POLİTİKA - 18 Aralık 2017 Pazartesi 17:30

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Batı için bir insanın ölümü trajedi, bir milyon insanın ölümü istatistik”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Batı için bir insanın ölümü trajedi, bir milyon insanın ölümü istatistik”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Esasen batı bir insanın ölümünü trajedi, bir milyon insanın ölümünü ise istatistik olarak gören bir anlayışa sahip.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Esasen batı bir insanın ölümünü trajedi, bir milyon insanın ölümünü ise istatistik olarak gören bir anlayışa sahip. Onlar için Suriye’de 7 yılda 1 milyon insanın terör örgütlerinin ve kendi halkına terör uygulayan bir rejimin saldırılarında ölmüş olması hiçbir anlam ifade etmiyor” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığı tarafından “Anadolu dünya dolu” temasıyla düzenlenen Dünya Göçmenler Günü etkinliğine katıldı. Ricardo Quaresma, Moussa Sow, Samuel Eto’o, Fernando Muslera, Bafetimbi Gomis, Vincent Janssen, Bobby Dixon gibi sporcuların yanı sıra çok sayıda davetlinin katıldığı programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın 191 ülkesinden, 4,5 milyona yakın göçmen statüsündeki insanı topraklarında barındıran bir devlet olarak bu konunun anlamını ve önemini en iyi bilenlerdeniz. Türkiye bugün dünyanın en çok sığınmacı barındıran ülkesine olmasına rağmen diğer yerlerde bu insanlara karşı sergilenen çirkinliklerin hiçbirinin yaşanmadığı bir ülkedir. Çünkü biz topraklarımıza gelen sığınmacılara kökeninden, inancından, dilinden, renginden, kültüründen önce insan olarak bakıyoruz. Karşınızdakini önce insan olarak gördüğünüzde, ona insana yakışmayan bir davranış sergileme imkanınız zaten olamaz” dedi.



“Bizim böyle bir yüz karamız asla yoktur”


“Madem ki, aşk gibi canın mayası, madem ki yüzümüzdeki Hakkın işlediği kudret boyası, madem ki yolumuz evliyanın, enbiyanın yolu öyleyse bizim kimseyi gönül dünyamızın da ülkemizin sınırlarının da dışında tutmaya hakkımız yoktur” açıklamasında bulunan Erdoğan, Anadolu’nun asırlar boyunca göçmenler yurdu olduğunu belirtti. Erdoğan, “Siz bakmayın bugün Avrupalıların, Amerikalıların göçmenleri böyle dışladığına, ötekileştirdiğine. Bu coğrafyaların hepsi göçmenler tarafından bugünkü haline getirilmiştir. Batı da öyledir, Amerika da öyledir. Üstelik bunun altında çok büyük acılar, çok büyük katliamlar, çok büyük utançlar da vardır. Hamdolsun bizim böyle bir yüz karamız asla yoktur. İspanya’daki Yahudiler topraklarından kovulup gidecek yer bulamadıklarında bizim ecdadımız onlara kapılarını açmıştır, Polonya’daki muhalifler ülkelerinden sürülüp gidecek yer bulamadıklarında İstanbul’un yanı başında onlara yer göstermişizdir. Dünyanın neresinde başı sıkışan, kendisine sığınacak güvenli bir liman, geleceğini kurabileceği huzurlu bir yuva arayan varsa hepsine Anadolu kapıları daima açık olmuştur. Bugün de Suriye’de, Irak’ta, başka yerlerde kardeşlerimiz başları sıkıştığında hemen Anadolu’ya yönelmiştir. Doğru da yapmışlardır. Kardeş kardeşe böyle zamanlarda lazımdır. İyi günde dost çok bulunur, önemli olan kötü günlerinde bu insanların yanlarında olabilmektir” diye konuştu.



“Bugün Avrupa’da sayıları 5 milyona aşan vatandaşımız yaşıyor”


Anadolu sadece dışarıdan göç almadığını, aynı zamanda dışarıya da göç verdiğini kaydeden Erdoğan, “Bugün Avrupa’da sayıları 5 milyonu aşan vatandaşımız yaşıyor. Bunun yanında dünyanın daha farklı bölgelerine iş, eğitim, kendilerine yeni bir hayat kurmak için gitmiş milyonlarca insanımız bulunuyor. Ülkemize gelen herkese gönlümüzü ve kollarımızı açtığımız gibi yurt dışına giden vatandaşlarımızı da sahipsiz bırakmıyor, onları her alanda destekliyoruz” şeklinde konuştu.



