POLİTİKA - 08 Mart 2018 Perşembe 17:47

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Son günlerde bakıyorsunuz din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup, dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Son günlerde bakıyorsunuz din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup, dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya. Anlamak mümkün değil. Bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir zamanda yaşıyorlar. Çünkü İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Dünya Kadınlar Günü programına katıldı. Programda yaptığı konuşmada Erdoğan, “Ailede kadın iyi bir öğretmense babanın, okulun, toplumun eksiğini de o giderir. Her bir kanalı ayrı sorun, adeta kanalizasyon haline dönüşmüş olan medyanın şerrinden evlatlarımızı, ailelerimizi, milletimizi koruyacak olan ilk ve güçlü kalkan yine kadınlar, yine annelerdir. Siz varsanız yavrularımız kurtulur. Yoksa Allah muhafaza. Annenin bıraktığı boşluğu dolduracak pek az alternatif vardır, hatta yoktur. Bunun için öksüz, annesiz büyüyen çocukların durumu, yetim yani babasız büyüyen çocuklardan çok daha vahimdir. Anne şartlar ne olursa olsun evlatlarına sahip çıkar. Çok anneler tanıdım. Anne başka, annesiz yaşamak kolay değil. Baba ölür gider, 1-2 gün ağlarız. Ama anne ölüp gittiği zaman 1-2 günde bitmiyor. O çok daha farklı. Babanın hayatın çetin şartları içinde bu konuda anne kadar başarılı olması daha zordur. Kadının anne ve öğretmen olarak aile ve toplum hayatımızdaki yerini çok önemli görüyoruz. Zaman zaman kadın meselesi konuşulurken anne vurgusu yapmamızdan rahatsız olanlar bulunduğunu biliyorum. Halbuki Allah’ın kadınlara verdiği en büyük ayrıcalık bu annelik vasfıdır” ifadelerini kullandı.



"Birileri ısrarla bizim validelerimizi, kadınlarımızı yanlış anlatmaya, yanlış göstermeye çalışıyor"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:


“İstiklal şairimiz Akif ne diyor, ‘Ne hisli vadilerdir bizim kadınlarımız. Yazık ki anlatacak yok da yanlış anladınız. Yazık ki onları tasvir eder birer umacı. Beş on romancı, sıkılmaz beş on da maksadcı.’ Akif’in sıralamasını tamamlamak gerekirse bunlara 5-10 televizyon dizisini, 5-10 medya maydanozunu da eklemek gerekir. Birileri ısrarla bizim validelerimizi, kadınlarımızı yanlış anlatmaya, yanlış göstermeye çalışıyor. Kadını annelik vasfından ayırmak demek onun en büyük ayrıcalığını elinden almak, aynı zamanda tabi sıfatı olan öğretmenliğini de yok saymak demektir. Ülkemizde kadınlarımızın hakları, hukukları, sorunları konusunda şahsım kadar duyarlı, somut politikalar üretmiş, icraat ortaya koymuş bir başka siyasetçi, bir başka cumhurbaşkanı var mıdır bilmiyorum. Bu işi çok önemsedim. Zaman zaman en az 3 çocuk diyorum, birileri rahatsız oluyor. Rahatsız olanlar bu millete düşman oldukları için rahatsız oluyorlar. Bir milleti millet yapan ailedir. Biz bu milleti güçlü kılarsak, nüfusumuzu dinamik, genç nüfusumuzu arttıracak olursak inanın Batı bizim yükselişimiz karşısında çok kaçacak delik arar. Onlar zaten eriyor. Ama bizim güçlenmemiz lazım. Onun için nüfus çok önemlidir. Benim tahsilim ekonomi. Ekonomide başarının sırrı söylerler; insan, emek, sermaye, üretim. Bende diyorum ki hayır. Başarının sırrı sadece insandır. Sermaye insanın türevidir. Emek, tüketim, üretim insanın türevidir. İnsan varsa bunlar var. Öyleyse bunu arttırmamız lazım. Bu konuda slogandan öteye geçen hiçbir çalışması ve gayreti olduğunu duymadığımız, görmediğimiz kişilerin bizi eleştirmesini önemsemiyoruz. 15-16 yıldır ülkemiz nereden nereye geldi ortada. Rakamlar ortada. Yurt dışından liderler ülkemizi gördüğü zaman söyledikleri tek şey var, tanıyamadık diyorlar.”


