin yeniden yükselişe geçmesi ve ABD`de istihdam artışlarının beklentilerin altında kalması gibi gelişmelerin küresel ekonomiye dair algılamalardaki düzelmeyi kesintiye uğrattığını görüyoruz. Bu doğrultuda, ikinci çeyreğin başı itibarıyla gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarındaki oynaklığın devam ettiği gözleniyor" diye konuştu.
Başçı, bir önceki Enflasyon Raporu`nun yayımlandığı Ocak ayının sonundan bugüne yaşanan gelişmelerin, küresel finans piyasalarındaki kırılgan yapının sürdüğünü ortaya koyduğunu vurguladı. Başçı, küresel krizin başlangıcının üzerinden 4 yıla yakın süre geçmesine rağmen gelişmiş ülkelerde bilanço düzeltme sürecinin devam ettiğini bildirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Euro Bölgesi`ne dair sorunlar, ABD ve Çin ekonomilerine ilişkin belirsizlikler ve enerji fiyatlarındaki arz yönlü riskler gündemdeki yerini koruyor. Varlık piyasalarının hızlı yükselişler gösterdiği ve gelişmiş ülkelerin para politikalarının gevşek bir duruş sergilediği dönemlerde dahi borçlanma piyasalarındaki faaliyetin durgun seyrettiğini ve bu piyasalarda faaliyet gösteren kurumlara ilişkin endişelerin canlı kaldığını görüyoruz. Bu durum, küresel risk algılamalarındaki oynaklığın devam edebileceğini
gösteriyor. Bütün bu gelişmeler, esnek bir para politikası çerçevesinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor."
"PARASAL SIKILAŞTIRMAYI DAHA SIK UYGULAYABİLİRİZ"
Başçı, 2011 yılının ikinci yarısından itibaren kredi büyüme hızları belirgin şekilde yavaşlarken, cari işlemler dengesinde de kayda değer bir iyileşme gözlendiğine dikkati çekerek, bu dönemde yurt içi talep büyümesi kontrol altına alınırken net ihracatın katkısının belirgin şekilde arttığının görüldüğünü söyledi. "Diğer bir ifadeyle, büyüme kompozisyonunun daha sağlıklı bir görünüme kavuştuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz" diyen Başçı, faiz koridoru sisteminin sağladığı esnekliği kullanarak Ekim ayından bu
yana, üç kez ek parasal sıkılaştırmaya gidildiğini anlattı. Başçı, "Bu sıkılaştırma dönemlerinde, miktar ihalesi ile yaptığımız fonlamayı azaltarak piyasaya sağlanan likiditenin ortalama maliyetini belirgin şekilde artırdık. Öte yandan, Şubat ayında Euro Bölgesi borç krizine dair algılamaların iyileşmesine bağlı olarak küresel risk iştahının artması üzerine faiz koridorunun üst limitini sınırlı ölçüde indirdik" diye konuştu.
Buna rağmen, sıkı parasal duruşunun korunduğunun altını çizen Başçı, bu doğrultuda, Para Politikası Kurulu olarak Nisan ayında enerji fiyatlarındaki yüksek oranlı fiyat ayarlamalarının ve diğer geçici unsurların enflasyon görünümünü bozmasını engellemek amacıyla parasal sıkılaştırmayı daha sık uygulayabileceklerini vurguladıklarını hatırlattı. Başçı, "Ayrıca küresel ekonomiye dair belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağını belirttik" dedi.
"İKİNCİ ÇEYREKTEN İTİBAREN ILIMLI BİR TOPARLANMA EОİLİMİN BAŞLAYACAОINI TAHMİN EDİYORUZ"
"2012 yılının ilk çeyreğinde enflasyon Ocak Enflasyon Raporu`nda sunduğumuz tahminlerle uyumlu seyrederek Mart sonu itibarıyla yüzde 10,43 seviyesinde gerçekleşti" diyen Başçı, konuşmasından şunları kaydetti:
"Bu dönemde, petrol fiyatlarının varsayımlarımızdan yüksek seyretmesi nedeniyle enerji fiyatlarındaki artışlar öngörülenin üzerinde gerçekleşirken, işlenmemiş gıda fiyatları beklenenden daha olumlu bir seyir izledi. Döviz kuru hareketlerinin birikimli etkilerinin hafiflemesiyle temel mal fiyatlarının yıllık artış oranının yılın ilk çeyreğinde gerileme eğilimine girdiğini görmekteyiz. Hizmet fiyatları ise ılımlı seyrini koruyor. Bu gelişmeler çerçevesinde temel enflasyon göstergelerinin uzun bir süreden
sonra tekrar düşüş eğilimi sergilediğini görüyoruz. 2012 yılının ilk aylarına dair sanayi üretimi verileri yılın ilk çeyreğinde iktisadi faaliyetin beklenenden bir miktar daha zayıf seyrettiğini gösteriyor. Ancak, bu gelişmenin büyük ölçüde olumsuz hava koşulları ve dış belirsizlikler gibi geçici unsurları yansıttığını düşünüyoruz. Bu doğrultuda ikinci çeyrekten itibaren ılımlı bir toparlanma eğiliminin başlayacağını tahmin ediyoruz."