“Bugün Avrupa genelinde 10 binin üzerinde kayıp göçmen çocuğu var”


Batının bir insanın ölümünü trajedi, bir milyon insanın ölümünü ise istatistik olarak gördüğünü söyleyen Erdoğan, “Türkiye olarak bizim göçmenler konusunda başımız ne kadar dik ise, maalesef kendilerini modern, çağdaş olarak tanımlayan ülkelerin başı da o kadar eğiktir. Esasen batı bir insanın ölümünü trajedi, bir milyon insanın ölümünü ise istatistik olarak gören bir anlayışa sahip. Onlar için Suriye’de 7 yılda 1 milyon insanın terör örgütlerinin ve kendi halkına terör uygulayan bir rejimin saldırılarında ölmüş olması hiçbir anlam ifade etmiyor. Hatta tam tersine 2. Dünya Savaşı 60 milyonun üzerinde insanın ölümüyle sonuçlanmış olmasına rağmen batı, aynı hataları tekrarlamaktan geri durmuyor. Göçmenlere yönelik saldırıların, ırkçılığın, ayrımcılığın artması bunun içindir. Avrupa ülkelerinde yönetimde söz sahibi olmaya başlayan ırkçı partiler bu coğrafyanın gelecekteki felaketin habercileridir. Sınırlarını tel örgülerle kapatıp geçmeye çalışanları ölümle tehdit eden bir medeniyetin geleceği olamaz. Sınırlarına giren göçmenlerin paralarına, ziynet eşyalarına, hatta çocuklarına el koyan, onları din değiştirmeye zorlayan bir medeniyetin insanlığa söyleyecek sözü kalmamıştır. Avrupalı kimi bakanlar kendi aralarında yaptıkları konuşmalarında sığınmacıları kast ederek ‘hepsini denize dökmek lazım, boğulsalar da umurumuzda değil’ diyebiliyorlarsa orada insanlık ölmüş demektir. Akdeniz’de, Ege’de Avrupa’ya doğru giden kırık dökük teknelerdeki insanları kurtarmak için gemi göndermek yerine savaş helikopteri göndermeyi teklif eden yazarlar Avrupa’da eğer revaçtaysa durum vahimdir. Kucağındaki çocuğu ila beraber umuda koşan bir babanın ayağına çelme takacak kadar insanlıktan çıkmış Avrupa’nın artık kendini sorgulama zamanı çoktan gelmiştir. Bugün Avrupa genelinde 10 binin üzerinde kayıp göçmen çocuğu var. Eğer böyle bir durum bizim ülkemizde olsaydı dünyayı başımıza yıkarlardı. Biz ülkemizde doğan çeyrek milyon sığınmacı bebeğe, eğitim-öğretim çağındaki 600 binin üzerinde göçmen çocuğuna tüm imkanlarımızla sahip çıktığımız halde yardım programları tıkanıyor. Batı ülkelerinin göçmenler konusundaki insanlık dışı politikasının farklı coğrafyalardaki acı sonuçları da ortaya çıkıyor. Libya, Afrika ve Kuzey Afrika üzerinden Avrupa’ya geçmek isteyenler için adeta bir transit durak görevi görüyor. Ülkedeki karışıklıklar sebebiyle bu durum kontrol altına alınamıyor. Bugün 700 bin göçmenin başka bir yere gidemediği için Libya’da mahsur kaldığı ifade ediliyor. Bu durum bizim paramızla bin lira gibi bir meblağa, istenildiği kadar istenilen şartlarda çalıştırılabilen modern kölelerin alınıp satıldığı pazarların kurulmasına yol açmıştır. Köle demek illa boynuna zincir vurulan insan demek değildir. Cüzi ücretler karşılığında insanlar süresiz ve sınırsız şekilde çalışmak zorunda bırakılıyorsa bunun adı modern köleliktir. Petrol paralarının, yüksek teknoloji gelirlerinin, lüks harcamaların sadece 1 aylık bedeli ile tamamının hayatı kurtarılabilecek bu kişilerin bin liraya köle gibi çalıştırılmasının utancı tüm insanlığı bedbaht etmeye yeter. Türkiye olarak biz Suriye ve Irak’taki çatışmalardan kaçarak ülkemize gelen 3,5 milyona yakın kardeşimize hiçbir hesapla değil, sadece Allah için kucak açtık. Avrupa’nın tamamındaki Suriyeli sığınmacı sayısı, yarısı Almanya’da