Eğitimde, sağlıkta gelinen yerin ortada olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Şehir hastaneleri devreye girdiği andan itibaren Türkiye’de şehir hastaneleriyle birlikte artık millet Türkiye’ye gelecek. Onun için tıp fakültelerine ağırlık verdik. Üniversitelerimizde yoğun bir şekilde doktorlarımızı yetiştirelim, hemşirelerimizi, sağlık memurlarımızı bol yetiştirmek istiyoruz ki hastanelerde artık kaliteyi de yükseltelim, fiziki mekan tamam, insan kalitesini de yükselttiğimiz andan itibaren göreceksiniz gelinen yer burası olacak. Bizim genlerimizle bu var. Bunu başaracağız göreceksiniz” dedi.



“Çok farklı açıklamalarda bulunup dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya”


“Varoluş gayesi sadece istismar olan milletimizin ve bütün dinimizin değerleriyle hesaplaşmaktan başka hiçbir hedefi olmayan marjinalleri asla dikkate almayız” diyen Erdoğan, “Son günlerde bakıyorsunuz din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup, dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya. Anlamak mümkün değil. Bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar çok farklı bir zamanda yaşıyorlar. Çünkü islam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam’ı 14-15 asır öncesi hükümleriyle bugün uygulayamazsınız. Böyle bir şey yok. Onun içinde bugün İslam’ın uygulanması yer, zaman koşullar her şeyiyle değişiyor. İslam’ın güzelliği burada zaten. Şimdi birçok hoca efendi beni tefe koyup çalacak o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın mesele orada. İstisnaları genelleştirmek, tarihin belirli bir döneminde toplumların özel şartlarına uygulamaları, geleneksel davranışları günümüze taşımaya çalışmak sadece meseleyi sulandırmaya yarar. Halbuki biz ortada sorun olduğunu görüyoruz ve çözmeye çalışıyoruz. Eksikler olabilir, yanlış da yapılmış olabilir. Bunların iyi niyetle ve yapıcı tutumla ortaya konması halinde derhal düzeltilmesi mümkündür. Fakat sırf, var ya ‘reklamın iyisi kötüsü olmaz’ bu mantıklı popüler olmak için söylenen sözleri biz asla kabul edemeyiz. Hele hele bu tartışmayı dinimizin kavramlarıyla yürütmek sadece kadınlara değil, inanın inancımıza da dinimize de haksızlıktır. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi dini hususların tartışılmasında da seviyeler vardır. Kuran’a sünnete kıyasa vakıf olmayan insanlara istisnai bir takım uygulamaları anlatmaya kalktığımızda züccaciyeci dükkanına giren fil misali bir sürü başka şeyi kırıp dökmek kaçınılmaz hale geliyor. Birisi sünneti tartışıyor, öbürü icma tartışıyor. Ya bırak bu işleri. Aslolan nedir? Bizim mukaddes kitabımız Kur’andır. Kur’an’a ters değilse mesele bitmiştir” değerlendirmesinde bulundu.



