POLİTİKA - 14 Eylül 2018 Cuma 12:37

Hazineye ait tarım arazilerinin çiftçiye kiralanması

A
A
A
Hazineye ait tarım arazilerinin çiftçiye kiralanması

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Hazineye ait tarım arazilerinin çiftçiye kiralanmasına ilişkin, ’’Kira süresi sonunda çiftçilerimize bu arazileri satabileceğiz’’ dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Hazineye ait tarım arazilerinin çiftçiye kiralanmasına ilişkin, ’’Kira süresi sonunda çiftçilerimize bu arazileri satabileceğiz’’ dedi.


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğiyle “Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Çiftçiye Kiralanması’’ projesi hayata geçirilecek. Proje hakkında basın açıklamasında bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, ’’Bugün burada 218 bin çiftçimizi ilgilendiren, Tarım Bakanlığıyla birlikte yürüttüğümüz çalışmayı sizlerle paylaşacağız. 218 bin çiftçimiz yaklaşık ev halkına baktığımızda da yaklaşık 1 milyon kişiyi ilgilendiriyor bu çalışma. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle bakanlıklarımıza verilen görev kapsamında hızlı, etkin çalışma ve vatandaşımızın lehine Tarım ve Orman Bakanlığımızla birlikte bir çalışma yürüttük. Hazine arazilerinin kiralanması işini paylaşacağız’’ ifadelerini kulandı.



’’Kira süresi sonunda çiftçilerimize bu arazileri satabileceğiz’’


Son başvuru tarihinin 19 Kasım olduğunu vurgulayan Kurum, şöyle devam etti:


’’Çiftçiler bir mülkiyet sahibi olma noktasında bu arazileri kiralayıp akabinde bedeliyle satın alabilecekler. Arazilerin büyüklüğü yaklaşık 3 milyar 400 milyon metrekare araziyi ilgilendiriyor. Tarım arazilerini çiftçilerimize doğrudan ecrimisil bedelinin yarısı üzerinden on yıla kadar kiralanmasını sağlıyoruz. Kiralama yapılabilmesi için 31 Aralık 2017 tarihinden önce bu arazilerin 3 yıl süreyle kullanılmış olması gerekiyor. Bunun tespiti bakanlıklarımızca Milli Emlak Genel Müdürlüğü İl Müdürlükleri bünyesinde yapılmış olması gerekiyor. Başvuru tarihi itibariyle arazilerin fiilen kullanımının da devam etmesi gerekiyor. Arazilerin ecrimisil borcunun da olmaması gerekiyor. Kira bedeli nasıl hesaplanacak? Mevcuttaki ecrimisil bedeli bedelinin yarısı üzerinden. Kiranın yüzde 25’ini peşin, kalanını iki taksitle ödeyebilecek. Bunu ister hasat dönemlerinde, isterse de yıl sonunda tek seferde ödeyebilecek. Başvurularını Çevre Şehircilik İl Müdürleri bünyesindeki Milli Emlak Müdürlüklerimizde yapacaklar ve başvuruların son tarihi 19 Kasım 2018. Çiftçilerimiz arazilerini daha etkin, verimli şekilde kullanabilecekler. Kira süresi sonunda çiftçilerimize bu arazileri satabileceğiz. 10 yıl kiralayacaklar. Kira bedeli sonunda çiftçilerimiz isterlerse kira bedelini uzatabildiğimiz gibi bu arazilerin kendilerine doğrudan satışlarını da gerçekleştirebileceğiz. Bu araziler eğer belediye ve mücavir alan sınırları içerisindeyse Hazine arazilerinin rayiç bedelinin tamamı üzerinden doğrudan satabileceğiz. Taksitle ödenmesi halinde ise en fazla beş yılda on eşit taksitle vade farkı alınarak ödeyebilecek. Bu araziler eğer belediye ve mücavir alanı dışında ise rayiç bedelinin yarısı üzerinden bu arazileri doğrudan satın alabilecekler. Bu bedelleri vatandaşımız tamamını peşin ödemek istersen yüzde 20 indirim yapıyoruz, yarısını Pekin öderse yüzde 10 indirim yapıyoruz. Taksitli satışlarda ise 6 yılda 12 eşit taksitle bu satışları gerçekleştirebiliyoruz. Bakanlık olarak biz Hazineye ait atıl arazilerin mera vasfında gözüken ancak mera olmayan, ekonomiye kazandırılması gereken tüm arazilerle ilgili çalışmaları bakanlıklarla yapıp on günde bir kiralama, satış, sertifika işlemlerini sizlerle paylaşacağız.’’



