GENEL - 20 Eylül 2018 Perşembe 09:50

Dünyanın en uzun içme suyu tünel hattı tüneli gün sayıyor

A
A
A
Dünyanın en uzun içme suyu tünel hattı tüneli gün sayıyor

Gerede’de Ankara İçme Suyu 2.

Gerede’de Ankara İçme Suyu 2. Merhale Projesi Gerede Sistemi’ni inceleyen ASKİ Genel Müdürü Cumali Kınacı, ’’Bu projeyle elektrik tüketmeyeceğiz, elektrik üreteceğiz’’ dedi.


ASKİ Genel Müdürü Cumali Kınacı Başkent’in su ihtiyacını karşılamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşası gerçekleştirilen“Ankara İçme Suyu 2. Merhale Projesi Gerede Sistemi”ni yerinde inceledi. Bolu Gerede Işıklı Regüratörü ile Ankara Çamlıdere Barajı arasında su taşıyacak 31 bin 592 metre uzunluğundaki isale hattı, dünyanın en uzun içme suyu tünel hattı olma özelliğine de sahip olacak. İlk olarak Gerede’ye bağlı Ümitköy’den başlayan tünel hattını ziyaret eden Kınacı, ’’Proje 2007 yılında başladı aslında ama planlama çok daha öncesine dayanıyor. 2007’den sonra buranın inşaatına DSİ tarafından başlandı. Burası yaklaşık 32 km uzunluğunda bir tünelden oluşuyor ve zor bir bölge. Zor bölge olduğu için tünel açma süresi uzadı ama şu anda 1270 metrelik bir mesafe kaldı, 32 km. Bunun da Aralık ayına kadar DSİ tamamlamayı planlıyor. Ocak’tan itibaren de Ankara’ya su veren Çamlıdere Barajı buradan beslenecek’’ ifadelerini kullandı.


’’Özellikle kış aylarında yağacak kar ve bahar aylarındaki yağışların etkisiyle Çamlıdere Barajı’na büyük ölçüde su gideceğini düşünüyoruz, yıllık ortalama 229 milyon metre küp’’


’’2050 yılına kadar buradan verilen su ve mevcut barajlardan alınan suyun Ankara’nın su ihtiyacına yeterli olacağı düşünülüyor’’ diyen Kınacı konuşmasına şöyle devam etti:


’’Çamlıdere Barajı büyük bir baraj ancak şu ana kadar doluluk oranı. yüzde 50’nin üzerine pek çıkmadı. Çok yağışlı havalarda, kar yağışının çok fazla olduğu yıllarda buradan verilecek sular Çamlıdere Barajında birikecek. Çamlıdere Barajı tam dolduğu zaman Ankara’nın 3 yıllık su ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede. Özellikle kış aylarında yağacak kar ve bahar aylarındaki yağışların etkisiyle Çamlıdere Barajı’na büyük ölçüde su gideceğini düşünüyoruz, yıllık ortalama 229 milyon metre küp. Yaklaşık olarak 1 milyon 250 metre küp su alındığını düşünürseniz sadece buradan bir yıllık verilecek su uzun bir ihtiyacı karşılayacak demektir. Bunun dışında Ankara’ya su veren Kurtboğazı, Çubuk Barajları da var. Bunların tamamını düşündüğünüz zaman çok uzun süreli kurak dönemler hariç Kızılırmak suyuna ihtiyaç kalmayacağını düşünüyorum. Ankara’nın suyu kalite açısından kaynak suyuna yakın olacak. Kızılırmak suyunda sülfat oranı Dünya Sağlık Örgütü’nü verilerinin altında olmakla birlikte suyun içilebilirliğini olumsuz etkiliyordu. Buradan gelecek su çok daha içilebilir su niteliğinde olacak. Bitimine 1270 metre yani 1,27 km mesafe var. 30 km’den fazla tünel açılmış durumda şu an. Dünyanın en uzun içme suyu tüneli burası. Bunu başarmak kolay değil. Burada çok farklı jeolojik yapılar var. Bunları başarıyla geçmek kolay değil ama bunu başardılar. DSİ’yi tebrik ediyorum.’’


