GENEL - 26 Eylül 2017 Salı 12:06

BTK Başkanı Sayan: "Siber saldırı amacıyla kullanılan 3 bin 753 zararlı bağlantı tespit edildi"

A
A
A
BTK Başkanı Sayan: "Siber saldırı amacıyla kullanılan 3 bin 753 zararlı bağlantı tespit edildi"

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan, "Siber saldırı amacıyla kullanılan 3 bin 753 zararlı bağlantı tespit edilerek altyapı seviyesinde erişimi engellenmiştir.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan, "Siber saldırı amacıyla kullanılan 3 bin 753 zararlı bağlantı tespit edilerek altyapı seviyesinde erişimi engellenmiştir. 2017 yılı verilerine göre toplam 60 bin 617 DDoS saldırısı gerçekleşmiştir" dedi.


Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun ev sahipliğinde, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TÜBİTAK’ın katkılarıyla "Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi ve Kümelenme: Kamu Kurumları Çalıştayı" açılış programı düzenlendi. Programda Savunma Sanayi Müsteşarlığı Siber Güvenlik ve Elektronik Harp Sistemleri Daire Başkanı Muhammet Sami Ulukavak, TÜBİTAK BİLGEM Siber Güvenlik Enstitüsü Müdürü Mustafa Dayıoğlu ve çok sayıda katılımcı yer aldı.


Programın açılış konuşmasını yapan BTK Başkanı Sayan, BTK’nın Türkiye’nin elektronik haberleşme sektörünün düzenlenmesi ve bu düzenlemeler doğrultusunda denetlenmesi faaliyetlerini yürüttüğünü ve buna ilave olarak son yıllarda ulusal siber güvenliğin sağlanması konusunda da BTK’nın ilgi odaklarından biri olduğunu ifade etti. "Bu çerçevede kurumumuz bünyesinde faaliyet gösteren Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi yani USOM’a daha fazla kaynak ayrılarak geçmişte yapılan çalışmalara yeni bir ivme kazandırılmıştır" diyen Sayan, konuşmasına şu şekilde devam etti:


"USOM, ülke genelinde siber güvenlik anlayışını geliştirmek, siber tehditleri önlemek amacıyla alarm, uyarı ve duyuru faaliyetleri yürütmek, kritik durumlarda yerinde müdahale ekipleriyle olayın kontrolünü ele almak ve siber olaylara müdahalede ulusal koordinasyonu sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. 6757 sayılı Kanun ile 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununda yapılan değişiklik sonrasında Kurumumuza siber saldırıların engellenmesi ve caydırıcılığın sağlanması görevleri verilmiştir. Buna ilave olarak ulusal siber güvenliğin sağlanması amacıyla Kurumumuz ilgili taraflardan her türlü bilgi, belge, kayıt ile veri almak ve bilişim altyapılarından faydalanma yetkisine sahiptir. Ayrıca, aynı kanun ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine yaptırım uygulama yetkisi de Kurumumuza verilmiştir. Altyapı operatörleri ve internet servis sağlayıcılarının Kurumumuz tarafından düzenlenip denetlenmesi, Kurumumuzun siber saldırıların gerçekleştirildiği altyapıyı işleten işletmeciler ile teknik entegrasyonunun bulunması ve söz konusu işletmeciler ile teknik çalışmaların yürütebilmesi dikkate alındığında USOM’un Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesinde faaliyet göstermesinin avantajlarının daha iyi ortaya çıktığı görülmektedir. Ulusal siber güvenlik; anlık ve gündelik operasyonel faaliyetler ile uzun soluklu projelerin bir arada yürütülmesi gereken bir alandır. Dolayısı ile yürütülen çalışmaların sekteye uğramaması, harcanan çabaların sürekliliğine bağlıdır. Bu çalışmaların başarısının arkasındaki önemli faktörlerden biri de gerek kamudaki gerekse özel sektör ve akademideki paydaşlarla yakın işbirliklerinin geliştirilmesi ile ilişkilidir."