’’Bu arazilerin yaklaşık 100 bin hektarı sulu tarım, 200 bin hektarı kuru tarım ve 40 bin hektarında da dikili ve örtü altı tarım yapılıyor’’


Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise devletin artık vatandaşıyla malını mülkünü paylaştığını belirterek, Hazineye ait izinsiz kullanılan tarım arazilerinin bundan sonra kayıt altına alınacağını belirtti. Pakdemirli, ’’İki bakanlığın bir araya gelerek oluşturduğu bir proje. Bu arazilerin yaklaşık 100 bin hektarı sulu tarım, 200 bin hektarı kuru tarım ve 40 bin hektarında da dikili ve örtü altı tarım yapılıyor. Bu bizim toplam arazilerimizin yüzde 5’i demek. Devlet artık vatandaşıyla malını mülkünü paylaşıyor. Yeni sistemin bir artısı olarak algılamak lazım. Hazineye ait izinsiz kullanılan bu tarım arazilerinin bundan sonra kayıt altına alınmış olacak. Çiftçilerimiz kardeşlerimiz kira bedelini ödeyerek tarım arazilerini ekip biçecek’’ şeklinde konuştu.



’’Toplam 218 bin çiftçimize yaklaşık 125 milyon lira destek veriyoruz’’


Bu arazileri kiralayan çiftçilerin de Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt olabileceklerinin altını çizen Pakdemirli, ’’Bu arazilerin mevcut durumunda halihazırda Çiftçi Kayıt Sistemi’ne dahil değil. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne dahil değilseniz Tarım ve Orman Bakanlığı içinde yok sayılırsınız. Çünkü çiftçi değilseniz, sistemde kayıtlı değilseniz destek alamazsınız, ucuz kredi alamazsınız, tarım sigortalarından faydalanamazsınız. ÇKS kayıtlı olabilecek hale mevzuatsal açıdan da getirdik ve çiftçi kayıt sistemine bu vatandaşlarımız kayıt olacaklar. Kullanıcılar arazinin verimini artıracak çeşitli alt yapı ve üst yapı yatırımlarını sulama, drenaj tesisi, arazi ıslahı, modern örtü altı tesisleri gibi yatırımları yapamıyorlardı. gibi yatırımları yapamıyorlardı. Çiftçilerimiz bundan sonra isterse araziyi satın alabilecek, istemezse de yatırımını arazisine değil tarımına yapacak. Suyuna, sulamasına, tohumuna, traktörüme yatırımını yapacak. Kayıt altına alınan araziler tarımsal desteklerden faydalanacak. Toplam 218 bin çiftçimize yaklaşık 125 milyon lira destek veriyoruz. Toplamda on yıllık süreçte çiftçinin cebine ek ve ilave olarak 600 milyon liradan daha fazla bir gelir artışı elde edilmiş olacak. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak verilen tarımsal desteklerle de çiftçinin hem kirasını ödüyoruz hem de cebine fazladan katkı sağlamış oluyoruz. Çevre Bakanının başlattığı bir inisiyatif bu. Biz de kendisine destek olmayı, devletin malını milletiyle paylaşmayı bir ilke edindik. Bu projenin yanında olmamız gerektiğini hissettik’’ açıklamalarında bulundu.


Açıklamadan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kurum, ’’Çiftçi toprağı satın aldıktan sonra eğer çiftçilik yapmak istemezse toprak ne olacak?’’ sorusuna, ’’Tarım arazisi neticede. Tarım arazisi olarak kullanmak zorunda. Tarımı desteklemek adına bunu yapıyoruz’’ yanıtını verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Debisi yükselen derede mahsur kalan aracı iterek kurtardılar Debisi yükselen derede mahsur kalan aracı olaya denk gelen doğa severler kurtardı. Çoğu AFAD ve Kızılay gönüllüsü olan ekip üyeleri, hızla olaya müdahale ederek dereye girip aracı kurtardı. Tokat Doğadaki Gezginler grubu üyeleri, Bozatalan eski köyü yakınlarında gerçekleştirdikleri haftalık yürüyüşlerinin ardından, kente dönmek için araçlarına bindi. Bu sırada grup üyeleri yağışlar nedeniyle debisi yükselen Gürün Deresi’nde mahsur kalmış bir otomobili gördü. Çoğu AFAD ve Kızılay gönüllüsü olan ekip üyeleri, olaya hemen müdahale etti. Dereye giren gönüllüler, otomobili sular altından iterek çıkararak yola devam etmesini sağladı. Bu anlar, cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Grup üyeleri, doğal güzellikleri keşfetmek ve çevreye duyarlı bir şekilde hareket etmek amacıyla düzenledikleri etkinliklerin yanı sıra, topluma faydalı olacak her türlü yardım ve müdahalede bulunmaya da devam edeceklerini vurguladı. “Dere içerisine girerek aracı kurtardık” Tokat doğadaki gezginler grubu üyelerinden Sabri Dikici, “Doğadaki gezginler Tokat ekibi olarak bu hafta ki yürüyüşümüzü Bozatalan eski köy arasındaki bölgede gerçekleştirdik. Yürüyüşümüz bittikten sonra dönüşe geçtiğimizde bir aracın Gürün Deresinin içerisinde gömülmüş olduğunu fark ettik. Ekibimizdeki birçok arkadaşımız zaten AFAD ve Kızılay gönüllüsüdür. Böyle bir olayla da karşılaşınca hemen aracımızı durdurup olaya müdahale ettik. Arkadaşlarımız dere içerisine girerek aracı dere içerisinden çıkarttılar ve araç yoluna devam etti” dedi.
Sivas Evli çift Kick Boks Dünya Şampiyonası’nda madalya hedefliyor Sivas’ta yaşayan Bora ve Gül Taştan çifti, 15-19 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan Kick Boks Dünya Kupası’nda derece almak için ter döküyor. Sivas’ta yaşayan Buğra ve Gül Taştan çifti streslerini atmak için arkadaşlarının tavsiyesi üzerine yaklaşık 2 yıl önce kick boks yapmaya başladı. Araştırmaları sonucu Muaythai ve Kick Boks Antrenörü Ekrem Aris ile tanışan çift hem spor yapıyor hem de günün stresini atıyor. Stres ve enerjilerini salonda atan çift evde ise hiç tartışmıyor. Birçok kişinin ‘Bu yaştan sonra bu spor yapılır mı?’ gibi olumsuz yorumlarına kulak asmayan çift, 2 yıldır yaptıkları sporun ardından Dünya kupası için yaklaşık 3 aydır antrenman yapıyor. Evli çift 15-19 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan Kick Boks Dünya Kupası’ndan madalyayla dönmek istiyor. “Dünya Kupası’na katılacağız” Buğra Taştan, eş olarak birlikte Dünya Kupası’na katılacaklarını ifade ederek, “Bir fiziksel aktivitemiz olsun istedik. Hem fitness olsun hem kardiyovasküler olsun. Bir kaç arkadaşımızın tavsiyesiyle Ekrem hocamızı bulduk. Onunla beraber Karı koca bu spora başladık. 15- 19 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak olan Kick Boks Dünya Kupası’na katılacağız. Aşağı yukarı iki senedir bu iş için çalışıyoruz. İnşallah başarılı oluruz” dedi. Olumsuz yorumlara aldırış etmediler Kendilerine karşı olumsuz yorumlara aldırış etmeden Kick boks yapmaya devam ettiklerini belirten Gül Taştan, “Sivas’ta çok hareket alan olmadığı için böyle bir yer arayışındaydık, daha önceden bir çok sporu yaptık. Kick Boks‘u denemek istedik. Daha sonrasında aşık olduk, şuan da bırakamıyoruz. Aslında biz bu işe tamamen spor amaçlı başladık ve oldukça ilerledik. 