’’Bu projeyle elektrik tüketmeyeceğiz, elektrik üreteceğiz’’


Buradan gelecek su ya da sağlıklı hale getirmek için çalışmalar yapılıyor. Bu kapsamda yapılan çalışmalardan birisi de Gerede’nin suyunu kolektörle uzaktan getirip arkada arıttıktan sonra sulamak noktasının aşağısından su deresine vermek. Yani arıtılmış olsa dahi bizim suyumuza Gerede’nin atık suyu karışmayacak. Aynı şekilde Gerede’nin Organize Sanayi Bölgesi atık suları buraya gelmeyecek, onlar da su alma noktasının daha alt kesiminde dereye verilecek. Bunun dışında bu havzanın korunması için, kaliteli olarak kalabilmesi için havza koruma planları hazırlamaya başladık. Bu plan çerçevesinde alınması gereken tedbirler tek tek belirleniyor. Burada sadece Gerede değil Dörtdivan ilçesi var. Ona bağlı yerleşimler var. Orada da alınacak tedbirler belirlenecek ve onlarla ilgili yatırımlar yapılacak. Şu anda DSİ Genel Müdürlüğü tarafından suyun bu kolektörle alt tarafa doğru getirilmesi çalışmaları bitmek üzere. Ayrıca artıma tesisi de yapılacak.Biz Kızılırmak’tan su almak için pompaları kullanıyoruz ve yıllık enerji maliyemizin 2017’de 208 milyon TL’ydi. Bu yıl 300 milyon TL’yi bulacak. Eğer buradan suyu götürmeye başlayacak olursak bu maliyetten kurtulmuş olacağız Aynı zamanda 101 metre yüksekliğindeki bir düşüden hidroelektrik enerji üretimine geçmiş olacağız. Yani bu projeyle elektrik tüketmeyeceğiz, elektrik üreteceğiz. 2019’da bunun inşaatını yapmayı planlıyoruz’’ şeklinde konuşu.


Gerede Belediye Başkanı Mustafa Allar, ’’Ankara’nın içme suyunun bölgemizden temin edilmesi bizleri mutlu ediyor. Bu havzaya zarar verecek atıklarla ilgili istişarelerimizi tamamladık. Evsel artıma tesisleri irsaliye hattı devam ediyor. Tez zamanda ileri biyolojik artıma tesisleri de DSİ tarafından yapılacak biz de Gerede Belediyesi olarak bunu işletme taahhüdünde bulunduk. Aynı zamanda bu çalışma sadece Ankara’nın içme suyu kapsamında kalmayarak bölge lokasyonunda da gelir ıslahını birlikte tamamlamış olacağız’’ açıklamalarında bulundu.


