EKONOMİ - 20 Eylül 2017 Çarşamba 16:52

ASO Başkanı Özdebir ekonomik gelişmeleri değerlendirdi

A
A
A
ASO Başkanı Özdebir ekonomik gelişmeleri değerlendirdi

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye’nin ekonomisinin dünyaya nasıl sağlam bir ekonomi olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirterek, “Geçen hafta TÜİK, 2017 yılının ikinci çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını açıkladı.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye’nin ekonomisinin dünyaya nasıl sağlam bir ekonomi olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirterek, “Geçen hafta TÜİK, 2017 yılının ikinci çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını açıkladı. Buna göre Türkiye ekonomisi yüzde 5.1 büyüdü. Büyümenin bileşenleri incelendiğinde yatırımların 2.8 puan, ihracatın ise 2.2 puanlık katkı sağladığı görülmektedir” dedi.


ASO’nun Eylül ayı olağan meclis toplantısında konuşan ASO Başkanı Özdebir, gündemdeki ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye ekonomisinin bugün tüm dünyaya nasıl sağlam bir ekonomi olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirten Özdebir, finans kuruluşlarının, kredi derecelendirme kuruluşlarının hepsinin birer birer Türk ekonomisinin sağlamlığını teyit ettiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ekonomi yönetiminin 2016 yılının sonundan itibaren zamanında ve yerinde tedbirler aldığını kaydeden Özdebir, “Beklenti yönetimini çok iyi gerçekleştirdiler. Bizler de belirsizliklere rağmen üretimden vazgeçmedik, sebat ettik. İddia ediyorum ki dünyada 15 Temmuz gibi bir süreç ile karşı karşıya kalmış başka bir ekonominin biraz sonra sizlere anlatacağım başarı hikayesini hayata geçirmesi mümkün değildir. Hepinizin bildiği üzere geçen hafta TÜİK, 2017 yılının ikinci çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını açıkladı. Buna göre Türkiye ekonomisi yüzde 5.1 büyüdü. Büyümenin bileşenleri incelendiğinde yatırımların 2.8 puan, ihracatın ise 2.2 puanlık katkı sağladığı görülmektedir. Bu dönemde gayrı safi sabit sermaye oluşumu yüzde 9.5’lik artış gerçekleştirmiştir. Bu şekilde yatırımlar 2.8 puanlık bir büyüme katkısı ortaya çıkarmıştır. Büyüme rakamının yanı sıra büyümenin kompozisyonu bize ekonominin ikinci çeyrekte istediğimiz performansı gerçekleştirdiğini göstermektedir” diye konuştu.


“Bu çeyrekte imalat sanayi ne yaptı? 2016 yılının 2. çeyreğinde yüzde 4.8, 2015 senesinin aynı döneminde ise yüzde 5.8 büyüyen imalat sanayi bu sene yüzde 6’yı aşan bir büyüme performansı yakalamıştır” diyen Özdebir sözlerini şöyle sürdürdü:


“Önceki konuşmalarımda size Nisan ve Haziran aylarında imalat sanayi üretim endeksleri değerinin zirve yaptığını söylemiştim. Sanayi ciro endeksi Haziran ayında geçen senenin aynı ayına göre yüzde 22,5 oranında artış göstermişti. Yani tüm göstergeler bize imalat sanayinin de büyüdüğüne net bir şekilde işaret etmekteydi. Bugün de büyüme rakamları ile somutlaştırılan bu performans bize tüm zorluklarına rağmen Türk sanayicisinin yoluna devam ettiğini göstermektedir. Şimdi sırada başarı hikayesinin üçüncü perdesi var. Evet, 3. çeyrek göstergeleri de Türkiye’nin başarı hikayesinin devam ettiğini bize anlatmaktadır. Öncelikle sanayi üretimini inceleyelim. Sanayi üretimi Temmuz ayında önceki aya göre yüzde 2.3 artış gösterdi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri incelendiğinde 2017 yılı Temmuz ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,2 arttı. Yalnızca takvim etkisinden arındırılması durumunda sanayi üretiminin geçen senenin aynı ayına göre artış oranı yüzde 16’ya çıkmaktadır. İmalat sanayinin bu değeri, 2017 senesinde Nisan ayında elde edilen değerden sonraki ikinci en yüksek değerdir. Tütün ve rafine edilmiş petrol ürünlerinin imalatı dışındaki tüm imalat sanayi sektörlerinde geçen senenin aynı ayına kıyasla bir artış görülmektedir. Temmuz ayındaki bu yükseliş, 3. çeyrekte sanayi üretiminin büyümeye pozitif katkı yapmaya başladığının göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayi ciro endeksine baktığımızda 2017 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 3.4’lük bir yükseliş söz konusudur. Geçen senenin aynı ayına göre imalat sanayi ciro endeksi yüzde 35 artış göstermiştir.”



“Tüm ekonomik aktörler, ekonomiye güven duymaktadırlar”


Özdebir, 2016 yılı Kasım ayından bu yana ihracatın da artarak yoluna devam ettiğini, Ağustos ayında ihracatın bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,9 artarak 12 milyar 439 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ifade etti. Özdebir, yılbaşından bu yana ihracatın yüzde 10,7 artış ile 102,5 milyar dolara ulaştığını, son 12 aylık ihracatın yüzde 7,8 artışla 151,8 milyar dolar olarak gerçekleştiğini anlatarak, “Piyasadaki likidite akışını göstermesi açısından çek verileri de önemlidir. Ağustos ayı çek bilgileri, piyasalardaki likidite döngüsünün oldukça iyi olduğunu bize göstermektedir. Yüzde 4’e kadar çıkan karşılıksız çek tutarı oranı Ağustos’ta yüzde 1.6’ya inmiştir. Karşılıksız çıkan çek adedi yüzde 42, karşılıksız çek tutarı da yüzde 37 azalmıştır. Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin öncü göstergelerin neredeyse tamamı ekonomideki istikrarın devam ettiğini teyit etmektedir. Sanayici de Türkiye ekonomisine güven duymaktadır. Nitekim ekonomik güven endeksi Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 2,5 oranında artarak 103,4 değerinden 106 değerine yükseldi. Ağustos ayında inşaat sektörü güven endeksi 88,3 değerine, reel kesim güven endeksi 110,2 değerine, hizmet sektörü güven endeksi 105,4 değerine ve perakende ticaret sektörü güven endeksi 108,5 değerine yükseldi. Artık, ekonomik güven endeksinin eşik değer olan 100’ün üzerinde tutunmaya başladığını görüyoruz. Yani tüm ekonomik aktörler ekonomiye güven duymaktadırlar. Diğer alt endekslere kıyasla reel kesim güven endeksinin en yüksek değere sahip olması, imalat sanayi firmalarımızın ekonomiye olan güvenlerinin, üretimin her türlü güçlüğüne rağmen yüksek olduğunu bize söylemektedir” şeklinde konuştu.



“İmalat sanayiinde çalışacak eleman bulmakta sıkıntı çekiyoruz”


Enflasyon ve işsizlik konularına değinen Özdebir, “Son 4 aydır azalan işsizlik Haziran ayında geçen senenin aynı dönemindeki değer olan yüzde 10.2 değerine ulaştı. Önceki konuşmalarımda da ifade ettiğim üzere Türkiye’nin her yıl yaklaşık 1 milyon kişiye iş bulması durumunda işsizlik oranı aynı kalmaktadır. Bu sene Haziran ayından itibaren geriye dönük bir yılda Türkiye 1 milyon 52 bin kişilik ilave istihdam yaratmıştır ve bu şekilde işsizlik oranı geçen sene ile aynı düzeyde kalmıştır. Türkiye ekonomisinin en önemli kronik rahatsızlıklarından biri olan işsizlik noktasında atılan adımlar belirli oranda meyvesini vermeye devam etmektedir. Geçen seneye kıyasla istihdam oranı ve iş gücüne katılma oranı yükselmiştir. İşsizlik oranı aynı kalırken istihdam ve işgücüne katılma oranlarındaki 1’er puanlık artış önemlidir. Ancak işsizlik noktasında Türkiye’nin en önemli sorunu genç işsizliktir. Haziran ayı itibari ile Türkiye’nin genç işsiz oranı yüzde 20.6’dır, ki bu oran geçen senenin aynı dönemine göre 1.2 puan daha yüksektir. Kadın genç işsiz oranı yüzde 26.8’dir. Bu noktada hükümetimizin atacağı her adım çok önemlidir. Gençliğin istihdama katılımı kuşkusuz yalnızca ekonomik açıdan değil aynı zamanda sosyal açıdan da ülkemizin geleceğine katkı sağlayacaktır. Bu yönüyle önümüzdeki dönemin öncelikli konularından birinin bu olması gerektiği konusunda şüphe yoktur. Ancak bir noktaya da dikkatinizi çekmek istiyorum. Bütün bunlara rağmen hala imalat sanayiinde çalışacak elemen bulmakta sıkıntı çektiğimiz de acı bir gerçek” ifadelerini kullandı.


Enflasyon kanadında Türkiye’nin henüz istenilen noktaya ulaşamadığını kaydeden Özdebir, “TÜFE 2017 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 0,52, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 6,60, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,68 artış göstermiştir. Ağustos ayındaki çift haneli enflasyon, 2008 yılından bu yana Ağustos ayında görülen en yüksek yıllık enflasyon oranıdır. 2008 yılında bu rakam yüzde 11.77 olmuştu. 2008 yılından bu yana Ağustos aylarında görülen yıllık enflasyon ortalaması yüzde 7.76 iken, bu sene Ağustos’ta rakam 10.68 olarak gerçekleşmiştir” dedi.



