KÜLTÜR SANAT - 14 Aralık 2018 Cuma 14:58

Gazeteci-yazar Ceyhun Bozkurt’un “Günlük” isimli kitabı çıktı

A
A
A
Gazeteci-yazar Ceyhun Bozkurt’un “Günlük” isimli kitabı çıktı

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ile birlikte yazdığı araştırma kitapları ve danışmanlığını yaptığı “İsimsizler” dizisiyle tanınan gazeteci-yazar Ceyhun Bozkurt’un ilk romanı “Günlük” piyasaya çıktı.

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ile birlikte yazdığı araştırma kitapları ve danışmanlığını yaptığı “İsimsizler” dizisiyle tanınan gazeteci-yazar Ceyhun Bozkurt’un ilk romanı “Günlük” piyasaya çıktı. Bozkurt, romanında okuyucuyu teröristlerin bazı kentlerde hendek-barikatlar kazdığı döneme götürüyor.


Destek Yayınları’ndan çıkan “Günlük” romanında kentlerde hendek-barikatların kazıldığı dönem yaşanan çok sayıda olay başarılı bir kurguyla birleştirilerek okuyucuya roman tadında aktarılıyor. Kitap, bir meskun mahalde 3 teröristi kıstıran JÖH timinin operasyonuyla başlıyor. Operasyon sırasında gizemli bir keskin nişancının vurmasıyla tim şehit veriyor. Bu arada saldırının yapıldığı yerde bir terörist kıza ait günlük bulunuyor. Timin Komutanı Üsteğmen Koray Akbaş, günlüğü okumaya başlıyor. Günlükte terör örgütüne katılım sürecindeki heyecandan adım adım örgütün gerçek yüzünü gören bir profil görüyor. Bu süreçte hem bu günlüğün hem de askerini şehit eden gizemli düşmanın peşine düşen Üsteğmen Koray Akbaş’ı timindeki askerleri de yalnız bırakmıyor. Koray Üsteğmen ve timdeki askerler, 5 gün sürecek heyecanlı bir kovalamacanın içine düşüyor. Kitapta gerçeği aratmayan kurgu diyalogların yanı sıra önemli politik notlar da dikkat çekiyor. Örneğin kitabın bir yerinde Bozkurt okuyucuya şu bilgileri aktarıyor:


“Bu toprakların kaderiydi. İbni Haldun ‘Coğrafya kaderdir’ derken tam olarak Anadolu’yu anlatıyor gibiydi. Dünyanın adeta merkez noktası olan Anadolu... Dünya liderliği isteyen her gücün ilk olarak elini uzattığı Anadolu... Binlerce yıl önce Türklerin gelmeye başladığı, 1071’de de artık mührünü vurduğu Anadolu... İşte bu bin yılın intikamını almak istiyorlardı. Onlar için Türkiye, sadece Türklere bırakılmayacak kadar önemli ve değerli bir ülkeydi. Enerji koridorlarında, Asya’ya karşı yapmayı planladıkları taarruzda, denizyollarını tutma konusunda hep merkez Türkiye’ydi. İngiliz Müsteşar Hohler, 27 Ağustos 1919 günü Londra’ya gönderdiği raporda, ‘Kürt sorununa verdiğimiz önem Mezopotamya bakımındandır. Kürtlerin ve Ermenilerin durumları beni hiç ilgilendirmez...’ diyordu. Aynen bu cümle günümüzde de geçerliydi. Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Ermenilerin ve bu coğrafyada yaşayan hiçbir halkın iyiliği umurlarında değildi. Sadece ve sadece bu coğrafyayı kontrol etmek istiyorlardı. Bu nedenle 2002 yılında ‘Bin Yılın Meydan Okuması’ tatbikatını yapmışlardı. Tatbikatın senaryosundaki düşman ülkenin bütün özellikleri Türkiye’yle eşdeğerdeydi. Ancak kendi yaptıkları, senaryosunu çizdikleri o tatbikatta bile yenilmişlerdi. Biz kendimize güvenmezken, düşman kudretimizi bizden daha iyi biliyordu. Bu nedenle sinsice yaklaşıyor, sırtımızdan vurmaya çalışıyordu. Kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışıyorlardı. Dilanları, Berivanları bu yüzden kullanıyorlardı. Amaçları bu ülkeyi zayıflatmaktı. Zayıflamayan bir Türkiye’yi teslim almaları zordu. Stuartlar, Michaellar, Davidler her zaman gözlerini bu coğrafyaya dikecekti.”