Son olarak Çamlıdere’deki tünelin inşaat alanını ziyaret eden Kınacı, ’’Şu anda Gerede Tüneli’nin çıkış noktasında bulunuyoruz. Bu suyu sürekli olarak alıyoruz. Şu anda Ankara kullanıyor. Bu tünel 32 km. Çapı da oldukça büyük yani dünyanın sayılı tünellerinden birisi. Bu tünel sayesinde Ankara su ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayacak. Tünelin açılması oldukça zor oldu ama sona yaklaşıldı. 1276 metrelik bir mesafe 2018’de tamamlanacak. Tamamlamaya müteakip Çamlıdere Barajı’nda su birikmeye başlayacak. Şu ana kadar hiçbir iş kazası olmadan tünel tamamlanıyor’’ değerlendirmelerinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Üniversite öğrencilerinden Filistin ve Doğu Türkistan’a sessiz destek Bartın Üniversitesi (BARÜ) öğrencileri, düzenledikleri sessiz yürüyüşle Filistin ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Öğrenci Konseyi ile öğrenci toplulukları tarafından ’’Sessiz Yürüyüş’’ organize edildi. Yürüyüşe üniversitenin akademik ve idari insan kaynağı da destek verdi. BARÜ Kutlubey Yerleşkesi Eğitim Fakültesi önünde toplanan kalabalık, ellerinde Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki Gölet alanına kadar yürüdü. Grup, ellerinde Türkçe ve İngilizce, “Bu Zulme Sessiz Kalma”, “Filistin ve Doğu Türkistan’da Yaşanan Katliamları Kınıyoruz”, “Soykırıma Hayır”, “İnsanlık Ölmesin” ve “Nehirden Denize Özgür Filistin” yazılı dövizler taşıdı. Öğrenciler ayrıca İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarına tepki göstermek için ABD’de Filistin dayanışma gösterisi düzenleyen öğrenciler ve akademisyenlere de destek verdi. Filistinli öğrencilerin de yer aldığı yürüyüşte açıklama yapan BARÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ömer Faruk Çalap, “Bartın Üniversitesi öğrencileri olarak Doğu Türkistan ve Filistin’de yaşanan zulme karşı birlik oluyoruz. Bu coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulmü kınıyor ve bu zulme karşı sesimizi yükseltiyoruz” dedi. İnsan haklarına saygı gösterilmesi için uluslararası toplumun acil adımlar atması gerektiğini de dile getiren Çalap, "Doğu Türkistan ve Filistin’deki insan hakları savunucularına yönelik baskılar sona erdirilmelidir. İfade özgürlüğünün garanti altına alınması için uluslararası toplum sözde değil, özde harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı. Yoğun bir kalabalık eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş İsrail sorununun bir sonucu olarak Filistin’de yaşanan savaşa ait 2 dakikalık ses kaydının dinlenmesinin ardından son buldu.
Malatya Bakan Özhaseki: "Öyle sağlam evler yapacağız ki huzurla evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını ifade ederek, "Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki başkanlığında Malatya’da İl Koordinasyon Kurulu toplantı. Büyükşehir Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen koordinasyon kurulunda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 14 ay önce ülkenin büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, “Bin yıllık Anadolu’daki serüvenimiz de, belki de başımıza gelebilecek en büyük felaket buydu. Bundan önce nice harpler, darbeler, sıkıntılar, zorluklar depremler yaşandı ama bunun kadar hasar bırakan büyük bir afeti görmedik. 9 saat arayla 2 tane şiddetli deprem, çok uzun süreli deprem hem de kadim şehirlerimizin birkaç kilometre altından geçen bir deprem. Bundan 18 tane ilimizde etkilendi aslında. Birkaç bin konut yıkılan illerimiz de var. Toplamda depremden etkilenen 18 ilimiz var. 14 milyon insanımız zarar gördü, 680 bin konutumuz yıkıldı, 170 binde iş yerimiz, depolarımız ağıllarımız yıkıldı. Dile kolay söylemesi çok kolay 850 bin bağımsız birim haliyle maddi hasar çok fazla, 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasarı ölçecek bir alet daha icat olmadı. Her evde acı tütüyor, her evde gözyaşı var” dedi. Bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını da ifade eden Özhaseki, “Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki inşallah deprem olmaz ama olursa hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” ifadelerine yer verdi. Malatya’da çarşı merkezinde zemin ile ilgili yaşanan sıkıntıya da değinen Özhaseki, “Depremden 2-3 ay sonra valilik karşısındaki çarşıda işe başlayalım dedik. Dikkat ediyor musunuz hala orada fore kazık çakmaya devam ediyoruz, hala zemini temizlemeye devam ediyoruz. Mesela Kahramanmaraş’ta şehrin ortasında giden bir cadde var, fay hattı geçiyor. Azerbaycanlı kardeşlerimiz bin tane konut yaptıralım dediler, işe başlayacağız tam 40 milyon dolarlık fore kazık ihalesi yaptık. Aylarca fore kazık çaktık” dedi. Hükümetin birinci gündeminin halen deprem bölgesi olduğuna da değinen Bakan Özhaseki, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bize ilk sorduğu soru ‘Depremde hasar gören illerimizde durum nedir? Hayat normale dönüyor mu? İnşaatlar yolunda gidiyor mu? Başka taraftan bakıldığı zaman da maliyedeki sıkı para politikasını size de takip ediyorsunuz. Bakanımız Mehmet Şimşek Beyin itiraz etmediği tek harcama kalemi var o da depremde ki yapılan harcamalar. Onun dışında bilin her bir iş takip ediliyor, burada da işlerimiz çok şükür yolunda gidiyor” ifadelerine yer verdi. Deprem bölgesinde yaklaşık 390 bin deprem konutunun inşaatının başladığını ifade eden Bakan Özhaseki, Türkiye genelinde 400 bin civarında hak sahibinin olduğunu söyledi. 