POLİTİKA - 25 Şubat 2017 Cumartesi 15:08

Başbakan Yıldırım: "Biz milletimizin iradesinin tam hakim olacağı bir değişiklik yapıyoruz"

A
A
A
Başbakan Yıldırım: "Biz milletimizin iradesinin tam hakim olacağı bir değişiklik yapıyoruz"

Başbakan Binali Yıldırım, vatandaşların bir bilgi kirliliği ile karşı karşıya olduğunu ifade ederek, "İşin doğrusunu anlatmamız lazım, biz milletimizin iradesinin tam hakim olacağı bir değişiklik yapıyoruz, bizim yaptığımız gizli ortakları ortadan kaldırmak" dedi.
Ankara Arena’da gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması Tanıtım Toplantısı’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, yeni anayasa ile gelen değişiklikleri anlatarak, "Seçim süresi 4 yıl, şimdi 4 yılda bir seçim yapılıyor, bunu 5 yıla çıkarıyoruz. Çünkü 4 yıl seçim olunca milletvekilleri seçiliyor, Meclis’e geliyor, Meclis’te hükümet kurulma çalışmaları başlıyor sonra bu hükümet güven oyu için program hazırlıyor, güven oyu alıyor, almıyor zaman geçiyor sonra tebrikler başlıyor 6 ay, kaldı 3,5 yıl. Dört yılın son 6 ayı da vedalaşma ziyaretleri, elde kalıyor 3 sene. Üç sene de hangi işi tamamlayacaksınız? Bu bürokrasiyle, bu kırtasiyecilikle 3 senede bu projeleri nasıl bitireceksiniz? İşte şimdi, 5 yılda bir seçim yapılacak, 2 sandık kurulacak birinde Cumhurbaşkanını seçeceksiniz, birinde de Meclis’in milletvekillerini seçeceksiniz. Bu değişikliğin en önemli getirdiği şey bu, aynı anda iki sandık, birinde hükümet seçiliyor, birinde de Meclis seçiliyor. Yani Meclis’i seçelim, Başbakan kim olduğu belli değil, daha sonra Meclis’te bir takım ayak oyunları, hükümet kurulamıyor, ülke zaman kaybediyor. Şimdi öyle değil, Cumhurbaşkanını yüzde 50 artı 1 oyla seçiyoruz, yetkiyi veriyoruz, 5 yıl boyunca verdiği sözleri yerine getirtiyoruz. Aynı zamanda da Meclis’e milletvekillerini seçiyoruz, onlar da memleketin ihtiyacı olan kanunları çıkarıyorlar, hükümeti denetliyorlar ve bu şekilde ülkede güçlü bir iktidar, sürekli icraat oluyor” ifadelerini kullandı.

"Milletvekilleri dışında artık kimse kanun teklifi veremeyecek"
"Diğer bir değişiklik, diyorlar ki ‘Efendim Meclis’in yetkileri azalıyor, Meclis etkisiz hale geliyor’ nasıl geliyormuş bakalım" diyen Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümete güvenoyu kalkıyor, doğru kalkıyor niye kalkıyor? Çünkü güvenoyunu millet doğrudan veriyor. Hükümeti millet kendisi seçiyor, vekillere bırakmıyor, onun için güvenoyuna ihtiyaç var mı? Tabii ki yok. Meclis denetimi, genel görüşme, Meclis araştırması, Meclis soruşturması aynen devam, yazılı soru, milletvekilleri bütün bakanlara, başkan yardımcılarına yazılı soru verebilecek, 15 gün içinde de cevabını alacak ama Meclis’e çok ama çok önemli bir yetki geliyor; artık milletvekilleri dışında kimse kanun teklifi veremiyor, bir istisna ile hükümet, hükümetin başındaki Cumhurbaşkanı sadece Bütçe ve Kesin Hesap Kanununu teklif edebiliyor onun dışındaki bütün kanunlar, kanun teklifleri milletvekilleri tarafından veriliyor. Bu da yeni getirilen bir şey, bugün milletvekilleri teklif verip, kanun gerçekleştirebiliyor mu? Böyle bir yetki var ama uygulamada iktidar partisi razı olmadan hiçbir milletvekilinin teklifi doğrudan Genel Kurul’a alarak işlem görmez, kanunlaşmaz. İşte bu getirilen imkanla beraber Meclis’te milletvekilleri daha da güçleniyor."

