POLİTİKA - 11 Aralık 2018 Salı 15:12

Ankara’da AB zirvesi

A
A
A
Ankara’da AB zirvesi

Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, Avrupa Birliği Türkiye Çalışma Grubu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Fransa’da yaşanan “Sarı Yelekliler” eylemleriyle, Gezi olayları arasındaki benzerliğe dikkati çekerek, “2013 yılında Türkiye’de, Gezi olaylarını bahane ederek seçilmiş, meşru, sandıkta demokratik yollarla yıkamadıkları hükümeti, sokak eylemleriyle yıkmaya çalıştılar.

Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, Avrupa Birliği Türkiye Çalışma Grubu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Fransa’da yaşanan “Sarı Yelekliler” eylemleriyle, Gezi olayları arasındaki benzerliğe dikkati çekerek, “2013 yılında Türkiye’de, Gezi olaylarını bahane ederek seçilmiş, meşru, sandıkta demokratik yollarla yıkamadıkları hükümeti, sokak eylemleriyle yıkmaya çalıştılar. Bugün Fransa’da Sarı Yelekliler’in başlattıkları eylemlerin, Avrupa ülkelerine yayılmaya başlamasından endişe duyduğumuzu ifade etmek isterim” dedi.


Kahramankazan Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 21. Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi. Bir otelde gerçekleştirilen toplantıya Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, AB Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Hicham Imane ve AB üyesi ülkelerin temsilcileri ile Türkiye’nin farklı illerinden gelen belediye başkanları, akademisyenler ve STK temsilcileri katıldı. “Türkiye-AB ilişkileri, son gelişmeler ve yerel yönetimlerin etkisi” ile “Avrupa’da Sığınmacı Krizi ve Uyum” konuları masaya görüşüldüğü toplantının ilk oturumuna, Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, AB Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Hicham Imane, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger, Avrupa Birliği Genişleme Politikası Raportörü Franco Iacop ile Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetimler Politikalar Kurulu Başkanvekili Şükrü Karatepe konuşmacı olarak katıldı.



Kahramankazan’ı anlattı


Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk burada yaptığı konuşmada, AB üyesi ülkelerin değerli temsilcilerini ve Türkiye’nin farklı illerinden gelen değerli katılımcıları misafir etmekten büyük bir mutluluk duyduklarını söyledi. Kahramankazan’ın belediye başkanı seçildiği 2004 yılında bir kasaba görüntüsünde olduğunu ifade eden Ertürk, geride kalan 15 yılda ilçelerini marka bir şehir haline getirmeyi başardıklarını kaydetti. Kahramankazan’da yaşanan bu değişim ve gelişimin 28 farklı üniversiteye tez konusu olduğunu vurgulayan Ertürk, ilçelerinin 81 ilden göç almasına karşın, adli olayların en az düzeyde yaşandığını, sosyal barışın maksimum seviyede temin ve tesis edildiğini kaydetti. Ertürk, ilçede belediye tarafından yapılan yatırım ve hizmetlerin yanı sıra ilçe sınırları içerisinde yer alan tesis, merkez ve kümelenmeler hakkında bilgi verdi. Katılımcı demokrasi anlayışı çerçevesinde yürüttükleri çalışmalar sonucunda Avrupa Konseyi tarafından verilen “12 Yıldız Şehri” unvanına iki kez üst üste, son olarak da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nce verilen “Avrupa Diploması” ödülüne layık görüldüklerini anlattı.



"İnsanlar barış içinde yaşasın"


Teknolojik gelişmeler sayesinde artık yerel bir köy haline gelen dünyada, çatışma, savaş, kan ve gözyaşı yerine, sevgi dilinin kullanılarak insanların barış içinde yaşaması, sevginin temel unsur olması gerektiğini ifade eden Ertürk, “Bu uğurda mücadelemize devam edeceğiz. Çocuklarımıza yaşanabilir bir çevre ve dünya bırakmak için Avrupa’daki ve dünyadaki sorunların çözümünde bu toplantının önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.



Mülteciler konusu


Türkiye’nin Suriyeli mülteciler konusunda önemli çalışmalar yaptığını anlatan Ertürk, “Türkiye, 3 buçuk milyon Suriyeli kardeşimiz sınırda gözyaşı içerisinde beklerken onlara sessiz kalmadı. Onlarla ekmeğini bölüşen, topluma uyumları konusunda her şeyi yapan, onları kendi bağrında misafir eden Türkiye’nin bu noktadaki fedakarlıkları ortada” dedi.



