GENEL - 30 Aralık 2011 Cuma 13:19

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ:

A
A
A
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ:

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Irak sınırındaki olaya ilişkin, "Ne olursa olsun 35 kişinin hayatını kaybettiği bir olayın mutlaka soruşturulması gerekir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen Bursa Yüksek Hızlı Tren Projesi’nin imza töreninin ardından çıkışta gazetecilerin sorularını cevapladı. Arınç, dün Irak sınırında meydana gelen ve 35 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin, olayın fevkalade üzücü olduğunu söyleyerek, konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’nın ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in yaptığı açıklamalara dikkat çekti.
Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasına göre her olaydan sonra adli ve idari soruşturmanın başlatıldığını ve bunun doğal olduğunu ifade eden Arınç, "Terörist mi yoksa kaçakçı mı oldukları ya da zaman zaman gidip sigara ve mazot kaçakçılığı yapan şahıslar mı olduğu konusunda bir tartışma var. Ne olursa olsun 35 kişinin hayatını kaybettiği bir olayın mutlaka soruşturulması gerekir" dedi.
"Bir insanı hayatını kaybetmesinden daha üzüntü verici ne olabilir" diyen Arınç, "Biz olayın hem adli boyutunun mutlaka incelenmesini ve soruşturulmasını hem de idari bakımdan bir hata var mıdır, bir ihmal var mıdır bunların soruşturulmasını bekliyoruz. Bunların sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşacağız" ifadelerini kullandı.
"HATA VARSA SONUÇLARINA KATLANIRLAR"
Başbakan Yardımcısı Arınç, "Muhalefetten istifa çağrıları var. Hükümet özür dilesin çağrıları var. Bunların nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna, "Yas ilan edebilirler bu insani bir olaydır. Ama bu olayı vesile bilerek Türkiye’nin güvenliğini bozabilecek hiçbir davranışa girmemek, katılmamak gerekir. Olayın insani boyutuna bakmamız lazım. Çünkü Türkiye terörle mücadele ediyor. Bu mücadele sırasında bu ve buna benzer olaylar yaşanmış olabilir. Eğer bir ihmalin, bir kusurun, bir kastın içindeyse mutlaka
bunu yapanlar ortaya çıkarılır. Sonuçlarına katlanırlar. Bunun dışında olaya bir siyasi boyut vermek ve bu boyut üzerinden hükümete yüklenmek doğru değildir diye düşünüyorum. Ama elbette bir bakanımızın sorumluluğundan bahsediliyorsa bunu muhalefet partileri gündeme getirebilir ve elbette Meclis içerisindeki denetim mekanizmalarını çalıştırabilir. Bildiğiniz gibi sınır dışında bir olay 35-40 kişiyi kapsayan bir olay, insansız hava araçlarıyla yer bildirilen bir olay ve hava kuvvetlerine bağlı uçaklar
tarafından bir bombalama var. Bundan dolayı İçişleri Bakanının sorumluluğu nedir, doğrusu bunu ileri süren arkadaşlardan bunu da öğrenmek isteriz. Hepimiz adli ve idari soruşturmanın sonuçlarını beklemeliyiz" şeklinde cevapladı.
EMEKLİ MİLLETVEKİLLERİNİN MAAŞLARINA YAPILAN ZAM
Emekli milletvekillerinin maaşlarına yapılan zamma ilişkin değerlendirmede bulunan Arınç, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanımızın herhalde bir maddeyi tekrar görüşülmek üzere Meclis’e gönderdiğini biliyoruz. Çok ibret verici sonuçlar ortaya çıkıyor. Çok kısa bir süre önce Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine ilişkin bir kanun değiştirilmişti. Bu kanun değişikliği 4 partinin imzalarıyla ve kanun teklifiyle geldi. Bu kanun teklifi kabul edildi. Sayın Cumhurbaşkanı ölçülü ve caydırıcı olmadığı için bir kez daha görüşülmek üzere veto etmişti. Bu geri gönderme üzerine muhalefet partisi liderlerinin
Cumhurbaşkanımız için söylediklerini kimse unutmadı. Bugüne kadar niye hiç göndermedin de bunu gönderiyorsun, neden bizim işimize karışıyorsun, adete Cumhurbaşkanımızı eleştiri bombardımanına tutmuşlardı. Şimdi de aynı muhalefet liderlerinin haline bakınız. Birisi mektup yazıyor, öbürü de rica da bulunuyor, ’aman ne olur bunu geri gönderin’ diye. Birincisini geri göndermişti üzerine çullanmışlardı. Şimdi ikincisini geri göndersin diye rica da bulunuyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanımız hukuka bağlı bir insandır, hukukçuları var. Her kanun tasarı ve teklifini imzalarken mutlaka anayasaya uygunluk bakımından, diğer yasalar bakımından da bir inceleme yapmaktadır. Bu kez de gördüğümüz gibi sağda solda konuşulanların hiçbirisine, sadece siyasi boyutuyla değil hukuki boyutuyla da bir karar verdi. Bundan sonra Meclis ne yapar derseniz. Biliyorsunuz bu sözümden sonra dilim yanmıştı. Dolayısıyla Meclis gerekeni yapar dersem herhalde en güzel cümleyi kurmuş olurum."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir