ASAYİŞ - 22 Şubat 2017 Çarşamba 18:29

Ömer Halisdemir’in şehit edilmesi davası

A
A
A
Ömer Halisdemir’in şehit edilmesi davası

15 Temmuz darbe girişimi gecesi Astsubay Ömer Halisdemir’in şehit edilmesine ilişkin yargılanan tutuklu sanık Kıdemli Çavuş Hasan Aksoy, "Ahmet Kemal Yüzbaşı ’Ben Zekai Paşa ile görüştüm. Tugay Komutanı Semih Terzi ve Fatih Şahin hain’ dedi. Ondan sonra ne demek hain dedim. ’Ben Zekai Paşa ile görüştüm. Fatih Şahin’i vurun emrini veriyorum’ dedi" ifadesini kullandı.
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen darbeci general Semih Terzi’yi vurarak darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir’i şehit eden darbecilerin yargılandığı dava verilen öğle arasının ardından devam etti. Savunma yapan tutuklu sanık Astsubay Başçavuş Hüseyin Oğuz, askeriyede sıhhiye uzmanlığı görevi yaptığını söyledi. 15 Temmuz akşamı alarm verildiğini belirten Oğuz, Ankara’ya gideceklerinin haberinin verildiğini kaydetti. Ankara’ya gitmelerinin tuhaf olduğunu düşündüğünü ifade eden Oğuz, neden gittiklerine anlam veremediğini ifade etti. Etimesgut Havaalanına inmeden önce Fatih Şahin’in dışarıda kendilerini kamuflajlı askerlerin bekleyebileceğini, bu nedenle tedbirli olmaları gerektiğini söylediğini anlatan Oğuz, uçaktan iner inmez çevrenin güvenliğini aldıklarını söyledi.

"Etraftaki insanlar buna Kelime-i Şehadet getirtmeye çalışıyordu"
Oğuz, Özel Kuvvetler Komutanlığına iniş yaptıklarında karargaha hareket ettiklerini anlatarak, silah sesi duyduğunu ve bir kişinin yere düştüğünü gördüğünü kaydetti. Daha sonra askerlerin ağaçların olduğu kısma ateş etmeye başladığını gördüğünü kendisinin yere yattığını iddia ederek, "Önümde ağaçlar olduğu için çok fazla şey göremedim. Çalıştığım birliğe geldim rahatladım derken bu olay oldu. Özel Kuvvetlerde komutana suikast uygulanıyordu çok şaşırdım buna. Tel örgülerden girip saldırı yapıldığını düşündüm. Bu adamın buraya geleceğini ben bile bilmiyordum o nasıl bilebildi diye düşünüyordum. Semih Terzi’nin vurulduğunu gördüm. Etrafında daha önce hiç tanımadığım rütbeli insanlar vardı. Etraftaki insanlar buna Kelime-i Şehadet getirtmeye çalışıyordu. Oradaki insanların gözünden yaş gelmeye başlıyordu. Teselli etmeye çalışıyorlardı. Çantayı açtım yarasını gördüğümde ilk önce önemsemedim. İki tane mermi deliği gördüm sağ göğsünde ve koltuk altında. Merminin biri boşa gitti, diğeri de girdi çıktı sandım. Semih Terzi, ’arkadaşlar siz beni bırakın ben iyiyim kendi emniyetinize bakın’ dedi. Etrafındaki insanlar daha emniyetli olsun diye Semih Paşayı karargaha taşıdı" diye konuştu.

"Fatih Şahin ’ben vurdum’ dedi"
Semih Terzi’nin yarasını kapatmasının ardından serum taktığını söyleyen Oğuz, "Oradaki kişiler tabur komutanı Fatih Şahin’e ’vuran kimdi? Vurana ne oldu?’ diye sordu. Fatih Şahin ’vuran Ömer Halisdemir’di etkisiz hale getirildi ve öldürüldü’ dedi. Öldürüldü mü diye sordular Fatih Şahin ’ben vurdum’ dedi. Benim elim ayağım boşaldı o an. Ömer Halisdemir’in Semih Paşa ile ne işi olur diye düşünmeye başladım. Ben Ömer Halisdemir ile birlikte 5 yıl çalıştım. Semih Terzi ile ne husumeti vardı diye düşünmeye başladım. Sonradan tabur komutanına Semih Terzi’nin durumunun ciddi olduğunu söyledim. ’Beni hastaneye götürmeyin, ben iyiyim kendi işinize bakın. Benim hastaneye ihtiyacım yok’ dedi. Daha sonra çarşaf getirdiler onun içine koydular ve helikoptere taşıdılar" şeklinde konuştu.