olmak üzere toplam 987 bindir. Almanya kendi sınırları içindeki sığınmacılar için 2016 yılında 16 milyar euro harcadığını beyan ediyor, bizde ülkemizdeki sığınmacılar için kamu kuruluşlarımızla, belediyelerimizle, STK’larla, vatandaşlarımızın inisiyatifleri ile 7 yılda toplam 30 milyar dolarlık harcama yaptık. Bu rakamı zikretmemin sebebi kesinlikle yaptığımız yardımları ifşa etmek değil. Sadece sığınmacılar için ülkemize söz verilip yapılmayan yardımlarla, bizim yaptığımız harcamaların mukayesesi için bunu ifade ediyorum. Birileri bizim bu paraları sanki sığınmacılara harcamayıp, kendi bütçemize aktardığımız intibakını vermeye çalışıyor. AB’nin geçen yıl bize verdiği söz 3 artı 3 milyar eurodur. Bu sözü verdiği halde şuana kadar bize verdiği rakam en son 900 milyon eurodur. BM’ye bakıyoruz, Mülteciler Komiserliği 600 milyon dolar. Toplamda bu. Bizim harcadığımız 30 milyar dolardır. Bunları kendilerine sorduğumuzda aldığımız cevap ‘biz onu bütçeye koyduk.’ Koydunuz da bizim kuruluşlarımıza gelen bir şey yok. Devamlı ipe un seriyorlar. Verseler de vermeseler de biz ‘Veren el alan elden hayırlıdır’ anlayışıyla bu desteği vermeye devam edeceğiz. Çünkü bu millet ensar olmanın ne demek olduğunu gayet iyi bilir. Türkiye bu yardımları hiçbir sıkıntıya düşmeden yapabilecek imkana sahip bir ülkedir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Başkan Yalım net konuştu 31 Mart Yerel seçimlerinde rekor farkla Uşak Belediye Başkanlığını kazanan ve AK Partili yönetimden görevi devralan CHP’li Özkan Yalım; TBMM’de konuşma yapan AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş’e cevap verdi. Güneş’in konuşmasına yaptığı atıfta “Sayın Güneş hak ve hukuk kavramlarından bahsediyor, bizi 31 Mart’tan sonra haksızlık hukuksuzluk yapmakla itham ediyor” diyen Başkan Yalım; Güneş’e sert sözlerle karşılık verdi. “Hak ve hukuktan bahseden Sayın Güneş’e sesleniyorum” diyen Yalım; “Vatandaşımızın ödediği vergilerin bu derneklere nasıl harcandığı, Uşak Belediyesi’nin mülklerinde bu derneklerin ve vakıfların nasıl bedava oturtulduğu, giderlerinin belediye tarafından karşılandığı aşikârdır ve apaçık ortadadır. Eğer hak hukuk istiyorsanız bir an önce bu mülklerde bedava oturan, vatandaşın ödediği vergilere kene gibi yapışan bu derneklerden hep birlikte kurtulalım. Siz de bunların öncülüğünü yapıp mecliste sözcüsü olmayın. Ben Uşak Belediye Başkanı olarak halkımın parasını koruyacağım ve bu sistemi durdurmak için gerekli kararı da en kısa sürede meclisten çıkarttıracağım” dedi. Kamuoyunu yanıltan iddiaların aslını açıkladı Öncelikle Gediz Uluyolunda bulunan TÜGVA binasının önünde konuşan Başkan Yalım; Uşak Belediyesi’ne ait olan bu binanın 7 Ağustos 2017 yılında TÜGVA’ya tahsis edildiğini, 7 yıl boyunca bu vakfın hiçbir ücret ödemeden bu binayı kullandığını anlattı. -Kamu malına bilerek zarar verdiler Seçimi kazandıktan sonra binanın bağlı olduğu birim müdüründen bilgi istediklerini ve binaya geldiklerinde gördükleri manzara karşısında şok olduklarını ifade eden Başkan yalım; “Buraya gelince karşılaştığımız ortam maalesef çok kötüydü. Binada bulunan her şeyi, tavandaki lambadan dolaplara, raflardan masalara, kombiden peteklere kadar aklınıza gelebilecek her şeyi kırmış ve dağıtmışlardı. Açıkçası kamu malını ve vatandaşın vergileriyle yapılan yatırımları bu şekilde tahrip etmeleri bizi çok üzdü. Daha sonra biz yetkilere