"Ülkemizde 2017 yılı verilerine göre toplam 60 bin 617 DDoS saldırısı gerçekleşmiştir"


Türkiye’de ulusal siber güvenlik organizasyonunun, Mayıs 2013’te USOM’un kurulması ve siber olaylara müdahale ekiplerinin oluşturulması ile USOM-sektörel SOME ve kurumsal SOME’ler hiyerarşisi içinde şekillenmeye başladığını ve her geçen gün yeni SOME’lerin kurulması ile güçlendiğini ifade eden Sayan, "Bugün itibariyle 9 sektörel SOME ve 723 kurumsal SOME olmak üzere toplam 732 SOME bulunmaktadır. BTK bünyesinde USOM olarak, yaptığımız en önemli faaliyetler; ileri düzey siber güvenlik uzmanlarımızın tespit ettiği tehditler ve zafiyetleri alınması gereken önlemlerle birlikte ilgili kurumlara iletmektir. USOM gerek ilgili paydaşlarından edindiği siber tehdit istihbaratını gerekse burada tehdit avcısı rolünü üstlenen uzmanlarımız tarafından tespit edilen ve üretilen siber tehdit istihbaratını ilgililerine en hızlı biçimde iletmektedir. 2017 yılı içerisinde 700’e yakın kurum, kuruluş ve işletmelere resmi yazı olarak yaklaşık binin üzerinde zafiyet bildirimi yapılmıştır. Ayrıca, kurum ve kuruluşların internete açık servislerinde bulunan toplam bin 500 adet zafiyet tespit edilmiş; alınması gereken tedbirlerle birlikte ilgililerine iletilmiştir. Siber saldırı amacıyla kullanılan 3 bin 753 zararlı bağlantı (URL, IP, domain) tespit edilerek altyapı seviyesinde erişimi engellenmiştir. 300 civarında kurumun internete açık kaynaklarına, saldırganlar tarafından yapılan ataklar sonrası arka kapı açıldığı tespit edilerek ilgili kurumlara bildirilmiştir. Bunun sonucunda 5 binin üzerinde zararlı yazılım bulaşmış mobil telefon sahibinin bilgileri siber saldırganların komuta kontrol sunucularından elde edilerek ilgili kişilerin tespiti ve BDDK üzerinden bankalar ile paylaşımı yapılmış, mağduriyetleri engellenmiştir. Diğer yandan DDoS saldırılarına baktığımızda da artık dünya genelinde 100 Gigabit/saniyelik saldırıların sıklıkla karşılaşılır olduğunu, 500 Gigabit/saniye ve üzerinde saldırıların yaşanmaya başlandığını görüyoruz. Ülkemizde de işletmeciler tarafından USOM’a raporlanan 2017 yılı verilerine göre toplam 60 bin 617 DDoS saldırısı gerçekleşmiştir. Bu saldırıların engellenme durumları ekiplerimiz tarafından anlık olarak takip edilmektedir. USOM tarafından yürütülen faaliyetlerden biri de kritik altyapılar ve kurumlar başta olmak üzere ülkemizin siber sahasına yönelik tarama ve izleme çalışmalarıdır. Bu kapsamda 2017 yılı içerisinde, ürün ve yazılım geliştiricilerin yayınladığı zafiyetlerin tespiti için ülkemizdeki 16 milyon IP, çeşitli aralıklarla taranarak 30 binin üzerinde sistemle ilgili yapılan tespitler ve alınması gereken önlemler kurum ve kişilerin bilgilendirilmesi amacıyla altyapı işletmecileri ve veri merkezi sağlayıcıları ile paylaşılmıştır. Bu tespitler arasında geçtiğimiz aylarda wannacry saldırısı ile birçok ülkede oldukça can yakan Microsoft SMB zafiyeti, REDIS, SQL Server, FTP, Modbus gibi servislerde bulunan güvenlik açıklarını saymamız mümkündür. Bu çalışmalarımız otomasyona dayalı teknolojik çözümlerimizin geliştirilmesi ile artan bir hızla devam etmektedir" şeklinde konuştu.



"Siber Yıldız yarışması ile çalışmalar daha da destekleniyor"


Ulusal siber güvenliğin geliştirilmesindeki önemli faktörlerden birinin de siber kapasite inşası olduğunu dile getiren Sayan, kurum olarak bu kapasitenin artırılması için gerekli tüm adımları süratle atarken, yaptıkları çalışmalardan birinin de USOM’daki üst düzey siber güvenlik uzmanlarının sayısının artırılması ve kritik kurum kuruluşları başta olmak üzere SOME’lerin insan kaynağının sayı ve nitelik olarak geliştirilmesi olduğunu söyledi. Sayan, "Düzenlenen Siber Yıldızyarışması, sağlık, enerji gibi değişik kritik sektörlerden SOME’lere yönelik olarak düzenlediğimiz eğitimler, koordinasyonun artırılması amacıyla periyodik olarak yapılan USOM-SOME istişare toplantıları, ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirdiğimiz ve katıldığımız tatbikatlar bu anlamda yaptığımız çalışmalar arasında yer almaktadır" dedi.