Gezi ve Sarı Yelekliler


Fransa’da yaşanan “Sarı Yelekliler” eylemlerine ilişkin konuşan Ertürk, Sarı Yelekliler eylemleri ile Türkiye’de yaşanan Gezi olayları arasındaki benzerliğe dikkati çekti. Ertürk, “2013 yılında Türkiye’de, Gezi olaylarını bahane ederek seçilmiş, meşru hükümeti, sandıkta, demokratik yollarla yıkamadıkları hükümeti, sokak eylemleriyle yıkmaya çalıştılar. O günlerde bu girişimler Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu ile birlikte bastırılmıştır. Yine bugün Fransa’da Sarı Yelekliler’in başlattıkları eylemlerin, Avrupa ülkelerine yayılmaya başlamasından endişe duyduğumuzu ifade etmek isterim” dedi.



Avrupa’ya sitem


Ertürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş, meşru hükümetine ve lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı istediklerini Gezi olayları ile yapamayanların, 15 Temmuz’da silahlı darbe yoluyla yapmaya çalıştıklarını vurguladı. Ertürk, “Türk milleti, o silahların karşısında göğüslerini ve yüreklerini açmak suretiyle milli iradesine ve demokrasisine, insan haklarına sahip çıktığını 15 Temmuz gecesi bu tüm dünyaya göstermiştir. Kurşuna nasıl kafa atılır, F-16 savaş uçağına nasıl kafa tutulur bu millet, Lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve demokrasisine olan aşkıyla bu kanlı hain işgal girişimini bastırmıştır. O dönem bizlere destek olan ve bu konuda tepkilerini ortaya koyan bugün de aramızda olan çok değerli delegasyon üyelerimize yürekten teşekkür ediyoruz” dedi.


Ertürk, Avrupa’da bazı kesimlerin ise Türkiye’ye olan desteklerini açıklamak için 20 gün beklemesine sitem ederek, “Keşke 20 günlük süreyi beklemeden Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş hükümetinin yanında olduklarını hemen açıklamalarını arzu ederdik. Bizim başımıza gelenin başka bir ülkenin başına gelmesini asla istemeyiz. Terör her yerde terördür. Terörün dini, dili, etnik bir yapısı asla yoktur” diye konuştu.


Ertürk, bu çalışma grubu toplantısının Türkiye ve Avrupa için yeni bir başlangıç olacağına yürekten inandığını da kaydetti.



"Türkiye’ye destek sürmeli"


Berger de, Türkiye ve AB arasında hayatın her alanında yakın ilişkiler bulunduğunu belirterek, bu ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Göç ve mülteci sorununun ciddi bir sorun olduğunu anlatan Berger, Avrupa’nın Türkiye’ye karşı bu alanda katkı vermeye devam etmesi gerektiğini kaydetti. Berger, Türkiye’deki 3,5 milyon Suriyeli mültecinin yanı sıra yüksek oranlarda Iraklı ve Afganlı mültecinin de bulunduğunu belirterek, bu durumu yakından takip ettiklerini söyledi.



OHAL’in kaldırılması olumlu


Iacop ise, Başkan Ertürk’e kendilerini burada buluşturduğu ve nazik ev sahipliği için teşekkür ettiğini söyledi. Iacop, Türkiye’nin 15 Temmuz’dan sonra ilan ettiği OHAL’i kaldırmasını olumlu anlamda gördüğünü kaydetti. Türkiye ile yürütülen sürece her zaman önem verdiğini ifade eden Iacop, Türkiye ile AB arasındaki ikili temaslarda daha fazla adım atılması gerektiğini belirtti.


Imane de, toplantının oldukça başarılı geçeceğine inandığını ifade ederek, Türkiye-AB ilişkilerinde karşılıklı olarak çalışmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi.