Cumhurbaşkanının aday olma şartları, görev ve yetkileri
Cumhurbaşkanının aday olma şartlarını aktaran Başbakan Yıldırım, 40 yaşını doldurmuş Türk vatandaşı, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip herkesin milletvekili adayı olabileceğini kaydederek, "Aday olma yolları arttırılıyor. Her siyasi parti grubu ayrı ayrı aday gösterebilir, beraber de gösterebilir. Ayrıca en son yapılan seçimde toplam yüzde 5 oy alan, birlikte veya ayrı siyasi partiler de Cumhurbaşkanı adayı gösterebilir, 100 bin seçme yeterliliğine sahip vatandaş da Cumhurbaşkanlığına aday gösterebiliyor. Gördüğünüz gibi aday gösterme işi kimsenin tekelinde değil. Cumhurbaşkanının görevleri ve yetkileri, ne deniyor? ‘Cumhurbaşkanına çok geniş yetkiler veriliyor’. 82 Anayasası yapılırken nasıl yapılmış? Parlamenter sistem, Cumhurbaşkanı var, Meclis var, Meclis’ten çıkan hükümet var, Başbakan var, Bakanlar Kurulu var fakat anayasayı yazarken sıra 104, 105. maddeye geliyor, Cumhurbaşkanını yetkilerine o zamanın paşaları Evren Paşa aldı kaçtı hocaya diyor ki: ‘Sen burada parlamenter sistemi bırak, başkanlık sisteminin ne yetkisi varsa onu yaz’ diyor. Zaten iş orada bozuluyor, işin çivisinden çıkması 82 Anayasasının kurgusudur. Bir yandan parlamenter sistem düşüneceksiniz bir yandan da Cumhurbaşkanına başkanlık yetkisi vereceksiniz, diğer taraftan sorumluluk sıfır. Sadece vatana ihanetten suçlanabilir. Vatana ihanet diye bir suç var mı? Ceza mevzuatımızda bile olmayan bir suçtan suçlanabilir diye göstermelik bir madde konmuş, onun da olması mümkün değil. Ne oluyor? Yetki gani, sorumluluk mafi, böyle bir sistem. Bu sitemle biz nereye gideceğiz?. Şimdi diyoruz ki , yetkiler var ama sorumlulukta var. Aynı yetkileri veriyoruz, biraz daha fazla veriyoruz" şeklinde konuştu.

"Bakanlar Kurulu kararı yerine Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi getiriyoruz"
Artık Bakanlar Kurulunun olmadığını, Başbakanlığın olmadığını Başbakanın yetkilerini de Cumhurbaşkanına devrettiklerini, yetkileri birleştirdiklerini ifade eden Yıldırım, "Bakanlar Kurulu kararı yerine Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi getiriyoruz değişiklik bu. Valileri, kaymakamları, büyükelçileri, müsteşarları, genel müdürleri, kurum başkanlarını, bakanları atayacak, görevden de alacak, zaten şimdi de böyle. Ne değişiyor? Vatandaşlarımız bir bilgi kirliliği ile karşı karşıya işin doğrusunu anlatmamız lazım. Biz milletimizin iradesinin tam hakim olacağı bir değişiklik yapıyoruz. Bizim yaptığımız gizli ortakları ortadan kaldırmak. Biz seçime gidiyoruz, vatandaşın derdini dinliyoruz, onların taleplerini alıyoruz, sitemlerini işitiyoruz, her türlü fedakarlığı yapıyoruz, Ankara’ya geliyoruz, bir de baktık her taraftan kafayı uzatanlar var, ‘Hoşgeldiniz, biz sizin yeni ortaklarınız’, nerden çıktı kardeşim? Siz bizimle seçim meydanlarında var mıydınız? Bizimle ter döktünüz mü? Bizimle milletin derdini dinlediniz mi? ‘Yok, biz bunları yapmayız, biz burada otururuz, gelenlerden hakkımızı alırız’ yağma yok, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa darbelere, dayatmalara cevabı veren parti AK Parti olmuştur. 27 Nisan Elektronik Bildirgesi, bu bir nevi Cumhurbaşkanı seçmeyin diyen, bize verilmiş bir postmodern darbe belgesiydi. İşte o gün Hükümet Sözcümüz, Meclis başkanımız Cemil Çiçek çıktı milletin önünde, ‘Siz bizim emrimizdesiniz, bize talimat veremezsiniz, herkes işine baksın’ dedi ve bu bildirgeyi aynen geri postaladı" açıklamasını yaptı.