açıklama yapınca olayın kamuoyuna yansımasıyla birlikte TÜGVA yetkilileri buraya gelip üstün körü temizleyip kırılan dökülen eşyaları düzeltmeye çalışmış. Hatta içeride bulunan bir panoya “Bir gün elbet geri döneceğiz” diye yazılmış. Bunlar hiç hoş şeyler değil. Ben buradan açıkça diyorum ki, dönemeyeceksiniz. Uşak halkı size bir daha milletin malını har vurup harman savurma hakkını vermeyecek” dedi. -Eski yönetim yıllarca faturayı belediyeye ödetmiş TÜGVA binasının ardından hemen ilerisinde bulunan ÖNDER İmam Hatipliler Derneği binasının önüne giden Başkan Yalım; daha önce Uşak Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nün kullandığı bu binanın 2 Ağustos 2021 yılında bu derneğe tahsis edildiğini söyledi. Aynı şekilde bu derneğin de hiçbir ücret ödemeden binayı kullandığını hatırlatan Başkan Yalım, “Maalesef bu giderlerin hepsi Uşaklı vatandaşlarımın ödediği vergilerle karşılanmış” dedi. -Asıl tecavüz vatandaşın ödediği vergilere yapılmıştır AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in TBMM içerisinde yaptığı açıklamada kamuoyunu yanıltacak bilgiler verdiğini ifade eden Başkan Yalım; “Ben Sayın Güneş’e buradan sesleniyorum; bunca yıllık tecrübeli bir milletvekili olarak önce beni arayıp bu konu hakkındaki gerçekleri öğrenip ondan sonra konuşması gerekirdi. Kendisinin iddia ettiği gibi ekiplerimiz bu binalara tecavüz etmedi. Tam tersi ortada bir tecavüz varsa o da TÜGVA ve ÖNDER’in Uşak halkının ödediği vergilere ettiği tecavüzdür” dedi. Açıklamasında ÖNDER yetkililerine de seslenen Başkan Yalım; “Bu bina Uşaklı vatandaşlarımındır. Ben bu binayı halkıma açacağım ve halkımın rahatça kullanabileceği şekilde bir kreş yapacağım. Bir an önce bu binayı boşaltın” dedi.
Edirne Vali Sezer’den hastanedeki yangına ilişkin açıklama: "Büyük oranda kontrol sağlanmış durumda" Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin çatı katında çıkan yangının kontrol atına alındığını, soğutma çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Edirne Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çatı katında çıkan yangın kısa sürede büyüdü. Bölgeye itfaiye AFAD ekipleri sevk edildi. Hastanenin 9. katında bulunan hastalar tahliye edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi ile kontrol altına alındı. Vali Yunus Sezer ve beraberindekiler bölgeye gelerek inceleme yaptı. Ekiplerden bilgi alan Vali Sezer, yangının büyük oradan kontrol altına aldığını ve soğutma çalışmalarının devam ettiğini aktardı. 9. katta çocuk servisi olduğunu söyleyen Sezer, “Burada risk almamak adına onlara alt katlara rektörümüzle başhekimimizle alt katlara aldık. Altı tane çocuğumuz da devlet hastanesine o sevk edildi. Herhangi bir yaralama, herhangi bir hastalara etki eden bir durum yok. Şu an itibariyle de büyük oranda yangınla ilgili kontrol sağlanmış durumda. Ama soğutma devam ediyor. Sebebiyle ilgili olarak tabi yangın bittikten sonra itfaiyemiz gerekli raporu düzenleyecektir. Şu an itibariyle yani yangını söndürmesiyle daha çok meşgul oluyorlar. Yani belki oradaki elektrik aksamından olabilir ya da başka şey olabilir. Onunla ilgili net bir şey rapor sonucunda ortaya çıkacak” dedi. Rektör Erhan Tabakoğlu’da hastaların yangından etkilenmesi söz konusu olmadığını ifade ederek, "Biz sadece en üst katı tedbir amaçlı olarak alt katlara tahliye ettik. Şu an hastalarımız etkileyen bir durum söz konusu değil” dedi.