Program açılış konuşmaları sonrasında verilen aranın ardından 4 oturumda gerçekleştirilecek çalıştay ile devam edecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bitlis Eren Üniversitesi öğrencilerinden, Filistin için 10 günlük oturma eylemi Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) öğrencileri, Filistin için 10 günlük oturma eylemi başlattı. Rahva Yerleşkesindeki Memduh Eren Camisi’nde öğlen namazı sonrası BEÜ İnsani Değerler Kulübü öncülüğünde bir araya gelen grup, kampüs içerisinde pankartlarla yürüyüş yaptı. Sloganlarla yürüyen grup daha sonra basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Eren Üniversitesi (BEÜ) İnsani Değerler Kulübü Başkanı Muhammed Beyazalma, 10 gün sürecek oturma eylemi ile Filistin’e destek vereceklerini söyledi. Beyazalma, 7 Ekim Aksa Tufanı sonrasında gelişen olaylar, insanlık tarihinin en vahşi katliamlarından birinin yanında yine insanlık tarihinin en şerefli ve sebatkâr direnişlerinden birini tüm dünyanın gözleri önüne serdiğini söyledi. Beyazalma, “Tarihteki tüm önemli dönüm noktalarında olduğu gibi bugün de Gazze’de süregelen katliam ve direniş, doğruyu yanlıştan, haklıyı zalimden, izzeti zilletten ayırt eden bir Furkan olarak karşımızda duruyor. Siyonistler, Filistin’de sadece bir halkı değil aynı zamanda insani tüm ilke ve değerleri sistematik bir şekilde katlediyor. Batılı devletler ise bu katliama göz yummanın da ötesinde İsrail’i açıktan desteklemekten çekinmiyor. Katil devleti soykırım silahlarıyla teçhiz eden ABD, Gazze’deki mezalimin bizatihi faili konumunda olmayı sürdürüyor. Emperyalist ABD, Gazzeli mücahitlerin zillete uğrattığı Siyonistleri koruyup kollarken, son günlerde ABD’nin çeşitli eyaletlerindeki üniversitelerde Siyonizm karşıtı gösterilerin yoğunlaştığına şahitlik ediyoruz. Harvard’dan Yale’e, California’dan Texas’a kadar Amerika’nın önde gelen 25’e yakın üniversitesinde devam eden destek eylemlerinde bir taraftan Siyonist vahşet lanetlenirken diğer taraftan Amerika’nın İsrail’e verdiği destek protesto ediliyor. Kampüslere adeta Filistin kampları kuran öğrencilere akademisyenler de destek veriyor. Gazze’de yakılan direniş meşalesinin aydınlığında dünya, zulmün membağı ABD’de zalim yöneticilerine hakkı çekinmeden haykıran binlerce vicdan sahibine şahitlik ediyor. Bizler, üniversite öğrencileri olarak Columbia Üniversitesinde başlayarak Amerika’da dalga dalga yayılan Filistin eylemlerine Türkiye’den selam gönderiyoruz” dedi. Açıklamanın ardından kampus içerisinde oluşturulan alanlarda 10 günlük oturma eylemi başlatıldı. Yürüyüş ve basın açıklamasına BEÜ öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Kayseri ERÜ’de ‘9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi’ başladı Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen 9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi Sabancı Kültür Sitesi’nde başladı. 30 üniversiteden 150’nin üzerinde katılımcıyla gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek kongre kapsamında yaklaşık 35 konferans gerçekleşecek. Bu konferanslara 6 ayrı ülkeden konuşmacılar katılacak. Kongrenin çıktıları da bir dergide yayınlanacak. Kongrenin açılışında konuşan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, tıp fakülteleri arasında ilk 10’da yer alan, akredite bir tıp fakültesi olan Erciyes Tıp’ın her zaman bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapmaktan onur ve gurur duyduğunu ifade etti. Her genin bir hikâye anlattığına işaret eden Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, “Bu hikâye insanlığın hikâyesi ve sizler bu hikâyeleri öğrenip yeniden insanlığa armağan eden bilim insanlarısınız. Gen tedavilerinin ve genetik mühendisliğin geleceğin tıbbı olduğunu hepimiz biliyoruz. İnsanın biyolojik sırları genetik malzemesinde saklı ve bu sırlar çözüldükçe hem dejeneratif tıp alanında hem de hastalıkların kök nedenleri hususunda çok ciddi ilerlemeler kaydedeceğimiz açık. Eğer tıpta bir Kopernik Devrimi olacaksa bu kesinlikle genetik alanında olacaktır. Ben