GENEL - 21 Eylül 2018 Cuma 12:05

Esnafa HalkKart dopingi

A
A
A
Esnafa HalkKart dopingi

Yenimahalle Belediyesi’nin hizmete soktuğu HalkKart sıkıntı içindeki esnafa can suyu oldu.

Yenimahalle Belediyesi’nin hizmete soktuğu HalkKart sıkıntı içindeki esnafa can suyu oldu. Yüz bin Yenimahalleliye ulaşan hemşerilik kartı HalkKart’a 700 firma ve küçük esnaf da destek veriyor.


İlçede ekonominin canlanması, alıcı ve satıcının bir araya getirilmesini amaçlayan ve özel indirimler içeren HalkKart’a destek veren esnaf, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ı ziyaret ederek teşekkür etti. Berberden dolmuşçusuna, taksicisinden, emlakçısına kadar yaklaşık 60 dükkan sahibini makamında kabul eden Yaşar, “Esnaf ve sanatkar bu ülkenin omurgasıdır. Yerli üretime önem vereceğiz. Şuan ekonomik anlamda zor bir süreçten geçiyoruz. Sizlerin sıkıntılı olduğunun farkındayım. Yenimahalle’de kapanan dükkan açılan dükkan sayısından fazla. Durum içler acısı. Ama umutsuzluğu kapılmayacağız. Hep birlikte el ele vererek aşamayacağımız hiçbir engel yok" dedi.


Ekonomik dalgalanma nedeniyle zor günlerden geçtiklerini söyleyen esnaflar ise, “Yenimahalle’de bir sıkıntımız yoktu. Gayet işlerimiz yolunda gidiyordu. Hatta Yenimahalle Belediyesi olarak işlerin canlanması, vatandaşların indirimli alışveriş yapması için HalkKart’ı uygulamaya koydunuz. Müthiş bir projeydi. İşlerimiz artmıştı. Ama şuan piyasalardaki durum yüzünden mutluluğumuz kısa sürdü. İnşallah düzeleceğiz” diye konuştu.


Ziyaretin sonunda Başkan Yaşar, misafirlerine Yamaçevler Kentsel Dönüşüm Projesini minyatür üzerinden gösterdi. Başkan Yaşar, minyatür yapıyı çok beğenen ve fotoğraflarını çeken esnafa “Yenimahalle’de gecekonduyu tarihe gömeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’nin en yenilikçi milli teknolojileri görücüye çıktı YTÜ Yıldız Teknopark bünyesinde bulunan YTU Innovation Hub, mobilite alanında Türkiye’nin en yenilikçi teknolojilerini sergilediği bir lansmana ev sahipliği yaptı. Otonom araçlardan yerli otomobillere, teslimat araçlarından yapay zeka destekli tarım araçlarına ve ikonik Devrim Otomobilinin elektrikli versiyonuna kadar uzanan geniş bir yelpazede ürünler, global çapta girişimci firmaların imzasıyla görücüye çıktı. Girişimciler, Türk teknolojisinin geldiği noktayı ve geleceğe yönelik vizyonunu gözler önüne sererek büyük takdir topladı. Girişimciler için yüksek teknolojik ürünlerin ticari çıktılara dönüştürüldüğü, akademik ve teknik ekibin bir araya gelerek güçlü bir sinerjinin oluşturulduğu YTU Yıldız Teknopark bünyesindeki YTU Innovation Hub’ta üretilen ve geliştirilen projeler basın lansmanı ile tanıtıldı. Donanım ağırlıklı ürünleri ve iş fikrini hayata geçirmek isteyen tüm girişimcilerin ihtiyaç duydukları prototipleri üretebilmeleri için gerekli altyapıya ev sahipliği yapan YTÜ Innovation Hub bünyesindeki girişimciler, teknoloji alanında dünya ile yarışacak yerli ve milli ürünlerini etkinliğe katılan basın mensuplarına tek tek anlatma fırsatı buldu. Lansman, Türkiye’nin girişimcilik ve inovasyon alanındaki potansiyelini gözler önüne sererken, sualtı araçlardan savaş teknolojilerine katkı sağlayacak sistemler, otonom araçlardan