"Cumhurbaşkanı hem sorumlu hem de yetkili"
Başbakan Yıldırım, 17 Aralık’ta yargı darbesi yapmaya kalktıklarını hatırlatarak, "Milletten başka güç tanımayan AK Parti onlara da gereğini yaptı. Yetmedi tankıyla, topuyla, tüfeğiyle bu sefer 15 Temmuz’la geldiler, onlar da dersini aldı, boylarının ölçüsünü aldılar ama düşünün çok partili hayat, yüzde 50 oyla seçilmiş Adnan Menderes 10 yıl Türkiye’yi baştan sona mahmur etmiş ve ihtilalle görevden uzaklaştırdılar. Sonunda bir Başbakan ve bakanlarını darağacına gönderdiler. 71’de yeniden Cumhurbaşkanı seçimini bahane ederek yine muhtıra, yine istikrarsız dönem. 79’da Cumhurbaşkanı seçilemiyor, 124 tur olmuş, anarşiyi körüklemişler ve 80 darbesi, 28 Şubat, 97 ortada bir şey yok, bir irtica hikayesiyle tekrar hükümet alaşağı ediliyor. Bütün bu süreci niye anlatıyorum? Bunlar Türkiye ne zaman istikrarı yakalamış, tek başına iktidarlara sahip olmuşsa hep büyümüş, hep milli gelirini arttırmış, işsizliği azaltmış ve refahı yakalamış ama devam eden istikrarsız, kısa dönemli yönetimlerde bütün kazanımlar yok olup gitmiş. Cezai sorumluluğu var, Cumhurbaşkanı, yardımcıları, bakanları artık her suçtan sorgulanabiliyorlar, yargılanabiliyorlar. Meclis eğer karar verirse, yargılamak için gönderiyor, bugünkü orandan daha düşük, daha önce Meclis’teki milletvekili sayısının yüzde 75’i ile Yüce Divana gönderilirken bugün yüzde 66’sının evet kabul oyuyla gidebiliyor. Hani nerede bunun Cumhurbaşkanı sorumsuz? Cumhurbaşkanı hem sorumlu hem de yetkili. Millete karşı sorumlu ve Meclis’e karşı sorumlu" diye konuştu.