buna böyle inanıyorum ve işinize büyük bir saygı duyduğumu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi aynı zamanda Kongre Başkanı Prof. Dr. Munis Dündar da mensubu olduğu kurumda hem ulusal hem uluslararası anlamda önem taşıyan bir kongrenin açılışını gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bazı bilimsel aktivasyonları yeterli performansta uluslararası düzeyde ortaya koyamamaktan yakınan Prof. Dr. Munis Dündar, Türk Genom Projesi’nin uluslararası düzeyde mecrasını bulamamasının önemli bir nokta olduğuna dikkati çekti. Türkiye’de önemli genetik merkezleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Munis Dündar, dernek temsilcilerine seslenerek, “Genom projesinde önemli bir rolünüzün olması lazım. Cemiyet ilişkileri kurarak bu ulusa bu hizmeti sunmamız lazım. Birinci vazifemiz bence bu ve çok önemli. Şu anda biz dünyada hem genetiğin hem de biyoteknolojinin altın çağını yaşıyoruz. Bizim bu altın çağını hissetmemiz ve rekabet etmemiz lazım. Çok genç yetişmiş genetikçilerimiz, uluslararası düzeyde hocalarımız var. Bunların bence gerçek mecrasını bulmasında önemli bir ulusal politika oluşturulması lazım” dedi. Genetik camiası olarak çok hızlı büyüdüklerini belirten Tıbbi Genetik Derneği Başkanı Doç. Dr. Taha Bahsi, yarısı kamuda yarısı özel sektörde olmak üzere şu anda 118 adet Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi bulunduğunun altını çizerek, hem Türkiye’de hem de yurt dışında önemli hizmetler vermeye çalışan bir bölüm haline geldiklerini söyledi, “Genetiği geliştirmek için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından kongre, Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik ve Onkolojik Hastalıklarda Okuryazarlık başlıklı birinci oturumla devam etti. İlk oturumun birinci konuşmacısı olan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Yılmaz Güleç “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik / Onkolojik Hastalıklarda Kime Ne Zaman Hangi Testler Yapılmalı?”, Samsun Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Özlem Sezer “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik/Onkolojik Hastalıklarda Genetik Sonuçların Klinisyen Tarafından Doğru Okunması” ve son olarak Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Tunç Fışgın ise “Pediatrik Hematolog / Onkolog Genetikçiden Ne Bekler?” başlıklı sunum yaptı.
Ankara Gölbaşı’nda ata tohumları toprakla buluştu Gölbaşı Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce üretilen yerli ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı’nın da katıldığı programda toprakla buluştu. Gölbaşı Belediyesi, yerli ve milli ata tohumlarına sahip çıkıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından üretilen ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı ve Şehit Hakan Can TOKİ Anaokulu öğrencilerinin katıldığı ‘Ata Tohum Serpme Programı’nda toprakla buluştu. Yerli tohum geleneğini yeniden canlandırmak amacıyla Gölbaşı Belediyesi serasında üretilen tohumların ekimi sırasında Odabaşı, çocuklarla tek tek ilgilendi. Programda domates, biber, salatalık tohumlarının ekimi gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Odabaşı yaptığı konuşmada, “Belediye olarak teknolojinin nimetlerinden yararlanırken, geçmişimizi de unutmuyoruz. Bu tohumlar bize atalarımızın emaneti. GDO’suyla oynanmamış, yerli ve milli tohumlar. Bu tohumları müdürlüğümüzün serasında fide haline getirip vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Vatandaşlarımızın sağlıklı ürünler tüketmesini sağlıyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bu tohumları gelecek nesillere aktarmak için de koruma altına aldık. Bugün çocuklarımızın tohumları toprakla buluşturduğu anlarda yaşadıkları heyecana tanık olduk. İnşallah geleceğin ziraat mühendisleri, bakanları bu çocuklarımızın arasından çıkacak. Onların da bu ata tohumlarına sahip çıkacağına inancımız tam" dedi. Odabaşı, etkinliğe katılan çocuklara hediyeler de verdi. Program hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.