Türkiye’nin ikinci yerli otomobili ve tarımsal verimliliği arttıracak olan insansız çiftçi dostu araçlar gibi birçok proje aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji gelişimine ışık tutmayı hedefliyor. “Yeni yatırımlara ilk tohumları ekiyoruz” Donanımsal AR-GE yapmak, girişimcilerini geliştirmek ve yatırımcı bulmak isteyenleri buluşturdukları bir ortam oluşturduklarını söyleyen YTÜ Yıldız Teknopark Müdürü Orhan Tanışman, “Aslında burası yıllardır var. Birçok girişimciye yardımcı oluyor. Ama şimdi tüm projelerin hepsini tek bir çatı altında topladık. Nihayetinde ortada bir fikir varsa bu fikrin projeye dönüşmesi gerekiyor. Bu projeyi dönüştürebilmek için ciddi yazılımlara ve onları modelleme yapacak olan altyapıya da ihtiyaç var. O da burada yapılmakta. Sonrasında belli bir model ve proje ortaya çıktıktan sonra, bunun parçalarının üretilmesi gerekir. Parçaların üretimi de burada yapılıyor. Görmüş olduğunuz talaşlı imalattan, kart dizgin makinesine varıncaya kadar onun prototipini ve yapılacak olan parçaları da üretebiliyorsunuz” dedi. Projeler için 9 adet garajın olduğunu da aktaran Tanışman, “Garajın içerisinde projelere belli bir süre veriyoruz. O süre zarfında garajda istediği prototipi girişimci hayata geçirebiliyor. Yani üç boyutlu hale getirebiliyor. Sonrasında ise tabii ki bunun ticarileşme süreci başlıyor. Ticarileşmeyle ilgili olan kısımda da yapılması gerekenlerden bir tanesi yatırımcıya bunu anlatabilmek. Yani siz ürünü ortaya koymuşsunuz, çalıştığını göstermişsiniz. Bu sefer yatırımcının kapısını çalıyorsunuz. Burada bizim Teknopark olarak bir farkımız var. Girişim sermayesi yatırım ortaklığımız ile bugüne kadar 14 girişime yatırım yaptık. Bugüne kadar 14 girişime yatırım yaparak burada bulunan 3 girişime de finansman sağladık. Bu da farklı yatırımcıların da bu adreslere güvenerek yatırım yapmasını sağlıyor.” diye konuştu. “0’dan 100’e kadar tüm ekosistemin ihtiyacını Innovation Hub olarak sağlıyoruz” Ürünün finansmanını bulduktan sonra asıl buluşması gereken yerin global pazar olduğunu söyleyen Tanışman, “Yani Türkiye’nin ihtiyacına göre ürünleri ürettiğimiz gibi globale satılabilecek olan ürünleri de üretmeye çalışıyoruz. Yıldız Teknopark o noktada onlara Londra, Dubai, Taşkent, Şikago, Amsterdam, Berlin ve Riyad gibi lokasyonlarda bu ürünlerini oraya götürüp yatırımcıyla ve pazarla buluşması imkanı sağlıyor. Gördüğünüz üzere 0’dan 100’e kadar tüm ekosistemin ihtiyacını Innovation Hub olarak bir toplanma merkezi oluşturmuş olduk” şeklinde bilgilendirmelerde bulundu. İlk yerli ve milli araç olan devrim otomobilini yeniden teknoloji ile buluşturdular Tanıtımda ilgi çeken projelerden bir tanesi de yeniçağa uygun elektrikli ve otonom “Devrim Otomobili” oldu. Girişimci şirketlerden Hayal Otomotiv Teknoloji şirketi CEO’su Furkan Değirmenci YTÜ proje garajlarından birinde faaliyetini yürüttükleri Devrim Otomobilinin üretim sürecini anlattı. Değirmenci, “Burada görmüş olduğunuz araç Devrim Otomobilinin aslında elektrikli bir replikası. Biz esasında Türkiye’nin bu saatten sonra yüksek teknoloji alanında asla yolda kalmayacağını bu genç güruhla beraber devam edeceğini vurgulamak amacıyla