"Sizi bu şekilde siviller görürse parçalar"
Oğuz, Terzi’yi tedavi için GATA’ya getirdiklerinde GATA Kurmay Başkanı’nın teçhizat ile içeriye giremeyeceklerini söylediğini belirtti. Daha sonra GATA Kurmay Başkanının kendilerden silahları teslim etmelerini istediğini ifade eden Oğuz, "Tabur komutanı da ben de buna karşı çıktık. ’Arkadaşlar herhalde siz neyin ne olduğunun farkında değilsiniz. Dışarı da yer yerinden oynuyor. Sizi bu şekilde siviller görürse parçalar. Şu silahlarınızdan kurtulun. GATA Kurmay Başkanı olduğum halde ben silah taşımıyorum, bakın sivilim. Dışarı da yer yerinden oynuyor’ dedi. Daha sonra uçakların bomba attığını duyduk" ifadelerini kullandı.
Daha sonra silahlarını ve kıyafetlerini GATA’da karşılaştıkları bir arkadaşının arabasına koyduklarını anlatan Oğuz, "Otoparkta beklemeye başladık. Tabur komutanı Fatih Binbaşı halen ’Robokop’ gibi geziyordu. GATA Kurmay Başkanıyla zaman zaman sözlü tartışmaya giriyorlardı. Fatih Binbaşı ’benim kimseye zarar verme gibi bir amacım yok ama silahımı da bırakmam’ dedi ve dışarıya çıkmak istediğini söyledi. Bunun üzerine GATA Kurmay Başkanı ’nereye gidersen git. Kapıdan çıkınca seni kim koruyacak? Dışarıda asker avlıyorlar, seni parçalarlar’ dedi. Bizden de silahlarımızı GATA Destek Kıtalarına bırakmamızı istedi. Fatih Binbaşı ’emrimden çıkıyor musunuz’ dedi. Bunun üzerine GATA Kurmay Başkanı ’sen çocuklara baskı mı yapıyorsun? Sen emir veremezsin. Bunları sicille mi tehdit ediyorsun? Burası GATA, burada komutan benim, benim sözüm geçer. Çocuklara karışamazsın’ dedi. Fatih Binbaşı bizden uzaklaşıp telefonla konuşmaya başladı" şeklinde konuştu.

"Semih Terzi öldü deyince Fatih Şahin ile Ali Kapucu ’ne şehit mi oldu’ dedi"
Oğuz, GATA Kurmay Başkanı’nın Semih Terzi’nin öldüğü haberini verdiğini kaydederek, "Semih Terzi öldü deyince Fatih Şahin ile Ali Kapucu ’ne şehit mi oldu’ dedi. GATA Kurmay Başkanı ’Semih Terzi öldü’ dedi. Böyle bir diyalog geçti. Ali Kapucu’nun gözleri dolmaya başladı. Ali Kapucu ile Fatih Şahin sürekli diyalog halindeydi" dedi.

