EĞİTİM - 31 Mayıs 2018 Perşembe 10:03

ATÜSEM 1,5 yılda 590 kişiye sertifika verdi

A
A
A
ATÜSEM 1,5 yılda 590 kişiye sertifika verdi

Atılım Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (ATÜSEM) Müdürü Ömer Kayasaroğlu, ’’2017’den itibaren 15 farklı branşta 26 dönem eğitim planladık.

Atılım Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (ATÜSEM) Müdürü Ömer Kayasaroğlu, ’’2017’den itibaren 15 farklı branşta 26 dönem eğitim planladık. Yaklaşık 1,5 yıllık sürede 590 kişiye sertifika verdik’’ dedi.


Eğitim merkezi ile ilgili bilgiler veren ATÜSEM Müdürü Ömer Kayasaroğlu, ’’ATÜSEM üniversitemizden yaklaşık 10 yıl sonra 2006 yılında kuruldu. ATÜSEM’in temel amacı üniversitemizin akademik veya projeler dışındaki eğitimlerin tasarlanması, planlanması, organize edilmesi ve belirli kalite standartları çerçevesinde sertifika sahibi kişilere ulaşmasını hedeflemektedir’’ ifadelerini kullandı.


Sertifika programları, mesleki gelişim eğitimleri, kişisel gelişim eğitimleri, online eğitimler ve kurumsal eğitimler verdiklerini ifade eden Kayasaroğlu, “Sertifika programlarından bahsedersek 45 saat ve üzerindeki akademik ve sektörden gelen eğitimcilerle verdiğimiz programları sertifika programları olarak adlandırıyoruz. Bu programlarda belirli bir ölçme değerlendirme olduğu, kişilerin eğitim sonunda başarılı ya da başarısız olarak neticelendirildiği, eğitim çıktısı olarak da mesleklerinde katma değer oluşturduğu programları sertifika programları olarak adlandırıyoruz. Bunun dışında daha kısa süreli olarak verdiğimiz eğitimlerimizi de mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri olarak kategorize ediyoruz. Kişilerin bireysel olarak niteliklerini arttırırken kariyerlerine de ufak bir katma değer oluşturan eğitimlerdir. Bunlar genellikle 6 ile 18 veya 24 saat arasında değişen eğitimlerdir. Bu eğitimlerde diğerlerinden farklı olarak belirli ölçme ve değerlendirme çok fazla olmaz. Kişilere en büyük kazanımı belirli bir katma değer oluşturmasıdır. Bunların yanında online eğitimlerimiz var. Önümüzdeki sene bununla ilgili olarak üniversitemizin uzaktan eğitim koordinatörlüğüyle planladığımız eğitimler. Bunları daha çok içinde insan faktörünün olmadığı eğitimler olarak açmayı düşünüyoruz. Günümüzde artık özellikle psikoloji ve sosyolojik alanlarda uzaktan eğitim modeliyle eğitimler verilmekte ve bu açıkçası gerek bizce, gerekse eğitmenlerimizce çok uygun görülmemekte. Bu eğitimlerin içinde insan faktörü olduğu için birebir etkileşimle interaktif eğitim olması gerekiyor. Bunun dışındaki eğitimlerden birkaç tanesini online eğitim olarak vermeyi düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Son olarak kamu veya özel sektörden gelen eğitim taleplerini karşılıyoruz” diye konuştu.


ATÜSEM’in eğitim kadrolarının nasıl oluştuğundan bahseden Kayasaroğlu, ’’Daha önce yalnızca üniversitemizin akademisyenlerinden oluşan eğitmen kadrosuyla eğitimleri verirken daha sonra gelişen dünyayı da göz önünde bulundurarak üniversitemizin akademisyenlerine ilave olarak sektörde bulunan profesyonelleri de eğitim kadromuza dahil ettik. Bunları yaparken belirli kriterlerimiz var. Akademisyenlerimizi seçerken en az doktora seviyesinde ve alanında en az 5 yıllık bir yetkinlik olmasını prensip olarak belirliyoruz. Sektördeki eğitmenlerin de ulusal veya uluslararası çaptaki firmalarda en az 10 yıllık yöneticilik veya eğitim tecrübesi bulunması gerekiyor’’ şeklinde konuştu.


Kayasaroğlu, eğitimde kaliteyi iki parametrede ele aldıklarını ifade ederek, “Birincisi, eğitmenlerimizin niteliğinin yüksek olması. İkincisi de katılımcıların memnuniyetlerinin yüksek olması. Katılımcıların memnuniyetlerini şu şekilde baz alıyoruz, 2017’den itibaren açtığımız eğitimlerde yaklaşık 26 dönem eğitim planladık. Bunların her birinde katılımcılara memnuniyet anketleri düzenledik. Bu anketlerin sonucunda da gerek ortalama yönden, gerek idari yönden gerekse teknik eğitsel yönden 10 üzerinden 8.6 gibi bir puan marjımız var. Dolayısıyla verdiğimiz eğitimlerde en büyük hedeflerimizden birisi de genel memnuniyet ortalamasının bu marjın altında kalmaması’’ değerlendirmesini yaptı.


Kayasaroğlu, konum olarak avantajlı olduklarını ve çok tercih edilmelerinin nedenlerinden birisinin de bu olduğunu düşündüğünü kaydetti.



