POLİTİKA - 07 Aralık 2016 Çarşamba 21:56

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş:

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş:

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, “Muhtemelen Cumhuriyetin 100. yılında coşkulu bir türkü, şarkı bunlar zaman içinde ilan edilecek yarışmalarla yapılacaktır. 100. yılın bir marşı olmayacak, şarkı ve türküleri olacak” dedi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu 2017 Merkezi Yönetim bütçeleri ile 2017 yılı kesin hesapları üzerine görüşmeler yapıldı.
Türkeş, Nutuk’un eski dilde yazılmış orijinal kopyasının prestij kitap olarak hazırlandığını belirterek, bütün Grup Başkanlıkları’na dağıtıldığını ifade etti. Türkeş, 100. yıl etkinlikleri kapsamında vatandaşları tarih bilinciyle götürme amacını taşıdıklarını belirterek, “Bugüne kadar Cumhuriyetin kuruluş süreçlerini, Osmanlı İmparatorluğu’nun küresel siyaset simsarları tarafından yıkılışa götürülüşünü, işgalleri ve antlaşma dayatmalarını tarih kitaplarında okuduk. Günümüz dünyasının iletişim ve teknoloji imkanları bize daha fazla bilgi kaynağı sunmaktadır. Günümüz dünyasında da Türkiye’sinde yaşananlar bize bu olayları anlayacak, yorumlayacak yeni bakış açıları sunmaktadır. Bu yeni dönemde Onuncu Yıl Marşı fevkalade kıymetli bir marştır. Cumhuriyetin 100. yılına ulaştığımız bu dönemlerde bu marşı söylemek isteyenler, memnuniyetle söylerler. Hatta bizim de bulunduğumuz ortamlarda bizim de önümüze geldiğinde iştirak ediyoruz. Cumhuriyetin 100. yılındaki çalışmalarda bir marş arayışı içinde değiliz. Muhtemelen Cumhuriyetin 100. yılında coşkulu bir türkü, şarkı bunlar zaman içinde ilan edilecek yarışmalarla yapılacaktır. 100. yılın bir marşı olmayacak, şarkı ve türküleri olacak” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ulaştırılan ekonomik katkıdan bahseden Türkeş, “Adada devam eden müzakere süreci ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yapıcı çabalarına destek vermekte ve çalışmalarını takdirle takip etmekteyiz. Bu hassas dönemde ana vatan Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her zaman olduğu gibi birlik ve beraberlik içinde hareket etmekte olduğunun herkes tarafından görülmesi önem arz etmektedir. Bugün de adada devam eden müzakere sürecinden bağımsız olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne her türlü mali, ekonomik, sosyal yardımlarımızı sürdürmeye kararlıyız. Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapmakta olduğu mali, ekonomik, sosyal desteklerle adada kendine yetebilen, küresel koşullara uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik düzen ile sağlam bir devlet yapısının oluşturulmasını amaçlamaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ekonomik programlarının temel hedefi Kıbrıs Türk halkının ihtiyaç duyduğu reformların hayata geçmesi, kamusal alandaki etkinliğin ve kaliteyi arttırmak, güçlü ve sağlam bir finans sistemi oluşturmak, rekabet edebilir bir özel sektör oluşturmaktır. Kıbrıslı Rumların baskısı ve dünyanın hukuku meşru hakları görmezden gelmesiyle Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargolara Türkiye Cumhuriyeti olarak desteğimizi sürdürdük, 2017 yılında da sürdüreceğiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak 2002’den bu yana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 10 milyar destek sağladık. Su temin projesi olan 1.6 milyar TL dahil değildir. 2002 yılında 424 milyon TL destek küresel ekonomik krizinin hissedildiği 2009 yılında 929 milyon TL olmuştur. Türkiye adanın garantörüdür. 1969 anlaşması bizi adanın tümü, bütün toprakları ve adada yaşayan tüm ahalinin garantörü olarak tarif etmektedir ve bu anlaşma değişmemiştir” ifadelerini kullandı.
Türk Dil Kurumu’nun isminin değiştirilmesine ilişkin olarak Türkeş, “AK Parti’ye gösterdiğiniz tepkiyi niye komşunuza göstermiyorsunuz CHP’liler? Atatürk’ün mirasına sahipse, bir tek AK Parti’ye karşı mı sahip çıkıyorsunuz” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.