"Ahmet Yüzbaşı, Fatih Şahin’i vur emri verdi"
Oğuz, kendisini Etimesgut Havaalanında kalan askerlerden olan Barış Batmaz’ın aradığını anlatarak şunları kaydetti:
"Ne yapıyorsun? dedi, GATA’dayım dedim. ’Biz helikoptere binmedik, Özel Hava Alayında kaldık’ dedi. Onların orada kaldığını o zaman öğrendim. ’Biz burada Özel Hava Alayın kontrolünü sağlamaya çalışıyoruz. Ahmet Kemal Yüzbaşı, Zekai Paşa ile konuştu Semih Terzi hainmiş’ dedi telefonu kapattı. Hemen ardından Ahmet Kemal Yüzbaşı aradı. Semih Terzi vuruldu GATA’ya getirdik dedim. Burada Semih Terzi öldü dedim. O da bana ’o zaman söyleyeceklerimi iyi dinle. Ben Zekai Paşa ile görüştüm. Tugay Komutanı Semih Terzi ve Fatih Şahin hain’ dedi. Ondan sonra ne demek hain dedim. ’Ben Zekai Paşa ile görüştüm. Fatih Şahin’i vurun emrini veriyorum’ dedi. Saçmalamayın dedim. Tabur komutanı gerektiğinde beni ölüme gönderecek adam nasıl öldüreyim dedim. ’Anlamıyor musun ben sana tabur komutanını vurma emrini veriyorum’ dedi tekrardan. Ben şuan hastanedeyim burada siviller var, silahları da bıraktık Fatih Şahin halen teçhizatlı bunu yapamam dedim. ’Vurabilirseniz vurun, vuramıyorsanız etkisiz hale getirin, onu da yapamıyorsanız oradan ayrılın. Canınızı koruyun, kimseye güvenmeyin’ dedi telefonu kapattı. Ben bunu 10 dakika algılayamadım. Hasan’a bile anlatamadım. Tabur komutanına da sezdirmemeye çalıştım. Hiç kimseye güvenemez oldum. Hasan, bir sen, bir ben kaldık dedim. ’Ne demek o’ dedi. Çevremde gördüğüm kimseye güvenmiyorum. Tabur komutanı hainmiş dedim. Ahmet Kemal Yüzbaşı böyle böyle dedi. Zekai Paşa ile görüştüğünü, hain olduğunu söyledi dedim. Bunda hainlik varsa ve bize karşı bir hamleye kalkışırsa cevabı veririz dedik. Daha sonra silahlarımızı bırakmak için Destek Kıta Komutanlığına gittik. Destek Kıta Komutanının odasına geçtik kıyafetlerimizi ve silahlarımızı oraya bıraktık. Ahmet Kemal Yüzbaşı ile yine görüştüm. Onun yanından ayrıldık, vurma gibi bir durumum yok haberiniz olsun dedim. O da ’tamam eğer fırsatınızı bulursanız değerlendirirsiniz’ dedi. Sonra telefonu kapattım."
Fatih Şahin’in daha sonra yanlarına geldiğini anlatan Oğuz, "Hasan ’arasından git kafasına vur yatıralım’ dedi. Ben de Hasan dikkat çekme her taraf sivil dolu. Suçu varsa adalete hesap versin dedim" ifadesini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Minibüs şoförleri özel servis kiralayan üniversite öğrencilerine kızdı, yol keserek darp etti Trabzon’un Sürmene ilçesinde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği öğrencileri tarafından kiralanan öğrenci servisine kızan minibüs şoförleri aracın önüne kesti. Servis sürücüsü ve öğrenciler, ilçe hat minibüsü şoförleri tarafından saldırıya uğrarken, öğrencilerin şikayeti üzerine yapılan çalışmada şüpheli 4 kişiden 2’si gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre ilçenin Çarşı Mahallesi’nde meydana gelen olayda Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü’nde öğrenim gören öğrenciler ulaşım sorunları nedeniyle özel bir servis kiraladı. Üniversite öğrencilerinin servis kiralamasına kızan minibüs şoförleri tarafından araçların önleri kesilerek durduruldu. Okul çıkışında durdurulan servis sürücüleri, öğrenciler ve minibüs şoförleri arasında yaşanan tartışmanın arbedeye dönüşmesiyle bazı öğrencilerin ve servis sürücüsünün saldırıya uğradığı öne sürülürken, öğrencilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Darp raporu alan öğrenciler şikayetçi olurken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 2 kişi gözaltına alındı Trabzon Valiliği tarafından yapılan açıklamada şikayet üzerine 4 kişi hakkında başlatılan tahkikat neticesinde 2 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Açıklamada, "İlimiz Sürmene ilçesindeki KTÜ Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümü öğrencilerinin dolmuşlarda yer bulamadıkları için servis kiraladıkları gerekçesiyle, kiraladıkları özel servisin önü dolmuş şoförleri tarafından kesilerek servis şoförü ve içindeki öğrencilere tehdit ve hakaret edilip darp edildikleri yönünde sosyal medyada yer alan haberlerle ilgili olarak; servis şoförü ve darp edilen öğrencilerin şikayetleri üzerine şüpheliler Ö.D., K.D., H.S., ve S.Y. hakkında cumhuriyet savcısının talimatıyla başlatılan tahkikat neticesinde şüpheliler Ö.D. ve K.D. gözaltına alınmıştır. Mezkur olayla ilgili valiliğimizce de çok yönlü inceleme başlatılmıştır" ifadelerine yer verildi.
Antalya Antalya’da Pakistanlı kadın kanlar içerisinde ölü bulundu, öğretmen oğlu gözaltına alındı Antalya’da 59 yaşındaki Pakistanlı asıllı kadın, yaşadığı evin mutfağında kanlar içerisinde ölü bulundu. Boynunda ve kol kısmında bıçak kesileri bulunan kadının birlikte yaşadığı İngilizce öğretmeni oğlu ise polis tarafından kelepçelenip gözaltına alındı. Olayla ilgili cinayet şüphesi araştırılmaya devam ediliyor. Olay, saat 23.00 sıralarında Kepez ilçesi Ahatlı Mahallesi 3188 Sokak üzerindeki 4 katlı apartmanın giriş katında meydana geldi. Alınan bilgiye göre, İngilizce öğretmenliği yaptığı öğrenilen Pakistan asıllı A. A. Q. (30), eve geldiğinde birlikte yaşadığı annesi Ashfaq Ahmad Qureshi’nin (59) mutfakta kanlar içerisinde olduğunu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin hayatını kaybettiğini belirledi. İngilizce öğretmeni oğlu gözaltına alındı Mutfakta kanlar içerisindeki cesedi inceleyen olay yeri inceleme ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin boynunda ve kol kısmında bıçak kesilerinin olduğunu tespit etti. Ekiplerin, evin mutfağında ve balkon kapısından parmak izleri örnekleri aldığı gözlendi. Olayla ilgili Cinayet Büro Amirliği’ne bağlı ekipler geniş çaplı araştırma başlatırken, sözlü ifadesini alınan kadının oğlu A. A. Q kelepçeleyerek gözaltına alınıp polis merkezine götürüldü. 8 Nisan’da yaşadıkları eve yeni taşındıkları öğrenilen kadının cenazesi savcı incelemesinin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.