GENEL - 19 Ekim 2018 Cuma 18:12

II. Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Kongresi düzenlendi

A
A
A
II. Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Kongresi düzenlendi

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Türk Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu ve Sakarya Üniversitesi iş birliğiyle Arnavutluk’un başkenti Tiran’da 2.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Türk Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu ve Sakarya Üniversitesi iş birliğiyle Arnavutluk’un başkenti Tiran’da 2. Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Kongresi (OSARK) düzenlendi.


17 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti Tiran Büyükelçisi Murat Ahmet Yörük, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Tiran Üniversitesi Filoloji Bölümü Dekanı Sabri Laçi, OSARK Dönem Başkanları Prof. Dr. Arif Bilgin ve Prof. Dr. Eva Hyskaj Tafili tarafından gerçekleştirilen açış konuşmalarının ardından, Prof. Dr. İdris Bostan’ın konferansıyla başlayan etkinlikte 3 gün boyunca 20’den fazla oturum ve 4 panel gerçekleştirildi. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ile Yunus Emre Enstitüsü’nün desteğiyle, Osmanlı idari ve sosyal yapısına dair güncel çalışmaların paylaşıldığı kongreye farklı ülkelerden 120’ye yakın akademisyen katıldı.


Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, etkinlikte yaptığı açıklamada, Anadolu coğrafyasıyla Balkanlar arasındaki tarihi ve kültürel bağların gücüne vurgu yaptı. Osmanlı Devleti dağılırken Arnavutların Osmanlı Devleti’nden kopmadığını, koparıldığını söyleyen Turan, "Türk vatanı olmasından itibaren Anadolu’nun bir bakıma büyük bir ağacın sağlam kökleri olduğunu düşünecek olursak Balkanlar da bunun ana köklerinden birisidir. Diğer ana köklerinden birisi Suriye ve Irak, birisi de Kafkaslar’dır" dedi.


İngiliz düşünür Arnold Toynbee’ye atıfla dünya tarihinde üç büyük devletten bahsedilebileceğini söyleyen Turan, bunlardan ikisi olan Roma İmparatorluğu ile Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’da büyüyen devletler olduklarına dikkat çekti. Üçüncü büyük devlet olan Birleşik Krallık’ın Çanakkale’de yaşadığı yenilgiye işaret eden Turan, Balkanlar’ın önemine şu sözlerle vurgu yaptı:


"Bir bakıma İngiliz İmparatorluğu dünya devletine gitmek isterken yine Balkanlar üzerinde yenilgiye uğramıştır. Yani Balkanlar’ın böyle tarihi derinliği vardır. Politik değeri çok üstündür."


"Bunalan, sıkılan, tehlikeler içerisinde olacak bir dünya geliyor. Türkiye devleti ve Balkan milletleri ile devletleri olarak bu büyük tehlikeye karşı bir araya gelmek zorundalar. Tarihten gelen bu kökleri canlandırarak burada siyasi, sosyal yapıları da Türkiye Cumhuriyeti ile biraz daha yaklaştırmak hedefindeyiz" diyen Turan, kongrenin de Osmanlı’nın Balkanlar’daki derin tarihi izlerini ve geleceğe ilişkin konuları ele almak hedefiyle gerçekleştirildiğini dile getirdi.


Tiran’da bulunan Yunus Emre Enstitüsü’nü de ziyaret eden Turan, Enstitü Müdürü Ömer Demirbaş’tan buradaki çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Enstitü’deki Türkçe dersine katılan Turan, Yunus Emre Şeref Defterini de imzaladı ve Enstitü personeline çalışmalarında başarılar diledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.