POLİTİKA - 20 Kasım 2017 Pazartesi 14:49

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: “Bir özensizlik sonucu yapılmış bir iş gibi görülmemelidir”

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Bozdağ: “Bir özensizlik sonucu yapılmış bir iş gibi görülmemelidir”

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ,NATO tatbikatında yaşanan skandalla ilgili, “Bu olayın şahıslarla kaim bir olay olarak değerlendirilmesini doğru görmediğimizi ifade etmek isteriz.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ,


NATO tatbikatında yaşanan skandalla ilgili, “Bu olayın şahıslarla kaim bir olay olarak değerlendirilmesini doğru görmediğimizi ifade etmek isteriz. Şahısların bir tasarrufu gibi görünse de sadece o şahıslarla izah edilir bir durum gibi görünmemektedir. Bir özensizlik sonucu yapılmış bir iş gibi görülmemelidir” dedi.


Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap veren Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, NATO tatbikatındaki skandalın şahısların bir tasarrufu olarak görülmesinin doğru olmadığını belirterek, “Sadece iki kişi ile alakalı işlem yapılması, görevlerine son verilmesi bu olayın tamamen enine boyuna araştırıldığı ve her yönünün aydınlatıldığı anlamına gelmez. Orada görevli üst amirler, komutanlar kimse onlarla ilgili de işlem yapılmasını ve onların sorumluluklarının olup olmadığının tespit edilmesini ve gereğinin yapılmasını Türkiye olarak bekliyoruz” şeklinde konuştu.



“Türkiye olarak bekliyoruz”


NATO tatbikatında yaşanan skandalla ilgili soru üzerine Bozdağ, “Bu, NATO tarihinin en büyük skandallarından birisidir. Kabul edilemez bir durumdur, açık bir had bilmezliktir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olayın duyulmasını müteakip gerekli onurlu duruşunu ortaya koymuştur, tepkisini dile getirmiştir ve askerlerini tatbikattan geri çekmiştir. Bu saldırı sadece cumhuriyetimizin kurucusu ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve son Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a dönük bir saldırı, saygısızlık değildir. Aynı zamanda 80 milyon Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik açık bir saygısızlıktır, kabul edilemez bir durumdur. Bu durum nedeniyle NATO Genel Sekreterinin, yetkililerin özür dilemelerini olumlu karşılıyoruz. O olaya adı karışan görevlilerin görevlerine son verilmesini, haklarında idari tahkikat başlatılması, hem Dışişleri Bakanımız hem Genelkurmay Başkanımız hem Cumhurbaşkanımız ile ayrı ayrı görüşüp özür dilemelerini olumlu karşılıyoruz. Ancak bu olayın şahıslarla kaim bir olay olarak değerlendirilmesini doğru görmediğimizi ifade etmek isteriz. Şahısların bir tasarrufu gibi görünse de sadece o şahıslarla izah edilir bir durum gibi görünmemektedir. Bir özensizlik sonucu yapılmış bir iş gibi görülmemelidir. Sadece iki kişi ile alakalı işlem yapılması, görevlerine son verilmesi bu olayın tamamen enine boyuna araştırıldığı ve her yönünün aydınlatıldığı anlamına gelmez. Orada görevli üst amirler, komutanlar kimse onlarla ilgili de işlem yapılmasını ve onların sorumluluklarının olup olmadığının tespit edilmesini ve gereğinin yapılmasını Türkiye olarak bekliyoruz. Bu işin üstünün örtülmemesi gerektiğini net bir şekilde ifade ediyoruz. Bu olay bazılarının Türkiye’ye zarar vermek için NATO dahil uluslararası bazı örgütleri ve platformları kullanmaya çalıştığının da somut ve kötü bir örneği olmuştur. NATO yetkililerinin Türkiye karşıtı olan çevrelerin, Türkiye’ye düşmanlığı olan çevrelerin NATO’yu etkilemesine ve NATO ile ilgili iş ve işlemlere sızmasına ve NATO’nun kendi faaliyetlerini olumsuz bir şekilde gölgelemesine izin verilmemesi gerekir. Türkiye’nin terör örgütü olarak nitelediği örgütlere yakın olan veya içinde olan veya onlara sempatisi olanların, onlarla işbirliği ve dayanışma içinde olanların uluslararası örgütlerin yanında yakınında bulundurulması ya da onlardan istifa edilmesi asla kabul edilemez. Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği örgütlerle iltisak, irtibat ve üyelik içinde olanlar bu tür uluslararası örgütlerde çalışanların üzerinde etki kurarlarsa, onlarla beraber olurlarsa veya bu örgütlerin içine bizzat girerlerse bunun gibi daha pek çok olumsuzluklarla karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye NATO’nun saygın bir üyesidir, NATO’ya en büyük katkıyı sunan bir üyesidir. Bundan sonra NATO’nun saygın bir üyesi olarak katkılarını sunmaya devam edecektir. Ama Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, kurucu liderimiz, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugünkü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan saldırıyı, hakareti, alçaklığı kabul etmesi mümkün değildir. Biz bu saygısızlıkları yapanlara karşı onurlu duruşumuzu bugün olduğu gibi bundan sonra da muhafaza edeceğiz. Hem Mustafa Kemal Atatürk’ün hem de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın devlet adamlığı ve dünya çapında saygın Türk liderlerinden olmaları hususu çok nettir. Türk halkının bunlara karşı olan sevgisini öyle kendini bilmez, had bilmez zavallıların kendisini tatmin etmek için ya da başka saiklerle yaptığı bu tür manevralarla azaltacağını zannediyorlarsa boşuna heveslenmesinler. Milletimizin kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgisini Türkiye’nin düşmanları belirleyemezler. Türkiye’de siyasi partilerimizin, hep beraber NATO’da yaşanan bu skandal karşısında ortak tavır koymaları ve birlikte Türkiye’nin lehine açıklamada bulunmalarını memnuniyetle karşıladık” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Başkan Görgel: “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda” Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikada çıkan yangınla ilgili olarak “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Kahramanmaraş’ta ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikadaki alanda incelemede bulunan Başkan Görgel, yetkililerden bilgi alıp fabrika sahiplerine ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini iletti. Yangının büyük bir bölümünün kontrol altına alındığını ifade eden Başkan Görgel, “Burası büyük bir mobilya fabrikası, bize gelen ihbarın ardından kısa sürede gelip yangını söndürmeye çalışıyoruz. Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Kimyasal maddelerin de olduğu için yangının söndürmek kolay değil. Gerçekten arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor. Biraz önce kum ocağı atölyemizde kaza meydana geldi, bir kardeşimiz canımız vefat etti. Ne yazık ki zor bir gece geçiriyoruz. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Başkan Görgel, yangın söndürme çalışmalarına itfaiye daire başkanlığının ekiplerinin yanı sıra orman bölge ve emniyet teşkilatının da destek verdiğini ifade etti.
İstanbul Akademisyenin kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadına adli işlem başlatıldı Türk-Alman Üniversitesi Akademisyeni ve Akşam Gazetesi yazarı Tacettin Kutay’ın 6 yaşındaki kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadın hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama-Hakaret" suçlarından adli işlem başlatıldı. Kutay, olaya ilişkin sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yaparak şunları kaydetti: “6 yaşındaki kızım Fulya ile Göztepe’de yürüyorduk. İlahi söylemek istedi ve ’Ey aşıkı dildade’ okumaya başladı. ’Lailahe illallah Muhammedurrasulullah’ derken videodaki kadın yanımızdan geçiyordu. Durdu ve Fulya’ya ’Bunları size nerede öğretiyorlar anaokulunda mı?’ diye sordu. ’Ben öğretiyorum’ dedim. ’El kadar çocukların beynini bu saçmalıklarla yıkıyorsunuz. Ben üniversite hocasıyım, siz ne cahil insanlarsınız’ dedi. Bu gemi azıya almışlık, şuursuzluk sokak ortasında altı yaşında çocukları sözlü taciz etmeye kadar vardı. Varın gerisini siz hesap edin.” Edinilen bilgilere göre, Kutay’ın polisi araması üzerine M.G. (73) isimli şüpheli işlemler için karakola götürülürken her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Emekli hemşire olduğu öğrenilen M.G. hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama- Hakaret" suçlarından, Kutay hakkında ise "Hakaret" suçundan adli işlem başlatıldı. Dosyaları ikmalen adliyeye gönderilen şahıslar adli makamlarca karakoldan serbest bırakıldı.
Bursa “Mahzen-32” operasyonunda yakalanan 27 şüphelinin tamamı tutuklandı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde eş zamanlı düzenlenen “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 kişi, kıskıvrak yakalandı. Hakim karşısına çıkarılan şüphelilerin tamamı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütü çökertildi. Organize suç örgütü üyesi şüphelilerin, Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları tespit edildi. Bunun yani sıra Bursa’ya il dışından getirdikleri yaşları 17 ile 25 arasında tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin iş yerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri öğrenildi. Sıkı takibin ardından çete çökertildi Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak-verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan polis, çeteyi çökertti. Operasyonlarda çetenin elebaşını Hakkı Saral’ın da arasında bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 şüpheli yapılan operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Operasyonlar sonucu 10 iş yeri ile 34 evde yapılan aramalarda 16 adet tabanca, 56 milyon 434 bin TL değerinde 53 adet çek ve senet, bin 272 adet farklı çaplarda fişek, 430 bin 400 TL nakit para, 123 bin 800 dolar, 20 bin 800 euro ve 2 tane lüks araç ele geçirildi. İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatan kişinin ise 41 yaşındaki iş kadını D.T. olduğu öğrenildi. Çetenin elebaşının da aralarında bulunduğu 27 kişi adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece 27 şüphelinin tamamı tutuklanıp cezaevine gönderildi.