Toplantı kapsamında ayrıca, akademisyenler ve AB üyesi ülkelerin temsilcilerinin katıldığı tematik oturumlar gerçekleştirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Yaz aylarının gelmesiyle bacak estetiğine ilgi arttı Gaziantep’te özel bir hastanede görev yapan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Dr. Hayati Deniz, yaz aylarının gelmesiyle bacak estetiğine ilginin arttığını söyledi. Bacak estetiği, günümüzde özellikle kadınlar arasında büyük bir ilgi görmektedir. Yaz aylarının gelmesiyle etek giymek isteyen kadınlar için şeffaf çoraptan kurtulma isteği oldukça yaygınlaştı. Bu alanda yapılan estetik işlemler ile ilgili bilgi veren Dr. Deniz, “Bacakların görünümünü iyileştirmeyi amaçlar. Özellikle bacak eğrilikleri, sarkmalar ve selülit gibi görüntü bozukluklarına yönelik nd yag lazer ve ıp yag lazer uygulamaları, bacakları ilk günkü gibi taze ve canlı hale getirebilir” dedi. “Bu işlem çok kolay bir şekilde yapılabiliyor” Bacak estetiğiyle ilgili bilgi veren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Dr. Hayati Deniz, “Bacak bildiğimiz üzere motor fonksiyonları yani yürüme hareket fonksiyonu olan bir organdır. Bacak aynı zamanda dış görüntüsü olan çok önemli bir organımız. Özellikle kadınların çok önemsediği bacak estetiği günümüzde çok araştırılmakta. Bu konuyla ilgili bacak eğrilikleri, bir takım sarkmalar bunlara yönelik germe işlemleri ve dolgu işlemleri çok yapılmaktadır. Ancak bacak üzerindeki kılcal damarların ya da selulitlerin görüntü bozukluğu genellikle çok kolay yok edilmemektedir. Bunlarla ilgili en gelişmiş nd yag lazer ve ıp yag lazer uygulamalarıyla bacaklarınız ilk gün ki gibi yani yeni doğmuş gibi olur. Bu işlem çok kolay bir şekilde yapılabiliyor” ifadelerini kullandı. “Bacak estetiğine çok yoğun ilgi var” Bacak estetiğine yoğun ilgi olduğunu söyleyen Dr. Deniz, “Bacak estetiğine çok yoğun ilgi var. Malum yaz aylarındayız ve kadınlar etek giyinmek istiyor. En büyük sorunlardan bir tanesi şeffaf çoraptan kurtulma isteğidir. Bu alan çok yeni bir alan. Kalp damar cerrahlarımızın birçoğu kalp ameliyatları, diğer damar açma ameliyatları çok yoğunlaştığımızdan varislere çok fazla yönelemiyoruz. Bu estetikte kalp ameliyatı kadar önemlidir. Bacak estetiği çok önemlidir. Çünkü tüm düşüncemiz ve beynimiz o ciltteki görünen bir damar oluyor. Bunlardan saniyeler içerisinde kurtulmak mümkün. İğnesiz, acısız bir işlem. Çorap giymediğimiz için bacaklarımız daha rahat nefes alıyor. Özgüvenli yürüyebiliyoruz. Cildimiz daha canlı bir görüntü oluşturuyor. Biz işlem öncesinde sorun ne onu buluyoruz. O sorunu da tedavi ediyoruz” şeklinde konuştu. “3 gün içerisinde güneşe rahatça çıkılabilir” İşlem sürecinin oldukça kısa olduğunu belirten Dr. Deniz, “İşlem bittikten sonra 3 gün içerisinde güneşe rahatça çıkılabilir. Burada önemli olan hastanın ten rengidir. Hastanın ten rengine göre cihazlar ayarlanıyor. Daha sonrasında ise tüm tedaviler yapılıyor. Hasta seçimi yapılmıyor. Vücutta rahatsız olunan tüm lekeleri yapma olanağımızda mümkündür” diye konuştu.
Ankara Kimlik dolandırıcılığı gerçeği trafik cezasından ortaya çıktı Ankara’da yaşayan Rümeysa Sivri Nalbat, hiç gitmediği Bitlis’ten gelen trafik cezası hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara’da ikamet eden ev hanımı Rümeysa Sivri Nalbat’a 34 BEM 307 plakalı otomobilden Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) cezası geldi. Nalbat’ın girişimleri neticesinde aracın kiralık olduğu ortaya çıktı. Adını haritalardan bilen, hayatı boyunca hiç Bitlis’e gitmeyen ve kullanmadığı araç ile kendisine trafik cezası gelmesini şaşkınlıkla karşılayan Nalbat, ceza ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Hayatından hiç Bitlis’e gitmediğini ve araç kiralamadığını söyleyen Rümeysa Sivri Nalbat, "19 Nisan Cuma günü evimize bir ceza geldi. Bitlis’te Güroymak’ta bir ceza yediğim yazıyordu. Cezayı araştırdığımızda benim kimliğim adına bir araç kiralandığı ortaya çıktı. Hayatımda Bitlis’e gitmedim ve böyle bir araç kiralamadım. Onun için de bugün gelip bir suç duyurusunda bulunduk. Benim TC kimlik numaramdan ve ismim adresim yazıyordu. Bitlis’te bir araç kiraladığım yazıyordu. Ceza makbuzuna baktığımızda ceza 9 Mart’ta gelmiş görünüyor ve 9 Mart’ta ben evimdeydim. Ayrıca ben kimliğimi hiçbir zaman kaybetmedim. Kimliğim her zaman yanımdaydı. Hayatımda hiçbir zaman Bitlis’e gitmedim" dedi. Eşi Enes Nalbat ise, eşinin adına gelen ceza hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade ederek, sahte kimliğin herhangi bir olaya karışmadan bu olaydan kurtulmak istediklerini belirtti.