bu arabayı yaptık. Bizden sonra gelen veya üniversiteden yeni mezun olan arkadaşlar bu araç üzerinde hem donanımlar geliştiriyorlar hem de yazılım testlerini yapabiliyorlar. Bizim için bir kobay olarak kullandığımız platform oldu. Bundan önce de yine benzinli bir araçta yine otonom sürüş testlerimizi yapmıştık. Bunda da yine hem sesli asistan desteği hem de şehir içi ulaşımında konforu odaklayan bir sürüş dinamiği oluşturmaya çalıştık” şeklinde konuştu. Uzaktan kumandalı su altı dronu ile hedef bilimsel çalışmaları hızlandırmak Sualtı teknolojisi üzerinde çalışan ve bu çerçevede projeler üreten Lenta Marine firması kurucu ortağı Enes Gazi Korkmaz, lansmana özel 500 metreye kadar inebilen insansız uzaktan kumandalı su altı dronu aracını tanıttı. Arama kurtarma çalışmalarından, bilimsel araştırmalara kadar pek çok alanda kullanılabilecek olan drone ile ilgili Korkmaz, “Sualtı araçları, sualtında gözlem, arama kurtartma, numune alma, bilimsel araştırmalar gibi birçok faaliyet alanlarında kullanılabilir. Bilimsel araştırmalarda sualtı araçları daha çok kullanılacak. Hem bilimsel hem de petrol doğalgaz aramalarında bu araçlar dünya üzerinde aktif olarak kullanılmakta. İlerleyen aşamalarda daha fazla derinliğe ulaşılacak. Ülkemiz denizlerini düşündüğümüzde ortalama 3-4 bin metre derinlikler söz konusu. Bizim de hedefimiz bu derinliğe inecek araçlar üretebilmek. Sonrasında da yurtdışına açılıp satışlar da yapmayı hedefliyoruz. Şu ana kadar 7 adet sattık. Sayısız kiralama ve hizmet operasyonlarına katıldık” dedi. 120 milyon dolar AFARA Pamuk Robotu ile yerde kalmayacak Dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan bir diğer proje ise tarımda tasarruf ve sürdürebilirlik açısından çiftçilerin yüzünü güldürecek cinsten. Pamuk hasatı sonrasında yerde kalan en az yüzde 5’lik pamuğun bile hesabının yapıldığı pamuk toplama aracının aslında milyon dolarları bulan bir tasarruf sağladığını söyleyen AFARA Tarım Robotu CEO’su ve makine mühendisi Ömer Muratlı, “Makinemiz, pamuk hasatı sonrasında yere dökülen minimum yüzde 5 kadar pamuğu görüntü işleme teknolojisi ve mekanik gömülü sistemleri ve bunun üzerinde de yapay zeka algoritmalarını da kullanarak yerdeki pamuğu toplayan bir robot. Dünyada benzeri olmayan, patentleştirilmiş bir robot aslında. Bunun haricinde tarla ile alakalı bazı kritik verileri de kullanarak rekoltenin arttırılmasını sağlayan sürdürebilirlik anlamında karbon ve su ayak izinin de azaltılmasını sağlayan aynı zamanda da pamuk arzının da artmasını sağlayan bir robot diyebiliriz. Bütün dünyada akademik çalışmalarla kanıtlanmış bir veri var. Yüzde 5 kalan minimum pamuk yani hasadın tamamı tarladan toplanamayabiliyor. Bu da bir tarlada yüzde 95 iken başka bir tarlada yüzde 90 ya da 85 olabiliyor. Yüzde 5 minimum yere döküldüğü için Türkiye’de 120 milyon dolarlık, dünya üzerinde de 3 buçuk milyar dolarlık pamuk yerde kalıyor. Ve bunların sadece yüzde 20 ile 30 arası bir kısmı işçilerle beraber toplanabiliyor. Tarla testlerimizde hedefimiz yüzde 95 ile 100 arasına ulaşmak” dedi. Teknopark bünyesindeki mühendislik öğrencileri de yıllardır araç üretiyor Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği 3’üncü sınıf öğrencisi ve aynı zamanda YTÜ Racing Takım Lideri olan Efe Kırlar ise 2011 yılından bu yana araç ürettiklerini ve teknopark bünyesinde birçok başarıya imza attıklarını söyledi. Ürettikleri 9. İçten yanmalı aracı lansmanda ziyaretçilere tanıtan Kırlar, her yıl 2 araca kadar ürettiklerini söyleyerek, “2011 yılından bu yana biz araç üretmeye devam ediyoruz. Şimdiye kadar 9 içten yanmalı 2 adet elektrikli araç ürettik. Şuanda 3. Elektrikli araç üretimine devam ediyoruz. Son üç yıldır her sene 2 araç üretip yarışa katılıyoruz. İddialıyız, şimdiye kadar başarılarımız da oldu. Bu 9. aracın da bizim için özelliği Cumhuriyetin 9. Yılına özel 29 Ekim’de lansmanını yapmıştık. O yüzden farklı bir değeri var. Ayrıca üstten bakıldığında da Türk Bayrağı şeklinde gözüküyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Adıyaman ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ Adıyaman’da tanıtıldı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin eğitim sisteminde yeni bir dönemin başlangıcı olan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ tanıtım toplantısı Adıyaman Valiliği Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya, İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun, il ve ilçe milli eğitim müdürleri, okul müdürleri, öğretmenler, veliler, sendika ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Toplantıda, ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin temel prensipleri, içeriği ve uygulama planı hakkında detaylı bilgiler sunuldu. Ayrıca, modelin farklı eğitim kademelerinde nasıl uygulanacağı da ele alındı. İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun, Türkiye’nin 21. yüzyılda küresel bir güç olma hedefine ulaşmasında kritik rol oynayacak olan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin önemini vurgu yaparak, modelin, ezberci bir yaklaşım yerine beceri, muhakeme ve eleştirel düşünme yetilerine dayalı bir eğitim sistemi sunduğunu belirtti. Ali Tosun, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin, zihinsel, sosyal-duygusal, fiziksel ve ahlaki alanları içeren bütüncül bir yapıda becerilerin gelişimini ele aldığını ifade etti. Modelin, öğrenci profili, beceriler çerçevesi, erdem-değer-eylem modeli, sistem okuryazarlığı ve alana ait bilgi kümeleri gibi bileşenlerden oluştuğunu söyleyen Tosun, “Adalet, hikmet, merhamet, iyilik, doğruluk, çalışkanlık, faydalı olmak ve güzellik gibi değerler üzerinde yükselen bir medeniyet mirasına sahip olan milletimiz, Türkiye Yüzyılı’nda eğitim adına kararlı adımlarla geleceğe hazırlanmaktadır. Türk eğitim sistemi bütün ideolojilerin üstünde milli bir şahsiyetin oluşumuna katkı sağlamak ve milli bilince sahip şahsiyetlerden oluşan bir toplum oluşturabilmek adına ahlaklı, erdemli; milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş bilge nesilleri hedefliyor. Model, uzun soluklu bir çalışmanın ürünüdür. Yeni müfredatın önümüzdeki eğitim-öğretim yılından itibaren kademeli olarak okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda uygulanmaya başlanacak” dedi. Sunumların ardından, katılımcılar ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ ile ilgili soru ve görüşlerini dile getirdi.
Mersin MERCEK’te kuaförlük kursu başladı Kadın ve genç istihdamını artırmak için verdiği kurslara hız kesmeden devam eden Mersin Büyükşehir Belediyesi, Halkkent MERCEK Meslek Edindirme ve Eğitim Merkezi’nde kuaförlük kursu ile zanaat öğrenmek isteyenlere kapılarını açtı. Kuaförlükten bahçıvanlığa, İngilizce dil eğitiminden hasta-yaşlı bakım hizmetlerine, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğinden temel makyaj eğitimine kadar bir dizi kursa ev sahipliği yapan kurs merkezinde belgelerini alanlardan kimileri kendi iş yerini açarken kimileri de belediyede iş bulma şansı yakaladı. Bine yakın kursiyeri mezun ettiklerini söyleyen Halkkent MERCEK sorumlusu Latife Eşiyok, “Biz genelde istihdama yönelik kurslar açarak vatandaşlarımızın daha çok iş sahalarına yönlendirmeyi amaçlıyoruz. Halkkent’teki vatandaşlarımız şehir merkezindeki vatandaşlarımıza oranla daha dezavantajlı kesimde kalıyorlar. Biz de bu hizmeti ayaklarına getirerek daha çok insana ulaşıyoruz, özellikle kadın istihdamına yönelik kurslarımızı daha çoğaltarak yardımcı oluyoruz” dedi. Kursların bitmesinin ardından kursiyerleri Kariyer Merkezine yönlendirdiklerini söyleyen Eşiyok, “’Teksin Mersin’ uygulaması üzerinden her ayın 15 ve 20 tarihleri arasında hangi kursları açtığımızı paylaşıyoruz. Bu şekilde vatandaşlarımız online olarak bize başvuru yapabiliyorlar” diyerek, online başvuru yapamayanların da kurs merkezine gelerek başvuru yapabileceğini söyledi. Eşiyok, “Biz daha çok kurs açarak, daha çok vatandaşımıza ulaşmaya ve istihdamı artırmaya yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu. “Kursiyerlerimiz çok şanslı” Sabah temel makyaj eğitimi, öğleden sonra ise fön çekim tekniklerini gösterdiklerini söyleyen eğitmen Türkan Şahgül, “Öğrencilerimizi yetiştiriyoruz, kuaförde neler yapılıyorsa burada da öğrencilerimize öğretmeye çalışıyoruz. 12 kursiyerimiz devam ediyor. Bütün eğitimleri alıyorlar” ifadelerini kullandı. Ustalık belgesi almak için 832 saat eğitim alınması gerektiğini söyleyen Şahgül, “Kursiyerlerimiz bu konuda çok şanslı. Normalde bu tarz kursları özel ve çok yüksek ücretlerde veriliyor. Çok memnunuz, bize böyle güzel hizmetleri sunduğu için Büyükşehir Belediyesine teşekkür ediyorum” diyerek, kurslardan mezun olup iş yeri açan kursiyerlerinin de olduğunu belirtti. “Neden geleceğin kuaförlerinin Halkkent MERCEK’ten çıkmasını istemeyelim?” Uzun zamandır MERCEK’te kurslara katıldığını söyleyen Kerem Akıllıok, güler yüzlü bir ekipten aldığı eğitimden çok memnun olduğunu vurguladı. Kuaför olmayı hayal ettiğini söyleyen Akıllıok, “Neden geleceğin kuaförlerinin Halkkent MERCEK’ten çıkmasını istemeyelim? Buradan Vahap Başkanımıza böyle bir kursu Halkkent bölgesinde bize sağladığı için çok teşekkür ediyorum. Çünkü bir tık daha şehirden uzakta kalıyoruz. Ulaşım tabii ki de her yere var ama bu tarz bir kurs