"ENFLASYON TAHMİNLERİNDE GIDA FİYATLARI İLE PETROL VE DİОER İTHALAT FİYATLARI ÖNEMLİ ROL OYNUYOR"
Enflasyon tahminlerinde gıda fiyatları ile petrol ve diğer ithalat fiyatları da önemli rol oynadığına dikkati çeken Başçı, gıda fiyatlarının yıllık artış oranına dair varsayımların, yılsonları için tahmin ufku boyunca yüzde 7,5 olarak korunduğunu söyledi. Öte yandan, petrol fiyatlarında yukarı yönlü güncelleme yaptıklarını hatırlatan Başçı, petrol fiyatlarının Ocak Enflasyon Raporu`nun yayımlanmasından itibaren geçen süre zarfında arz yönlü gelişmelere bağlı olarak öngörülenin oldukça üzerinde bir seyir
izlediğini belirtti. Başçı, bu çerçevede, Nisan ayının ilk yarısı itibarıyla oluşan vadeli fiyatları da dikkate alarak, petrol fiyatları varsayımlarını, 2012 yılı için 120 ABD dolarına, 2013 yılı için ise 115 ABD dolarına çıkardıklarını ve enerji dışı ithalat fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak ithalat fiyat endeksinin beklenenden olumlu bir seyir izlediğini bildirdi.
"ENFLASYONUN 2012 YILI SONUNDA YÜZDE 5,3 İLE YÜZDE 7,7 ARALIОINDA GERÇEKLEŞECEОİNİ TAHMİN EDİYORUZ"
"Tahminlerimizi oluştururken önümüzdeki dönemde ek parasal sıkılaştırmanın daha sık yapılacağını ve buna bağlı olarak kredilerin yıllık büyüme oranının yüzde 14 civarında seyredeceğini, varsaydık" diyen Başçı, "Bu çerçevede, enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Orta vadede enflasyonun yüzde 5
hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngörüyoruz Sonuç olarak, enerji fiyat varsayımlarında 2012 yılına dair yaptığımız güncellemelerin enflasyon üzerindeki olumsuz etkisine rağmen, para politikası duruşunda bu etkiyi telafi edecek bir sıkılaşmaya giderek yüzde 6,5 olan yıl sonu enflasyon tahminimizi değiştirmedik" dedi.
"YILIN ÜÇÜNCÜ ÇEYREОİNDEN İTİBAREN ENFLASYON KADEMELİ OLARAK DÜŞECEK"
Bu doğrultuda, Ocak Enflasyon Raporu`na göre kredilerin bir miktar daha ılımlı büyüyeceği ve toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe verdiği desteğin artacağı bir görünümü esas aldıklarını belirten Başçı, yılın ikinci çeyreğinde geçici unsurlar ve baz etkileri nedeniyle enflasyonun oldukça dalgalı bir seyir izlemesini beklediklerini söyledi. Başçı, "Nisan ayında, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışların tüketici enflasyonuna doğrudan etkisinin 0,5 puan civarında olacağını, bu nedenle yıllık
enflasyonun geçici olarak yükselip tepe noktasına ulaşacağını öngörüyoruz. İşlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkileri nedeniyle yıllık enflasyonun Mayıs ayında keskin bir d düşüş göstereceğini, Haziran ayında ise bu düşüşün bir kısmının geri alınacağını tahmin ediyoruz" diye konuştu.
Başçı, Ekim ayından bu yana uyguladıkları sıkı para politikasının ikincil etkileri sınırlamasını, böylece geçici fiyat hareketlerinin yıllık enflasyon üzerindeki birikimli etkilerinin kademeli olarak ortadan kalkmasıyla enflasyonun aşağı yönlü bir seyir izlemesini beklediklerini ifade etti. Bu çerçevede, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren enflasyonun kademeli olarak düşeceğini anlatan Başçı, özellikle son çeyrekte bu düşüşün belirginleşeceğini tahmin ettiklerini ve bu noktada, açıklanacak her türlü yeni
veri ve haberin para politikası duruşunun değiştirilmesine neden olabileceğini vurguladı. Başçı, "Dolayısıyla, tahminlerimizi oluştururken para politikasının görünümüne ilişkin ifade etmiş olduğum varsayımlar tarafımızca verilmiş bir taahhüt olarak algılanmamalıdır" dedi.