4 bin 333 köyde köy evi yaptıklarını ifade eden Özhaseki, “Bin 240 tane şantiyemiz var, oralarda bin 110 bin kişi çalışıyor. İlk etapta 76 bin kadar konutu teslim ettik. Haziran, Temmuz’la birlikte her ay 10-15 e 20 bin konutu da teslim etmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Malatya’da da hak sahipliği kadar inşaata başladıklarını ifade eden Özhaseki, “Bugün arkadaşlarımız yine Büyükşehir Belediyesinde toplandılar. Yeşilyurt, Battalgazi Belediye Başkanlarımız, yardımcıları, teknik ekipleri oradalardı. 8-10 bin eksiğimiz var tespit edilen yerleri gösteriyorlar. Daha çok da şehirlerimizin içinde yapalım istiyoruz, merkezde yapalım istiyoruz. Onları da bir an önce projelendireceğiz. Zaten ihaleyi yaptıktan sonra da en fazla bir sene gibi süre de bitiyor. O konutlarımız da hak sahiplerine teslim ederiz. Bütün hesabımız gelecek senenin ortalarında, güze kadar konutunu alamamış bir vatandaşımız kalmasın istiyoruz, iş yerlerini alamamış bir tek vatandaşımız kalmasın istiyoruz. Bugün de Malatya’mızda şu ana kadar yaptığımız konutlar ne alemde, bundan sonra ne kadar eksiğimiz var, neler yapabiliriz, sizlerin bize söyleyecekleri var mı veyahut şunu yaparsanız daha iyi olur diyeceğiniz şeyler var mı? Bütün bunları konuşmak için önce kendi içimizde belediyede teknik bir toplantı yaptık. Şimdi de sizlerle bir araya geliyoruz” diye konuştu. Önlerinde seçimsiz bir süre olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Bu süre içerisinde biz çalışarak gayret edip Malatya’mızı eski haline döndürmek için uğraşıyoruz. İnşallah bunu başarırız, buna gücümüz yeter arkadaşlar” şeklinde konuştu. Bakan Özhaseki’nin konuşmasının ardından Malatya’da deprem sonrası güncel durum ve inşaat çalışmaları ile ilgili sunuma geçildi. Basına kapalı olarak devam eden toplantı soru-cevap kısmı ile son buldu.
Batman Öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla hayata döndüren öğretmen o anları anlattı Batman’da nefes borusuna simit kaçan öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla kurtaran öğretmen, o anları anlattı. Batman Borsa İstanbul Ortaokulunda teneffüste yediği simit soluk borusuna kaçan bir öğrenci nefessiz kaldı. Bu sırada koridorda nöbetçi Matematik Öğretmeni Levent Döndü, öğrencisinin boğazını sıktığını ve nefessiz kalarak kıvrandığını fark etti. Döndü, "Heimlich" manevrası ile öğrencisine müdahale etti. O anları İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Matematik öğretmeni Levent Döndü, nöbet esnasında koridorda gezdiği esnada öğrencisinin nefes alamadığını gördüğünü, fark ettiğini söyledi. Hemen koşarak müdahale ettiğini belirten Döndü, "Öğrenci tam tıkanmıştı nefes alamıyordu okulumuzun böyle bir sorunla karşılaşması bizi tabii ki üzdü. Her öğretmen arkadaşımın yapacağı gibi ben de müdahale ettim. Batman Milli Eğitim il Müdürlüğü ilk yardım eğitim merkezinden almış olduğumuz eğitimler sayesinde çocuğumuza Heimlich manevrasını uyguladık. Çocuğumuzu hayata geri döndürdük bir şeye vesile olduk. İlk yardımında ne kadar önemli olduğunu, ilk yardım merkezinin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Sağlık eğitim ile alakalı tüm eğitimleri öğretmen arkadaşlarımız ile birlikte alıyoruz. Aldığımız eğitimlerde Heimlich manevrası sayesinde çocuğumuza biraz faydamız dokundu” dedi. Burada çocuklara sadece eğitim öğretimin dışında her alanda, her anlamda sahip çıktıklarının bir işareti göstergesi olduğunu aktaran Döndü, "Çocuklarımızın gerek psikolojik gerekte sosyolojik gerekte bu şekilde hayati durumlarında her zaman öğretim başta olmak üzere canla başla hepimiz çocuklarımızın yanındayız. Aydınlıyım 5 yıldır Batman merkez Borsa İstanbul ortaokulunda görev yapıyorum matematik öğretmeniyim. Çocuğun durumunu görünce onu ilk başta kurtarmam gerektiğini aklıma geldi hızlı bir şekilde hemen manavlarımızı yaparak çocuğu kurtardık. Çocuğu kurtardıktan sonra odaya götürdük çok güzel bir his bir duygu yaşadım. Özelikle sonrasında elim ayağım titredi çok üzüldüm. Görüntüyü izledikten sonra daha da etkilendim. Olayın üzerindeyken soğukkanlılıkla kalabildim. İlk yardımın hayati yönlerinden birisi de bu zaten soğukkanlı kalabilmektir. Tüm bireylerin tüm vatandaşların herkesin bu eğitimi almalarını düşünüyorum. Hayatın her alanında her zaman karşımıza çıkıyor. Umarım hiçbir zaman hiçbir çocuğumuza vatandaşımıza böyle bir durum yaşanmazdır. Ertesi gün aile geldi okula kalabalık bir şekilde teşekkür ettiler, ben de duygulandım onlar da duygulandı. Çocuğumuz teneffüslerde yanıma geliyor sarılıyor, bana diyor öğretmenin size hayatımı borçluyum ama aslında biz onlara gelecek borcumuz var. Elimizden geldiğince çocuklarımıza en güzel geleceği sunacağız en güzel imkanları sağlayacağız. Çocuklarımızı yeni bir hayata en güzel şekilde hazırlamaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Yaşadığı korku dolu anları anlatan 5. sınıf öğrencisi E.K, "Teneffüs çalmıştı o an arkadaşımla konuşurken simit parçası boğazımda kaldı. O an öğretmenler odasında doğru koşarken Levent hocam bizim katta nöbetçiydi ve beni kurtardı. Hocamı çok seviyorum ve ona çok teşekkür ediyorum. Öğretmenler odasına yakın bir arada tam tıkandım ve o sıra hocam yardımıma koştu ve kurtardı. O an çok korkmuştum Levent hoca sağ olsun beni kurtardığı için sonrasında korkmadım" diye konuştu.