"Meclis’i feshetme diye bir şey yok, bu külliyen yalan"
"Muhalefet, bazı uzmanlar, çok bilmişler bu maddeye takılıyor" diyen Başbakan Yıldırım şunları kaydetti:
"Efendim Cumhurbaşkanı Meclis’i feshediyor böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanını kim seçiyor? Millet seçiyor, kaçla seçiyor? Yüzde 50 artı 1, peki Meclis’i kim seçiyor onu da millet seçiyor. Bir kere feshetme diye bir şey yok, bu külliyen yalan, koca bir yalan. Ne var? Seçimin yenilenmesi var. Cumhurbaşkanı seçim kararı alabilir, Meclis’te seçim kararı alabilir peki durup dururken niye seçim kararı alsın? Geçmişte hatırlayın, Demirel’le rahmetli Özal’ın durumunu hatırlayın, Demirel’le, Erbakan, Çiller’in durumunu hatırlayın, Ecevit’le, Ahmet Necdet Sezer’in durumunu hatırlayın, Özal’la Yıldırım Akbulut’un durumunu hatırlayın, Mesut Yılmaz’ın durumunu hatırlayın, o anlaşmazlıkların ülkeye ne büyük bedeller ödettiğini hepimiz biliyoruz. 2001 krizinde Türkiye bir gecede yüzde 100 fakirleştiğini unutmuyoruz. Peki diyelim ki Cumhurbaşkanı seçim kararı aldı, kendi seçime gidiyor Meclis’le beraber gidiyor. Meclis aynı kararı aldı, Meclis seçime gidiyor Cumhurbaşkanı da onunla beraber gidiyor. Yani bu iki erkin, milletin yetki verdiği iki kurum var; Cumhurbaşkanlığı bir, Meclis iki. İkisinin de aynı gücü elinde tutması demek, aynı tabiri caizse silaha sahip olması demek. Bu ne demektir? Uzlaşın, Amerika bugün bunu tartışıyor, Fransa bunu tartışıyor. İyi güzel de başkanlık sistemi, eğer anlaşmazlık olursa Meclislerle ne yapacağız? Süre sonuna kadar bekleyecek miyiz? İşte bu sistem, kriz çözüyor, uzlaşma kültürünü geliştiriyor. Diyelim ki inat etti, seçime gitti, Cumhurbaşkanı yahut Meclis seçim kararı aldı, millet bunun hesabını sorar. Hiçbir haklı gerekçe olmadan seçime giderseniz millet bunun hesabını sizden sorar ama bir imkanı da elinde bulundurması lazım. Artık yürümüyorsa, işler tıkanmışsa, iş inada binmişse bunun çözümünü de anayasanın sağlaması lazım, getirdiğimiz budur."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dünyanın ikinci büyük kanyonunda tekne keyfi Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde bulunan dünyanın ikinci büyük kanyonu Karanlık Kanyon’da yerli ve yabancı turistler tekne turu keyfi yaşıyor. Doğayla tarihin birbirini tamamladığı, adrenalin doğa sporlarının başkenti, Türkiye’nin etkileyici yerlerinden eski adı ‘Eğin’ olan Erzincan’ın Kemaliye ilçesi yaz aylarında ilçe nüfusunun 10 katı ziyaretçi ağırlıyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Geçici Miras Listesi’ne alınan Erzincan’ın Kemaliye ilçesi, birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve milattan önce 3 binli yıllara dayanan tarihi ile kültürel zenginliğinin yanı sıra doğal güzelliğiyle de UNESCO’nun kalıcı listesine girmek istiyor. Geçmişi milattan önce (M.Ö) 3 binli yıllara dayanan dünyaca ünlü Karanlık Kanyonun yanı başındaki Kemaliye’de (Eğin) Roma, Bizans, İlhanlı, Akkoyunlu, Selçuklu ve Osmanlı hüküm sürdü. Tarihte "cennet gibi güzel bahçe" anlamına gelen Eğin ismi, ilçe sakinlerinin Kurtuluş Savaşı’na verdikleri destekten ötürü Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendi isminden esinlenilerek Kemaliye olarak değiştirildi. Erzincan’a 194 kilometre uzaklıkta; doğusunda Tunceli, batısında Sivas, güneyinde Malatya ve Elazığ bulunan Kemaliye, özellikle yaz aylarında ziyaretçi akınına uğruyor. Yaklaşık 35 kilometre uzunluğunda, nehir tabanı ile vadi kenarı arasındaki kot farkı bin metreye kadar ulaşan, bu haliyle dünyadaki ilk 5 derin kanyon arasında yer alan Karanlık Kanyonuyla, büyüklü küçüklü 38 tünelden oluşan ve dünyadaki “Tehlikeli Yollar” kategorisinde bulunan, sert kayaların içinden oyularak inşa edilmiş istisnai bir doğal güzelliğe ve estetik öneme sahip 7 kilometre uzunluğundaki Taş Yoluyla, Türk kültür tarihi açısından önemli bilgiler içeren ilçe merkezine 4-5 kilometre uzaklıktaki Dilli Vadisiyle ve daha pek çok doğal güzellikleriyle, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alınan Kemaliye ilçesi, Erzincan’ın mutlaka görülmesi gereken yerlerinden birisi olarak belirtiliyor. Adrenalin doğa sporlarının başkenti Kemaliye’deki Karanlık Kanyon’da yerli ve yabancı turistler tekne turu keyfi yaşıyor. Kemaliye, Erzincan’ın dokuz ilçesinden en ünlü olanı. Erzincan’ın incisi olarak tanımlanıyor. Kemaliye’de dünyanın en zorlu yolu ve Amerika’daki Büyük Kanyon’dan sonra dünyadaki en büyük ikinci kanyon yer alıyor.
Zonguldak Usta olarak başladığı fırının sahibi oldu, 40 yıldır simit satıyor Zonguldak’ın Devrek ilçesinde 50 yaşındaki Ercan Sevinç, usta olarak çalıştığı fırını sahibinden devraldı. 40 yıldır fırında simit satan Sevinç, mesleğini çocuklarıyla birlikte sürdürüyor. Devrek ilçesinde yaşayan 50 yaşındaki Ercan Sevinç, meslek sahibi olmak için küçük yaşta önce Zonguldak il merkezine gelerek bir süre çalıştı. Gurbette çalışmanın zorluğu nedeniyle ilçeye geri dönen Sevinç; burada bir simit fırınında usta olarak çalışmaya başladı. Sahibinin fırını satmak istemesiyle işyerini devralan Sevinç, 10 yaşında başladığı mesleği 40 yıl boyunca sürdürdü. Dünyaya gelen dört çocuğuna simit fırınında mesleği öğreten Sevinç, mesleğini ömrü elverdiği müddetçe devam ettireceğini anlattı. Sevinç, “40 yıldır bu mesleği yapıyorum. Yaşım 50. Çocukken gurbete çıktık. Zonguldak’ta 1-2 ay çalıştık. Daha sonra Devrek’e geldik. Fırında usta olarak çalışmaya başladım. Arkadaşım devretmeyi düşündü. Bende talip oldum. Burada fırıncılığa devam etmek istedim. Halen daha da yapmaya devam ediyorum. Bu simidin özelliği Devrek’in meşhur pekmezli simidi. Çocuğumla birlikte yapıyorum. Kazandan fırına kadar dört çocuğumla bu mesleği yapıyorum” dedi. Hazırladığı simitleri kızı Ebru Sevinç ile birlikte pişmesi için fırına gönderen Ercan Sevinç, kendisinden sonra mesleğini çocuklarının sürdüreceğini de sözlerine ekledi.