15 Mayıs’ta Dünya Kupası’na katılacağız. Ekrem hocamızın sayesinde bu işte oldukça ilerledik. Keyifli ve çok heyecanlı. Bu sporu yaptığımızı çok kimseye anlatmıyoruz. Çünkü zaman zaman hevesimizi kıranlar da oluyor, ‘Bu yaştan sonra yapılır mı, işte ne işiniz var’ gibi olumsuz yorum yapanlar da oluyor. Ama biz onlara kulağımızı kapatıyoruz ve devam ediyoruz. Gerçekten Ekrem Aris hocamız bu konuda duayen isimlerden ve burada çocukların kötü alışkanlıklar edinmemeleri, spor yapmaları gerçekten çok önemli” diye konuştu. Ekrem Aris: “İlk defa eş olarak müsabakaya götüreceğiz” Muaythai ve Kick Boks Antrenörü Ekrem Aris ise ilk defa bir çift ile şampiyonaya hazırlandıklarını belirterek, “Kickboks Federasyonu 2024 yılı faaliyet programında yer alan kick boks Word Cump yani Dünya Kupası İstanbul’da 15 ve 19 Mayıs tarihleri arası Tüyap‘ta yapılacak. Şu an Buğra bey ve eşi bu müsabakaya üç aydır hazırlanıyor ama kendileri iki senedir çalışıyorlar. Veteranlarda katılacaklar ama ikisinin de derece yapacaklarından çok eminiz. İlk defa böyle bir eş olarak müsabakaya götüreceğiz. İnşallah orada da ülkemizi en iyi bir şekilde temsil ederler” şeklinde konuştu.
Ankara Bakan Tekin: "Afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara’da gerçekleştirilen "Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi" açılışına katıldı. Açılışta konuşan Tekin, "Afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti. İçinde yaşadığımız çağda çok farklı afet türlerinin varlığına inanıyorum. Fitne, fesat ve fıskın yayıldığı bir dönemde eğitimcilerin bu afetin önüne geçerek, önlerinde olabileceğine inanıyorum" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli’nde gerçekleştirilen Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi açılışına katıldı. Açılışta konuşan Bakan Tekin, bütün paydaşların fiili dualarla yanlarında olmalarını beklediklerini söyleyerek, "Dışarıdan konuşarak, dışarıdan eleştirerek değil yaptığımız işlerde, attığımız adımlarda ‘fikrim var, katkı vermek istiyorum’ diye herkesi bir kez daha bu vesileyle birlikte hareket etmeye davet etmek isterim" diye konuştu. "İçinde yaşadığımız çağ tahmin edemediğimiz, öngöremediğimiz çok sayıda genel ifadesiyle afet diye tanımlanabilecek problemleri karşı karşıya bırakıyor bizi" diyen Bakan Tekin, "Afet tanımı da değişti doğal olarak. Bundan yıllar önce, on yıllar önce kullandığımız, afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti. İçinde yaşadığımız çağda çok farklı afet türlerinin varlığına inanıyorum. Fitne, fesat ve fıskın yayıldığı bir dönemde eğitimcilerin bu afetin önüne geçerek, önlerinde olabileceğine inanıyorum" ifadesini kullandı. Bakan Tekin, konuşmasının ardından salonda hazır bulunan öğretmenlerden Ramazan Demirbaş, Şeyma Deniz Aydoğan ve Ahmet Bayraktar’ın doğum gününü kutladı ve kendilerine düşüncülerini yazdığı bir mektup hediye etti.
