GENEL - 09 Aralık 2018 Pazar 15:38

Çankaya anıtlarıyla acıları da, tarihi de unutturmuyor

A
A
A
Çankaya anıtlarıyla acıları da, tarihi de unutturmuyor

Çankaya Belediyesi, toplumsal olayları, hafızalardan silinmemesi gereken acıları ve bilim, sanat, düşün tarihine iz bırakan isimleri Çankaya’da yaşatıyor.

Çankaya Belediyesi, toplumsal olayları, hafızalardan silinmemesi gereken acıları ve bilim, sanat, düşün tarihine iz bırakan isimleri Çankaya’da yaşatıyor.


Çankaya Belediyesi, ilçenin dört bir yanına yerleştirdiği heykel ve anıtlarla uzak ve yakın tarihe ışık tutmak adına kişi ve olayları kent belleğine kazandırıyor. Gerek temalı parklarını, gerekse kültür ve sanat merkezlerini daha da anlamlı kılmak için mekanlara sanat ile dokunan Çankaya Belediyesi, toplumsal olayları, hafızalardan silinmemesi gereken acıları ve bilim, sanat, düşün tarihine iz bırakan isimleri Çankaya’da yaşatıyor. Tüm farklılıkların bir arada olabileceği bir iletişim ve etkinlik alanına karşılık gelen kamusal alanlarda sanat ile var olmanın önemini vurgulayan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, “Heykel sanatı kuşaklar arası bellek aktarımıdır. Yerel yönetimler olarak sadece asfalt, kaldırım yapmanın ötesinde yaşadığımız dünü, bugünü unutturmamak, gelecek nesillere aktarmak ve kentimizin bu anlamda belleğini canlı tutmak da en önemli görevlerimiz arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.


Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günlerine dair savaş ve bağımsızlık mücadelesi yıllarının anlatıldığı heykel ve rölyefler İsmet İnönü, 9 Eylül Kuruluş ve Kurtuluş Savaşı Parklarında yer alıyor. İsmet İnönü Parkı’nda yer alan “Lozan Anıtı” Heykeltıraş Metin Yurdanur’un imzasını taşıyor. Lozan Antlaşması’nı betimleyen anıtta ay yıldızın içine yerleştirilen Atatürk ve İsmet İnönü’ye gelecek kuşakları simgeleyen gençler eşlik ediyor. Yurdanur’a ait bir diğer eser ise Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kuruluş yıl dönümü olan 9 Eylül’de açılan “9 Eylül Kuruluş Parkı”nda yer alıyor. Anıt, Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıllarında çekildiği bilinen Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönü’nün heyecan içinde sohbet ettikleri fotoğraftan esinlenilerek yapıldı. Kurtuluş Savaşı Parkı içinde yer alan anıt ve rölyef çalışması ise Kurtuluş Savaşı’nı yeni nesillere anlatacak açık hava müzesi niteliği taşıyor.


Usta şair, yazar ve sanatçıları da gelecek kuşaklara aktarma amacında olan Çankaya Belediyesi, yaptığı kültür merkezlerine, parklara isimlerini vermenin yanı sıra onları ya eserleriyle ya da büstleriyle gelecek nesillere tanıtıyor. “Karlı kayın ormanında yürüyorum geceleyin” dizeleriyle Nazım Hikmet ve Zülfü Livaneli’nin bir arada oluşunu simgeleyen Murat Daşkın imzalı anıt Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nin bahçesinde yer alırken; Türk edebiyatının unutulmaz ismi Yaşar Kemal Parkı ise sanatçının “O iyi insanlar, o güzel atlara binip, çekip gittiler” dizelerinden esinlenen Metin Yurdanur imzalı heykele ev sahipliği yapıyor. Heykeltıraş Filinta Önal’ın eseri olan, Türk şiirinin usta ismi Can Yücel büstü, adına Çiğdem Mahallesi’nde yapılan parkta yer alıyor. Büstün kaidesinde şairin “Başka türlü bir şey benim istediğim” dizelerini içeren “Değişik” isimli şiiri bulunuyor.


Türk basınının unutulmaz kalemlerinden Uğur Mumcu “Uğurlar Olsun” yazılı anıtta bir erkek ve bir kız çocuğu ile tasvir edilirken, Çağdaş Sanatlar Merkezi önündeki Don Kişot heykeli ise ziyaretçileri “Yolu yok Don Kişot’um benim yolu yok, yel değirmenleri ile dövüşülecek” sözleriyle karşılıyor.