“İnşallah Allah Barzani’ye de akıl fikir verir”


Özdebir, Kuzey Irak’taki gelişmelerin Türkiye için son derece kritik ve önemli olduğunu vurgulayarak, “İnşallah Allah Barzani’ye de akıl fikir verir. Ümit ediyorum ki ayın 25’inde yapılması planlanan referandumun son anda bir çaresi bulunur” değerlendirmesinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Genel elektrik kesintisi iddialarına Dicle Elektrik’ten yanıt: Dicle Elektrik bazı sosyal medya organlarında bilinçli ve yanıltıcı olarak gündeme getirilen dağıtım bölgesinde genel bir enerji kesintisi yapıldığı iddialarına yönelik açıklama yaptı. Dicle Elektrik yetkilileri yaptıkları açıklamada 10 yılı aşkın süredir kaliteli, kayıpsız ve kesintisiz elektrik vizyonu çerçevesinde bölgeye sağladıkları katkıyı bir kez daha özetledi. Ayrıca açıklamada Dicle Elektrik hizmet bölgesindeki tarım sulama alanlarında, öngörülmeyen oranlarda kaçak ve kayıt dışı elektrik kullanımının olduğu aktarıldı. Dicle Elektrik yetkilileri sosyal medya üzerinden oluşturulmaya çalışılan algıya yanıt verdi. Yapılan açıklamada; “Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) regülasyonlarına tabii bir görevli elektrik dağıtım şirketi olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan 6 ilde bölgemize değer katan çalışmalara imza atıyoruz. Bazı haberlerde ve sosyal medya mecralarında şirketimizin genel elektrik kesintisi yaptığına ilişkin bir kısım iddialar yer aldığını görüyoruz. Bu yöndeki iddialar asla gerçekle bağdaşmıyor ve elektrik dağıtım hizmetimize kesintisiz devam ediyoruz. Daha önce de defalarca kamuoyu ile paylaştığımız üzere; hizmet bölgemizdeki tarımsal sulama alanlarında öngörülmeyen oranlarda kayıt dışı elektrik kullanımı yapıldığını sıklıkla tespit ediyoruz. Mardin ili Kızıltepe ve Derik ile Şanlıurfa ili Viranşehir ve Siverek ilçelerinin kırsal alanlarında bulunan hatlarımızda ise aşırı gerilim düşümüne yol açan arz dengesizlik sorunları meydana geldi” denildi. "Şehir merkezleri ile tarımsal sulama bölgelerindeki arıza bakım prosedürleri aynı" Açıklamada “Toplam köy, kırsal yerleşim alanının yalnızca binde ikisini teşkil eden tarımsal sulama faaliyetleri, toplam elektrik tüketiminin yüzde 50’sini tek başına gerçekleştiriyor. Bu alanlarda arz güvenliğinden etkilenmemek için oluşan arızaların giderilmesi amacıyla bakım ve onarım çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Şehir merkezlerinde çeşitli sebeplerle meydana gelen az sayıda elektrik arızasına hangi prosedürler ile müdahale ediliyor ise aynı şekilde tarımsal sulama bölgelerine aşırı yüklenme sebebiyle meydana gelen arızalara da aynı şekilde müdahale ediyoruz. Arz güvenliği ve diğer bölgelerin etkilenmemesi için zaruri olan kısmi kesintileri minimum seviyeye indirmek için çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerine yer verildi. Yaşanan muhtemel mağduriyetlere karşın her zaman tedbirlerin alındığını da ifade eden yetkililer “Sağlık sebebiyle elektriğe ihtiyaç duyan tüm vatandaşlarımıza kapımız borcunu ödemiş olup olmadığına bakılmaksızın açık bulunuyor. Bu tür durumlarda şirketimizle iletişime geçerek jeneratör talep edebilirler. Ancak bugüne kadar bu tür bir talep, bir elin parmaklarını geçmedi” denildi. "Türkiye’deki tarımsal sulamada kullanılan elektriğin yüzde 50’si Dicle Elektrik bölgesinde tüketiliyor" Tarımsal sulamada kaçak kullanımın enerji arz güvenliğini tehdit ettiği ifade edilen açıklamada, bölgedeki elektrikle sulama oranının yüzde 70’e ulaştığına dikkat çekilerek; “Tedarik bölgemizde bulunan toplam 135 bin çiftçimizin 31 bini tarımsal sulama abonelerinden oluşuyor. Tüm Türkiye’de yer alan tarımsal sulama aboneleri içerisindeyse, bölgemizdeki abonelerin oranı sadece yüzde 4,2. Ancak küçük bir oran gibi görünen bu kesim, 2023 yılında tarımsal sulama için 6.5 milyar kWh elektrik tüketti. Söz konusu abone grubu tüm Türkiye’de tarımsal sulama için tüketilen elektriğin yaklaşık yüzde 50’sini kullanıyor. Bu da bölgede tarımsal sulama için ne denli fazla elektrik tüketildiğini açıkça ortaya koyuyor” ifadelerine yer verildi. “Yatırımlarla bölgemizin geleceğinin elektrik alt yapısını inşa ediyoruz” Açıklamada Dicle Elektrik’in 10 yılı aşkın süredir yaptığı yatırımlar tekrar vurgulanarak; “2023 sonuna kadar toplam yatırımlarımız bugünkü değerle 1 milyar USD’yi aştı. Sene başında belirttiğimiz üzere bu yıl ve önümüzdeki yıl toplam yatırımımızın neredeyse yarısı kadar bir yatırımı daha bölgeye kazandıracağız” denildi.