“Hocalarımız ne iş yapıyorlar? Niye sessiz kalıyorlar”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:


“Farazi tartışmaları günümüz hayatının bir parçası gibi anlatmak hiç kimseye fayda sağlamak. Bu konuda görüş beyan eden herkesi dikkatle olmaya, değerlerimize zarar vermemeye kadınlarımızı da rencide etmeye davet ediyorum. Geçenlerde Diyanetten sorumlu olan başbakan yardımcıma da söyledim. Bizim Diyanet Teşkilatımızın Din İşleri Yüksek Kurulu var. Çok çok vasıflı bütün ilim dallarında yetki sahibi olan hocalarımız var. Tefsirde hadiste fıkıhta birçok. Hocalarımız ne iş yapıyorlar? Niye sessiz kalıyorlar? Sessiz kalıp bu alanı niçin bu adamlara kaptırıyorlar? FETÖ olayı da böyle oldu. FETÖ konusu da böyle oldu. Söyledik söyledik, sonunda bir şura yaptırdık. Şimdi tabi asıl konuşması gereken konuşmayınca meydan kime kaldı? FETÖ’ye kaldı. FETÖ’nün arkasından gelen maalesef tiplere kaldı. Onların da zaten vasıfları ortada. FETÖ’nün kalitesi ortada. Arkasından gidenler ona tabii olduklarına göre onlar onlardan daha da geri.”



“Sizin burada ne işiniz var?"


“Kadınlarımıza müteşekkir olduğumuz bir diğer husus da milletimizin içinden geçtiği bu kritik dönemde gösterdikleri sağlam duruştur” ifadesini kullanan Erdoğan, “Şehit annelerimizin şehitlerimizin eşlerinin evlatlarının metanetlerini gördüğümüzde geleceğe olan güvencemiz güçleniyor. Dün Çanakkale’de saçlarına kına yakıp evlatlarını cepheye gönderen anneler, bugün de aynı bilinçle, inançla evlatlarını mücadeleye savaşa uğurluyor. 15 Temmuz’da olduğu gibi askerimiz bu inançla aşkla yürüyor. Hiç çekinmiyor. Dağ taş demeden yürüyor. Böyle bir milletin ferdi böyle annelerin evladı böyle kadınların kardeşi olduğum için Rabbime binlerce kez hamdediyorum. Dün Fırat Kalkanı bölgesinde bugün Zeytin Dalı Harekatı’nı yürüttüğümüz Afrin’de terör örgütlerinden temizlediğimiz yerlerde ocakları tüttürecek, kesintiye uğrayan hayatlarını yeniden kuracak olan yine kadınlardır. Türkiye olarak Suriye topraklarında yürüyen operasyonun hedefleri bizce belli. Durmayacağız, şu ne der bu ne der bunların hiçbirisi bizi ilgilendirmiyor. Amerika, Batı. Tamam da sizin burada ne işiniz var? Bizim 911 kilometre sınırımız var. Biz devamlı tacize uğruyoruz. Sizin ne işiniz var burada? 20 tane üs kurmuşsun kuzey Suriye’de. Ne işin var? 5 bin tır silah getiriyorsun. 2 bin kargo uçağıyla silah mühimmat getiriyorsun. Kime karşı? DEAŞ’ı temizledik diyorsun, şimdi bu silahlar burada niye? Neden? Yoksa bizim için mi bunları getiriyorsun? Bak dedim şunu bilin; biz bir ölürüz, bin diriliriz ve bu yolda böyle gideceğiz. Zira bizi bu tür teknoloji, şu bu vesaire bütün bunlar korkutmaz. Bizim bu noktadaki hedefimiz başkadır. Onların füzeleri, nükleer füzeleri, insansız hava araçları her şeyleri olabilir. Bunlar bize vermiyorlardı, şimdi biz de üretmeye başladık. Diğerleri de olacak, olmayanlar da olacak. Ama bizim bunların ötesinde Allahımız var. Bu bizim için çok büyük bir zenginlik. Çünkü biz şehadete koşuyoruz, onlar nereye koşuyor bilemem" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Dünyada kadın hakları diye ortalığı ayağa kaldıranlardan tek birinin dahi dönüp bakmadığı, sıkıntısına ortak olmadığı bu hanım kardeşlerimiz için elimizden geleni yapacağız. Biz hiçbir zaman güya eşitlik adına kadınların sırtına en ağır yükleri sararak onları metalaştıranlar gibi olmayacağız. Nisa olan insan olan kadına gerçek anlamda insan gibi muamele edilmesini sağlarken onun tüm haklarını korumak toplum ve devlet olarak boynumuzun borcudur. Hep kadınlarımızla birlikte yürüdük. Bundan sonra da mücadeleyi onlarla vereceğiz. Bizim için sadece bir gün değil her an her gün Dünya Kadınlar Günü’dür."


