ASAYİŞ - 23 Ocak 2018 Salı 19:03

"Kaset kumpası" davasında ikinci celse görüldü

A
A
A
"Kaset kumpası" davasında ikinci celse görüldü

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile bazı MHP’li yöneticilere yönelik "kaset kumpası"na ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 171 sanık hakkında açılan davanın ikinci celsesi görüldü.

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile bazı MHP’li yöneticilere yönelik "kaset kumpası"na ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 171 sanık hakkında açılan davanın ikinci celsesi görüldü.


Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görülen davaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve sanık yakınları katıldı. Davanın öğleden sonraki kısmında, mahkeme heyeti, Baykal’ın avukatı Muzaffer Yılmaz’ın müvekkili hakkındaki dosyanın ayrılma talebini reddetti. Savunma yapan tutuklu sanık Ahmet Ümit Seçkin, suçlamaları reddederek, ne dinleme, ne de izlemeye ilişkin bir suçunun olmadığını öne sürdü. Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de yargılandığını belirten Seçkin, haklarında aynı ya da benzer delil olan bazı sanıkların tutuksuz yargılanırken kendisinin tutuklu yargılandığını öne sürdü. ByLock kullanıcısı olduğu iddialarını da kabul etmeyen Seçkin, tahliye talebinde bulundu.


Tutuklu sanık Ahmet Yılmaz Ekiz, iddianamede, eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici ile alakalı olarak 21.09.2010 tarihinde Ankara’nın Keçiören ilçesinde bulunan bir evde yapılan teknik çalışmaya katıldığının belirtildiğini söyledi. Mehmet Ekici’yi tanımadığını öne süren Ekiz, "İsmi verilmeyen X kadını da tanımıyorum. Söylenilen adresin nerede olduğunu bilmiyorum. Ben bu adrese hiçbir şekilde gitmedim. HTS baz analizlerine göre benim 21.09.2010 tarihinde Senataryum Hastanesinde sinyal verdiğim tespit edilmiş. Benim hakkımdaki suçlamalar asılsızdır ve sadece değerlendirmelerden ibarettir. Sadece HTS baz bilgileri ile yapılan kısıt değerlendirmeler ile ismim bu suçlamaya dahil edilmektedir. Bu suçlamayı kabul etmiyorum" iddialarında bulundu.


Ekiz, Nesrin Baytok’un Çankaya ilçesi Çukurambar Mahallesi’ndeki evine görüntü cihazı yerleştirerek görüntü alınmasını sağladığı iddialarına ilişkin, "Bu suçlamayı kabul etmiyorum. HTS baz analizlerinde 30 Nisan 2010’da Çukurambar’daki adres ve çevresinde cep telefonumun sinyal verdiği iddia ediliyor. Üzerinden 8 yıl geçmiş tarihle alakalı neden HTS baz sinyali verdiğimi bilmiyorum. Zaman zaman Şube Müdür Yardımcımın şoförlüğünü de yaptım. Gerek evinden alınıp bırakılması, gerekse de işle ilgili yerlere giderken aracını kullandım. Ben müştekinin adresini bilmiyorum. Çukurambar Mahallesi aynı zamanda Şube Müdür Yardımcımın eviyle aynı yerde. HTS baz sinyalini bundan dolayı vermiş olabilirim. Sadece iddia edilen tarihlerde değil bir çok kez Çukurambar’dan sinyal vermişimdir" ifadelerini kullandı.


FETÖ’nün kriptolu mesajlaşma programı olan ByLock’u indirmediğini ve kullanmadığını iddia eden Ekiz, adının yanlışlıkla ByLock verilerine karıştığını düşündüğünü söyledi.


Dava, yarın sanık savunmalarıyla devam edecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.