"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM DAİR DİОER RİSK UNSURU PETROL FİYATLARINDAKİ BELİRSİZLİKLER"
"2011 yılının son üç ayında gerçekleşen keskin fiyat artışları nedeniyle enflasyonun bu yılın son çeyreğine kadar hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesini bekliyoruz" diyen Başçı, "Bu durum, fiyatlama davranışlarının dikkatle izlenmesini gerektiriyor. Ekim ayından itibaren gerçekleştirdiğimiz parasal sıkılaştırma ve iç talepteki ılımlı görünüm ikincil etkilerin ortaya çıkma olasılığını azaltmış olsa da, önümüzdeki dönemde temkinli bir yaklaşımla enflasyon görünümünü dikkatle takip ederek orta vadeli
enflasyonun hedefle uyumlu olması için gereken tedbirleri alacağımızı vurgulamak istiyorum" ifadelerini kullandı.
Önümüzdeki döneme dair bir diğer risk unsurunun ise petrol fiyatlarının görünümündeki belirsizlikler olduğuna dikkati çeken Başçı, her ne kadar küresel iktisadi görünümün zayıf seyri genel olarak emtia fiyatları üzerindeki yukarı yönlü baskıları sınırlasa da, arz yönlü sorunların devam etmesinin enerji fiyatlarının görünümüne ilişkin kısa vadede yukarı yönlü bir risk unsuru olarak ortaya çıktığını söyledi. Başçı, böyle bir riskin gerçekleşmesi halinde, geçici fiyat hareketlerinden kaynaklanan etkilere
tepki vermeyeceklerini ve ancak fiyatlama davranışlarının kalıcı olarak bozulmasına müsaade etmeyeceklerini belirtti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Khan “Pakistan ve Türkiye bir millet iki devlet” Düzce Üniversitesi Uluslararası Ofis Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen “Türkiye Pakistan İlişkileri” adlı programda Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan, Düzce Üniversitesi öğrencileriyle bir araya geldi. İstiklal Konferans Salonu’nda program öncesinde Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir’i ziyaret eden Qazi Saleem Ahmed Khan, Rektör Sözbir’le görüşme gerçekleştirdi. Daha sonra “Türkiye Pakistan İlişkileri” adlı programa geçildi. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Uluslararası Ofis Koordinatörü Doç. Dr. Sibel Bayram, Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan’a davetlerini kabul ederek Düzce Üniversitesi’ne geldiği için teşekkür etti. Ülkemizin, Pakistan’ı resmi olarak tanıyan ülkelerin başında geldiğini belirten Doç. Dr. Sibel Bayram, her iki ülke arasındaki ziyaretler ve anlaşmalarla bu dostluk ilişkisinin daha da güçlendiğini ifade etti. Geçmişten günümüze iki ülkenin tarihi ilişkilerinden söz eden Doç. Dr. Bayram, iş birliğini daha da geliştirmek istediklerini söyledi. Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, “Türkiye Pakistan İlişkileri” programına katılım sağladığı için Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan’a teşekkür ederek sözlerine başladı. Üniversite olarak Pakistan Büyükelçiliği’ni ziyaret ettiklerini dile getiren Sözbir, iyi bir köprü kurarak ilişkileri geliştirmek ve öğrenci sayısını artırmak istediklerinin altını çizdi. Proje üretimi ve birlikte program düzenleme gibi birçok noktada ortak çalışmanın önemi üzerinde duran Sözbir, programın hayırlı olmasını temenni etti. Konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan, çok değerli bir konuda program düzenlendiğini ifade ederek, her iki ülke arasındaki tarihi mirasın yüz yıllara dayandığını belirtti. Ortak din ve inanca sahip Pakistan ve Türkiye için en iyi tanımın “Bir Millet İki Devlet” olduğunu söyleyen Qazi Saleem Ahmed Khan, kalpten kalbe bir ilişkisi olan iki ülkenin bayraklarındaki ay yıldız sembolünün de aynı olduğunu sözlerine ekledi. İki ülkenin en zor zamanlarında birbirine yardımcı ve destek olduğuna işaret eden konuk Müsteşar; ekonomik ve sosyal bağların daha da güçlendiğini, Türkiye ve Pakistan üniversiteleri arasındaki ilişkilerin de geliştirilmesinin önemini dile getirerek programın düzenlemesinde emeği olan herkese teşekkür etti. “Türkiye Pakistan İlişkileri” adlı program, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir tarafından Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan’a hediye takdimiyle son buldu.