Eskişehir Yeşil dünya hedefinde yenilenebilir enerjinin kritik rolü ve EPDK engeli Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Eskişehir Şubesi Başkan Yardımcısı Özgür Tekgöz, yenilenebilir enerji yatırımlarının Türkiye’deki mevcut durumunu değerlendirerek Eskişehir’deki kapasite sorununa dikkat çekti. Konuyla ilgili açıklama yapan TÜGİAD Eskişehir Şubesi Başkan Yardımcısı Özgür Tekgöz, "Gelecek nesillere sorumluluğumuz olan yeşil dünya hedefi için artan enerji talebinin karşılanmasında yenilenebilir enerji üretimi kritik bir rol oynamaktadır. Ülkemizdeki sanayicilerimiz, artan enerji fiyatları ve 2022 yılının şubat ayında açıklanan KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, yüzde 30 oranında vergi indirimi ve 6 yıl boyunca sigorta prim desteği gibi avantajların sağlandığı 4’üncü Bölge Destekleri sonrası Güneş Enerji Santrali (GES) yatırımlarına olan ilgilerini arttırdı. Türkiye’deki kurulu GES gücü 1 Mayıs 2024 itibarıyla 13 bin 608 GW olarak açıklandı" dedi. "Sürdürülebilirlik için yeşil mutabakat zorunluluk değil fırsattır" 2023 yılı ortasında sanayicilerin Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat Uyum sürecinde Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile tanıştıklarını ifade eden Tekgöz, "Bu mekanizma ile çevresel sürdürülebilirlik için karbon ayak izlerini içselleştirerek, uluslararası ticaretin iklim dostu bir perspektifle yönetilmesi hedeflendi. Sanayicilerimiz, GES yatırımları ile bu zorunluluğu fırsata çevirmeyi planlamaya başladılar. Sanayicilerimiz, yatırımlar sayesinde çatılarda GES kurulumlarını artırırken, trafo kapasiteleri nedeniyle 2023 yılının temmuz ayında EPDK tarafından başvurular durduruldu. Başvurular ancak 2024 yılının şubat ayında açıldı. Bu uzun süre ve sektördeki belirsizlik, sanayicilerin ve EPC firmalarının iştahını kaçırdı. EPDK, başvuruları 6 ay beklettikten sonra başvuru için sadece 21 gün süre vererek yatırımcılara bir zorluk daha çıkardı. İlgili kapasite sınırlamaları, en az 1 MW tüketime sahip olup 2 MWp gücün üstünde üretim santrali kurmak isteyenler için geçerli olsa da, bu güç ve altında başvurularda da trafo kapasitesi maalesef her zaman yeterli olamıyor. Öz tüketim mantığı ile kurulan bu santraller enerjiyi yerinde üretip tüketir iken şebekeye yük oluşturmamakta, aksine şebekenin yükünü hafifletmektedir. Ülkemizde yetmeyen kapasiteler nedeniyle sektörde kısmi olarak ’çantacı’ tabir edilen kişilerin ortaya çıkması ve bürokrasi engeli de sektörün cazibesini yitirmesine yol açmaktadır" şeklinde konuştu. "Açıklanan kapasiteler Eskişehir’in sanayi şehri olma yarışında engel" Öte yandan, 25 Ocak 2024’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yaptığı bir konuşmada ilerleyen süreçte 7.5 GW ek kapasite açıklanacağını duyurmasına da değinen Özgür Tekgöz, konuşmasına şöyle devam etti: "Akabinde, 8 Şubat 2024 TEİAŞ duyurusuna göre, ülke genelinde yenilenebilir enerji için ilk etap olarak 3.75 GW kapasite açıklandı. Bu kapasiteden Organize Sanayi Bölgesi (OSB) dahil Eskişehir için toplam 38 MW, Eskişehir OSB için sadece 15 MW kapasite açıklandı. Şehrimiz için verilen bu kapasite yetersiz kaldı. 30 Nisan 2024 tarihinde açıklanan rapora göre, Eskişehir OSB için kapasite tükendi bile. Enerji maliyetlerini ve karbon ayak izini azaltacak projelere engel olan bu yetersiz kapasiteler, ülkemizin ve şehrimizin rekabet gücünü negatif etkileyecektir. Ülke genelinde yetersiz olan bu kapasitelerin şehrimizde de yetersiz olduğu nettir. Şehrin vekilleri, sanayi odaları ve STK’lar tarafından ek kapasite talebi veya 2’nci etap kapasite açıklamasında daha yüksek güçte kapasite talebi ile şehrin sanayicilerinin hakkının aranması gerekmektedir."