Programa Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve çok sayıda davetli katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da on binlerce el şifaya uzandı UNESCO’nun Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde yer alan, pandemi ve deprem nedeniyle 4 yıldır yapılamayan 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali, renkli görüntülere sahne oldu. Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan tarafından yaptırılan Sultan Camisi kubbelerinden saçılan 7 ton mesir macununu alabilmek için on binlerce insan birbirleriyle yarışırken izdihama neden oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de festivale ilk kez genel başkan olarak katıldı. Osmanlı tarihinde, 484 yıl önce Merkez Efendi tarafından 41 çeşit baharatın karışımıyla yapılan Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi, Yavuz Sultan Selim’in eşi Ayşe Hafsa Sultan’a şifa olan mesir macunu, coşkulu bir kutlama ile Sultan Camisi minare ve kubbelerinden halka saçıldı. 4 yıllık bir hasretin ardından karnaval havasında gerçekleştirilen kortej yürüyüşünün ardından Sultan Camisinin kubbe, minare ve çevredeki binalardan saçılan mesir macunlarından kapabilmek için on binlerce insan adeta izdihama neden oldu. Mesir saçım töreni kortejle başladı Manisa Hükümet Konağı önünde kortej yürüyüşü ile başlayan festivale, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa Valisi Enver Ünlü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, AK Parti Manisa Milletvekilleri Mücahit Arınç, Tamer Akkal, CHP Manisa Milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bekir Başevirgen, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, çevre illerin milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, daire müdürleri, siyasi parti temsilcileri, çok sayıda ülkenin büyükelçisi, yabancı ülkelerin delegasyonları, halk oyunları ekipleri ve vatandaşlar katıldı. Kortejde temsili Merkez Efendi, Hafta Sultan ve nedimeleri ile Manisa’da yetişip tahta çıkan temsili Osmanlı padişahları, şehzadeleri, yabancı ülkelerden gelen ekipler bulundu. Geniş güvenlik önleminin alındığı festivalde, mehter takımının marşları ile Mustafa Kemal Paşa Caddesi’nde ilerleyen kortej, Cumhuriyet Bulvarı güzergahında devam edip Sultan Camisi’ne ulaştı. Yabancı ülkelerden ve Türkiye’den katılan dans toplulukları kortej boyunca gösterileriyle festivale karnaval havası kattı. Protokol üyeleri, evlerinin balkonları ve yol kenarlarında toplanarak korteje eşlik eden halkı selamlarken, kortej sonunda Sultan Camisi önünde toplanan on binlerce kişi heyecanla mesir macunu saçımını bekledi. Temsili Hafsa Sultan şifa dağıttı Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu oyuncularından seçilen temsili Hafsa Sultan ve nedimeleri ile temsili Merkez Efendi’nin mesir macunu saçılması için berat vermesinin ardından protokol üyeleri temsili Hafsa Sultan ile birlikte ilk mesir macunlarını halka saçmaya başladı. Sultan Camisi minare ve kubbelerinden çuval çuval mesir macunu halka saçıldı. Her sene olduğu gibi bu yıl da macunlardan kapmaya çalışan yüzlerce kişi ezilme tehlikesi geçirdi, izdiham yaşandı. Filistin bayraklarının da açıldığı saçım töreninde bazı vatandaşlar baygınlık geçirdi. Her festivalde olduğu gibi şemsiyelerini ve ceketlerini ters açarak mesir macunlarını ağaç veya elektrik direklerinin tepelerinde kapmaya çalışanlar da renkli görüntüler oluşturdu. Onlarca mesir kaptı Festivalde özellikle gençler mesir macunu kapabilmek için büyük bir mücadele verirken, Halil İbrahim Demirci, "Manisa’nın yerlisiyim. Dört yıldır mesirin olmasını bekliyordum. Sağ olsun 4. yıldan sonra Ferdi Zeyrek Başkanımız sayesinde oldu. 20-30 topladım. Savaştım, mücadele ettim" dedi. Mesir macununun tarihi Türkiye’de Kırkpınar yağlı güreşlerinden sonra en eski gelenek olan Mesir Festivali, 484 yıl önce ortaya çıktı. Amansız bir hastalığa yakalanan Yavuz Sultan Selim’in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan, Sultan Camisi Külliyesi’nde idareci olarak görev yapan devrin ünlü hekimi Merkez Efendi’nin 41 çeşit baharatın karışımıyla hazırladığı mesir macunuyla şifa buldu. Hafsa Sultan, hastalığa şifa olan macunun her nevruz günü halka saçılmasını istedi. O günden sonra her yıl mesir macunu saçılarak bugün 484 yılı bulan bir gelenek haline geldi. Mesir macununun hazmı kolaylaştırıcı, kuvvet verici, cinsel uyarıcı, iştah açıcı, yorgunluk giderici, zehirli hayvanların zehirlerine karşı bağışıklık kazandırıcı özelliği yanı sıra birçok derde şifa olduğuna inanılıyor. 41 çeşit baharat Şifalı mesir macunu içinde yer alan 41 çeşit baharat ise şöyle: "Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, Hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarıhalile, vanilya, darı fülfül, kakule, havlıcan, hıyarşembe, safran, kimyon, çam sakızı, mürsafi, meyan balı, zulumba, limon kabuğu, portakal kabuğu, deve dikeni tohumu, keten tohumu, keçiboynuzu, udi hindi, ısırgan tohumu, akbiber, üzüm çekirdeği, hayıt tohumu, biberiye, funda yaprağı, melisa otu, karahalile."
İstanbul 59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun ödül töreni yapıldı Bu yıl 59. kez düzenlenen ve İstanbul etabı ile noktalanan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda kazanan sporcular ödüllerini düzenlenen törenle aldı. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Gençlik ve Spor Bakanlığının destekleriyle Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından bu yıl 59. kez gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu tamamlandı. Organizasyonun 8. ve son etabı olan İstanbul - İstanbul etabında yağmurlu hava etkili oldu. Yağış sonrası yolların kaygan olması sebebiyle 8. etap nötralize edildi. Yarışın ardından bitiş noktası olan Sultanahmet Meydanı’nda ödül töreni düzenlendi. Tırmanış klasmanı ve Türkiye güzellikleri klasmanını lider tamamlayarak hem kırmızı hem de beyaz mayonun sahibi olan Bike Aid takımından Alman bisikletçi Vinzent Dorn’a ödüllerini İstanbul Vali Yardımcısı Ünal Kılıçarslan, Türk Hava Yolları adına Yunus Özleyen ve Spor Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Veli Ozan Çakır verdi. Sprint klasmanını lider tamamlayarak Yeşil Mayo’nun sahibi olan Danimarkalı Tobias Andresen ise madalya ve ödülünü Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Safa Koçoğlu’ndan aldı. Turkuaz Mayo Frank van den Broek’in 59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nu zirvede tamamlayarak genel klasman birincisi olan Dsm-Firmenich PostNL takımının Hollandalı sporcusu Frank van den Broek aynı zamanda turkuaz mayonun da sahibi oldu. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ve Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, genel klasman birincisi Frank van den Broek, ikinci olan Eritreli Merhawu Kudus ve üçüncü olan Büyük Britanyalı Paul Double’ın ödül ve madalyalarını takdim etti. Takımlar genel klasmanının şampiyonu Q36.5 Pro Cycling Team’in ödüllerini de Bakan Bak ve Başkan Müftüoğlu verdi.