Acılar unutturulmuyor


Başta 10 Ekim Ankara Garı önündeki saldırı olmak üzere Başkent’te yaşanan patlamalarda hayatını kaybedenler ise heykeltıraş Eşber Karayalçın’ın “Demokrasi Şehitleri Anıtı” ile simgeleşti. Yaşanılan acıları unutmamak adına yapılan anıt, Yıldız bölgesinde yer alıyor. Henüz 16 yaşındayken 13 Mart 2016’da Ankara Güvenpark’ta gerçekleşen terör saldırısında hayatını kaybeden Destina Peri Parlak’ın adının verildiği park, Destina’yı simgeleyen “Peri” anıtına da sahip. Ata Mahallesi’nde Parlak’ın evinin tam karşısında yer alan parkta bulunan heykel Eşber Yalçınkaya’nın imzasını taşıyor. Üniversite öğrencisiyken uğradığı vahşi saldırı sonucu hayatını kaybeden Özgecan Aslan da Çankaya’da bir diğer parkta adı yaşatılan bir isim. Parkta yer alan kadına yönelik şiddeti ve yaşam hakkını simgeleyen heykel, Aslan’ın babasının “Yavrum cennete kanatlandı” sözlerinden esinlenilerek Aykut Öz tarafından yapıldı. Eser Park’ta yer alan 4 metre yüksekliğe sahip ve kaidesinde “Özgürlük kadınların ellerinden yükselecek” yazan kadın anıtı, heykeltıraş Doç. Dr. Aysun Altınöz Yonuk ile Mert Kılınç’ın imzasını taşıyor.


Oran semtindeki Barış Parkı’nda yer alan “Beyaz Güvercin” heykeli, Özgür Ballı ve Umut Reyhanlı tarafından yapıldı. Nuh’un Gemisi efsanesinde ağzında zeytin dalıyla görünen ve dünyaya barışın geldiğinin sembolü sayılan beyaz güvercin, barış ortamını yıllardır arayan topraklara huzurun gelmesi dileği taşıyor. Türk siyasetinin önemli isimlerinden Bülent Ecevit adına yapılan anıt da, Oran’da yapılan Bülent Ecevit Parkı’nda yer alıyor. Aslı Aslan ve Mustafa Sevinç imzalı eser, Ecevit’in çok boyutlu yönleriyle bağ kurmak amacı taşıyor. Çalışmada Ecevit ile özdeşleşen özgürlüğün, demokrasinin sembolik betimlemesi olarak kuş kanadı kullanılıyor.