Bu bölümde geçen “Biz kendimize güvenmezken, düşman kudretimizi bizden daha iyi biliyordu” ifadesi kitabın aynı zamanda parolası niteliğinde. Bozkurt bunun nedenini şöyle aktardı:


“Öcalan’ın örgütün ilk kurulduğunda militanlarına söylediği ve istihbarat kayıtlarına da geçen bir sözü var; ‘bu silahları, paraları bize başarısız olalım diye vermiyorlar.’ Yakalandığında da taşeron olarak kullanıldığını itiraf etmişti. Evet, elebaşıları üzerinden kandırılan Kürt gençleri, kardeşi kardeşe kırdırmak için birilerinin belirlediği büyük oyunun piyonları gibi. Öne sürülüyorlar ve yok ediliyorlar. Düşman ancak Türkiye’yi zayıflatırsa ülkemizi ele geçireceğini biliyor. Geçmişte bunun çok sayıda örneğini görebiliyoruz. En yakın örneği 15 Temmuz. Öncesinde terör örgütlerinin tamamı harekete geçirilmişti. Amaç FETÖ eliyle işgali gerçekleştirmeden önce Türkiye’nin direncini kırmaktı. Ancak başaramadılar. Türkiye devletiyle milletiyle direndi, kazandı. Günümüzde de yaşıyoruz. Planlarını gerçekleştirebilmek için Türkiye’yi oyalamaya, zayıf tutmaya çalışıyorlar. Örneğin Fırat’ın doğusunu garantiye almak için yapmadıkları oyun yok. Ancak bu saldırıları püskürteceğimize inancım tam.”


Kitapta ayrıca yıllardır gündemde olan örgüt içindeki terörist kadınlara yönelik taciz, tecavüzlere de çarpıcı bir şekilde değinen Bozkurt, bununla ilgili ise şunları söyledi:


“Günlüğü yazan Gülistan isimli üniversiteyi bırakıp örgütün silahlı kadrosuna katılan bir kadın. Gördüklerini aktarıyor. İlk baştaki heyecanı gerçekleri gördükçe azalıyor ve en sonunda pişmanlığını görüyoruz. Gerçekte de böyle. Örneğin kadın militanların örgüt içindeki gerek genel, gerek bölgedeki elebaşları için birer cinsel obje olmaktan öteye geçmediği biliniyor. Gerek dağ kadrosunda, gerek Suriye’nin kuzeyinde çok sayıda kadın tecavüze uğradı, itiraz veya isyan edince de infaz edildi. Bunu her yerde görebiliyoruz.”



Ceyhun Bozkurt kimdir?


1978 yılında Muş’ta doğan Ceyhun Bozkurt, ilk, orta ve lise eğitimini Muş’ta tamamladı. Üniversite öğrenimini gazetecilik için bırakan Bozkurt, muhabirliğe 2000 yılında Aydınlık dergisinde başladı. Sonrasında Aydınlık dergisinin yanı sıra Ulusal Kanal’da da görev yaptı. Ardından sırasıyla Avrasya Radyo Televizyonu (ART), Yeniçağ gazetesi (iki ayrı dönemde toplam 4 yıl) ve Aydınlık gazetesinde çalıştı. 2015 yılından itibaren serbest gazetecilik yapan Bozkurt, bu süreçte Kanal D’de yayınlanan “İsimsizler” dizisine 13 bölüm senaryo danışmanlığı yaptı. Bozkurt’un bugüne kadar basılan kitapları şunlar:


"Petrolde Kan Kokusu (Macit Soydan ve Fatih Erboz ile birlikte, Akasya Kitap-2007), Amerikalı Diplomatların Güneydoğu Faaliyetleri (Kripto Kitaplar-2008), Mission Kurdistan-ABD-PKK İlişkisinin Stratejik Analizi 1978-2012 (Kripto Kitaplar-2012), İmralı Tutanakları (Destek Yayınları-2015), Bu Delileri Bir Araya Getirmeyecektiniz-Vatan Uğruna (Mete Yarar ile birlikte, Destek Yayınları-2016), Darbenin Kayıp Saatleri (Mete Yarar ile birlikte, Destek Yayınları-2016), Vizesiz Müttefik (Destek Yayınları -2018)"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.