POLİTİKA - 13 Kasım 2018 Salı 12:10

2019 Merkezi Yönetim Bütçe görüşmeleri

A
A
A
2019 Merkezi Yönetim Bütçe görüşmeleri

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, tuz tüketimine yönelik olarak, "Günlük tuz tüketimimiz kişi başı 12 gramdan 10 gramın altına düşse de henüz Dünya Sağlık Örgütünün tavsiye ettiği 5 gramın iki katıdır.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, tuz tüketimine yönelik olarak, "Günlük tuz tüketimimiz kişi başı 12 gramdan 10 gramın altına düşse de henüz Dünya Sağlık Örgütünün tavsiye ettiği 5 gramın iki katıdır. Bu seviyeyi düşürebilmek için gıda sektörüyle birlikte tuz azaltma yol haritamızı oluşturduk” dedi.


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri devam eden 2019 Merkezi Yönetim Bütçe görüşmelerine katıldı ve sunum yaptı. Bakan Koca, Sağlık Bakanlığının sağlık hizmetleri ve hizmet birimlerinin sayısını arttırmanın yanında nitelikli sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine de önem vermediğini belirterek, "Bu hizmetleri şu anda 894 hastane, 7 bin 950 aile sağlığı merkezi, 2 bin 700’e yakın 112 acil sağlık istasyonu ve önemli bir eksiği tamamladığına inandığımız 171 Toplum Ruh Sağlığı Merkezi ile sunmaktadır. Bakanlığımızın gelecek vizyonu doğrultusunda şehir hastanesi/üniversite işbirliği ile oluşturulacak mükemmeliyet merkezleri, kaliteli ve özellikli sağlık hizmetleri ile Ülkemizi uluslararası sağlık turizminin ve sağlık eğitiminin önemli markaları arasına sokacaktır. Hekim sayımızı OECD ülkeleri ile karşılaştırdığımızda nüfus başına düşen hekim sayısının düşük olduğu dikkat çekmektedir. 100 bin kişiye 351 hekimin düştüğü OECD ortalamasına karşı ülkemizde 186 hekim düşmektedir” ifadelerini kullandı.


Obezite merkezlerinin standartlarını belirlediklerini kaydeden Bakan Koca, “Mevcut 34 Obezite Merkezine 2019 yılında 30 tane daha eklemeyi hedefliyoruz. Obezite Merkezleri Bilim Komisyonu oluşturduk. Obezite Merkezlerinin açılış, işleyiş ve yürütülmesine ilişkin ‘Usul ve Esasları’ hazırlayarak çalışacak personelin eğitimlerini tamamladık” şeklinde konuştu.


Diyabet ile ilgili olarak ise Bakan Koca, “Kronik hastalıklar konusunda en önemli sorunlarımızdan biri de diyabettir. Diyabet sıklığında OECD ülkeleri arasında maalesef 2. sıradayız. Diyabette artış eğilimini Türkiye Diyabet Kontrol Programı ile 2025’e kadar durdurmayı hedefliyoruz. Diyabetle mücadelede etkinliğimizi artırmak için hekim, hemşire ve diyetisyenlere yönelik rehberler hazırladık. Hastalarımızın kendi yönetimlerini daha iyi yapabilmeleri için açtığımız Diyabet Okullarımızdan diploma alan hasta sayısı 2018’de 51 bin’e ulaştı. Etkin mücadelenin en önemli ayağı Diyabet farkındalık eğitimleri olup hizmet içi eğitim ve halk eğitimleri, okul eğitimleri ile farkındalık düzeyinin arttırılması hedeflenmektedir. Sağlıklı hayat merkezlerinde diyabet hastalarının yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik faaliyetler yürütülecek, aile hekimlerince risk grubundaki tüm nüfus taranarak diyabet tanısı almamış hastalar tespit edilecek ve bunların birinci basamakta takipleri sağlanacaktır. Sağlıklı yaşamın en önemli unsurlarından biri düzenli fiziksel aktivitedir. Yürütülen farkındalık çalışmaları, kamu spotları, teşvik programları ile hareketliliği arttırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.


Sağlık Bakanı Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Çocuklarımızın sağlıklı beslenme kavramını benimsemeleri için çalışıyoruz. Okul kantinlerinde besleyici değeri düşük gıdaların satışını engellediğimiz gibi küçük çocukların reklam baskısından kurtarılması için de düzenlemeler yaptık. Bunların daha etkin kontrolü için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Okul Gıdası logosu ile okullarda satışı yapılabilecek gıdaları belirliyoruz, bu sayede çocuklar ve aileler hangi gıdaların daha sağlıklı olduğu konusunda kolay karar verebileceklerdir. Beslenme Dostu Okul Programı devam ediyor. 2017’de yaklaşık 5 bin olan beslenme dostu okul sayımızı 9 bin 500’e çıkardık.”


Tuz tüketiminin azaltılması programını yürüttüklerine dikkat çeken Bakan Koca, “Günlük tuz tüketimimiz kişi başı 12 gramdan 10 gramın altına düşse de, henüz Dünya Sağlık Örgütünün tavsiye ettiği 5 gramın iki katıdır. Bu seviyeyi düşürebilmek için gıda sektörü ile birlikte tuz azaltma yol haritamızı oluşturduk. Bunu lokantalarda da gerçekleştirmek üzere ilgili sivil toplum örgütü ile çalışıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.