Manisa Başkan Zeyrek’ten Kula çıkarması Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Kula’ya gelen Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Jeotermal Kaynaklı Teknolojik Sera’yı ziyaret ederek yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Jeopark Belediyeler Birliği toplantısına da katılan Başkan Zeyrek, ilçedeki son programında mahalle muhtarları ile bir araya geldi. 31 Mart 2024 mahalli idareler yerel seçimlerini kazandıktan sonra ilk kez Kula’yı ziyaret eden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, ilk olarak Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanı’nda Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez, beraberindeki heyet ve belediye personelleri tarafından karşılanmasının ardından Başkan Dönmez’i ziyaret etti. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin tüm ilçelere eşit bir şekilde hizmet edeceğini dile getiren Başkan Dönmez, birim sorumluları ile görüşüp ilçenin en acil ihtiyaçlarının bir an önce belirlenmesi ve en kısa sürede bu ihtiyaçların giderilmesi gerektiğini söyledi. Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez ile de ilçenin sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunan Başkan Zeyrek, ülke genelinde en ulaşılabilir bir büyükşehir belediye başkanı olacağını ve her zaman halkın içinde olacağının sözünü verdi. Başkan Zeyrek, belediye ziyaretinin ardından beraberindeki heyet ile birlikte Gençlik ve Spor Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Zafer Kalkınma Ajansı ve Kula Belediyesi işbirliğinde kurulan Jeotermal Kaynaklı Teknolojik Sera’yı ziyaret edip yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi aldı. 120 milyon lirayı aşkın bölgenin en büyük yatırımlarından biri olan bu sera ile ilçe halkının istihdam edilmesinin yanı sıra üretime ve ülke ekonomisine büyük katkılar yapılacağının altını çizen Başkan Zeyrek, serada yürütülen çalışmaların yakın takipçisi olacağını söyledi. Başkan Zeyrek, Jeopark Belediyeler Birliği Başkanı olarak seçildi Jeotermal Kaynaklı Teknolojik Sera’yı ziyaret eden Başkan Zayrek, daha sonra Kula Belediyesi Ek Hizmet Binası Toplantı Salonu’nda düzenlenen Jeopark Belediye Birliği Toplantısına katıldı. Burada yapılan toplantıda Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Jeopark Belediyeler Birliği’nin yeni Başkanı olarak seçilirken, başkan vekilliklerine Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez ve Salihli Belediye Başkanı Mazlum Nurlu seçildi. Birlik meclis üyeleri, plan bütçe ve komisyon üyeleri ve ilgili üyeliklerin de seçiminin yapıldığı toplantı, gündem maddelerinin görüşülmesiyle son buldu. Başkan Zeyrek, Kula’daki son programında ilçenin tüm mahalle muhtarları ile bir araya geldi. Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya muhtarlara hayırlı olsun dileklerini ileterek başlayan Başkan Zeyrek, 5 yıllık görev sürecinde ilçeler ve mahallelerinde yapmayı hedeflediği projelerini anlattı. Mahalle muhtarlarının sorularını da tek tek yanıtlayan Başkan Zeyrek, muhtarların kendisine ilettiği sorunları tek tek not alarak en kısa sürede çözüme kavuşturma sözünü verdi. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Başkan Zeyrek tüm mahalle muhtarlarına çalışmalarında başarılar dileyerek Kula’dan ayrıldı.
Ankara FETÖ’ye yönelik 17 ildeki ‘KISKAÇ-14’ operasyonlarında 36 şüpheli yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 17 ilde FETÖ’ye yönelik olarak düzenlenen ‘KISKAÇ-14’ operasyonlarında 36 şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Yerlikaya, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, 17 ilde FETÖ’ye yönelik olarak düzenlenen “KISKAÇ-14” operasyonlarında 36 şüpheli yakalandı. FETÖ’cülere göz açtırmayacağız. Aziz Milletimizin duası ve destekleriyle terör örgütleri ve onların iş birlikçilerinin nefeslerini keseceğiz” ifadelerine yer verdi. Operasyon hakkında Bakan Yerlikaya şu bilgileri paylaştı: "Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlükleri TEM Şube Müdürlüklerince; Konya, Gaziantep, Hatay, Batman, Nevşehir, Ankara, İstanbul, Antalya, İzmir, Adana, Hakkari, Denizli, Manisa, Kocaeli, Osmaniye, Bursa ve Ordu’da FETÖ’ye yönelik düzenlenen ‘KISKAÇ-14’ operasyonlarında şüphelilerin: Örgütün sözde ‘Askeri Mahrem Yapılanması, Emniyet Mahrem Yapılanması ve Güncel Yapılanması’ içerisinde faaliyette bulundukları, örgütün kripto haberleşme programı ‘ByLock’ kullanıcısı oldukları, örgüt içerisinde sorumlu şahıslarla operasyonel hatlar üzerinden irtibatlı oldukları, terörizmin finansmanı suçu kapsamında faaliyet gösterdikleri, ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları, münferit sınav soruşturmaları kapsamında mülakatlarda avantajlı olarak kodlandıkları ve ifade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.” Operasyonlar sonucunda çok miktarda döviz ve Türk Lirası ile çok sayıda dijital materyal ve dokümanlara el konulduğunu açıklayan Yerlikaya, "Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle" dedi.
