EĞİTİM - 21 Nisan 2018 Cumartesi 00:08

“Eğitimden Bir Kare” fotoğraf yarışması

A
A
A
“Eğitimden Bir Kare” fotoğraf yarışması

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, eğitimciler olarak şiddete maruz kaldıklarını belirterek, “Önemli günlerden geçiyoruz.

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, eğitimciler olarak şiddete maruz kaldıklarını belirterek, “Önemli günlerden geçiyoruz. Çünkü millet olarak bazı hasretlerimiz biraz köreliyor. Şiddet eğitimciye yöneldiyse bundan daha ötesi yoktur. Onun için bunun tekrar etmemesi açısından yasal düzenleme çağrısında bulunuyoruz” dedi.


Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) tarafından tertiplenen “Eğitimden Bir Kare” fotoğraf yarışmasında dereceye giren isimler için tören düzenlendi. Cermodern Sanat Galerisinde düzenlenen programa Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve çok sayıda davetli katıldı.


Hayatı kolaylaştırmanın ve ülkeyi savunmanın en kolay yolunun eğitimden geçtiğini vurgulayan Ali Yalçın, “Irak’ta, Suriye’de ve başka birçok ülkede yakıcı, yıkıcı etkileriyle kötülük tohumları ekilirken biz burada Irak’ta ilk kurulan yerin Bağdat Kütüphanesi olduğu bilinciyle sesimizi bu kez resimlerle yükselttik. Hayatı kolaylaştırmanın ve ülkeyi savunmanın en güzel yolu eğitimdir gerçeğinden hareketle ‘Eğitimden Bir Kare’ başlığıyla birçok başlığı bir araya getirdik” ifadelerini kullandı.


Sanatın her bir alanının insanın bir yeteneğini terbiye ettiğini belirten Yalçın, sanatın ister hareket, ister ses, ister ışık, söz, renk veya kelimeyle icra edilsin, toplumun en zengin manevi gerçekliğini yansıttığını söyledi.



“İnsanlar duyduklarını unutuyorlar ama gördüklerini asla unutmuyorlar”


Görsel yolla iletilen mesajların zihinde kalıcı etkiler bıraktığına işaret eden Yalçın, şunları söyledi:


“Bakmakla görmek ayrı şey, bir gazetenin üçüncü sayfasında cinayet haberini görüp, ondan Suç ve Ceza’yı yazan Dostoyevski o gazeteye bakan yüz binlerce insanın görmediğini görebiliyor. Bakmakla görmek arasındaki fark bu anlamda önemli. İnsanlar duyduklarını unutuyorlar ama gördüklerini asla unutmuyorlar. Görsel yolla iletilen mesaj, daha sarsıcı, daha kalıcı, daha kavrayıcı. Onun için bizi ilk bakışta yakalayan, tam da içimizden tutan, düşündüğümüz ve düşünemediğimiz mesajı en ince ayrıntısına kadar bize aktaran fotoğraflara rastlıyoruz bazen. “Fotoğrafçılık sadece deklanşöre basmak değil” tespiti hakikaten doğru bir tespit.”



“Eğitimciler olarak şiddetle imtihan ediliyoruz”


Son yıllarda artan eğitimcilere yönelik şiddet olaylarına değinen Yalçın, “Eğitimciler olarak şiddetle imtihan ediliyoruz. Önemli günlerden geçiyoruz. Çünkü millet olarak bazı hasretlerimiz biraz köreliyor. Şiddet eğitimciye yöneldiyse bundan daha ötesi yoktur. Onun için bunun tekrar etmemesi açısından yasal düzenleme çağrısında bulunuyoruz” dedi.


Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, eğitimin sadece dört duvar arasında, sınıflarda ve okullarda verilemeyeceğini aktardığı konuşmasında, “Spor salonları, sanat alanları, resim atölyeleri, tiyatro ve sinema salonları da birer eğitim kurumudur. Çocuklarımız sportif faaliyetlerle nasıl ki bedenlerini terbiye ediyorlarsa kültür ve sanat faaliyetleriyle de düşüncelerini ve duygularını terbiye edeceklerdir. Halis emellerle hazırlanan, sunulan sanat ve kültürel programlar, milletine, devletine ve değerlerine bağlı nesiller yetiştirmemize büyük katkı sağlar. Evlatlarımızın başarılı bir öğrenci olabilmesi kadar milletinin değerlerini, özgeçmişini özümsemesi, gelenek ve göreneklerine bağlı ve her alanda kendini gelişmiş bir insan olarak yetiştirmesi de bizim için elzemdir” diye konuştu.



“Eğitimcilerimize, öğretmenlerimize şiddeti kınıyoruz”


Ali Yalçın’ın bahsettiği eğitimcilere yönelik şiddet olaylarının önlenmesinde Milli Eğitim Bakanlığı olarak daha fazla görünür olmaları gerektiğini söyleyen Erdem, “Eğitimcilerimize, öğretmenlerimize şiddeti kınıyoruz. Bakanlık olarak da daha görünür olmamız gerektiğini düşünüyoruz. İnşallah bu her alanda demokratikleşme ve insan hakları adı altında sapkınlıkların önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız” ifadelerini kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.