yerini buraya açtığı için ayrıca teşekkür ederiz” diyerek, bu kursların bitiminde kuaför olmayı hayal ettiğini ve ilerde kendi iş yerini açacağını söyledi. “Tarak tutmayı bile bilmezken şu an fön çekebiliyoruz” Kendisi için bu kursların inanılmaz bir fırsat olduğunu vurgulayan Emine Özdoğan ise “Kursun açıldığını duyunca hemen başvurdum. İyi ki de katılmışım. Gerçekten bir ev hanımının gelip kendini geliştirebileceği güzel bir kurs. Hocalarımız sağ olsun bu konuda bize çok yardımcı oluyor. Tarak tutmayı bile bilmezken şu an fön çekebiliyoruz, makyaj konusunda yine öyle fırça tutmayı bilmezken şuan öğreniyoruz. Kendimizi daha çok geliştireceğiz ve eğitmenlerimiz bu konuda üzerine düşen her şeyi yapıyor, üzerimize çok düşüyorlar” sözlerine yer verdi. Kurslardan yararlanmak isteyen kadınlara seslenen Özdoğan, “Evde televizyonun karşısında vakit geçirmek yerine burada gelip kendimizi geliştirebiliriz. Bulunmaz bir fırsat. Teksin üzerinden başvurularını yapabilirler” dedi.
Gaziantep Sürücü 9 kişinin öldüğü kazayı hastalığına bağladı Gaziantep’in İslahiye ilçesinde beton tankerinin yolcu minibüsüne çarptığı ve 9 kişinin öldüğü, 11 kişinin yaralandığı kazanın ardından tanker sürücüsü Mehmet Göğüş’ün ifadesi ortaya çıktı. Göğüş, hızının 70-80 kilometre arasında olduğunu ve tansiyon hastası olduğunu ifade ederek gözlerinin karardığını söyledi. Gaziantep’in İslahiye ilçesinde beton tankerinin yolcu minibüsüne çarptığı ve 9 kişinin öldüğü, 11 kişinin yaralandığı kazanın ardından her iki sürücünün ifadeleri ortaya çıktı. Tanker sürücüsü Mehmet Göğüş, hızının 70-80 kilometre arasında olduğunu belirtirken minibüs sürücüsü Latif Örs, “Kamyon o kadar hızlıydı ki lastikleri yerden kesilerek adeta uçarak bize doğru geliyordu” dedi. “Tansiyon hastasıyım gözlerim karardı” Tanker sürücüsü Mehmet Göğüş, "Narlı ilçesinden Kalesan firmasına ait araçla firmaya ait beton maddesini yükleyerek İslahiye’de bulunan Güçlü beton firmasına saat 11.00 civarında boşalttıktan sonra Pazarcık ilçesine doğru giderken ne alkol kullandım ne de uykusuzdum. Yola çıktıktan 5 dakika sonra gözlerimin karardığını hatırlıyorum. Ben tansiyon hastasıyım düzenli olarak ilaç kullanırım. Kalp, şeker, tansiyon hastalıkları mevcuttur. Araçtaki hızım 70-80 kilometre arasındaydı. Rahatsızlandığımı düşünüyorum hiçbir şey hatırlamıyorum” ifadelerini kullandı. “Kamyon adeta uçarak bize doğru geliyordu” Minibüs sürücüsü Latif Örs ifadesinde, “27 K 5127 plakalı yolcu minibüsünde Hatay yolu istikametinde ilerlerken ağabey mevkiinde karşı şeritten hızla beton mikser aracının bize doğru yaklaşmakta olduğunu gördüm. Kamyonun hızı o kadar yüksekti ki lastiklerin yerden kesildiğini gördüm. Araç uçar vaziyette bize doğru geliyordu. Durumu fark eder etmez aracı sağa doğru kırdım. Kaçmaya çalıştım ancak kaçamadık. Trafik kurallarına uygun şekilde hareket ettim” dedi