Erzurum Şehit karakol komutanı törenle memleketine uğurlandı Erzurum’da geçtiğimiz yıl kavgaya müdahale ettiği sırada yaralanan ve uzun süredir hastanede tedavi gören Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Mustafa Yaşar şehit oldu. Şehidin cenazesi düzenlenen törenin ardından memleketi Hatay’a uğurlandı. Erzurum Pasinler İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde 22’nci Jandarma Trafik Tim Komutanı olarak görevli Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Mustafa Yaşar, Pasinler Merkez Jandarma Karakol Komutanlığına vekalet ederken 3 Temmuz 2023 tarihinde Taşağıl Mahallesinde aileler arasında meydana gelen kavga olayına müdahale esnasında yaralanmıştı. Tedavi süreci devam eden Astsubay Kıdemli Başçavuş Mustafa Yaşar, yaralanmasına bağlı beyinde su toplaması rahatsızlığı nedeniyle 24 Nisan 2024 tarihinde Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniğinde yatırılarak tedavi altına alınmasına rağmen yapılan tüm müdahalelere rağmen şehit oldu. Şehit Astsubay Mustafa Yaşar için bugün İl Jandarma Komutanlığı’nda tören düzenlendi. Cenaze törenine; Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, 9’uncu Kolordu Komutanı Tümgeneral Tevfik Algan, İl Jandarma Alay Komutanı Tuğgeneral Metin Düz, İl Emniyet Müdürü Kadir Yırtar, protokol üyeleri, m silah arkadaşları, askerler ve polisler katıldı. Şehit Mustafa Yaşar’ın cenazesi daha sonra Erzurum havalimanından toprağa verilmek üzere Hatay’a gönderildi. Şehit için düzenlenen törende eşi ve çocukları gözyaşlarını tutamadı.
Hatay Boğazına bozuk para kaçan yeğenini Heimlich manevrasıyla kurtardı Hatay’ın Antakya ilçesinde boğazına madeni para kaçan çocuk, amcasının sürücü kursunda öğrendiği Heimlich manevrasını uygulamasıyla kurtarıldı. Amcanın yeğenini kurtardığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Hatay’ın Narlıca Mahallesi’nde evlerinin bahçesinde oyun oynayan 3 yaşındaki Ömer Arslan’ın boğazına 1 TL’lik madeni para kaçtı. Bahçede dinlenmek için oturan 23 yaşındaki Adnan Arslan, yeğeni Ömer’in nefes almakta güçlük çektiğini fark etti. Sürücü kursundan öğrendiği Heimlich manevrasını uygulayan Arslan, 7. denemede madeni parayı yeğeninin boğazından çıkarmayı başardı. Amca Arslan’ın ölümle burun buruna gelen 3 yaşındaki yeğenini kurtardığı anlarsa saniye saniye anlar güvenlik kamerasınca görüntülendi. Görüntülerde 3 yaşındaki çocuğun salıncakta sallanırken boğazına paranın kaçması ve amcası Adnan’ın Heimlich manevrasıyla yeğenini kurtardığı anlar yer aldı. "Heimlich manevrasıyla yeğenimin hayatını kurtardım” Heimlich manevrasıyla yeğeninin hayatını kurtaran Adnan Arslan, “Bahçede dinlenmek için oturuyordum, o esnada yeğenim salıncakta sallanıyordu. Elinde bozuk paralarla sallanırken boğazına kaçtı. Ben otururken yeğenim yüzü kırmızı şekilde yanıma geldi. İlk önce fark etmedim ama sonra nefes alamadığını fark ettim. Hemen sırtını kendime doğru çevirip Heimlich manevrasına başladım. 7 manevradan sonra boğazından 1 TL metal para çıktı. Ondan sonra derin bir nefes aldım. Sürücü kursundaki derslerden öğrendim. Sosyal medyalardan gördüğüm Heimlich manevrası videolarını izlerken öğrendim. Heimlich manevrasıyla yeğenimin hayatını kurtardım” dedi.