Çankaya Belediyesinin bu dönem yıkıp yeniden inşa ettiği Yılmaz Güney Sahnesi’nde yer alan Yılmaz Güney rölyefi, seramik sanatçıları Funda Özkan ve Tuğba Ülker tarafından yapıldı. Türk sinemasının sembol ismi olan Güney’in portresinden oluşan rölyefte sanatçının çektiği filmler, katıldığı festivaller, aldığı ödüller tarihleriyle birlikte yer alıyor. Mürsel Uluç Mahallesi’nde Ankara’nın en yüksek bölgesinde inşa edilen Çayda Çıra Parkı ise Metin Yurdanur imzalı “Çayda Çıra” heykeline ev sahipliği yapıyor. 360 derecelik Ankara manzarasıyla Elazığ’daki antik yerleşim alanı Harput’u andıran parktaki heykel, Elazığ yöresine ait halk oyunu Çayda Çıra’yı simgeliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sultangazi’de oyun konsolu hırsızlığı kamerada: "Arabamı çekip geleceğim" diyerek kaçtı Sultangazi’de bir oyun salonuna müşteri kılığında giren şüpheli, işyeri sahibinin dalgınlığından yararlanıp 3 bin 500 lira değerindeki oyun konsolunu çaldı. Telefon ile konuşuyor gibi yapan hırsız, daha sonra ise "aracımı çekip geleceğim" diyerek hızla işyerinden uzaklaştı. Olay anı ise işyerine ait güvenlik kamerasına yansıdı. Olay dün saat 12.00 sıralarında Cebeci Mahallesi’nde yaşandı. İddiaya göre, müşteri kılığında oyun salonuna gelen şüpheli, önce içeride dolanmaya başladı. Ardından ise işyeri sahibinin misafiri ile ilgilenmesini fırsat bilerek, farklı bir masada bulunan oyun konsolunu çalıp, montunun cebine sakladı. Daha sonra ise telefonla görüşüyormuş gibi yapan şüpheli, "aracımı çekip geleceğim" diyerek hızla kaçtı. Yaşanan olayı anlatan işyeri sahibi İsmail Çarkı, "Sabah dükkanımı açtım ve temizlik yaptım. Misafirim gelmişti mutfakta ona kahve yapıyordum. O sırada arkadaş geldi ve oyun oynamak istediğini söyledi. Masayı açtım daha sonra lavaboyu sordu gösterdim. Ben tekrar mutfağa misafirim ile ilgilenmek için geçtiğimde lavabodan çıkıyor, kolonun arkasından bana bakıyor. Daha sonra ise oyun oynamaya oturur gibi yapıp koşarak geliyor ve buradan konsolu alıyor montunun cebine koyuyor. Sonra telefon ile görüşüyor gibi yapıyor, daha sonra ise aracını olduğu yerden çekmesi gerektiğini ve tekrar geri geleceğini söyleyip çıktı ve gitti. Bende o ara fark etmedim misafirim olduğu için. Sonradan fark ettim ve kameraya baktım. 3 bin 500 TL civarında maddi değeri var" dedi. Olay anı kamerada Oyun salonuna müşteri kılığında giren şahıs 3 bin 500 TL değerindeki oyun konsolunu çalarken, o anlar işyerine ait güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde oyun salonuna gelen hırsızın, işyeri sahibinin dalgınlığından yararlanıp konsolu alıp montunun cebine sakladığı, ardından ise telefonla görüşüyormuş gibi yaparak, aracını çekme bahanesi ile hızla işyerinden ayrıldığı görülüyor.
Sivas İlk yerli ve milli motor bloğu bu müzede sergileniyor Sivas’ın tarihî mirasını ve endüstriyel geçmişini keşfetmek isteyenler için TÜRASAŞ Müzesi, bir zaman makinesi gibi işlev görüyor. 1939 yılında kurulan TÜRASAŞ, günümüze kadar uzanan zengin tarihini, ziyaretçilerine görsel bir şölenle sunuyor. Sivas kent merkezinde bulunan Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi (TÜRASAŞ), buharlı lokomotiflerin ve yük vagonlarının bakım ve onarım işlerinin yapılması amacıyla kuruldu. 1939 yılında Cer Atölyesi ismiyle kurulan fabrika bugün TÜRASAŞ ismiyle hizmet veriyor. Fabrika içerisinde kurulan müze ise demiryolu geçmişine adeta ışık tutuyor. Kurulduğu günden bugüne kadar üretilen yaklaşık 3 bin parça müzede sergileniyor. Devrim otomobilin motor kalıbı olmak üzere vagon prototip maketlerden en küçük vagon parçalarına kadar yaklaşık 3 bin antika parça ziyaretçilerini geçmişe götürüyor. “Devrim otomobilin motor kalıbı da sergileniyor” TÜRASAŞ Sivas Bölge Müdürü Atanur Karadağ, müzenin halka açık olduğunu söyleyerek, “Eğitim kısmında çırak okulunun kullandığı bando takımı var burada. Eskişehir’de üretilen devrim arabasının motor blok modeline varana kadar burada parçaları sergilemekteyiz. Müzemiz halka açık. Mesai saatleri içerisinde talep eden herkes gezebilir. Bu parçaları görebilir. En değerli parça bence devrim arabasının motoru. Çünkü bir tarihe tanıklık ediyor. O zaman çekilen filmde de bahsediyorlar. Devrim arabasının motor bloku defalarca dökülüyor çatlıyor, sorun çıkıyor. En son orada deniyor ki Sivas’ta cer atölyesi dökümhanesinde bir usta var ancak o usta bunu yapar diyorlar. Sivas cer atölyesi dökümhanesinde döktürülen parçayla devrim arabasının motorunda muvaffak oluyorlar. Bu çok önemli bizim için. Bunun dışında aslında bana sorarsanız her bir parçası önemli. Ben 1985 yılında çırak okuluna girdim. Baktığınız zaman aslında ben de müzenin bir parçasıyım. Çeşitli ürünler, yaptığımız vagonların maketleri burada sergileniyor. Açılışa dair fotoğraflar, anı defteri. Her şey burada mevcut. Sinemamızın film makinesi hepsini burada sergiliyoruz” dedi.