’’Yaklaşık 1,5 yıllık sürede 590 kişiye sertifika verdik’’


Tamamlanan ve devam eden eğitim faaliyetleriyle ilgili konuşan Kayasaroğlu, ’’Sürekli eğitim merkezimiz 2006’da kuruldu fakat Atılım’ı 2017’den itibaren yaptık. 2016’da üç dönem arabuluculuk eğitimi planlamıştık, bir de üniversitemizin hazırlık sınıfı öğrencilerine İngilizce atlatma programları düzenlenmişti. 2017’den itibarense 15 farklı branşta 26 dönem eğitim planladık. Yaklaşık 1,5 yıllık sürede 590 kişiye sertifika verdik. Bu eğitimler genel olarak hukukçular için arabuluculuk eğitimleri vardı, psikologlar ve sosyologlar için aile danışmanlığı ve pozitif psikoterapi eğitimleri planladık. Bunun dışında iş sağlığı güvenliği uzmanları için yüksekte çalışma eğitici eğitimiyle birlikte yangın eğitici eğitimleri planladık’’ dedi.


Eğitim programlarından bahseden Kayasaroğlu, şu anda devam eden iki eğitimlerinin olduğunu kaydederek, ’’Birincisi pozitif psikoterapi. Yaklaşık 200 saatlik bir program. Bunun dışında aile danışmanlığı eğitimimiz var, ikinci dönemi devam ediyor. Önümüzdeki ay o da tamamlanacak. 2018-2019 yılı eğitim faaliyetlerinde de bir farklılık oluşturmak istiyoruz. Önümüzdeki sezonda üniversitemiz Adalet Bakanlığı tarafından hukukçular için bazı eğitimlerde yetkilendirilmiştir. Uzlaştırmacı eğitimi, arabuluculuk eğitimi ve bilirkişilik eğitimleri olarak. Bu eğitimleri vermeye devam edeceğiz. İlave olarak pozitif psikoterapi, aile danışmanlığı, masal terapisi, oyun terapisi gibi sosyoloji, psikoloji veya PDR mezunları için yeni programlar açmayı tasarlıyoruz. Bir farklılık söz konusu olacaksa eğer bu sene bizim yeni pilotaj bölümümüz açıldı. Onlarla beraber Türkiye’de ilk kez bir üniversite tarafından açılacak bir programı başlatmayı düşünüyoruz. Bu da uçuş korkusunu yenme. Uçuş korkusu ve fobisi olan kişilerle ilgili bir program bu. Pilotaj bölümü hocalarımızla beraber teorik eğitim, psikolog desteği ve sonunda da direkt uçuşun gerçekleştirilmesi şeklinde bir program düşünüyoruz. Eylül Ekim aylarından itibaren faaliyete geçireceğiz. Bunun dışında online eğitimleri faaliyete geçireceğiz’’ dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da “Daltonlar” suç örgütüne yönelik “Mahzen-37” operasyonları: 14 şüpheli yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’un Kağıthane Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir, Bahçelievler, Küçükçekmece ve Beşiktaş ilçelerinde “Daltonlar” suç örgütüne yönelik düzenlenen “Mahzen-37” operasyonlarında 14 şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, İstanbul’un Kağıthane Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir, Bahçelievler, Küçükçekmece ve Beşiktaş ilçelerinde elebaşılığını yurt dışı firar olan Beratcan Gökdemir’in yaptığı Daltonlar organize suç örgütüne yönelik operasyon düzenlendi. Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanan şüphelinin; Esenyurt ilçesinde 31.03.2024-05.04.2024 tarihleri arasında M.O.S., B.T. ve C.T. isimli 3 ayrı iş yerinin kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Beylikdüzü ilçesinde 31.03.2024 tarihinde E.B.G.R. isimli iş yerinin kurşunlanması eylemini yaptıkları, Başakşehir ilçesinde 02.04.2024 tarihinde B.S. isimli iş yerine el bombası atılması ve 14.04.2024 tarihinde iş yerinin kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Bahçelievler ilçesinde 04.04.2024 tarihinde P. ve C.C. isimli iş yerlerinin, 16.04.2024 ve 19.04.2024 tarihilerinde S.G.L. ve İ.P isimli işyerlerinin kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Küçükçekmece ilçesinde 22.04.2024 tarihinde 80. Yıl Parkı’nda kurşunlama eylemini yaptıkları, Bakırköy ilçesinde 16.04.2024 ve 25.04.2024 tarihlerinde G.B. isimli kuyumcunun kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Esenyurt ve Avcılar ilçelerinde 08.04.2024 ile 13.04.2024 tarihlerinde meydana gelen 4 adet ikamet ve iş yeri kurşunlama eylemini yaptıkları, Beşiktaş ilçesinde 05.04.2024 ile 11.04.2024 tarihlerinde 2 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs eylemini yaptıkları ve Esenyurt ilçesinde 12.04.2024 tarihinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemini yaptıkları tespit edildi. Operasyonlar sonucu, 1 adet AK-47 uzun namlulu tüfek, 3 adet tam otomatik tabanca, 2 adet çalıntı motosiklet ile çok sayıda balistik yelek ve kar maskesi el geçirildi.
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.