ASAYİŞ - 17 Ekim 2017 Salı 19:31

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davası

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davası

FETÖ’nün Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’ndaki faaliyetlerine ilişkin görülen davanın 6’ıncı celsesi, sanık savunmalarıyla devam etti.

FETÖ’nün Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’ndaki faaliyetlerine ilişkin görülen davanın 6’ıncı celsesi, sanık savunmalarıyla devam etti. Sanık eski Uzman Çavuş Ali Köse, darbe girişimi sırasında gittiği Genelkurmay Başkanlığı’nda olaylar sırasında donup kaldığını belirterek, "Korkudan ağlamaya başladım. Tatbikat için getirildiğimiz Genelkurmay Başkanlığı’nda ateşin ortasında kaldık" dedi.


Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’ndaki faaliyetlerine ilişkin aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı ve eski Alay Komutanı Albay Muhsin Kutsi Barış’ın da yer aldığı 279’u tutuklu 534 sanığın yargılandığı dava ikinci haftasında devam etti. Sincan Cezaevi Yerleşkesi’nde Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müşteki ve taraf avukatları ve çok sayıda TRT çalışanı katıldı. Duruşmada anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikast, askeri komutanlıkların gaspı ve silahlı terör örgütü üyesi olmak gibi suçlardan yargılanan sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.


Duruşmanın öğleden sonraki kısmında savunma yapan sanıklardan eski Uzman Çavuş Ali Köse, Fedakar Akça’nın kendilerini hızlı bir şekilde araçlara bindirdiğini, Osman Küçük’ün kendisine hangi mangada görev yapacağını söylediğini iddia ederek, "Alaydan çıkış yaptık. Fedakar Akça bize ’şarjör tak’ emrini verdi. Saat 24.00 gibi Genelkurmay Başkanlığı’ndan içeri girdik, anormal bir durum görmedim. Sonrasında gece saat 02.00 civarında vatandaşlar sloganlar atmaya başladı, uçaklar da alçak mesafeden geçmeye başladı. Bize DEAŞ saldırısı denildi ama gerçekten öyle olup olmadığını düşünmeye başladım. O sırada vatandaşlar da bize tepki göstermeye başladı, taş attılar. Genelkurmay’ın içinden safari kıyafetli birileri çıkıyordu ve topluluğa doğru ateş ediyorlardı, ateş ettikleri gibi bir de herkese ’vurun kırın’ diye bağırıyorlardı. Ben dondum kaldım ve korkudan ağlamaya başladım. Tatbikat için getirildiğimiz Genelkurmay Başkanlığı’nda ateşin ortasında kaldık" dedi.


Sanığın savunmasının ardından çapraz sorgusu yapılarak, avukat beyanı alındı. Devam eden duruşmada savunma yapan bir diğer sanık eski Uzman Çavuş Murat Kolay ise, "Bana polise ve vatandaşa ateş etmem söylenildi ama ben verilen bu kanunsuz emri yerine getirmedim" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.